| Hayatın Bir Kitap OLsaydı |

Angel_tears

Yeni Üye
Üye
| Hayatın Bir Kitap OLsaydı |
Hayatın Bir Kitap Olsaydı

Bir kitap olsaydı hayatın, kütüphanenin neresine koyardın? Tarih kitapları mı, roman mı, biyografi mi, şiir mi? Göze çarpan bir yerde mi dursun isterdin yoksa dikkatli bakanların bile göremeyeceği bir yerde mi? Sık sık açıp okur muydun? Yoksa ara sıra tozunu almaktan ibaret mi olurdu ilişkin hayatını yazdığın kitapla? Yaşamda güzel şeyler yaptıysan, insan gibi yaşadıysan ve yaşattıysan herkesin görebileceği bir yerde olsun isterdin gurur duyarak. Göz önünde dursun isterdin ki sende dahil herkes sık sık açıp okusun, faydalansın.

Kitabı eline alan sonuna kadar okur muydu, yoksa hemen sıkılır mıydı? En hüzünlü, en sevinçli, “hayatımda ilk kez” dediğin anların yazılı olduğu sayfalarda, kağıdın ucunu katlayıp bırakan bir okur görsen ne hissederdin? Senin için en zor anları gülümseyerek, en mutlu anları acıxxx, en tuhaf anlarını anlamadan okuyanlara ne derdin ya? Kızar mıydın anlayışsızca yoksa herkes ayrı bir vicdana sahip ve bu yüzden herkesin kendine has bir gerçeği var der güler geçer miydin?

Kararsız olduğun zamanlarda sonucu bilerek ahkam kesenlere kızar mıydın? Haklı olsalar bile hak vermez miydin hata yaptığında akıl öğretenlere? Göz göre göre yaptığın hatalara bir kez daha pişman olmaz mıydın? Hayatını yazan kitabın içeriğine değil de, kalınlığına bakanlar moralini bozar mıydı? Harflerin büyüklüğü küçüklüğü ile ilgilenenlere o harfleri yaşayan biri olarak sadece acı acı gülümserdin. Heyecanla sonunu merak edenlere, sonunu bilip de söylemeyen bir muziplikle bakardın.

Hayatın kitap olsaydı, sen en çok hangi bölümlerini severdin? Hangi sayfaları yırtıp atmak, hangi satırları tekrar tekrar okuyup altını çizmek, hangi cümleleri bir daha yaşamak isterdin? Hayatın kitap olmaktan; kitap senin hayatını anlatmaktan memnun olur muydu? İkinci baskı yapar mıydı? Yoksa kitaplıkların tozlu raflarında yıllarca kalır mıydı? Hayatın kitap olsa o kitabı sever miydin? Senin başucu kitabın olur muydu? Konuşurken, yazarken onu referans alır mıydın? Yoksa görmezden mi gelirdin, inkar mı ederdin, utanç mı duyardın?

Kitabına ne isim verirdin? “Hatalarım”, “Doğrularım”, “Hayat ne kadar hızlı” ya da “Aşklarım ve nefretlerim” mi? Kapağına nasıl bir fotoğraf koyardın? Bir vesikalığını mı, gülen, düşünen ya da ağlayan bir portreni mi?

Hayatın kitap olsaydı, başka kitaplardan ne farkı olurdu? Fazladan ne anlatırdı, farklı olarak ne söylerdi, neyi söylemeyi gereksiz bulup geçerdi? Daha fazla ne öğretirdi okuyana, ne verirdi? Hayatın kitap olsa hayatı özetler miydi? En güzel yeri neresi olurdu? Başlangıcı mı, ortası mı, sonu mu yoksa hepsi mi? Hayatı sevdirdiği kadar, ölümü de sevdirir miydi? Ya da hayata yüklediği güzellikler, ölümü katlanamaz kılan türden mi olurdu? Yoksa hayata verdiği anlam, ölümü de güzel gösteren bir anlam mı ifade ederdi?

Sonuç olarak, yaşam aslında bir kitap; yaşadıkça kendiliğinden yazılan ama ancak ölüm ötesinde okunan, hem de satır satır tekrardan yaşanırcasına okunan ve satır satır, noktası virgülüne değerlendirmesi yapılan bir kitap... İşte böyle bir kitap ile ölüm ötesine geçildiğine göre; demek ki makbul olan, bu kitabı ölüm ötesinde okurken üzülmeyecek, vicdan azabı duymayacak şekilde yazmak. Sıkça yinelenen ve ders alınmamış hataları az, beşeri kusurları ve zaafları yıllar içinde giderek azaltılmış, beşeri ve maddesel koşullandırmalardan çok, vicdani koşullandırmalarla sürdürülmüş bir yaşam kitabı olmalı bu kitap ki, ölüm ötesinde sadece kendimiz değil, ruhsal dostlarımız da bundan memnun olsun ve hatta bizimle övünsünler.

Çünkü, biz yaşamımızda ruhsal ailemiz yani gerçek dostlar topluluğumuz adına onlardan bir ömür kısalığında uzaklaşıp, bu gezegene indik ve bir yaşam kitabı oluşturduk. Bu kitapta onların da yararlanabileceği deneyim özleri, idrak pırıltıları olursa, elbette ki onlar da bundan mutluluk duyacaklardır. Eğer yaşam kitabımız, hiç değilse, ortanın üzerinde başarılı ise; bir bakıma onlara enkarne olmadan önce Ruhsal Alem’de verdiğimiz sözü her şeye rağmen gerçekleştirmiş olmanın iç huzurunu hep birlikte yaşarız. Yaşam kitabını bizden beklendiği şekilde yazmış olmanın yani erdemli insanlara özgü bir yaşam geçirmiş olmanın verdiği mutluluktur bu...

Peki, bunu başaramamışsak ne olacak? Bunu başarana kadar tekrar tekrar başarılı bir kitap yazma denemeleri sürecek; zaten olmakta olan da budur... Hepimize başarılar...
 
Geri
Üst