Hayata Kaçiyorsun(Muhteşem bir yazı mutlaka okuyun)

aysil

Yeni Üye
Üye
Hayata Kaçiyorsun(Muhteşem bir yazı mutlaka okuyun)
Özellikle dünyada bu kadar acı varken neden mutlu olabiliyorsunuz diyenlere mutlaka okutulmalı.Birde çok derin tahliller yaparak basit olan hayatı zorlaştıran kişilere..Keyifli okumalar...



hayata kaciyorsun!!!

dostum’a

Dostum sen hayata kaciyorsun.

Kendi erdemlerini hayatin icinde bize inat siradanlastiriyorsun. Bizlere berrak bir ay isigindan korunmak icin siginacak bir sacak alti arattiriyorsun. Gundelik hayati bir multeci statusunde yasayan uc bes zavalliya nazire yapiyorsun. Hayatin pratik tum korkularini cikmazlarini ve beklenmedik surpriz anlarini teoride alt ust ediyorsun. Biz cizginin ne bu tarafina geciyor ne de obur tarafinda yer alabiliyoruz. Oysa biraz dikkat et dostum zira cogu zaman bazilari gibi sen de cizginin uzerine basiyorsun.


Kara pelerinli bir vicdan gibi aramizda dolaniyorsun. Hayatin erdemleri olabilecegini yuzumuze vuruyorsun. Kirik bir aynayi elinde tutuyor “hayata bakin!” diyorsun. Bizi icinde oldugumuz gormek istedigimiz perisan halimizle yuzlestiriyorsun. Ya biz buyuk bir yanilgi icinde cilgin gibi akan bir nehirde yumurtlayacagi yuvasini arayan sazanlar misali ters yone kulac salliyoruz ya da sen yanilmiyorsun. Sen dostum sen o aynaya sanki hic bakmiyormus gibi yasiyorsun. Belki de biz degil sen olmayacak anlara olmayacak anlamlar yukluyor buna da “iste hayat” diyorsun. Belki bu yuzden elektrik faturalarini odemek icin saatlerce sirada bekliyor ve bu dakikalari icinde yasadigin topluma derin tahlillerle sunma basarisini gosteriyorsun. Kodlanmis mesajlarin kilifinda en keskin hancerleri tasiyorsun. Oysa sen de biliyorsun. Bizim bir zorunluluk gibi yasadigimiz hayata sen cogu zaman siginiyorsun. Ustelik kirik kalpler uzerine ant icilmis gizli kalmasi gereken bir ic hesaplasmayi sen gostere gostere yapiyorsun.

Dedim ya dostum bizim gizli bir orgut uyesi tedirginligi ile kacmaya calistigimiz hayata sen kaciyorsun.

Oysa buna hakkin yok biliyor musun? Cogumuz zaten yeterince agir gelen vicdanlarla dolaniyoruz adina “hayat” denilen karanlik sikici ve anlamsiz yuklerle dolu sokak aralarinda.. Ve cogumuzu uyku tutmuyor karanlik gecelerin bol yildizli yalnizlik koridorlarinda... Biz floresan isiklari ile aydinlatmaya calisiyoruz renksiz gunluk yazilarimizi. Her isik renkleri gostermeye yetmiyor. Ve hayat “deneyim” denilen kotu anilar esliginde bir mezbeleyi andiran kalbimizin ve unutmak istedigimiz aklimizin en hain yerlerinde puslu havalarda pusu atiyor... Geceler nasil aydinlanir sen bulmusa benziyorsun. Oysa senin dalga gectigin hayat bizimle dalga geciyor bilmiyorsun... Ne gidenler geri donuyor ne donenler geldiklerinde her seyi eskisi gibi bulabiliyor. Kirik kalplerle yasamaya alistik da; alismaya hala alisamadik. Belki bu yuzden sik sik tokezliyoruz bu yuzden kendimizi profesyonel yalanlarla kandirmaya calisiyoruz. Hayatin genclik otesi post modern doneminde derin sessizliklerde kayboluyoruz.

Sen ise hayata kacisinla dost dusman catlatiyorsun.Bir hayat kackini olarak kulaklarimizin icinde kahkahalarini patlatiyorsun. Profesyonelce kosedeki bakkalin duvarinda 6’li ganyan bayiinde ya da bir deplasman otobusunde alismaya calistigimiz hayatin derinliklerinde kayboluyorsun. Sahi bunu nasil basariyorsun dostum hayata nasil boylesine uyumla tutunuyorsun...

