Habaset

SadmiN

♥ Evli Mutlu Çocuklu ♥
Yönetici
Habaset
Habaset

Eskiden habaset kesin ölüm anlamına gelirdi. Ancak modern tedavi yöntemlerinin geliştirilmesiyle, çoğu zaman denetim altına alınabilmekte, hatta tümüyle iyileştirilebilmektedir. Tıpta "habis", son derecede ciddi ve neredeyse kesinlikle ölümcül anlamına gelir. Pratikteyse terim, bedenin başka yerlerine de yayılan ve tedavi edilmezse hastayı öldürebilen kanser tümörleri için kullanılır. Bunun tam tersi olarak 'selim' sözcüğü ise, durumun zararsız olduğunu ve ciddi sonuçlar doğurmayacağını anlatır. Selim tümörler de büyüyebilir, ancak hiçbir zaman öteki organlara ya da bedenin başka yerlerine yayılmazlar.

Tümörler, bütün organlardan çıkabilir ve bedenin herhangi bir hücresini taklit edebilirler; ancak bağırsak ile kan gibi çok etkin olan ve bölünmeyle yenilenen hücrelerde habaset olasılığı daha fazladır. Kanser gençlerde pek yaygın değildir. 50 yaşını geçmiş kişilerdeyse, dokularda bozuklukların, bu arada habisleşmenin görülme olasılığı daha fazladır. Habisleşmenin nedenleri bütünüyle anlaşılabilmiş olmasa da sözgelimi sanayi kollarında çalışanların, kimyasal maddelerle iş yapanların ve radyasyonla karşı karşıya kalanların koruyucu giysiler giymelerinin ve maske takmalarının gerekliliği kanıtlanmıştır. Ender olmakla birlikte, ciddi sonuçlar doğurabilecek özel bir tür yüksek tansiyona da, tedavi edilmediğinde sonuç kesin ölüm olacağından, "habis hipertansiyon" denir. Benzer biçimde, beden sıcaklığını denetleme mekanizması aksadığında ve sıcaklık yükseldiğinde "habis hiperpireksi" söz konusudur.

Nedenleri
Hiçbir ırk habis tümörlere yabancı değildir. Buna karşılık, beslenmenin tümör türü üzerinde büyük bir rol oynadığı kanıtlanmış bir gerçektir. Sözgelimi, fazla et yiyen Avrupalılara göre, daha çok tahılla beslenen Afrikalılar, kalınbağırsak kanserine daha az yatkındırlar. Habaset odağı kadınlar ile erkekler arasında değişiklik gösterir. Batı'da erkekler çok tütün kullanmaları yüzünden bronş, dudak ve dil kanserlerine yatkındırlar, kadınlar da daha çok göğüs kanserine yakalanmaktadırlar. Derideki sürekli tahriş, deri hücrelerinin genetik yapısını değiştirerek kanserin oluşmasına neden olabilir. Dolayısıyla, özellikle açık tenli insanlarda aşırı güneşte kalmak deri kanserinin oluşmasına zemin hazırlar. Bir bölgede yineleyen hasar da (dudağın üstüne sürtünen pipo ağızlığında olduğu gibi) kanser geliştirebilir.

Katran, yağ, boyalar ve arsenik bileşimleri, temas yerlerinde kansere yol açabilirler. Sözgelimi arsenik buharıyla karşı karşıya kalan fırıncılarda, akciğer kanserine daha çok rastlanıldığı saptanmıştır. Sigara da, akciğer kanserlerinin yaklaşık yüzde 70'ine yol açtığı sanılan bir başka etkendir. Ayrıca, mide ve idrarkesesi kanserlerinde de rolü vardır. Nükleer radyasyonun da kan ve deri kanserleri sayısını artırdığı saptanmıştır. Bununla ilgili olarak ortaya atılan kuramlardan biri, küçük nükleer parçacıkların, bölünmekte olan hücrelerde hasar yaparak habis değişimlere yol açtığıdır. Virüsler hayvanlarda tümör oluştururlar ancak aynı şeyi insanlara da yapabilecekleri henüz kanıtlanmamıştır. Habis tümörler çeşitli yollarla yayılırlar. Habis hücreler yakındaki dokuları ele geçirip onların yerlerini alarak doğrudan yayılırlar. Hücreler damarlara, sinirlere ve kemiklere ulaşırlar. Bazı hücreler, tümörden kopup kan akımıyla başka bölgelere yayılarak, ileride yeni :):):):)stazlar yapacak küçük tümörler oluştururlar. Normal olarak beden, anormal dokuları "yabancı" olarak tanıyıp, bağışıklık sistemiyle yok eder. Habis hücrelerde sorun, bunların normal hücrelerden, bedenin savunma mekanizmalarınca tanınabilecek kadar faklı olmamaları ve bu yüzden rahatça çoğalıp gelişebilmeleridir.

