Hoca Ali Rıza Hakkında

Bilge Gökçen

Yeni Üye
Üye
Hoca Ali Rıza Hakkında
hoca ali rıza tabloları hoca ali rıza nın hayatı sanat anlayışı eserleri hakkında bilgi eserlerinin isimleri
Hoca Ali Rıza ( 1858)




--------------------------------------------------------------------------------
1858 yılında Üsküdar'da doğduğu için sanat tarihimize Üsküdar'lı Hoca Ali Rıza adıyla geçmiştir. Süvari binbaşısı Mehmet Rüştü Bey'in oğludur. Rüştiyedeki öğrenciliği sırasında resim derslerindeki yeteneği ile dikkat çeken Hoca Ali Rıza, resim derslerini Osman Nuri Paşa, Süleyman Seyyid Bey ve Kez'den almıştır. 1884'te teğmen olarak Harbiye'yi bitiren genç ressam, bu yüksek okula resim öğretmeni olarak girmiştir.

Onun bu dönem resimlerinde ve daha sonraki yıllarda, doğup büyüdüğü Üsküdar ve Karacaahmet'in sessiz köşelerini, kıyı kahvelerini ve güneşli kayalıklarını tercih ettiği görülür. Tek başına bir "okul" etkinliğiyle çok sayıda öğrenci yetiştiren Hoca Ali Rıza, resim derslerinde kullanmak üzere desen albümleri hazırladı. İkinci Meşrutiyet'ten sonra kurulan Osmanlı Ressamlar Cemiyeti'nde başkanlık yaptı. Yurtdışına çıkmamış ressamlarımızdandır. Harbiye'de çalışırken bir ara İtalya'ya resim öğrenimi için gönderilmesine karar verildiği halde, Napoli'deki bir kolera salgını buna engel olmuştur.

Berlin üniversitelerinin kendisi ile ilişkiler kurmak için çabaladığı bu ünlü sanatçımız kurşunkalem çalışmalarında kurallar kurmuş bir üstattır. Bugün Hoca, Türk Resim Sanat Tarihi'nde eşine rastlanmayan bir değer olarak kabul ediliyor. Aşık olduğu tabiatın içine girip resimler yaparak ömrünü tamamlamıştır. Her sabah şafakla birlikte kalkar, Üsküdar'ın ve Boğaz'ın zenginliklerle dolu tepelerine tırmanır bir kaya parçasından, bir yelkenliden, bir fıstık ağacı siluetinden, bir İstanbul ahşap evinden bin bir renk manzumesi ile şaheserler yaratırdı. Hoca için realizmin en zengin temsilcisi diyebiliriz. Hoca yaşadığı çağın üstünde bir sanat anlayışına sahipti. 1930 yılında ölen Hoca Ali Rıza'nın mezarı Üsküdar Karacaahmet'tedir.

Resimlerini yemesinler diye fareleri beslerdi ...

Her sabah şafakla beraber 'Kırkambar' adı verilen resim kutusunu omuzlayıp eşeğiyle Üsküdar'ın tepelerine resim yolculuğuna çıkardı, Ressam Hoca Ali Rıza... O, Türk resim tarihine 3 bini aşkın çalışmasıyla en çok eser bırakan ressam... Sanat Danışmanı Raffi Portakal, "Hoca Ali Rıza karakalem desenleri ve suluboya çalışmalarıyla bir kilometre taşıdır" diyor. Ömrünü resim yapmaya adayan Hoca Ali Rıza'nın ilham kaynağı Kız Kulesi, Çamlıca, Üsküdar'ın ahşap evleri, Karacaahmet Mezarlığı ve Beykoz'du. 1858 yılında doğduğu Üsküdar'ın tarihi dokusunu tablolarıyla günümüze bıraktı. Günümüzde değeri daha iyi anlaşılan ünlü ressam, 20 Mart 1930'da öldü.

