Zamanın birinde bilge bir yaşlının güzel mi güzel, tüyleri yıldız gibi parlayan göreni hayran bırakan cüssesi olan bir atı varmış, bir gün at hırsızları bu atı çalmışlar, köylüler giderek "geçmiş olsun dede çok üzüldük, nasılda güzeldi, nasıl üzülmüşsündür..." gibi laüflar söyleyerek üzüntülerini dile getirmişler, fakat yaşlı dede demişki "VARDIR BİR HAYIR" köylüler şaşırmışlar atı çalındı ne hayrı olabilir diye... Aradan zaman geçmiş at bulunmuş, bu seferde köylüler dedeye sevinçlerini bildirmek üzere getmişler "çok sevindik eminiz sende sevinmişsindir dede, vardır bir hayır dedin bak atın geri geldi" demişler, dede yine başını sallayarak "ONDA DA VARDIR BİR HAYIR" demiş, gel zaman git zaman seferberlik ilan edilmiş, bütün genç delikanlılar savaşa çağrılıyormuş, bizim dedenin de tek ir oğlu varmış, tabikide onuda çağırmışlar askere, ama tamda o gün oğlancağız ata kaybolan ve geri gelen ata binerken attan düşüp bacağını kırmış, köylüler yine gelerek "ah dede vah dede çok üzüldük" diyerek üzüntülerini dile getirmişler, bizim dede yine "E ONDA DA VARDIR BİR HAYIR" demiş, askerler köye gelerek bütün delikanlıları savaşa götürmek üzere toplarken bizim dedinin oğluna bakmışlar ki bacağı kırık, "sen gelemezsin bu halde savaşa katılamazsın" diyerek onu köyde bırakmışlar, köylüler dedeye demişler valla dede "ONDA DA VARDIR BİR HAYIR DEDİN DEDİN BEK SAVAŞ ÇIKTI OĞLUNU ASKERE GÖTÜRMEDİLER" diyerek dedenin ne demek istediğini anlamışlar, fakat bizim dede yine bu laflara karşı "EEEE BUNDA DA VARDIR BİR HAYIR" demiş....