Belirtiler
Doktorlar ne zaman yeni bir tümörle karşılaşsalar, hemen bunun habis mi selim mi olduğunu anlamaya çalışırlar. Bu çoğu zaman, yağ tümörlerinde ya da deri lipomu örneklerinde olduğu gibi kütlenin boyutlarından, yerinden ve davranışından belli olur. Bazen de göğüs dokusunda olduğu gibi ayrım daha zordur ve kütle saptandığında doktorun kesin tanıya varabilmesi için mikroskopta incelenmek üzere hücrelerden küçük bir örnek alması, yani biyopsi yapması gerekir. Selim tümörler normal olarak yavaş büyürler; çıkış yerlerine bağlı kalırlar ve çoğunlukla bağ dokusundan bir kılıfla kaplıdırlar. Mikroskop altında tümörü oluşturan hücreler, tümörün oluştuğu dokunun hücreleriyle tıpatıp aynı görünürler. Sözgelimi selim bir meme tümörü, normal görünümlü meme dokusu hücrelerinden oluşmuştur.

Habis tümörlerin tipik özellikleri vardır: Genellikle hızlı büyürler; çevre dokuların içine düzensiz uzantılar yaparlar; kılıfları yoktur; hücreleri bedenin başka yerlerine de yayılarak :)-):):):)staz), oralarda da urlar oluştururlar. Mikroskopla bakıldığında habis tümörlerin hücreleri anormal görünümlüdür ve kromozom içerikleri daha fazladır. Çıktıkları doku hücrelerine pek benzemezler ve çevrelerindeki dokuların içlerine uzanarak onları yok ettikleri görülebilir.

Tedavi
Tümör, yayılabilecek zaman bulamadığı sürece ameliyatla bütünüyle çıkarılabilir ve bu bazen iyileşme için tek başına yeterli olur. Bu tip bir ameliyat olanaklı değilse, başka yöntemlere başvurulur. Bölünen habis hücreleri yok etmede röntgen ışınlarından (kendisi de bazı kanserlerin oluşumuna yol açar) yararlanılabilir. Tümör odağına verilen radyasyon, daha hızlı büyüyen habis hücreleri yok eder ama normal hücrelere bir zarar vermez. Benzer biçimde, "anti-mitolik" denilen bazı kimyasal maddeler de, hızlı bölünen hücreleri öldürürler. Bunlar, etkili oldukları bilinen kanser türlerinde kullanılırlar.

Habaset erken tedaviyle tam olarak iyileştirilebilir. Bazen, habis olma potansiyeli taşıyan bir tümörü, habisleşmeden çıkarmak olanaklı olabilir. Habislik öncesi aşamada tedavi edilerek, gerçek bir habisleşmenin önüne geçildiği rahim boynu smearlerinin temelinde yatan ilke budur. Eldeki tedavi olanaklarının birleştirilmesiyle tek odakta habisliği olan hastalarda iyi sonuç alınabilmektedir. Bu durumda ya bütünüyle iyileştirilebilir ya da zaman zaman küçük alevlenmeler görülse bile, bunların tedavisi kolaydır.

Tedaviye başlamadan önce yayılma olmuşsa, sonuç, kanserin türüne, bulunduğu yere ve yayılma oranına bağlıdır. Yalnızca çok hızlı gelişen ve yayılma olan kanserlerde durum umutsuzdur. Tedavi çoğunlukla yaşam boyu sürebilecek kadar uzundur ve yinelenmesi gerekebilir. Ancak bazı kanser türleri bir kez tedavi edildiğinde bir daha yinelemez. Çoğu deri kanserinde de doz radyoterapi (ışın tedavisi) bütün habis hücreleri öldürmeye yeter. Kanser tedavisi eksik kalmışsa ya da tümör tam olarak çıkarılmamışsa sonuç kötüdür. Kalan habis hücreler büyümeyi çoğalmayı ve yayılmayı sürdürürler. Habaset eskiden, aşağı yukarı hep yayılmış bir kanser yüzünden ölümcül bir durumda olmak anlamına gelirdi. Günümüzdeyse koruyucu taramalarla ve çeşitli tekniklerle habasetin genel görünümünde önemli değişiklikler sağlanmıştır. Habis hastalıkları olan pek çok kişi, tam anlamıyla iyileşmiştir ve normal bir yaşam sürdürmektedir.
 
Geri
Üst