'hayir' Diyemeyenler Bu Yaziyi Okusun!
Ne kadar büyürsek büyüyelim, aklımız ne kadar gelişmiş olursa olsun, kimimiz hiçbir zaman kendisinden bir işi yapması için ricada bulunulduğunda, ‘hayır’ demeyi beceremez. Diyemediğinden de başına olmadık dertler açar, huzuru kalmaz. Yanına her yaklaşan kendisinden bir şey isteyecek ve o da “hayır” diyemeyecek diye endişeyle yaşar.
‘Hayır’ demek hoş bir duygu değildir. Hele sevdiklerinize veya oldukça iyi iş ilişkilerinizin olduğu bir müşterinizin taleplerine ‘hayır’ demek zordur. Ya da ufacık bir çocuğun rica dolu gözleri ile karşılaşıldığında ‘hayır’ demek bizim için daha da güçleşir.
Red belirten bir kelime olduğundan, bunu hem duyan hem de söyleyenin morali bozulur.
Ama şurası da bir gerçektir, bir talebi geri çevirmek durumunda kaldığımızda her zaman bu kelimeyi doğrudan kullanmak zorunda değiliz. Madem olumsuz bir red kelimesidir bu, madem hem söyleyeni ve hem de duyanı mutsuz eder, o zaman onu kullanmamın yollarına bulmalıyız. Peki hayır dememiz gereken zamanlarda ne yapacağız ?
Gelin biz doğrudan ‘hayır’ demek yerine farklı bir yol takip ederek, karşımızdaki insanları kırıp üzmeden istenmedik olaylar yaşamaktan nasıl kurtulabiliriz şöyle bir bakalım:
Bize yapılan taleplere ‘hayır’ demeyip, karşımızdaki insanlardan, düşünmek ve değerlendirme yapmak üzere zaman isteyelim. Üzerinde düşünmek, dinlenip olayları mantık süzgeçinden geçirmeye yarar. Bu sayede çeşitli olasılıklar üzerinde durabilir ve ileride çıkabilecek problemleri hesaba katabiliriz.
Elbette her talepte aynı yöntemin uygulanması mümkün değildir. Örnek olarak bize ikram edilen bir çöreği yemek istemediğimizde ‘Bir dakika ben bu konuyu azıcık düşünmeliyim,’ diyemeyiz. Bu ve benzeri durumlarda red nedenlerimizi net ve kibarca açıklamamız karşımızdaki insanı kırmaz, hem de bizim durumdan rahatsız olmamızı önler. Öte yandan alınması gerekli önemli kararlarda, doğrudan ‘hayır’ veya ‘evet’ diyerek daha sonra pişman olmaktansa, düşünmek için zaman istemek, durumu her açıdan değerlendirmemizi sağlayarak işimizi kolaylaştıracaktır. Bu aşamalarda şunlardır.
-Karşımızdaki insanlardan bize yapılan talebi mantık süzgecinden geçirmek üzere zaman istedikten sonra oturup şöyle bir düşünelim. Bunu yaparken de hem kendimizin hem de etrafımızdaki insanların ‘hayır’ dememiz durumunda zarar görüp görmeyeceğini kestirmeye çalışalım. Tüm senaryoların bir anda aklımıza gelmesi, durumun her zaman tam olarak değerlendirilmesi mümkün olmayabilir. Alacağımız karar yanlış bile olsa önümüzdeki zamanlarda en azından çaba gösterdiğimiz için suçlu psikolojisi içerisine girmekten ve kendimizi yıpratmaktan kurtulmuş oluruz.
-Yaptığımız değerlendirmelerden sonra, ‘evet’ demeye karar vermişsek problem yok. Talebi yapan kişiye cevabımızı verir, sonuçlarını da yaşamaya razı oluruz. ‘Evet’ demeye karar verip, olumlu cevabımızı ilettikten sonra durum olumsuz bir hale gelse bile, yaşadıklarımızın yükünü kaldırabilmek adına kendimize destek vermeli ve hatalarımıza sahip çıkmalıyız.
-Cevabımız olumlu olmayacaksa da bize talebi yapan kişiye açıklamak gerekmektedir.
Dolayısıyla neden ‘hayır’ dememiz gerektiğine dair sebeplerimizi birer birer çıkarıp aklımızda tutmalı ve karşımızdaki insanla konuşmak üzere gerekli hazırlığımızı tamamlamalıyız.
