Hangi maldan zekat verilir?

Uzman SühaN

Administrator
Hangi maldan zekat verilir?
Zekâtın hangi maldan verileceğini birçok müslüman bilmemektedir. Zekât olarak verilecek mallar yerine, bunların kıymetlerini de vermek caizdir. Kıymet denilince, altın ve gümüş anlaşılır, başka mal, çek, senet, para veya döviz anlaşılmaz. Çünkü eşyanın kıymeti altın ve gümüş ile anlaşılır. (Keşfi rümuz-i gurer)

Fülus [bakır] paraların kıymetleri nisabı bulunca zekât olarak, bu fülusun değerlerinin kırkta birini gümüş olarak vermek gerekir. (M.Seade)

Bakır paranın zekâtı, aynı cins bakır paradan verilmez, gümüş olarak verilmesi gerekir. (İmam-ı Ebu Yusuf buyurdu ki, toprak sahiplerinden uşur ve zekât olarak, altın ve gümüş yerine, başka geçer akçe [para] almak haram olur. Her ne kadar bunlar, herkesin kabul ettiği damgalı para ise de, altın değil, bakır paradır.) [Redd-ül muhtar]


5.jpg






Altın ve gümüş olmayan, tedavüldeki para ile zekât verilmez. Zekât, ya altın veya gümüş, yahut ticareti yapılan maldan verilir. İmam-ı Nesefi hazretleri buyuruyor ki: Bir zengin, yemek satın alıp fakire yedirse, zekât vermiş olmaz. (Zahire)

Zekât olarak, erkek deve verilmez. Erkek develerin zekâtı bile dişi deve olarak verilir. Dişi devesi yoksa değeri kadar altın veya gümüş verilir. Başka mal verilmez. (Hindiyye)

Zekât olarak altın ve gümüş yerine, bunların kıymeti kadar uruz vermek sahihtir. (M.Felah)

Ticaret malına uruz denir. Elbise tüccarı, ya uruz yani ticaretini yaptığı elbiseden veya değeri kadar altın, gümüş verir. (Tahtavi)

Altın ile gümüş, ne niyetle saklanırsa saklansın ticaret eşyası kabul edilir. Nisap miktarı ise zekâtı verilir.

Kira ve zekât
Bugün fakir için kiralık ev çok mühimdir. Fakat zengin zekâtına mahsuben fakiri evinde oturtamaz. Çünkü bir zengin, zekâtına mahsuben, bir fakiri evinde oturtsa zekât vermiş olmaz.

Mal vermek gerekir
Sual: Fakirdeki kira alacağını almayıp zekâtına saymak caiz olur mu?
CEVAP
Zekât niyeti ile fakiri evinde parasız oturtsa, kira almasa, sahih olmaz. Çünkü, fakire zekât niyetiyle altın veya zekâta tâbi bir mal vermesi lazımdır.

Alaşımdan zekât
Sual: Bakır alaşımından yapılan bronz liraların renkleri ve şekilleri altın liralara benzediği ve altın yerine kullanıldıkları halde, bunlarla zekât verilemez mi? Vekil asıl gibi değil midir? Gümüş alaşımlı paralar da gümüşe benzediğine göre bunlardan zekât verilemez mi?
CEVAP
İkisinden de zekât verilemez. Çünkü, zekât vermek ibadettir. Altın veya gümüş olarak verilmesi lazımdır. İbadet değiştirilemez, yani dinin bildirdiği şekilde yapılması lazım ki ibadet olsun. İnsanın vekili, bunun namına ancak dinin izin verdiği işleri yapar. Fakat, bunun namazlarını vekili kılamaz. Bir fâsığın temiz olarak ve edep ile ezan okuması caiz değildir. Çünkü o günah işlediği için onun ezanı sahih olmaz. Hoparlör de fısk olan şarkıları, çalgı aletlerini yaymakta kullanıldığı için, bu fısk aleti ile ezan okumak caiz olmaz. Çünkü, ibadet değiştirilemez. Çalgıyı hiç kullanmayıp evinde bulundurmak bile caiz değildir.

