Hamilelikte birliktelik zararlımıdır?

Uzman SühaN

Administrator
Hamilelikte birliktelik zararlımıdır?
hamilelik döneminde ilişki,gebelik döneminde ilişki,gebelik döneminde birliktelik,gebelik döneminde ilişkiye girmek zararlımıdır,gebelikte birliktelik hakkında bilgiler

i.jpg


Hamilelikte cinsel ilişkiye girmek kadını da erkeği de korkutuyor. Acaba çocuğa zarar verir miyiz, endişelerin en büyüğüdür. Peki gerçekten verir miyiz?



Parents Dergisi'nden Müge Serçek, Acıbadem Kayseri Hastanesi Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp bebek Uzmanı Prof. Dr. Ercan Aygen ile hamilelikte yaşanan cinselliğin nasıl olması gerektiğini konuştu.

hamilelik sırasında genellikle cinsel yaşam nasıl olur çiftler arasında?

Çiftlerden özellikle erkeklerde cinsel yaşam herhangi bir değişikliğe uğramadan devam ederken anne adaylarında gebeliğe zarar verebileceği korkusuyla ve birtakım hormonal, fizyolojik değişikliklerin sonucunda cinsellikten uzaklaşma olabilir. Gebeliğin geneline bakacak olursak dönem dönem cinsel istekte artma bazense azalma görülür. Sağlıklı bir hamilelik sürecinde, son üç ay dışında cinsel ilişkinin bebeğe zarar verme ihtimali yoktur ama sorunlu gebeliklerde risk fazlalaşır. Ancak zararlı olabilecek koşulları hasta kendisi değerlendirebilecek bilgiye sahip olmadığı için, bu konuda doktora danışmakta yarar vardır.

Hangi dönemlerde cinsel istekte azalma görülür?
Hamileliğin ilk üç ayında. Bu sırada ortaya çıkan bulantı, kusma, halsizlik, uykuya eğilim, değişen hormonal ortama bağlı olarak görülen memelerde dolgunluk ve hassasiyet sonucu oluşan ağrı kişinin cinsellikten uzaklaşmasına yol açar. İlk üç ayda yaşanan cinsel istekte azalma sonraki 18-20 haftalık dönemde cinsel istekte artış yönünde değişiklik gösterir. Çünkü bu dönem gebelik sıkıntılarının en az yaşandığı dönem olarak karşımıza çıkar. Son üç ayda ise yine cinsel arzuda düşme görülür. Bu dönemde genital sistemdeki kanlanma artışı cinsel istek değişikliğinde belirleyicidir. Kanlanma artışı cinsel istekte artışa yol açabilirken orgazm şiddetinde de artışa yol açar. gebelik haricindeki cinsel ilişkideki kurallar gebelik sırasındaki cinsel ilişkide de geçerlidir. Bunun yanı sıra gebelik sırasında fazladan önlem almak gereksizdir.

Hangi dönemlerde cinsellik çocuk için risk taşır?
Gebeliğin son iki üç ayı cinsel ilişkinin riskli olduğu dönemdir bu nedenle bu dönemde çiftlerin mümkün olduğu kadar cinsellikten uzak durması daha doğru olur. hamilelik sırasında kanlanma artışına bağlı genital bölgede ve göğüslerde şişlik olabilir. Bu ilgili organların daha iri görülmelerine, düzeyi değişen hormonlar genital bölgede renk koyulaşmasına yol açabilir. Bu dönemde kadın vücudunda oluşan değişiklikler nedeniyle kendini beğenmeyip eşi tarafında arzulanmadığı duygusuna kapılarak cinsellikten uzaklaşır.

Bu dönemdeki cinsel ilişkinin anneye etkisi nasıl olur?
gebelik süresince cinsellikten uzaklaşılması gereken durumlar dışında ve aşırıya kaçmamak şartıyla cinsellikte kısıtlamaya gitmenin mantığı yoktur. Fakat anne adayının korkuları nedeniyle cinsellikten uzaklaştığı durumlarda erkek ona saygı göstermek ve sabırlı olmak zorundadır. Sağlıklı bir cinsellik, gebelik dışı zamanda da çiftlerin uyum içinde olmalarını, birbirlerine saygılarını artırır. Aynı şekilde gebelikte sağlıklı cinsellik zaten dış görünüşü hakkında endişeler taşıyan ve eşi tarafından beğenilmediği duygusuna kapılan kadına ruhsal anlamda destek olarak bu endişelerinin yersiz olduğunu anlatır, sıkıntılı sürecin rahat geçmesini sağlar.

