Gebelik ve kalp hastalıkları

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Gebelik ve kalp hastalıkları
gebelikte bebekte böbrek büyümesi hamilelikte böbrek büyümesi gebelikte hamilelikte bebekte bebeğin
Gebelik kalbin iş yükü ve dolaşım üzerinde belirgin değişikliklere neden olur. Yakın zamana kadar kalp hastalığı olan kadınlara hamile kalmamaları önerilirdi. Fakat günümüzde kalp hastalığı olan bir çok kadın sağlıklı ve güvenli bir gebelik geçirebilir. Kalp hastalığında gebe kalmak için belli bir yaş limiti olmamakla birlikte, genellikle 35 yaş üzerindeki gebelikler risklidir ve yakın klinik değerlendirme gerekir. Kalp hastalıkları genetik geçişli değildir. Fakat ailesel yatkınlık söz konusudur. Bazı kalp hastalıkları ise doğuştan mevcuttur. Kalp hastalığı olan gebeler, kendilerinin ve bebeklerinin sağlığı açısından yakın klinik takip altında olmalılar. Çünkü kalp hastalığı olan anne adaylarında yüksek tansiyon, beraberinde böbrek ve karaciğer fonksiyon bozulmaları görülebilir. Bunun sonucunda dokuların beslenmesi ve oksijenlenmesi azalır. Sonuçta anne sağlığı ve bebek gelişimi bozulabilir. Bazı kalp hastalıkları gebeler için ciddi riskler taşır. Bu durumda anneliği planlayan kadınların mevcut kalp sorunları giderilene kadar gebe kalmamaları önerilir. Çünkü kalp hastalığından dolayı yaşamınız ne kadar kısıtlanırsa gebelikte sizin için o denli riskli olur. Doktorunuzun sizin spesifik kalp sorununuz hakkında deneyimli olması çok önemlidir. Gebeliğinizin sağlıklı bir şekilde sonuçlanması için doktorunuzun, kardiyoloğunuzun ve anestezi uzmanının koopere olmasına ihtiyaç vardır.

Bazı kalp hastalıkları gebeliğin vücut üzerindeki stresine bağlı olarak ortaya çıkar. Bazı alışkanlıklarımız, diyet ve egzersiz alışkanlıklarımız bunu etkileyebilir. Bu nedenle gebeliği planlayan anne adayları sigara ve alkol kullanmaktan kaçınmalı, sağlıklı ve dengeli beslenmelidir. Kalp hastalığı olan kadınlar gebelik döneminde egzersizden kaçınmalılar. Bu durumda gelişigüzel yapılan egzersiz faydadan çok zarar getirebilir. Bunun yanı sıra anemi veya hipertansiyon problemi olan gebelerin de ancak hekim denetiminde egzersiz yapmaları gerekir.


*

Gebelik mevcut kalp problemini nasıl etkiler?
Kalp üzerindeki yük gebeliğin ilk üç aylık döneminde dahi belirgin olarak artar. Doğum sırasında, özellikle ıkınırken dolaşımda ani değişimler olur. Doğumdan hemen sonra rahme giden kan azalacağından kalbe yönelen kan yükü çok artar. Bunun yanı sıra gebelik endokardit olarak tanımlanan ve kalp zarlarının, kapaklarının ve bölmelerinin mikrop kapması ile karakterize olan ve hayatı tehtit eden klinik riskleri arttırır. Kalpte doğumsal anomali olması veya kapaklarda yaraların bulunması mikropların tutunmasını ve çoğalarak enfeksiyonu arttırmasını kolaylaştırır. Genel olarak vücut direncinin düştüğü gebelik gibi bir durumda bu enfeksiyonun vücuda yayılması kolaylaşır. Mikrobun kana karışma ihtimali doğum sonrasında artar. Bu nedenle risk taşıyan vakalar doğum öncesinde ve sonrasında antibiyotik tedavisine alınır. Bunun yanı sıra gebelikteki hafif ritm bozuklukları çoğunlukla önemsizdir.