Zekât verirken nelere dikkat etmeli?
1- Zekât verirken bilezik, yüzük gibi altınların işçilik ve sanat değerine değil, ağırlığına bakılır. Mesela Reşat, Cumhuriyet ve Aziz liralar 7,2 gramdır. 12 ayardan fazla olan bütün altınlar tartılıp, kırkta biri zekât olarak verilir. Bilezik, küpe, yüzük gibi çeşitli ayarlarda altını olanın, bunların içinden en yüksek olanının ayarından vermesi daha iyi, ortasından vermesi caiz, düşüğünden vermesi ise mekruhtur.

2- Zekâta tâbi mallar, altın liraların en düşüğünün, kuyumcunun alış fiyatına göre hesap edilir.

3- Nisabın üstünde bileziği olan kadının zekâtını, kocası değil, kendisi verir. (Zekâtımı bir fakire ver) diye kocasını veya başka birini vekil ederse, vekil kendi parasıyla da zekâtı verebilir.

4- Miras ve mehr-i müeccel alacakları nisap hesabına katılır, fakat zekâtı verilmez. Aldıktan sonra nisabı bulursa, diğer alacaklardan farklı olarak, sadece o senenin zekâtı verilir.

5- Zekât, farz olduktan sonra verilir. Nisaba ulaşan, zengin olduğu tarihi, hicrî kamerî aya göre bir yere yazar ve her sene o tarihte zekâtını verir. Ramazan ayını beklemez. Günü gelmeden zekât vermekte de mahzur yoktur. Gelecek birkaç yılın zekâtını önceden vermek de caizdir. Zamanı gelince tekrar hesaplanır, eksik verilmişse tamamlanır. Fazla verilmişse gelecek senenin zekâtından düşülür.

6- Nisap, yıl içinde sıfırlanınca, ilk nisabı bulduğu gün yeniden tarih atılır. Bundan bir hicrî yıl sonra, nisaba malik ise zekât verir. Sıfırlandıktan sonra, bir daha zengin olana kadar tarih atılmaz. Sıfırlanmadan, mesela 50 gram altını varsa, yıl sonu diğer paralarıyla birlikte nisaba malikse zekâtını verir. Yani sıfırlanma hariç, yıl içindeki diğer dalgalanmalara itibar edilmez.

7- Uşru verilen mal, kırk yıl kalsa, uşru da zekâtı da verilmez, ama ticaret malı hâline gelirse veya satılıp paraya, altına çevrilirse zekât malı olur. İlk zekât verme gününde zekâtını da vermek gerekir. Altın ve gümüş eşya ile kâğıt paralar, her ne suretle ele geçerse geçsin, zekât malı olurlar.

8- O ay tahakkuk eden kira borçları, zekât nisabından düşülür, gelecek aylarınki düşülmez.

9- 25-30 yıllık da olsa, uzun vadeli taksitlerle alınan krediler, zekât nisabından borç olarak düşülür.

10- Altın miktarı yarıdan az olan karışımın zekât hesabı, ağırlığıyla değil kıymetiyle yapılır.

11- Yılın yarıdan fazlasında, parasız çayırda otlayan hayvanlar, üretmek için, sütü için olursa, bunlara saime hayvan denir. Saime hayvan sayısı, nisabı bulursa, zekâtı verilir. Yün için, yük taşımak için, binmek için olursa saime denilmez ve zekâtı verilmez. Parasız çayırda otlamayıp, evde besleniyorsa, üretmek veya eti ve sütü için de beslense yine zekâtı verilmez. Çift sürmek, yük taşımak, binmek için yetiştirilen hayvanların zekâtı olmaz.

Doktorun zekâtı
Sual: Doktor, fakir hastadan muayene parasını veya zengin, fakirdeki alacağını zekâtına sayabilir mi?
CEVAP
Hayır, ikisi de zekâtına sayamaz. Hizmet karşılığı ücret alan avukat, komisyoncu, yük taşıyan kamyoncu, mühendis gibi diğer hizmet sektörlerinin tamamı için böyledir. Mesela bir avukat, fakir müvekkilindeki alacağını zekâtına sayamaz. Hattâ ticaretle uğraşanlar da, ticaretini yapmadığı başka maldan zekât veremediği gibi, kâğıt parayla da zekât veremez. Zekât, ya ticaretini yaptığı malı veya altını fakire temlik etmekle yani eline vermekle gerçekleşmiş olur. Fakirin evini veya başka yükünü taşıyıp zekâtına sayamaz.
 
Geri
Üst