Evliliğiniz Heyecanını Kaybetmesin

PaSikA

Yeni Üye
Üye
Evliliğiniz Heyecanını Kaybetmesin
Evlilikler bir süre sonra ilk günkü heyecanını kaybedebiliyor...Uzmanlar, birlikteligin ilk günlerindeki heyecani, tutkuyu kaybetmemek için önerilerde bulunuyor.

evlilik2-2033.jpg


Günümüzde beraberliklerin kisa sürede tükenmesi, “evlilik kurtarici kilavuz’ kitaplara ilgiyi artiriyor. Uzmanlar evlilikte kritik sürecin 7 yildan 2 yila indigini belirtirken ‘uzun süreli, mutlu evlilik’ için önerilerde bulunuyorlar.

‘Iyi günde kötü günde, hastalikta ve saglikta...’ yemini, ‘bir yastikta kocayin’ temennileri ile baslayan evliliklerin ömrü günümüzde pek uzun olmuyor. En saglam görünen birliktelikler bile çatirdiyor... “Karakter uyusmazligi”, “Yogun islerden dolayi birbirine vakit ayiramama”, “Is hayatindaki stresin eve tasinmasi” gibi nedenlerle bosanmalar artarken; piyasaya yeni yeni ‘evlilik kurtarici kilavuz’ kitaplar çikiyor. Üç ayda 100 binin üzerinde satan The surrendered wife (Laura Doyle), The marriage sabbatical (Cheryl Jarvis) gibi kitaplarda uzmanlar çiftlere krizi asmanin yollarini anlatiyor. Rusya, ABD ve Çek Cumhuriyeti’nden sonra bosanmalarin en çok yasandigi 4. ülke olan Ingiltere’de ise Blair hükümeti, daha ilkokuldan çocuklara evlilige hazirlik kurslari organize etmeyi planliyor.



2. YIL KRIZI

Amerikali psikologlar evlilikte artik ilk 7 degil ilk 2 yilin tehlikeli olduguna dikkat çekiyor. Teksas Austin Üniversitesi arastirmacilarinin yaptigi bir arastirma, evliligin ilk 2 yilinda romantizmden, uyum ve sevgiden ödün vermeyen çiftlerin bir ömür boyu birlikte olma ihtimallerinin çok daha yüksek oldugunu gösteriyor. 1981 yilinda evlenen 156 çifti inceleyen bu kisilerin eslerine karsi hissettiklerini, tavirlarini mercek altina alan Td. L. Huston baskanligindaki ekip, “Çiftin bosanip bosanmayacagi, ilk 24 ayda belli oluyor” diyor.



KISA AYRILIKLAR

Evlilik terapistlerinin çogu ‘uzun evliligin sirri kisa süreli ayriliklardir’ prensibinde birlesiyor. Uzmanlar her 2-3 yilda bir çiflere 1 ila 5 ay arasi degisen sürelerle ayri kalmalarini öneriyor ve ‘tedavi amaçli ayriliklarin’ mucizeler yarattigini söylüyor.

Uzmanlar, birlikteligin ilk günlerindeki heyecani, tutkuyu yakalamak için su önerilerde de bulunuyor:

Sizin için yaptiklarini bir hatirlayin

Esinize nasil davraniyorsunuz? Ona, herhangi bir tanidiga gösterdiginiz ilgi ve sevecenligi gösteriyor musunuz? Eger takdir ve tesekkürün yerini ilgisizlik ve talepler aldiysa, tehlikeli bir noktadasiniz demektir. Bu durumda yapilacak sey, esinizin sizin için yaptigi seyleri yapmaya mecbur olmadigini düsünmek. Esinizin sizin için her gün yaptigi seylerin bir listesini çikarin ve sonra kendi kendinize, bunlarin kaçi için ona tesekkür ettiginizi bir sorun. Basit bir tesekkürün birçok seyi degistirebilecegini unutmayin.