Kalp hastalığında önerilen bazı ilaçlar ve dozları gebelik sırasında doktor tavsiyesi ile tekrar düzenlenir. Bu bebeğin sağlığı için önemlidir. Bunun yanı sıra ilaçların dozları değişen dolaşım düzenine göre tekrar ayarlanma ihtiyacı vardır. Kontrollerin daha sık yapılması ve kalp durumundaki kötüleşmelerin erken teşhis edilmesi gerekir.

*

Kalp hastalıkları gebeliği nasıl etkiler?
Gebelikte oluşan bazı fizyolojik değişiklikler kalp problemini etkiler. Örneğin gebelikte artan kan hacmine bağlı doğal gelişen kansızlık mevcut kalp hastalığını daha da kötüleştirir. Doğum ise yakın izlem isteyen bir süreçtir. Bazı kalp hastalıklarında sürekli çekilen kalp grafileri çekilmesinin yanı sıra kalp içi basınçların ölçülmesine de gerek duyulur. Ağrı kesiciler doğum yapan anne adayının dolaşımı üzerindeki stresi azaltmak için kullanılır. Bazen epidural anestezi (ağrısız doğum) uygulanır. Doğum sırasındaki ıkınma süresini azaltmak için vakum ve forseps gibi yardımcı müdahaleler yapılabilir. Kardiyovasküler sistemde doğumdan sonrada ciddi değişiklikler olacağından, birkaç hafta yakın klinik takip çok faydalıdır.

*

Kalp hastalığı olan kadınlar doğum sonrası bebeklerini emzirebilir mi?
Kalp hastalıklarında kullanılan bir çok ilacın emzirme üzerine olumsuz bir etkisi yoktur. Bazen yeni doğan bebeklerin ilaçların muhtemel etkilerinden ötürü takip edilmeleri gerekebilir. Sonuçta kalp hastalığında doktor kontrolü ve önerisi ile bebek emzirmenin hiçbir sakıncası olmayacaktır.

*

Kalp kapağı hastalıkları
Kalp kapak hastalıkları çoğunlukla kalbin sol üst (odacık) ve alt (karıncık) bölmeleri arasında olan mitral kapağın ters açılması (prolaps) ve ters yöne kan kaçırması ile olur. Bu durumda sıklıkla ritm bozuklukları görülür. Bu durumda kalbin dinlenmesi ve ultrasonografik (ekokardiografi) incelemesi ile kesin tanı konabilir. Gebelik mitral kapak prolapsını çoğunlukla olumsuz etkilemez. Hipertansiyon sık rastlanan bulgular arasındadır. Fakat gebelik süresince gelişebilecek yüksek tansiyon bulguları kötüleştirebilir. Hipertansiyonun ayrıca göz ve böbrekler üzerinde olumsuz etkileri olabilir. Mitral kapak prolapsı vakalarında özellikle doğum sonrasında kalp enfeksiyonu riski yüksektir. Doktorunuz sizin durumunuzdaki riskleri değerlendirerek antibiyotik kullanımını önerebilir.

AKCi?ER HASTALIKLARI

Tüberküloz, astım gibi akciğer hastalıkları kontrol altında oldukları taktirde gebeliğe zarar vermez.

Tüberküloz günümüzde nadir görülür, gebelik sırasında alınırsa gebeliğin sonlandırılmasına gerek yoktur. Tüberküloz antibiyotikler ile tedavi edilebilir.


*

Astım;
Astım gebelik sırasında iyileşebilir, aynı kalabilir veya kötüleşebilir. Her gebede değişik seyreder ve gebeliğin astımı nasıl etkileyeceğini önceden bilmek mümkün değildir. Genellikle gebeliğe olumsuz etkisi olamaz. Konjenital bozukluklarda artış olmaz ve bebeklerin birçoğu sağlıklıdır. Bebekte ilk yılda astım gelişme olasılığı % 6 da sonraki yıllarda gelişme olasılığı ise % 50�dir. Babasında da astım olan bebeklerin %75�inde ileride astım gelişir.

Gebelik döneminde astım krizine neden olan maddelerden uzak durmak gerekir. Tedavi için kullanılan birçok ilaç gebelik döneminde güvenlidir. Gebelik döneminde alerji için uygulanan aşı tedavisine de devam edilebilir. İlaç kullanırken bebeğinizi emzirmenizde herhangi bir sakınca yoktur.

