Galiba

Galiba
Uzun zamandır görüşmüyorduk.aradım. Mutsuzluktan kalınlaşmış bir sesle açtı telefonu. Her zamanki hali, her zamanki sesidir diye düşündüm. Geç kalkmıştır, gece çok gülmüşlerdir falan ... " bir kayboluyosunuz ortalıktan, bir daha bulabilene aşk olsun!" dedim. Güldü yine şen şakrak. " hadi bu akşam gelin, susamlı simit yaparım, gevrek, mozaik pasta yaparım , sonr apatatesli börek yaparım. Seversin sen. Hem düğün resimleriyle geçen geldiğinizde çektiğimiz fotograflarda çıktıç size de yaptırdım. Bahaesi olur...." dediğimde sustu biraz. " ben o fotograflara bakamam artık" dedi "biz ayrıldık."

"saçmalama... Ne zaman yahu?" derken asıl saçmalayanın ben olduğumu fark ettim. Ne zaman olduğunun ne önemilimiydi yani.. "artık seni sevmiyorum dedi ve gitti. Daha doğrusui eskisi gibi değildi hiç bi şey . Son zamanlarda bir gerginlik, bir tuhaflık vardı hep. Oturup konuşalım dedim. Oturduk ve ilk söylediği şey bu oldu. Artık seni sevmiyorum. Tamam o zaman dedim bende. Konuşacak bi şey kalmamış sevgi bittiğine göre..işin acı tarafı . Tüm zor günler bitti, herşey yoluna girdi, askerliği bitti, artık bi işi var derken bu kararı açıklaması. Ne garip, hayatı düzene girdi ve bana sevgisi bitti. Bitmiş…ne yapabilirim ki ?...”

birlikte göğüsledikleri günler geldi aklıma. Aşklarının başladığı günler, askere yolcu ediş, sabırla beklemeler, mektuplar, izinler, iş aramalar, krize karşı mücadeleler… onlara vermek üzere yaptırdığım fotoğraflara baktım. Nasılda şık ve sevimliler nikahta. Sonra “gülee gülee oturun”a geldikleri gece girdikleri gülme krizini belgelemek amacı ile çektiğim fotolar. Birbirlerinin omuzunda ağlar gibiler… ne garip , kim bilir şahidi olduğum kaçıncı ayrılık bu . Hüzünlü bir anı olan kaçıncı fotograf, yırtmaya kıyamadğım ve bir kutuda saklayacağım. Gidene üzülmüyor insan nedense ayrılıklarda. Kalana daha acı sanki her şey. Kim bilir, gideninde kendince haklı bir nedeni vardır.

Aslında kalanın da gidenin de değil burada üzüldüğüm.”sevgi emektir” demişti ya türkan şoray “selvi boylum al yazmalım” da. En sevdiğiniz filmlerde, en sevdiğimiz romanlarda hep böyle ezberledik.”sevgi emektir, sabırdır, ince ince işlemektir , güzel günleri hazırlamaktır” diye. Emekçi olanın hüznü aslında şu anda beni üzen. Bunca yılın ardından “sevgi neydi?” sorusunu bir kes daha soran. Eğer o’nu tanıyorsam kalb,ni tütsüyle pişirmektedir şimdi. Bir süre sonra ince ince kıyabilmek için….
-------
-
-
-
-
-
-
-
galiba “artık sevmiyorum”a gelmeden gözden geçirmeli bi şeyleri. Ya yol yakınken dönmeli, ya da yol yakınken bir daha denemeli.
 
süperrrrrrrrrrrrrrrrrr bayıldım canım parmaklarına vede yureğine sağlık
..................
 
Geri
Üst