Falcilik yapmayin

Esinizin düsündügü ve duydugu seyleri tahmin etmekten vazgeçin çünkü hata yapabilir ve gereksiz yere kavgaya sebebiyet vermis olursunuz. Kaç kere karsimizdakinin hareketlerinden yanlis sonuçlar çikardigimizi, gerçegi tesadüfen veya çok zaman sonra anladiginizi bir düsünün. Çogu kez esimize, dogru olmayan istek ve fantaziler yükleriz. Mesafeli duran bir es sorunlu veya üzgün olabilir, unutmayin.

Suçlamayin

“Senin suçun” demek ne kadar da kolay! Yolunda gitmeyen bir olayda kendi suçunu aramaktan çok daha kolay kuskusuz. Suçlamak sorunlari çözmez, çözmedigi gibi birbiri ardina yeni suçlamalar getirir. Suçlamalar gerçegi görmeyi engeller ve istemeden de olsa incitici hakaretler dogurabilir.



KADIN BOYUN EGERSE

Laura Doyle’un mutlu evlilik reçetesinde ise “kadinin esine boyun egmesi’ önerisi bulunuyor. surrenderedwife.com internet sitesinde mutlu evlilik reçetesini açiklayan Doyle kadinlara su öneride bulunuyor: “Çalisma hayatinda dilediginiz gibi patronluk taslayabilirsiniz. Ama evin kapisindan içeri girdiginizde kadinliginizi hatirlayin ve erkeksi tavirlardan vazgeçin!”

Doyle’a göre kadin olmak, “konusmadan önce iki kere düsünmek, erkegi soförlügü, giyimi, yemek tarzi ve zevki konusunda elestirmemek, onu oldugu gibi kabul etmek. Otoyolda yanlis yola saptigi, veya palyaço gibi giyindigi zaman bile... Doyle sadece ocak ayinda ABD’de 100 bin adet satan kitabinda, “Yolda kaybedeceginiz 20 dakika, mutlu bir 20 yillik evliligin yaninda hiçtir” diyor. Mutsuz çiftlere telefonda danismanlik hizmeti veren, ülkenin dört bir yaninda seminerler düzenleyen Doyle’un bu önerilerini, dogal olarak feministler müthis öfkeyle karsiliyor. Kadin-erkek iliskisinde uzman Andrew Christensen ve meslektasi John Gottman, Doyle ve hareketini “dinozorlar sürüsü” olarak nitelendirirken, Doyle’u iliski konusunda geri kafalikla suçluyor.

ABD’de yapilan bir arastirma, ayni isyerini paylasan çiftlerin evlilik yasamlarinda daha büyük sorunlarla karsilastiklarini ortaya koydu. Ortak is sorunlari, ev disinda da bir arada olmak, bosanma riskini artiriyor.

Ayni isyerinde çalisan çiftler üzerinde bir arastirma yapan Amerikan Working Woman dergisi, evin disinda ofisi de paylasan çiftlerin ayrilma riskinin daha büyük oldugunu saptadi.

Is idaresi konusunda uzman Jane Barmont dergiye yaptigi açiklamada, “Aslinda hem kadin hem erkegin çalismasi yeterince sorun yaratabiliyor. Örnegin biri tayin oldugunda, digeri de ayni yere gidebilecek mi? Çocuk hastalanirsa kim evde kalip ona bakacak? Ayni anda izin alinabilecek mi? Is yeri ayni oldugunda ise bu sorunlara baskalari eklenir. Birinin kariyer yapma sansi daha yüksekse, hangisi geri çekilecek? Hangisi digerine destek olacak? Eger kadin daha çok kazaniyorsa ne olacak? Kisacasi kadinlarin is dünyasinda giderek daha çok katilmasi milenyumun temel sorularindan birini yaratti: is dünyasinda esit olan iki insanin birlikteligindeki çatismalar nasil çözümlenir?”