BÖBREK VE İDRAR YOLU HASTALIKLARI

İlk üç aylık dönemde böbreklerin fonksiyonu % 50 artar ve gebelik sonuna dek böbrekler fazla çalışmaya devam eder. Gebelik döneminde idrar yollarına ait en önemli ve en sık görülen problem enfeksiyonlardır. Bu enfeksiyonlar erken doğuma neden olabilir ve erken teşhis edilmediğinde ilerleyerek böbreklere zarar verebilir. Sık idrar yolu enfeksiyonu geçiren kadınların gebelik öncesinde incelenmesi ve tedavi edilmesi gerekir. Böbrek taşı olan gebelerde enfeksiyon daha sık görülür. Gebelik döneminde ağır böbrek hastalığı olan anne adaylarında hipertansiyon, bebeklerde ise erken doğum ve büyüme geriliği görülebilir. Gebelik öncesi sağlık kontrollerinde mutlaka idrar incelemesi yapılmadır. Dialize girmek zorunda olan anne adaylarının, gebelik süresince dialize girme sıklığı artabilir.

Böbrek transplantasyonu geçirmiş kadınlarda gebelik döneminde pre-eklempsi (gebelik zehirlenmesi) görülme ihtimali %33� tür. Bu gebelerde erken doğum ihtimali artar ve bebeklerde gelişme geriliği görülür. Bu gebeler çok yakın takip edilmeli ve gerekirse gebelik dönemini hastanede geçirmelidir.

GASTROİNTESTİNAL SİSTEM HASTALIKLARI

Mide barsak sistemine ait problemler de gebeliği etkileyebilir.


*

Peptik Ülser;
Mide, onikiparmak barsağı ve yemek borusunda görülen ve mide asidinin artmasına bağlı oluşan bu yaralar gebelik döneminde iyileşme eğilimi gösterir. Gebelik döneminde antiasit kullanımının güvenli olduğu düşünülür.

*

Ülseratif Kolit;
Kalın barsağın iltihabi bir hastalığı olan bu durum kadınlarda daha fazla görülür. Karın ağrısı, ishal, kilo kaybı, ateş ve kansızlığa yol açan ataklar görülür. Gebelik iyileşme döneminde elde edilmişse hastaların %50-70�inde gebelik döneminde atak görülmez.

KARACi?ER HASTALIKLARI

Karaciğer vücudun en kompleks organlarından biridir. Tüm metabolik ve kimyasal fonksiyonlar için gerekli olan bu organ besinlerin sindirilmesinin yanında ilaç, alkol, kimyasal maddeler ve benzeri zehirli maddelerin temizlenmesinde rol oynar. Gebelik öncesinde veya önceki gebelikler sırasında karaciğer fonksiyonlarında bozukluk olan anne adaylarının detaylı olarak incelenmesi gerekir.

ENDOKRiNOLOJiK HASTALIKLAR


*

?eker Hastalığı
?eker hastalığı olan kadınların gebelikten 2 ay öncesinden itibaren kan şekerinin kontrol altında olması gerekir. ?eker hastası olan birçok kişi hastalığının farkında olmadığı için tüm anne adaylarının şeker hastalığı yönünden incelenmesi gerekir. Gebeliğin ilk 8 haftasında bebeğin organlarının geliştiği dönemde kan şekerinin kontrol altında olması çok önemlidir. Gebelik döneminde insülin kullanan anne adaylarında insülin dozunun ayarlanması ve bu gebelerin daha sık kontrol edilmeleri gerekir.

*

Tiroid Bezi Hastalıkları
Boyundaki bu bez vücudumuzdaki metabolik olayları kontrol eder. Tiroid bezinin çalışması ile ilgili problemler üreme sağlığını direkt olarak etkiler. Tiroid bezi hastalıkları gebe kalmayı güçleştirdiği gibi düşüğe ve erken doğuma da neden olabilir. Gebelik öncesi tiroid hormon düzeyleri belirlenerek problem varsa tedavi edilmesi gerekir.