Peki çocuk için olumsuz yanı var mıdır?
Cinsel ilişkinin bebeğe olumsuz herhangi bir etkisi yoktur. İlişki sırasında bebeğin hareketlerinin, kalp atımının artması ilişki sırasında ve sonrasında anneden salgılanan hormonlara bağlıdır. Sağlıklı bir gebelikte kurulacak ilişki eşlerin duygusal anlamda birbirlerine yakınlaşmalarını da sağlar. Cinsel ilişki sırasında çiftlerin en çok kullandıkları pozisyon erkeğin üstte olduğu misyoner pozisyonudur. Fakat gebelikte bu pozisyon kadına sıkıntı verebilir. Bu nedenle erkeğin altta olduğu pozisyonlar, yan yana uzanarak arkadan vajene ulaşılan pozisyonlar gebelikte anne adayının rahat ettiği pozisyonlardır. İlişki sayısını abartmadan belirtilen pozisyonda rahatlıkla cinsel ilişkiye girilebilir. Çiftler normalde ayda ortalama sekiz, on kez birlikte olur bu sayı gebelikte biraz düşme gösterir ve beş, yedi gibi bir sayıya iner. Fakat cinselliği belirli kurallara bağlamak işin büyüsünü bozacağı için bu sayılar ortalama olmak üzere çiftler istedikleri gibi davranabilirler.

Orgazm olmak düşük ya da erken doğuma neden olur mu?
Hamilelikte orgazmın bebek üzerine olumsuz bir etkisi yoktur. Gebelikte genital sistemdeki kanlanmanın artışına bağlı olarak kadın en güçlü orgazmları bu dönemde yaşar. Orgazm sırasında rahimde olan kasılmalar özelikle gebeliğin ortalarından itibaren hissedilmeye başlar, bu durum çiftlerde korkuya yol açabilir. Ama bu kasılmaların sağlıklı giden bir gebelikte gebelik süreci ve bebek üzerine olumsuz bir etkisi yoktur.

Doğumdan ne kadar sonra cinsellik eski düzenine girer?
Doğumdan altı ya da sekiz hafta sonra cinselliğin başlayabilir. Doğum şekli cinselliğin başlama zamanını etkilemez. Ancak doğum sonrası kadınların en büyük korkusu vücutlarının eski formunda olmaması ve buna bağlı olarak eşleri tarafından beğenilmemek olur. Bu nedenle cinsellikten kaçış başlayabilir. Bu konuda erkeğe düşen, bu korkularının asılsız olduğunu eşine hissettirmesidir. Ayrıca doğum sonrası lohusalığın bitmesini, kadının sekse beyin olarak hazır olmasını beklemeden veya doğum kesisinden kaynaklanan nedenlerde kadında ilişki sırasında ağrılar meydana gelebilir. Bu durumda yapılacak şey doğum kesisi veya doğum yırtıklarından kaynaklanan sorun varsa onların özenli bir şekilde düzeltilmesi ve kadının kendini hazır hissetmesi için zaman tanınmasıdır.

CİNSELLİĞİN PSİKOLOJİK BOYUTU

Peki hamilelik süresince cinsellik hem erkek hem de kadınlar psikolojisini nasıl etkiler? International Hospital’dan Psikolog Ferahim Yeşilyurt iki farklı pencereden sorumuza yanıt veriyor.