Kimilerine göre en eski çözüm yolu kadinin boyun egmesi. Yani kariyer yolunda erkegin yolunu açmasi. O ilerlerken, destek olmasi. En azindan Laura Doyle “The surrendere wife” adli kitabinda bu fikri ileri sürüyor. “Is dünyasinda da kadinlar geri planda kalmali. Ayni is yerinde çalisiyorsaniz, tipki evde oldugu gibi kocaniza yumusak davranin” diyor.

Society for Human Resource Management (Insan Kaynaklari Yönetim Dernegi) ise ayni isyerini paylasan çiftlere, sorunlari en aza indirgemek için su önerilerde bulunuyor:

1- Her ne kadar hiçbir isin garantisi yoksa da, ayni is yerinde olmak, ayni isveren adina çalismak riskli olabilir. Her zaman için yumurtalari ayni sepete koymamakta yarar var.

2- Isi eve tasimayin. Çok gerekmedikçe isle ilgili sorunlari evde tartismayin.

3- Is yerinde evli oldugunuzu unutun. Esinizin yapmasi gereken bir konuyu size aktardiklarinda is arkadaslariniza “Bu benim isim degil, bu konuyu onunla konusmalisin” demeyi ögrenin.

4- Is arkadaslariniza, onlarla ilgili konulari evde konusmadiginiz konusunda güven verin. Ayni zamanda ev hayatinizla ilgili sirlari onlara anlatmayin.

5- Esinizin isi konusunda yorum yapmayin, isine karismayin.

6- Ticari bir ortaklik söz konusuysa, sirketi kurmadan önce kurallarini net bir sekilde koyun. Ayrilmak zorunda kaldiginizda dogabilecek çatismalari önlemek için gerekli adimlari atin
ABD’de yapilan bir arastirma, ayni isyerini paylasan çiftlerin evlilik yasamlarinda daha büyük sorunlarla karsilastiklarini ortaya koydu. Ortak is sorunlari, ev disinda da bir arada olmak, bosanma riskini artiriyor.

Ayni isyerinde çalisan çiftler üzerinde bir arastirma yapan Amerikan Working Woman dergisi, evin disinda ofisi de paylasan çiftlerin ayrilma riskinin daha büyük oldugunu saptadi.

Is idaresi konusunda uzman Jane Barmont dergiye yaptigi açiklamada, “Aslinda hem kadin hem erkegin çalismasi yeterince sorun yaratabiliyor. Örnegin biri tayin oldugunda, digeri de ayni yere gidebilecek mi? Çocuk hastalanirsa kim evde kalip ona bakacak? Ayni anda izin alinabilecek mi? Is yeri ayni oldugunda ise bu sorunlara baskalari eklenir. Birinin kariyer yapma sansi daha yüksekse, hangisi geri çekilecek? Hangisi digerine destek olacak? Eger kadin daha çok kazaniyorsa ne olacak? Kisacasi kadinlarin is dünyasinda giderek daha çok katilmasi milenyumun temel sorularindan birini yaratti: is dünyasinda esit olan iki insanin birlikteligindeki çatismalar nasil çözümlenir?”

Kimilerine göre en eski çözüm yolu kadinin boyun egmesi. Yani kariyer yolunda erkegin yolunu açmasi. O ilerlerken, destek olmasi. En azindan Laura Doyle “The surrendere wife” adli kitabinda bu fikri ileri sürüyor. “Is dünyasinda da kadinlar geri planda kalmali. Ayni is yerinde çalisiyorsaniz, tipki evde oldugu gibi kocaniza yumusak davranin” diyor.

Society for Human Resource Management (Insan Kaynaklari Yönetim Dernegi) ise ayni isyerini paylasan çiftlere, sorunlari en aza indirgemek için su önerilerde bulunuyor:

1- Her ne kadar hiçbir isin garantisi yoksa da, ayni is yerinde olmak, ayni isveren adina çalismak riskli olabilir. Her zaman için yumurtalari ayni sepete koymamakta yarar var.

2- Isi eve tasimayin. Çok gerekmedikçe isle ilgili sorunlari evde tartismayin.