KAN HASTALIKLARI

Anemi (kansızlık) kadınlarda sık görülür ve yorgunluk, çarpıntı, nefes darlığı, solukluk gibi yakınmalara yol açar. Gebelik öncesi dönemde kan sayımı yapılarak aneminin varlığı belirlenmeli ve mutlaka tedavi edilmelidir. Gebelik sırasında demir ve folik asit ihtiyacı arttığından bu maddeler yeteri kadar alınmazsa anemi görülür. Gebelikten önce anemi varsa gebelik süresince daha da derinleşir. Özellikle Akdeniz Anemisi gibi kalıtsal kan hastalığı olan anne adaylarının gebeliğe karar vermeden önce gerekli incelemelerden geçerek genetik danışmanlık alması gerekir.

Pıhtılaşma ile ilgili kan hastalığı olan kadınlar da gebelik ve doğum sırasında kanama yönünden çok dikkatli izlenerek takip edilmelidir.

NÖROLOJİK HASTALIKLAR


*

Epilepsi (Sara);
Bu hastalarda genellikle gebelik döneminde nöbet sıklığı artar. Hastalığın durumuna göre gebelikte seçilecek ilaçlar ve dozlar ayarlanmalıdır. Kontrol altında olmayan hastalarda nöbetler sırasında gebenin ve bebeğin oksijenlenmesi bozulur.

*

Migren ;
Damarların genişlemesine bağlı görülen baş ağrıları kadınlarda çok sık görülür. Özellikle menstruasyon sırasında görülen migren baş ağrıları olan kadınlarda gebelik döneminde başağrıları düzelebilir. Migren ağrısını arttıran gıdalardan uzak durulmalıdır.

*

Multiple Skleroz (MS) ;
Vücuttaki sinirleri kaplayan myelin adı verilen maddenin bozulması ile karakterize bir hastalık olan MS gebelik elde edilmesini veya gebeliğin devamını güçleştirmez. Bu hastalığı olan gebelerin %25�inde gebelik sırasında veya doğumdan sonra bir atak görülebilir.

KANSER

Hangi organ sisteminin tutulduğu, görülen tedavinin cinsi ve tedavinin sonucuna göre elde edilecek gebelik etkilenir. Bütün kanserlerin tedavisinden sonra, gebelik düşünüldüğü zaman kansere ve diğer organlara yayılımına yönelik tüm testlerin yapılması gerekir.


*

Meme Kanseri;
Meme kanseri nedeni ile tedavi görmüş birçok kadın sağlıklı çocuk sahibi olabilir.Tedavi tamamlandiktan 3-5 yıl sonra gebelik düşünülmesi dogru bir yaklaşım olur, çünkü meme kanserine bağli metastaz (yayılma) en sık bu dönemde görülür. Gebelik öncesinde mutlaka mamografi çekilmesi ve metastaz yönünden gerekli incelemelerin yapılması gerekir.

*

Hodgkin Hastalığı;
Hodgkin hastalığı lenf bezlerinin kanseridir. Genç yaştaki kadınlarda görülür. Hastalık tedavi sonrasında en çok ilk iki yıl içinde tekrarladığı için gebelik elde edilmeden önce en az iki yıl beklenmelidir. Tedavi sırasında kullanılan ilaçlar yumurtalık fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilir.

BA? DOKUSU HASTALIKLARI

Bağışıklık sistemindeki bozukluklara bağlı ortaya çıkan bu hastalıklar kadınları daha fazla etkiler. Lupus hastalığı (SLE), skleroderma, romatoid artrit gibi bağ dokusu hastalıkları bağışıklık sistemindeki bozukluklara bağlı olarak ortaya çıkar.