Sana saygi duyuyoruz dostum ve saygiyla hayatin varoslarinda kayboluyoruz. İlk kez bir ask filminde rol alan porno filmlerin iyi kalpli artistleri misali “ekmek parasi abi” tesellisi ile ilan-i ask edeyim derken duyarsizca ister istemez bu hayatin irzina geciyoruz . Biz ne yaptigimizi bile bilmezken sen hayatta her seye hakim gozukuyorsun. Bizim bugun icinde kivrandigimiz ruh firtinalarindan kurtulus yolu aradigimiz assagi mahallenin cikmaz sokaklarindan sen beyaz gelinliklerle yillar once ugurlanmisa benziyorsun... Biz hayatin labirentlerinde farelerle dogru yolu ararken sen herseye yukardan bakabiliyorsun. Bizim katlanmak icin kokladigimiz hayata sen kolayca kaciyorsun. Hatalarimizi futursuzca yuzumuze vuruyorsun. Bilmiyorsun ki bu halinle bazen haksizlik ediyorsun dostum farkinda olmadan biz hayat mahkumlarini kiriyorsun...

Kolay mi zannediyorsun yalniz basinayken eski gunleri anmak. Ya da eski gunler birbiri ardina yani basinda turalarken kendini hala yalniz saymak. Yeterince agir degil mi sandin evdeyken gurbete dusmeyi. Alip basini gidememeyi. Diline doladiklarini bir kosede bekletmeyi. İlla bir kanit mi gerekiyor dusunduklerimizde ne kadar ciddi oldugumuzu gostermek icin. Gerimizde en yakin bildiklerimizi birakarak geciyoruz iste her kilometreyi. Yetmiyor mu sana bu midemizde bitmek bilmeyen agrilarin anlatmaya nedenini.. Dostum hayat cogu zaman bir fil gibi nazikce cokuveriyor insanin uzerine. O anlarda teori yetmiyor her zaman pratik dertleri ertelemeye. Eminim Sen dostum bunlari bizden cok daha iyi biliyorsun. Belki bunun icin bizim yapamadiklarimizi yapiyor hayatin icine kaciyorsun.


Biz kimi zaman bir parca hayatin disindan da bakabiliyoruz galiba sana. Gorulmez uzakliklari asabiliyoruz saniyenin binde birindeki zaman araliklarinda. Hatta bir yerlere de yerlestirebiliyoruz seni beynimizin karanlik kivrimlarinda. Ama yine de dikkat et asiri hiz olum getirir dostum hayat yolcularini da hatali sollamamali. Biz 1 . vitesi asamayan tosbagalari hayatin hizli otobanlarinda bu kadar kolay geride birakmamali. Hem bu otobandan cikani suruden ayrilani ya cete vuruyor ya mahkemeler yargiliyor ya da kurt kapiyor...

Simdi surude mi kalmali hayatin derinliklerine mi kacmali yoksa vitesi yokus yukari cikarken bosa mi almali? Bir ucurum kenarinda ilerleyen tosbagalari cok da sikistirmamali. Zira hayatin gazina basmak kolay da serde yasamak da var. İlk genclikten kalma yaz aksamlarini seslendirmis ask sarkilari acilamayan telefonlardan sonra dokulmus gozyaslarisonra unutulamayan ihanetler var. Hatta senin sofor koltugunda oturup hayatin icine keyifle direksiyon salladigin umut otobusu var dostum. Yanimizdan son hizla gecip giderken otostop cekme umudumuzu elimizden alma. Bizi kizilayin bozkirlarinda Diyarbakir’in ofis boyu tedirginliklerinde istiklal caddesinin tenhaliginda yapayalniz bir basimiza kalmaya kiskirtma.

Hem zaten yalnizlik acik kalmis bir kapi araligindan ince narin duygularimizi goz altinda tutuyor. Ve sen bizim disariya adim atamadigimiz o kapilarin sen hep esiginde duruyorsun Ne iceri giriyor ne de disari cikiyorsun. Ansizin hayatin icinde kayboluyorsun. Kolay degil Dostum hayat oyunun icinde kalmak. Icinde firtinalar koparken disariya karsi hic bir sey olmuyormus gibi davranmak. Suskunluklar anlasilmaz kiliyor keskin kisiliklerimizi ve en cok sevenlerin gazabi korkutuyor gercek askin anlamini bilenleri...

Sen bizim kactigimiz hayatlari yasiyorsun. Biz basaramiyoruz sen basariyorsun. Lutfen soyler misin dostum biz neden hep kiyida kaliyoruz Sen nasil her seferinde icinde yer aliyorsun?

Sen dostum sen hayata nasil kaciyorsun?

Cuneyt Ozdemir/Ruh Hali Kitabindan
 
Geri
Üst