Konuşmak ve olumsuzlukları dahi olumlu cümlelerle ifade etmek, işin en önemli kısmıdır. Bizler çoğunlukla ‘hayır’ dememiz gereken durumlarda strese girdiğimizden, sıkıntımız karşıdakine de yansır ve olumlu cümleler kullansak dahi durumun olumsuz bir görünüm kazanmasına engel olamayız.
Konuyu incelememiz ve herkesin faydasına olacak şekilde değerlendirmemiz, bu aşamada kendimizden emin olmamıza, bunu hissetmemize ve böyle görünmemize yardımcı olacaktır.
Birde konuşma esnasında vücut dilimize dikkat etmemiz çok önemlidir. Özellikle bizi iyi tanıyan insanlar ağzımızdan çıkan sözlerin yanında vücudumuzun verdiği sinyalleri de bildiklerinden, sözlerimizle, vücudumuzun uyumuna dikkat etmemiz gerekir.
Sıra geldi işin en dikkatli olunması gereken kısmına, şimdi yapacağımız ise, kesinlikle ‘hayır’ sözcüğünü kullanmadan karşımızda bulunan insana cevabımızın neden olumsuz olduğunu anlatmaya.
Sebeplerimizi birer, birer söyleyerek, gerekirse açıklayarak, olumsuz kelimelerden kaçınarak, olumlu cümlelerle beslenmiş ifadelerle neden ‘hayır’ dediğimizi anlatmalıyız. Amaç elbette karşımızdaki insanı aldığımız kararın doğru olduğu konusunda ikna etmek ve böylelikle olası bir kırgınlığı önlemektir.
Açıklamalarımızı detaylıca yaptığımıza kendimiz inandıktan sonra karşımızdaki insana davranışlarımızın eski düzeninde devam etmesi gerekmektedir. Kimi zaman taleplere, red cevabı verildiğinde, her nasıl iletilmiş olursa olsun, sonuç red edilmek olduğundan, bir süre de olsa karşımızdaki insanların kırgın davranışlarına katlanmak zorunda kalabiliriz. Böyle durumlarda biz davranışlarımızı değiştirmez ve her şeyde olması gerektiği gibi davranırsak, durumun bir süre sonra normal hale döndüğünü kendimizde görürüz.
‘Hayır’ kelimesinden uzak durmamız nedeni ile karşımızdaki insana yapamayacağımızı, ve yapamama sebeplerimizi anlaması için yaptığımız açıklamalar uzun olabilir. Ancak bildiğiniz gibi, sevdiğimiz insanlar bu kadar emeği hak ederler değil mi?
‘Hayır’ demek hoş bir duygu değildir. Hele sevdiklerinize veya oldukça iyi iş ilişkilerinizin olduğu bir müşterinizin taleplerine ‘hayır’ demek zordur. Ya da ufacık bir çocuğun rica dolu gözleri ile karşılaşıldığında ‘hayır’ demek bizim için daha da güçleşir.
Red belirten bir kelime olduğundan, bunu hem duyan hem de söyleyenin morali bozulur.
Ama şurası da bir gerçektir, bir talebi geri çevirmek durumunda kaldığımızda her zaman bu kelimeyi doğrudan kullanmak zorunda değiliz. Madem olumsuz bir red kelimesidir bu, madem hem söyleyeni ve hem de duyanı mutsuz eder, o zaman onu kullanmamın yollarına bulmalıyız. Peki hayır dememiz gereken zamanlarda ne yapacağız ?
Gelin biz doğrudan ‘hayır’ demek yerine farklı bir yol takip ederek, karşımızdaki insanları kırıp üzmeden istenmedik olaylar yaşamaktan nasıl kurtulabiliriz şöyle bir bakalım:
Bize yapılan taleplere ‘hayır’ demeyip, karşımızdaki insanlardan, düşünmek ve değerlendirme yapmak üzere zaman isteyelim. Üzerinde düşünmek, dinlenip olayları mantık süzgeçinden geçirmeye yarar. Bu sayede çeşitli olasılıklar üzerinde durabilir ve ileride çıkabilecek problemleri hesaba katabiliriz.
Elbette her talepte aynı yöntemin uygulanması mümkün değildir. Örnek olarak bize ikram edilen bir çöreği yemek istemediğimizde ‘Bir dakika ben bu konuyu azıcık düşünmeliyim,’ diyemeyiz. Bu ve benzeri durumlarda red nedenlerimizi net ve kibarca açıklamamız karşımızdaki insanı kırmaz, hem de bizim durumdan rahatsız olmamızı önler. Öte yandan alınması gerekli önemli kararlarda, doğrudan ‘hayır’ veya ‘evet’ diyerek daha sonra pişman olmaktansa, düşünmek için zaman istemek, durumu her açıdan değerlendirmemizi sağlayarak işimizi kolaylaştıracaktır. Bu aşamalarda şunlardır.