*

Lupus;
Bu hastalık gebeliği değişik şekillerde etkiler. Lupus hastalığı olan kadınlarda gebelik elde edilmesinde bir güçlük olmamasına rağmen elde edilen gebeliklerin %23-40�ı düşükle sonlanır. Erken doğum ve ölü doğum da bu gebelerde daha fazla görülür. Böbrek tutulumu olan lupus hastaları remisyon (iyileşme) döneminde gebe kaldıkları taktirde bebekleri daha az etkilenir. Lupus hastalığı olan gebelerin bebeklerinde kalpte ileti bozuklukları, vücutta döküntü ve büyüme geriliği görülür. Romatizmal hastalığı olan, fazla sayıda düşük yapmış veya önceden kalpte ileti problemi olan bebek dünyaya getirmiş kadınlarda mutlaka lupus antikorlarına bakılmalıdır. Gebelik döneminde steroid kullanımına devam edebilir fakat lupus tedavisinin gebelik döneminde tekrar düzenlenmesi gerekir.

*

Romatoid artrit (romatizma) ;
Özellikle 30-40 yaşlarındaki kadınlarda görülen bu hastalık eklemlerde şişlik, kızarıklık, ağrı ve hareket güçlüğüne neden olur. Eklemler dışında gözler, kaslar, akciğerler, kalp ve vücuttaki zarlar da etkilenebilir. Gebelik döneminde bu hastalıkta iyileşme görülür. Doğumdan sonra vakaların %25�inde hastalık alevlenir. Romatoid artritin gebeliğe olumsuz etkisi yoktur fakat gebe kalmadan önce tedavinin tekrar düzenlenmesi gerekir.

DÜ?ÜK veya DO?UM DEFEKTİNE NEDEN OLAN ENFEKSİYONLAR

Birçok enfeksiyonun kongenital anomaliler ve düşüğe neden olduğu bilinir.


*

Kızamıkçık;
Doğurganlık çağındaki kadınların yaklaşık %5-10�u kızamıkçık enfeksiyonuna karşı bağışıklık kazanmamıştır. Çocukluğunuzda kızamıkçık geçirip geçirmediğinizi hatırlamaya çalışmaktansa kanda antikor testi yapılarak bağışıklık durumunuz kesin olarak belirlenmelidir. Kızamıkçık en çok belirtileri ortaya çıkmadan bir hafta öncesindeki dönemde bulaşır. Eğer işiniz çocuklarla ilgiliyse veya bir sağlık kuruluşunda çalışıyorsanız kızamıkçık virusu ile karşılaşma ihtimaliniz yüksektir. Gebelik öncesinde bağışıklık durumunun belirlenerek gebelikten en az 3 ay önce aşı yapılması gerekir. Gebelik sırasında kızamıkçık geçirilmesi düşük ve ölü doğum olasılığını arttırır. Bebekte sağırlık, göz hastalıkları, deri hastalıkları, mental retardasyon (zeka geriliği) ve büyüme geriliği gibi kalıcı doğumsal anomalilere neden olabilir. Doğurganlık çağındaki tüm kadınların bağışıklık durumunun belirlenerek bağışık olmayanlara gebelik elde edilmeden en az 3 ay önce aşı yapılmalıdır.

*

Kızamık;
Gebelik sırasında anne adayı kızamık geçirirse yeni doğanda doğumsal anomali riski artar. Bağışıklık durumunuz belirlenerek gebelikten üç ay önce aşı yapılması gerekir.

*

Kabakulak;
Kabakulak, boyun bölgesindeki tükürük bezlerine etki eden yaygın bir viral enfeksiyondur. Yetişkin çağda geçirildiğinde tehlikeli olabilir, gebeliğin ilk üç aylık döneminde geçirilirse düşük ihtimali artar. Kabakulak enfeksiyonuna karşı bağışık değilseniz gebelik elde edilmeden en az 3 ay önce aşı yaptırmanız gerekir.

*

Suçiçeği;
Suçiçeğine yol açan virus herpes (uçuk) virusları ailesindendir. Gebelik sırasında geçirilirse gelişmekte olan bebeğe zarar verebilen bir enfeksiyondur. Anne adayında gebeliğinin 16. haftasından önce enfeksiyon görülmesi bebekte gelişme geriliğine, kol ve bacak deformitelerine, göz bozukluklarına ve beyin gelişiminin yavaşlamasına neden olur. Önceden enfeksiyonu geçirip geçirmediğiniz belirlenerek gerekirse aşılanmanız önerilir.
 
Geri
Üst