Evren ve örneklem
EVREN
Evren (population), araştırma sonuçlarının genellenmek istendiği elemanlar bütünüdür. Bu bütün, ortak özellikleri olan canlı ya da cansız her türlü elemanı içerebilir. Evren terimi, tekli elemanlar için “örnek olay”, küçük çokluklar için “araştırma kümesi” gibi deyimlerle de ifade edilir (Karasar,1999,s.109).
Evren, araştırma kapsamına giren gruptur. Araştırma kapsamına giriş verilerin elde edilişi ve bulguların genellenmesi açısından düşünülebilir. Verilerin elde edilişi bakımından evren, örneklemin seçildiği gruptur. Bulguların genellenmesi yönünden evren, örneklemin seçildiği grup olabileceği gibi kuramsal bir grup da olabilir. Zaten, üzerinde çalışılan evren, zaman bakımından geride kalmıştır. Tahmin yürütmek istenilen evren, gelecekteki olaylara aittir. Bu açıdan bakıldığında istatistiksel çözümlemelerin yapıldığı tüm ölçümler uzak veya yakın geçmişe aittirler. Oysa yapılacak kestiriler geleceğe aittir. Dolayısıyla yapılan tüm çözümlemelerde bir örnekleme söz konusudur. Her bilimde yapılan gözlem ve deneyler, gözlenmesi veya deneylenmesi olanaklı durumların oluşturduğu evrenden alınmış bir örneklemdir.
Bir ilgi alanıyla ilişkili, eksiksiz bir veri takımına evren denir. Bir okuldaki tüm öğrencilerin yaşları bilinmek istendiğinde “tüm öğrencilerin yaşları” evreni oluşturur. İlginin belirli bir özelliğe karşı duyulmasına rağmen evren hakkında konuşurken, genellikle o özellikten değil, özelliği taşıyan birimlerden söz edilir. Bu örnekte evren “öğrencilerin yaşıdır.” deneceği yerde “öğrencilerdir.” şeklinde konuşulur.
Evren, gerçek ve varsayılan (hipotetik, kuramsal) olarak iki gruba ayrılabilir. Fiilen mevcut birimlerin meydana getirdiği evren, gerçek evrendir. Fiilen mevcut olmayan, fakat olması mümkün birimlerin oluşturduğu evren, varsayılan evrendir. Örneğin, bir grup içinden iadeli olarak seçilecek n sayıda birim bulunduran örneklemlerin oluşturacağı evrendeki birim sayısını teorik olarak hesaplamak mümkün olsa bile gerçekte böyle bir evren olmadığından bu bir varsayılan evrendir. Kuramsal evrenle ilgili araştırmalara, teknoloji ve tıp alanlarında daha çok rastlanmaktadır. Örneğin, insanlar üzerinde kullanılacak bir ilacın önce kobaylar üzerinde denenmesi bu tür bir çalışmadır.
Araştırma, sonuçlarının genellenebilirliği arttıkça değer kazanır. Bilim, genellenebilirliği olan bilgiler bütünüdür. O halde, bilim üretmenin yolu olabildiği ölçüde geniş bir alanda genellenebilirliği olacak birgiler elde etmeye çalışmak, kısaca, evreni geniş tutmaktır. Ancak, evren büyüdükçe soyutlaşır ve ona ulaşmak güçleşir(Karasar,1999,s.109-110). Evrenler, kapsadıkları birimlerin sayısına göre belirli ve belirsiz olarak ayrılırlar. Birimleri belirlenebilen ve sayılabilen evrenler belirli evrenlerdir. Birimleri sayılamayacak kadar çok olan ve betimlenemeyen evrenler belirsiz evrenlerdir (Ergin, 1991,s.115).
Birimlerin zaman boyutundaki devamlılığı açısından hazır evrenler ve hareket evrenleri ayrımı söz konusudur. Devamlı birimleri oluşturduğu hazır evrenler her an incelenmeye hazır haldedirler. İnsan, bina, ağaç, şirket, aile gibi devamlı bireylerden oluşan evrenler bu türdendirler. Devamsız, geçici, çok kısa ömürlü olay niteliğindeki ani birimler belli bir zamanda hep bir arada olamayacaklarından, hazır bir evren oluşturmazlar. Doğum ve evlenme gibi ani olaylar zaman içerisinde hareket halinde iken bir evren oluşturabileceklerinden bu evrenleri hareket evrenleri denir.