-Karşımızdaki insanlardan bize yapılan talebi mantık süzgecinden geçirmek üzere zaman istedikten sonra oturup şöyle bir düşünelim. Bunu yaparken de hem kendimizin hem de etrafımızdaki insanların ‘hayır’ dememiz durumunda zarar görüp görmeyeceğini kestirmeye çalışalım. Tüm senaryoların bir anda aklımıza gelmesi, durumun her zaman tam olarak değerlendirilmesi mümkün olmayabilir. Alacağımız karar yanlış bile olsa önümüzdeki zamanlarda en azından çaba gösterdiğimiz için suçlu psikolojisi içerisine girmekten ve kendimizi yıpratmaktan kurtulmuş oluruz.
-Yaptığımız değerlendirmelerden sonra, ‘evet’ demeye karar vermişsek problem yok. Talebi yapan kişiye cevabımızı verir, sonuçlarını da yaşamaya razı oluruz. ‘Evet’ demeye karar verip, olumlu cevabımızı ilettikten sonra durum olumsuz bir hale gelse bile, yaşadıklarımızın yükünü kaldırabilmek adına kendimize destek vermeli ve hatalarımıza sahip çıkmalıyız.
-Cevabımız olumlu olmayacaksa da bize talebi yapan kişiye açıklamak gerekmektedir.
Dolayısıyla neden ‘hayır’ dememiz gerektiğine dair sebeplerimizi birer birer çıkarıp aklımızda tutmalı ve karşımızdaki insanla konuşmak üzere gerekli hazırlığımızı tamamlamalıyız.
Konuşmak ve olumsuzlukları dahi olumlu cümlelerle ifade etmek, işin en önemli kısmıdır. Bizler çoğunlukla ‘hayır’ dememiz gereken durumlarda strese girdiğimizden, sıkıntımız karşıdakine de yansır ve olumlu cümleler kullansak dahi durumun olumsuz bir görünüm kazanmasına engel olamayız.
Konuyu incelememiz ve herkesin faydasına olacak şekilde değerlendirmemiz, bu aşamada kendimizden emin olmamıza, bunu hissetmemize ve böyle görünmemize yardımcı olacaktır.
Birde konuşma esnasında vücut dilimize dikkat etmemiz çok önemlidir. Özellikle bizi iyi tanıyan insanlar ağzımızdan çıkan sözlerin yanında vücudumuzun verdiği sinyalleri de bildiklerinden, sözlerimizle, vücudumuzun uyumuna dikkat etmemiz gerekir.
Sıra geldi işin en dikkatli olunması gereken kısmına, şimdi yapacağımız ise, kesinlikle ‘hayır’ sözcüğünü kullanmadan karşımızda bulunan insana cevabımızın neden olumsuz olduğunu anlatmaya.
Sebeplerimizi birer, birer söyleyerek, gerekirse açıklayarak, olumsuz kelimelerden kaçınarak, olumlu cümlelerle beslenmiş ifadelerle neden ‘hayır’ dediğimizi anlatmalıyız. Amaç elbette karşımızdaki insanı aldığımız kararın doğru olduğu konusunda ikna etmek ve böylelikle olası bir kırgınlığı önlemektir.
Açıklamalarımızı detaylıca yaptığımıza kendimiz inandıktan sonra karşımızdaki insana davranışlarımızın eski düzeninde devam etmesi gerekmektedir. Kimi zaman taleplere, red cevabı verildiğinde, her nasıl iletilmiş olursa olsun, sonuç red edilmek olduğundan, bir süre de olsa karşımızdaki insanların kırgın davranışlarına katlanmak zorunda kalabiliriz. Böyle durumlarda biz davranışlarımızı değiştirmez ve her şeyde olması gerektiği gibi davranırsak, durumun bir süre sonra normal hale döndüğünü kendimizde görürüz.
‘Hayır’ kelimesinden uzak durmamız nedeni ile karşımızdaki insana yapamayacağımızı, ve yapamama sebeplerimizi anlaması için yaptığımız açıklamalar uzun olabilir. Ancak bildiğiniz gibi, sevdiğimiz insanlar bu kadar emeği hak ederler değil mi?