Erkek açısından
Hamilelikte cinsel ilişkiye girmek bebeğe zarar gelebileceği inancı çerçevesinde toplumda bir tabu oluşmuştur. Çoğu erkek penisinin çocuğun kafasına veya vücuduna hasar verebileceği kaygısı yaşar oysa bu hatalı bir bilgidir. Ancak sanılanın aksine riskli olmayan gebeliklerin dışında cinsel ilişkinin sakıncalı olmadığı kadın doğum uzmanları tarafından dile getiriliyor. Bu değişim döneminde erkeklerin eşlerine biraz daha yardımcı olmaları gerekir. Kadınlar hamileliğin belirli dönemlerinde cinsel ilgi kaybı yaşayabilirler. Bu durumu anlayışla karşılamakta yarar var. İlişki konusunda ısrar etmek ya da eşinden alamadığı cinsel ilgiyi başka kadınlarla karşılamaya çalışmak doğru olmayan yaklaşımlardandır. Cinsel ilişki sıklığının azaldığı evliliklerdeki bazı erkekler annenin ilgisinin bebeğe yönelmiş olması ve kendisine olan ilginin azaldığı düşüncesiyle başka kişilerden cinsel ilgi alma çabası içine girebilir. Bu dönemde bazı erkeklerin aldatma eğilimi artar. Diğer taraftan bazı erkeklerde annelik rolü ile ilgili bir karmaşa gözlenebilir. Eşinin annelik yönünü eş olarak çekiciliğinden daha fazla hissetmesi durumu görülebilir.

Kadın açısından

Anne adaylarının hamilelikte cinsel ilişki konusunda endişeleri vardır. Hormonel nedenlerle cinsellikten kaçınmalar çok sık görülür. Oysa bu dönemde karşılıklı doyuma dayalı cinsel bir ilişki eşleri birbirlerine daha da yakınlaştırır. Ancak kadının bedenindeki değişim ve eşi tarafından beğenilip beğenilmediği ile ilgili kaygıları vardır. Bu kaygılar eşler arasında paylaşılabilirse kadın cinsellik konusunda biraz daha rahatlayabilir. Bebeğe zarar gelmesin diye cinsel ilişkiye girmemek anneliğe özgü temel bir kaçınma olarak sıklıkla karşımıza çıkar. Oysa cinsel isteksizliğin arkasında genel olarak hormonel nedenler yatar. Doğum sonrası ise kadın kendisini yeterince çekici bulmadığından ötürü cinsellikten uzaklaşır. Diğer taraftan bebeğin dünyaya gelmesi ile birlikte yapılacak o kadar çok iş vardır ki annenin aklına cinselliğin gelmesi için zaman bile kalmayabilir. Doğum sonrası cinsel sorunlar en fazla bu dönemde görülür.

Cinsel ilişkinin riskli olduğu dönemler
  • Gebeliğin son üç ayı
  • Su kesesi erken açıldığında
  • Beklenmeyen bir anda vajinal kanama olduğunda
  • Önceki ya da şimdiki hamilelikte, erken doğum tehlikesinin yaşandığı durumlarda
  • Rahim ağzı yetmezliğinde
  • Erken doğum tehlikesinde
  • Düşük ihtimalinde
  • Çoğul hamileliklerde


DENEYİMLER

“İlişkiyi ben yönetiyordum” (Sevim Karasu, 42, İstanbul)

“Hamile olduğumu öğrendikten sonraki bir iki ay hiç ilişkiye girmek istemedim. Sürekli mide bulantılarım oluyordu, kendimi çok yorgun ve halsiz hissediyordum. Eşimle birlikte oturup bu konuyu enine boyuna konuştuk ve hamileliğim boyunca cinsel ilişkiye girmeme kararı aldık. O da en az benim kadar ‘Acaba bebeğe zarar verir miyiz,’ korkusu yaşıyordu. Fakat daha sonra sevişme kelimesini bile duymaya dayanamayan ben, duygularımın ve isteklerimin değiştiğine şahit oldum. Bu durumdan utanmıyor da değildim. Eşimle daha önce farklı bir karar almışken şimdi tam tersini düşünüyordum. Bir gün dayanamayıp eşime bu konudaki düşüncelerimin değişmeye başladığını söyledim. Bir doktora danışmaya karar verdik. Doktor bu durumun gayet normal olduğunu, vücuttaki hormonların değiştiğini ve bu yüzden isteklerimin farklılaştığını anlattı. Böylece eşimle birlikte tekrardan birlikte olmaya başladık. İşin garip tarafı hamileyken zevk aldığım kadar daha önce zevk almamıştım. Üstelik ilişki sırasında hemen hemen tüm kontrol bendeydi, yani ilişkiyi ben yönetiyordum. Doktorum hamileliğimin altı buçuk-yedi ayına kadar ilişkiye girebileceğimizi söyledi. Biz de çok abartıya kaçmadan hafta bir ya da iki kere düzenli olarak ilişkiye girdik. Bu beni olumsuz anlamda hiç etkilemedi. Aksine her geçen gün aynada büyüyen karnıma baktıkça dev anası gibi gözüktüğümü düşünüyordum ve kendime bakmaya bile dayanamıyordum. Oysa kocamla her ilişkiye girdiğimizde beni bu halimle bile beğendiğini ve çok mutlu oluyordum.”