Birimlerin ölçülmesinde kullanılan ölçek türüne göre sürekli ve süreksiz evren sınıflaması yapılabilir. Birimleri sürekli değer alanlara sürekli evrenler, süreksiz değer alanlara süreksiz evrenler denir (Gürtan,1982,s.33).
Her araştırmada, belirlenen amaçları gerçekleştirebilecek “en uygun evren” bir tanedir; araçtırmacının bunu kestirebilmesi gereklidir (Karasar,1999,s.110).
Genel evren ve çalışma evreni olmak üzere iki evren kavramı vardır. Genel evren; soyutbir kavramdır, tanımlanması kolay, fakat ulaşılması güç ve hatta çoğu zaman olanaksız bir bütündür. Örneğin insanları evren olarak alan bir araştırmacının, tüm insanlara ulaşması ya da onlara genellenebilecek bir başka yol izleyerek tümüyle güvenli bir sonuca varması olanaksızdır. Bu nedenle olası yanlış anlamaları da kaldırabilmek için, “çalışma evreni” kavramı geliştirilmiştir.
Çalışma evreni; ulaşılabilen evrendir, bu yönüyle somuttur. Araştırmacının, hakkında görüş bildireceği çalışma evrenidir. Pratikte araştırmalar yanlızca çalışma evreni üzerinde yapılmaktadır. Sonuçlarında yalnızca bu evrene genellenmesi kaçınılmazdır.
O halde evreni tanımlama ve sınırlandırma, aslında, çalışma evrenini belirlemek için yapılmaktadır. Böyle bir evreni belirlemenin en iyi yolu, amaca uygun ölçütler geliştirmek ve bu ölçütlere uyanları çalışma evrenine almaktır(Karasar, 1999,s.110).
Değişkenlerin Ölçülmesi
Evrenin, bilinmek istenen değerlerine (ortalama, standart sapma v.b.) “evren değer” ya da “parametre” denir(Karasar,1999,s.110). Bilimsel araştırmaların çoğu evren parametrelerine ilişkin soruların cevaplandırılması ile ilgilidir. Bu soruların cevaplandırılmasında iki genel yaklaşım vardır. Herhangi bir ölçümün bir çalışma evreni üzerinde uygulanması tam sayım ve kısmi sayım (örnekleme) şeklinde olabilir.
-Tam Sayım
Araştırma evreninin tamamının, yani o evrendeki bütün birimlerin incelenmesine tam sayım denir. Tam sayımın tipik örneği bir nüfusun karakteristiklerini tüm birimleri tarayarak saptayan nüfus sayımlarıdır. Tam sayım istisnai bir durumdur. Genelde üzerinde tam sayım yoluyla ölçüm yapılabilecek evrenler, birimleri alan bakımından birbirine yakın ve sayıca çok sınırlı olan küçük boyutta evrenlerdir. Çok basit ve anlaşılır bir kavram olduğundan, ayrıca örneklemenin karışık işlem ve bağlayıcı kurallarından uzak olduğundan uygulanmasının basit oluşu tam sayımın avantajıdır. Tam sayımı diğer bir avantajı, bütün birimleri kapsadığından evrenin gerek büyüklüğü gerek nitelikleri hakkında tam bir fikir vermesidir. Tam sayım yoluna gidilmesini gerektiren neden, fazla ayrıntılı bilgilerin elde edilmek istenmesidir. Bazı değişkenlerin çok ayrıntılın bilgilerine gerek duyulduğunda, örneğin faal nüfusun tüm meslek ve tüm iktisadi etkinlik kolları itibariyle durumu bilinmek istendiğinde tam sayım yapılır. Periyodik ve sürekli örnekleme uygulamaları planlandığında örnekleme yönteminin en uygun şekilde düzenlenmesinde gereken bilgilerin elde edilmesi için tam sayım yapılır (Gürtan,1982,s.39).
Ancak birçok nedenden dolayı araştırmanın tam sayım yoluyla yapılması mümkün olmayabilir. Bu nedenler şöyle sıralanabilir:
1- Tüm araştırma materyaline ulaşılamayabilir.
2- Araştırma materyali sayıca ve alanca büyükse zaman, maliyet engelleri olabillir.