3- Is yerinde evli oldugunuzu unutun. Esinizin yapmasi gereken bir konuyu size aktardiklarinda is arkadaslariniza “Bu benim isim degil, bu konuyu onunla konusmalisin” demeyi ögrenin.

4- Is arkadaslariniza, onlarla ilgili konulari evde konusmadiginiz konusunda güven verin. Ayni zamanda ev hayatinizla ilgili sirlari onlara anlatmayin.

5- Esinizin isi konusunda yorum yapmayin, isine karismayin.

6- Ticari bir ortaklik söz konusuysa, sirketi kurmadan önce kurallarini net bir sekilde koyun. Ayrilmak zorunda kaldiginizda dogabilecek çatismalari önlemek için gerekli adimlari atin.
ABD’de yapilan bir arastirma, ayni isyerini paylasan çiftlerin evlilik yasamlarinda daha büyük sorunlarla karsilastiklarini ortaya koydu. Ortak is sorunlari, ev disinda da bir arada olmak, bosanma riskini artiriyor.

Ayni isyerinde çalisan çiftler üzerinde bir arastirma yapan Amerikan Working Woman dergisi, evin disinda ofisi de paylasan çiftlerin ayrilma riskinin daha büyük oldugunu saptadi.

Is idaresi konusunda uzman Jane Barmont dergiye yaptigi açiklamada, “Aslinda hem kadin hem erkegin çalismasi yeterince sorun yaratabiliyor. Örnegin biri tayin oldugunda, digeri de ayni yere gidebilecek mi? Çocuk hastalanirsa kim evde kalip ona bakacak? Ayni anda izin alinabilecek mi? Is yeri ayni oldugunda ise bu sorunlara baskalari eklenir. Birinin kariyer yapma sansi daha yüksekse, hangisi geri çekilecek? Hangisi digerine destek olacak? Eger kadin daha çok kazaniyorsa ne olacak? Kisacasi kadinlarin is dünyasinda giderek daha çok katilmasi milenyumun temel sorularindan birini yaratti: is dünyasinda esit olan iki insanin birlikteligindeki çatismalar nasil çözümlenir?”

Kimilerine göre en eski çözüm yolu kadinin boyun egmesi. Yani kariyer yolunda erkegin yolunu açmasi. O ilerlerken, destek olmasi. En azindan Laura Doyle “The surrendere wife” adli kitabinda bu fikri ileri sürüyor. “Is dünyasinda da kadinlar geri planda kalmali. Ayni is yerinde çalisiyorsaniz, tipki evde oldugu gibi kocaniza yumusak davranin” diyor.

Society for Human Resource Management (Insan Kaynaklari Yönetim Dernegi) ise ayni isyerini paylasan çiftlere, sorunlari en aza indirgemek için su önerilerde bulunuyor:

1- Her ne kadar hiçbir isin garantisi yoksa da, ayni is yerinde olmak, ayni isveren adina çalismak riskli olabilir. Her zaman için yumurtalari ayni sepete koymamakta yarar var.

2- Isi eve tasimayin. Çok gerekmedikçe isle ilgili sorunlari evde tartismayin.

3- Is yerinde evli oldugunuzu unutun. Esinizin yapmasi gereken bir konuyu size aktardiklarinda is arkadaslariniza “Bu benim isim degil, bu konuyu onunla konusmalisin” demeyi ögrenin.

4- Is arkadaslariniza, onlarla ilgili konulari evde konusmadiginiz konusunda güven verin. Ayni zamanda ev hayatinizla ilgili sirlari onlara anlatmayin.

5- Esinizin isi konusunda yorum yapmayin, isine karismayin.

6- Ticari bir ortaklik söz konusuysa, sirketi kurmadan önce kurallarini net bir sekilde koyun. Ayrilmak zorunda kaldiginizda dogabilecek çatismalari önlemek için gerekli adimlari atin.
 
Geri
Üst