“İkincisinde hiç ilişkiye girmedik” (Arzu Yeşiler, 34, İstanbul)

“Şuana kadar iki hamilelik geçirdim. İlk hamileliğim çok zordu, dördüncü ayında bebeğimi düşürdüm. Dördüncü aya kadar bir iki kere ilişkiye girmiştik. Daha sonra bebeğimi düşürünce, kendimi de eşimi de çok suçladım. Aklımda sürekli olarak ‘Acaba cinsel ilişkiye girdiğimiz için mi bebeğimi düşürdüm,’ sorusu vardı. En sonunda doktoruma danıştım. Doktorum ilişkiye girmemle alakası olmadığını, ama zor bir hamilelik geçirdiğim için ilişkiye girmeseydim daha iyi olurdu dedi. İçimdeki suçluluk duygusu bir türlü geçmiyordu. Her geçen gün psikolojim ve tabii ki evliliğim daha da kötüye gidiyordu. O sırada işten de ayrılmak zorunda kaldım. Daha sonra annemin ısrarıyla psikologa gittim. Bir müddet sonra eşim de benle birlikte psikologa gelmeye başladı. Birbirimizi seven bir çifttik, çocuğumuzun olmasını her ikimiz de çok istiyorduk. Zaman geçtikçe sorunlarımızı karşılıklı konuşarak çözmeye başladık ve birbirimizi suçlamaya son verdik. Aradan altı ay geçtikten sonra tekrardan hamile kaldım. Bu sefer eşim de ben de çok dikkatli davrandık. Çünkü bir bebeğimizin olmasını ikimizde istiyorduk. Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer misali ikinci hamileliğimde hiç ilişkiye girmedik. Bu kararı eşimle ortaklaşa aldığımız için aramızda herhangi bir sorun çıkmadı. Dokuz ay sonra çok istediğimiz bebeğimize kavuştuk. Şimdi kızımla birlikte üç kişilik mutlu bir aile olduk.”

“**** yapmasak bir şey kaybetmezdik” (Aysun Demirci, 37, İstanbul)

“Ben evlendiğim zaman kocam 35 yaşındaydı ve bir an önce baba olmak istiyordu. O yüzden hemen doktora gittik. Nitekim polikistit over olduğum için de hormon tedavisi görmeye başladım. Yaklaşık iki sene boyunca tedavi gördüm. Nihayet bir gün mutlu haberi aldık. Ama birkaç hafta içinde düşük yaşadım ve bebeği kaybettik. Karı koca çok üzülmüştük. Doktorumuz en azından hamile kalabildiğim için mutlu olmamız gerektiğini vurguluyordu ki haklıydı. Bir sonraki aşılama denemesinde tekrar hamile kaldım. Bu seferki tuttu ve iyi gitmeye başladı. İlk üç ay boyunca cinselliğin c’sini bile konuşmadık kocamla. Aramız son derece iyiydi. Beni her zamankinden daha sık arar sorar olmuştu. Beraberce güzel zaman da geçiriyorduk ama ** ikimizin de aklına bile gelmiyordu. İlk üç ay bitip de bebeğin artık vücudumda kalma ihtimalinin gerçek olduğunu öğrendiğimizde bir gece ‘deneyelim’ dedik. Ne var ki ikimiz de rahat edemedik. Hem benim bel ağrılarım, hem ikimizin psikolojik durumu bu işin tadını çıkarmamıza engel oldu. Kimi kadınların hamilelik döneminde çok istekli olduklarını duymuştum. Neyse ki ben öyle değildim. O yüzden de biz bu bebek çıkana kadar bu işe bulaşmayalım kararı aldık. Bunca seneden sonra dokuz ay ** yapmazsak bir şey kaybetmezdik ne de olsa…”
 
Geri
Üst