Tam sayım gerektirmeyen durumlar da aşağıda belirtilmiştir:
i. Araştırma materyali ele alınan özellikler bakımında homojen ise, örneğin, TV haberlerinde, reklam spotlarında olduğu gibi.
ii. Araştırmanın amacı için tam sayım hayati önem taşımıyorsa.
Ayrıca tam sayıma başvurmak kontrol sorunları da yaratabileceğinden her zaman gerekli değildir. Bu gibi durumlarda bir örneklemeye gitmek gerekir (Tavşancıl, Aslan,2001,s.53-54).
-Kısmı Sayım (Örnekleme)
İncelenecek evreni meydana getiren birimlerin tamamının değil aralarından bir kısmının seçilerek sadece bunların araştırmaya alınmasına kısmi sayım (örnekleme) denir (Gürtan,1982,s.39).
Örneklem, belli bir evrenden belli kurallara göre seçilmiş ve seçildiği evreni tesil yeterliği kabul edilen küçük kümedir (Karasar,1999, s.110).
Bir evrenin, içinden seçilmiş örneklemlere dayanılarak araştırılması amacıyla başvurulan işleme örnekleme denir. Örnekleme, bir bütünün kendi içinden seçilmiş bir parçasıyla temsil edilmesidir, evrenden onu temsil edici örneklemin alınması işlemidir (Ergin,1991,s.117).
Örnekleme Nedenleri
1- Örneklem, araştırmacıya büyük zaman, enerji ve para tasarrufu sağlar.
3- Her araştırmada evreni tümü ile incelemeye gerek veya imkan olmayabilir.
4- Belirsiz sayıda birimden oluşan evrenleri tamsayım ile kavramak mümkün değildir.
5- Örnekleme yapılmadan araştırılmaya kalkındığında çözüme ulaşmanın uzun zaman alması nedeniyle sorunun güncelliğini kaybetmesi veya şartlar değişebileceğinden çözümün geçersiz olması riskini de önlediğinden örnekelme zorunlu bir teknik haline gelmektedir (Ergin, 1991, s.118-119).
6- Etik zorunluluklardır (Karasar, 1991, s.111).
Evren (population), araştırma sonuçlarının genellenmek istendiği elemanlar bütünüdür. Bu bütün, ortak özellikleri olan canlı ya da cansız her türlü elemanı içerebilir. Evren terimi, tekli elemanlar için “örnek olay”, küçük çokluklar için “araştırma kümesi” gibi deyimlerle de ifade edilir (Karasar,1999,s.109).
Evren, araştırma kapsamına giren gruptur. Araştırma kapsamına giriş verilerin elde edilişi ve bulguların genellenmesi açısından düşünülebilir. Verilerin elde edilişi bakımından evren, örneklemin seçildiği gruptur. Bulguların genellenmesi yönünden evren, örneklemin seçildiği grup olabileceği gibi kuramsal bir grup da olabilir. Zaten, üzerinde çalışılan evren, zaman bakımından geride kalmıştır. Tahmin yürütmek istenilen evren, gelecekteki olaylara aittir. Bu açıdan bakıldığında istatistiksel çözümlemelerin yapıldığı tüm ölçümler uzak veya yakın geçmişe aittirler. Oysa yapılacak kestiriler geleceğe aittir. Dolayısıyla yapılan tüm çözümlemelerde bir örnekleme söz konusudur. Her bilimde yapılan gözlem ve deneyler, gözlenmesi veya deneylenmesi olanaklı durumların oluşturduğu evrenden alınmış bir örneklemdir.
Bir ilgi alanıyla ilişkili, eksiksiz bir veri takımına evren denir. Bir okuldaki tüm öğrencilerin yaşları bilinmek istendiğinde “tüm öğrencilerin yaşları” evreni oluşturur. İlginin belirli bir özelliğe karşı duyulmasına rağmen evren hakkında konuşurken, genellikle o özellikten değil, özelliği taşıyan birimlerden söz edilir. Bu örnekte evren “öğrencilerin yaşıdır.” deneceği yerde “öğrencilerdir.” şeklinde konuşulur.