SAKİN VE ÜRETKEN
Kendisini yaşamı boyunca peyzaj ressamı olarak nitelendiren Hoca Ali Rıza, ölümünün 75. yıldönümünde, 20 martta en sevdiği yerde anıldı. Hoca Ali Rıza'nın tablolarına defalarca esin kaynağı olan Kız Kulesi, ölüm yıldönümünde de sanatçı ve ressam dostlarının toplandığı yer oldu. Ceysanat, Üsküdar Belediyesi ve Kız Kulesi yönetiminin işbirliği ile düzenlenen toplantıya, Hoca Ali Rıza'nın torunu Cem Ener, Ressam Dinçer Erimez, Uğur Derman, Ümit Gezgin, Cavit Mukaddes, Naciye Turgut gibi birçok sanatçı ve araştırmacı katıldı. Ressam Hoca Ali Rıza'nın torunu Cem Ener, hiç tanımadığı dedesinin tablolarıyla büyüdüğüne işaret ederken, dedesinin ilginç özelliklerinden de bahsetti. Hayatı boyunca resimlerini satmak yerine hediye etmeyi tercih eden Hoca Ali Rıza, sakin ve hümanist kişiliğiyle tanınıyordu. Torunu Ener, dedesiyle ilgili hatıraları tebessümle anlatıyor: "Dedemi hiç tanımadım fakat annem hep bahsederdi. Vasıfsız konuşmaları, üretken olmadan geçirilen zamanları hiç sevmezmiş. Uzun bayram ziyaretlerinden çok sıkılırmış ve uzayıp giden konuşmalara engel olmak için kendince bir çözüm geliştirmiş. Lokum almaya gittiğinde lokumları kendisi gibi sakin misafirler ve konuşkan misafirler için iki ayrı şekilde kestirirmiş. Dedemin büyük lokumları ikram ettiği konuşkan misafirler, lokumu midelerine indirene kadar epeyce zaman geçer, lüzumsuz konuşmalara fırsat vermeden bayram ziyareti sona erermiş."

ESERLERİ ÇOK DEĞERLİ
Konuşmacı olarak anma törenine katılan Ressam Uğur Derman ise Hoca Ali Rıza'nın hayatı boyunca hep kirada yaşadığını ve hiç evi olmadığını söylüyor: "Bir gün Hoca evinden taşınmaya karar vermiş fakat bulduğu ev fareli olduğundan ressamı uyarmışlar. Eğer o eve taşınırsan, fareler resimlerini yer diye... Hoca hiç kulak asmamış, kendisine farelerle nasıl başa çıktığını soranlara, 'Fareler aç olursa beni rahatsız eder, ben onların yuvalarının önüne su ve yiyecek bırakıyorum, böylece beni rahatsız etmiyorlar' demiş." Gerçekçiliğin en önemli temsilcilerinden biri olan Hoca Ali Rıza hayatı boyunca eserlerini satmadı. Torunu Cem Ener, "Dedem tablolarının bugün 150-200 bin YTL.'den satıldığını görse şaşırırdı" diyor. Türk sanat tarihinin Üsküdarlı ressamı, Harbiye kökenli Hoca Ali Rıza, birçok ressam da yetiştirdi. Öğrencileri arasında İhsan Çanakkaleli, "Diyarbakırlı Tahsin" olarak bilinen Tahsin Bey ve Mehmet Ali Laga gibi birçok ressam var. Hoca Ali Rıza'nın yolundan ilerleyenler arasında Ali Rıza Beyazıt ve Sami Yetik de bulunuyor. Hoca Ali Rıza'nın eserlerinin fiyatlarının 10 bin YTL'den 200 bin YTL'ye kadar çıktığını söyleyen Sanat Danışmanı Raffi Portakal, pek çok koleksiyonda ressamın eserlerinin yer aldığını belirtiyor: "Hoca Ali Rıza'nın figür kullandığı resimler çok nadir olduğundan daha değerlidir. Bu resimlerin en önemlisi 'İstanbul'da bir simit satıcısı'dır. Ressam çok üretken olduğundan birçok koleksiyonda ve müzede eserleri yer alıyor. Erdoğan Demirören, İbrahim İter bu koleksiyoncular arasında. Eskiden Kemal Erhan koleksiyonunda çok sayıda Hoca Ali Rıza eseri vardı." Ressamın eserlerinin bir kısmı, Milli Kütüphane, Eczacıbaşı Sanal Müzesi, Sakıp Sabancı Müzesi ve Resim Heykel Müzesi'nde bulunuyor. [/b]
 
Geri
Üst