Evren, gerçek ve varsayılan (hipotetik, kuramsal) olarak iki gruba ayrılabilir. Fiilen mevcut birimlerin meydana getirdiği evren, gerçek evrendir. Fiilen mevcut olmayan, fakat olması mümkün birimlerin oluşturduğu evren, varsayılan evrendir. Örneğin, bir grup içinden iadeli olarak seçilecek n sayıda birim bulunduran örneklemlerin oluşturacağı evrendeki birim sayısını teorik olarak hesaplamak mümkün olsa bile gerçekte böyle bir evren olmadığından bu bir varsayılan evrendir. Kuramsal evrenle ilgili araştırmalara, teknoloji ve tıp alanlarında daha çok rastlanmaktadır. Örneğin, insanlar üzerinde kullanılacak bir ilacın önce kobaylar üzerinde denenmesi bu tür bir çalışmadır.
Araştırma, sonuçlarının genellenebilirliği arttıkça değer kazanır. Bilim, genellenebilirliği olan bilgiler bütünüdür. O halde, bilim üretmenin yolu olabildiği ölçüde geniş bir alanda genellenebilirliği olacak birgiler elde etmeye çalışmak, kısaca, evreni geniş tutmaktır. Ancak, evren büyüdükçe soyutlaşır ve ona ulaşmak güçleşir(Karasar,1999,s.109-110). Evrenler, kapsadıkları birimlerin sayısına göre belirli ve belirsiz olarak ayrılırlar. Birimleri belirlenebilen ve sayılabilen evrenler belirli evrenlerdir. Birimleri sayılamayacak kadar çok olan ve betimlenemeyen evrenler belirsiz evrenlerdir (Ergin, 1991,s.115).
Birimlerin zaman boyutundaki devamlılığı açısından hazır evrenler ve hareket evrenleri ayrımı söz konusudur. Devamlı birimleri oluşturduğu hazır evrenler her an incelenmeye hazır haldedirler. İnsan, bina, ağaç, şirket, aile gibi devamlı bireylerden oluşan evrenler bu türdendirler. Devamsız, geçici, çok kısa ömürlü olay niteliğindeki ani birimler belli bir zamanda hep bir arada olamayacaklarından, hazır bir evren oluşturmazlar. Doğum ve evlenme gibi ani olaylar zaman içerisinde hareket halinde iken bir evren oluşturabileceklerinden bu evrenleri hareket evrenleri denir.
Birimlerin ölçülmesinde kullanılan ölçek türüne göre sürekli ve süreksiz evren sınıflaması yapılabilir. Birimleri sürekli değer alanlara sürekli evrenler, süreksiz değer alanlara süreksiz evrenler denir (Gürtan,1982,s.33).
Her araştırmada, belirlenen amaçları gerçekleştirebilecek “en uygun evren” bir tanedir; araçtırmacının bunu kestirebilmesi gereklidir (Karasar,1999,s.110).
Genel evren ve çalışma evreni olmak üzere iki evren kavramı vardır. Genel evren; soyutbir kavramdır, tanımlanması kolay, fakat ulaşılması güç ve hatta çoğu zaman olanaksız bir bütündür. Örneğin insanları evren olarak alan bir araştırmacının, tüm insanlara ulaşması ya da onlara genellenebilecek bir başka yol izleyerek tümüyle güvenli bir sonuca varması olanaksızdır. Bu nedenle olası yanlış anlamaları da kaldırabilmek için, “çalışma evreni” kavramı geliştirilmiştir.
Çalışma evreni; ulaşılabilen evrendir, bu yönüyle somuttur. Araştırmacının, hakkında görüş bildireceği çalışma evrenidir. Pratikte araştırmalar yanlızca çalışma evreni üzerinde yapılmaktadır. Sonuçlarında yalnızca bu evrene genellenmesi kaçınılmazdır.
O halde evreni tanımlama ve sınırlandırma, aslında, çalışma evrenini belirlemek için yapılmaktadır. Böyle bir evreni belirlemenin en iyi yolu, amaca uygun ölçütler geliştirmek ve bu ölçütlere uyanları çalışma evrenine almaktır(Karasar, 1999,s.110).
Değişkenlerin Ölçülmesi
Evrenin, bilinmek istenen değerlerine (ortalama, standart sapma v.b.) “evren değer” ya da “parametre” denir(Karasar,1999,s.110). Bilimsel araştırmaların çoğu evren parametrelerine ilişkin soruların cevaplandırılması ile ilgilidir. Bu soruların cevaplandırılmasında iki genel yaklaşım vardır. Herhangi bir ölçümün bir çalışma evreni üzerinde uygulanması tam sayım ve kısmi sayım (örnekleme) şeklinde olabilir.
-Tam Sayım
Araştırma evreninin tamamının, yani o evrendeki bütün birimlerin incelenmesine tam sayım denir. Tam sayımın tipik örneği bir nüfusun karakteristiklerini tüm birimleri tarayarak saptayan nüfus sayımlarıdır. Tam sayım istisnai bir durumdur. Genelde üzerinde tam sayım yoluyla ölçüm yapılabilecek evrenler, birimleri alan bakımından birbirine yakın ve sayıca çok sınırlı olan küçük boyutta evrenlerdir. Çok basit ve anlaşılır bir kavram olduğundan, ayrıca örneklemenin karışık işlem ve bağlayıcı kurallarından uzak olduğundan uygulanmasının basit oluşu tam sayımın avantajıdır. Tam sayımı diğer bir avantajı, bütün birimleri kapsadığından evrenin gerek büyüklüğü gerek nitelikleri hakkında tam bir fikir vermesidir. Tam sayım yoluna gidilmesini gerektiren neden, fazla ayrıntılı bilgilerin elde edilmek istenmesidir. Bazı değişkenlerin çok ayrıntılın bilgilerine gerek duyulduğunda, örneğin faal nüfusun tüm meslek ve tüm iktisadi etkinlik kolları itibariyle durumu bilinmek istendiğinde tam sayım yapılır. Periyodik ve sürekli örnekleme uygulamaları planlandığında örnekleme yönteminin en uygun şekilde düzenlenmesinde gereken bilgilerin elde edilmesi için tam sayım yapılır (Gürtan,1982,s.39).
Ancak birçok nedenden dolayı araştırmanın tam sayım yoluyla yapılması mümkün olmayabilir. Bu nedenler şöyle sıralanabilir:
1- Tüm araştırma materyaline ulaşılamayabilir.
2- Araştırma materyali sayıca ve alanca büyükse zaman, maliyet engelleri olabillir.
Tam sayım gerektirmeyen durumlar da aşağıda belirtilmiştir:
i. Araştırma materyali ele alınan özellikler bakımında homojen ise, örneğin, TV haberlerinde, reklam spotlarında olduğu gibi.
ii. Araştırmanın amacı için tam sayım hayati önem taşımıyorsa.
Ayrıca tam sayıma başvurmak kontrol sorunları da yaratabileceğinden her zaman gerekli değildir. Bu gibi durumlarda bir örneklemeye gitmek gerekir (Tavşancıl, Aslan,2001,s.53-54).
-Kısmı Sayım (Örnekleme)
İncelenecek evreni meydana getiren birimlerin tamamının değil aralarından bir kısmının seçilerek sadece bunların araştırmaya alınmasına kısmi sayım (örnekleme) denir (Gürtan,1982,s.39).
Örneklem, belli bir evrenden belli kurallara göre seçilmiş ve seçildiği evreni tesil yeterliği kabul edilen küçük kümedir (Karasar,1999, s.110).
Bir evrenin, içinden seçilmiş örneklemlere dayanılarak araştırılması amacıyla başvurulan işleme örnekleme denir. Örnekleme, bir bütünün kendi içinden seçilmiş bir parçasıyla temsil edilmesidir, evrenden onu temsil edici örneklemin alınması işlemidir (Ergin,1991,s.117).
Örnekleme Nedenleri
1- Örneklem, araştırmacıya büyük zaman, enerji ve para tasarrufu sağlar.
- Tam sayımın gerektirdiği parasal harcamaları karşılayacak kaynaklar bulunmaz veya ayrılmak istenmezse,
- Amaçlanan bilgilerin çabuk elde edilmesi zorunlu olduğunda,
- Tam sayımı yapacak miktarda yüksek derecede kalifiye eleman bulmak güçlüğü varsa, örnekleme zorunludur.
3- Her araştırmada evreni tümü ile incelemeye gerek veya imkan olmayabilir.
4- Belirsiz sayıda birimden oluşan evrenleri tamsayım ile kavramak mümkün değildir.
5- Örnekleme yapılmadan araştırılmaya kalkındığında çözüme ulaşmanın uzun zaman alması nedeniyle sorunun güncelliğini kaybetmesi veya şartlar değişebileceğinden çözümün geçersiz olması riskini de önlediğinden örnekelme zorunlu bir teknik haline gelmektedir (Ergin, 1991, s.118-119).
6- Etik zorunluluklardır (Karasar, 1991, s.111).