Hurafe laflar..

UzakMavi

Yeni Üye
Üye
Hurafe laflar..
Ayak ayak üstüne atılarak yemek yenmez, sofraya saygısızlıktır denir ve kıtlığa işaret sayılır.
Ayna kırılması uğursuzluktur; aynanın kırıldığı ev yedi sene iflâh olmaz denir.
Aayin onüçü uğursuz sayılır, o gün hiçbir şey yapılmaz.
Arabanın önünden geçilmez.
Arabanın önünden tavsan geçmesi uğursuzluk sayılır.
Ayakta pantolon giymek yoksulluğa işaret sayılır.
Aksam karanlığında kimseye süt verilmez, verilirse hayvan sütten kesilir denir.
Ayva çok olan yerin kişi azgın olur denir.
Ateşle oynayan çocuk altını ıslatır.
Baykuşun saçakta ötmesi ölüme işaret sayılır.
Bir şeyi kırk kere söylersen olur denir.
Bir insanin başka bir insana domuz demesi uygun bulunmaz; diyenin iştahını kırk gün kesileceğine inanılır.
Bir kimseye süt verilirken içine küçük bir kömür parçası ya da bir yeşil yaprak atılır, atılmazsa hayvanin sütünün kesileceğine inanılır.
Bir evin çevresinde kargaların gezinip uçması iyi sayılmaz.
Cuma saati yola çıkılmaz.
Cuma günü salâ ezan arasında is yapılmaz.
Cumartesi ve Sali günleri çamaşır yıkanmaz.
Çocuk yalnız bırakılmaz, bırakmak gerekirse yanına bir süpürge konur.
Çamaşır kazanı uzun süre ateşte bırakılmaz, bırakılırsa o evden cenaze çıkar denir.
Çocuklara nazar değmemesi için nazar boncuğu takılır.
Çam ağacının kozalağının çok olması o yıl kışın şiddetli olacağına işaret sayılır.
Çarşamba günü yorgan kaplayan hastalanır.
Çocuğun üstünden atlanmaz, atlanırsa boyu kısa kalır denir.

Çocuk çamaşırlarının gün batımına kadar dışarıda askıda kalması çocuğun büyülenmesine neden olur, diye düşünülür.
Dince kutsal sayılan gecelerde süpürge isi yapılmaz.
Doğum yapmış bir kadının gece gezmesi iyi sayılmaz.
Dört yapraklı yoncayı bulanın talihinin açılacağına inanılır.
Ezan sırasında duyulan köpek uluması ölüm haberi sayılır.
Evde bebek emeklerse misafir gelir, denir.
Eller birbirine bağlanmaz, bağlanırsa kısmetin kesilir denir.
El ve ayak tırnakları birden kesilmez, kesenin bir üzüntü bir sevinçle karsılaşacağına inanılır.
Esnerken ağız kapanır, kapamayan şeytana ezan okumuş sayılır.
Elden ele makas alınmaz, makas düşman sayılır.
Ezandan sonra komşuya ekmek mayası verilmez.
Erkek çocuğun kesilen ilk saçı atılmaz, babasının cebine bereketi artar inancı içinde konur.
Ekmek kırıkları atılmaz, toplanıp yenirse evin bereketi çok olur denir.
Eellerini kavuşturanın kısmeti kapanır, anası ölür denir.
Geceleri tırnak kesilmez geceleri aynaya bakılmaz.
Gelinin anne evine dönmesi için gelin arabasının ardından su dökülür, su tası ters çevrilip üstüne oturulur.
Gece sakız çiğnenmez, çiğneyenler için ölü eti yiyor denir.
Gece ayağı ile oynayanın anne ya da babasının öleceğine inanılır.
Gece islik çalınmaz, çalan için şeytanı çağırıyor denir.
Gece örümcek almak günah sayılır.
Gece yıldızları saymak iyi değildir denir.
Gece dışarıya kül atılmaz, suya kızgın kül dökülmez; yapanların uğrayacağına, yani cin çarpmasına tutulacağına inanılır.
Gece yorgan kaplanmaz.
Gece çamaşır yıkanan yerden geçilmez, çamaşır sularının üzerine basılmaz.
Gece kapı arkasında oturulmaz, oturanın iftiraya uğrayacağı düşünülür.
Gelin ayakkabısının altına mahalledeki kızların isimleri yazılır, düğün sonunda kimin ismi silinmediyse önce onun evleneceğine inanılır.
Gelin arabasının önünden geçilmez.
Gece vaktinden önce horoz ötmesi uğursuzluk sayılır.
Gökkuşağının altından geçen insanin cinsiyet değiştireceğine inanılır.
Hıçkırık tutunca; bir kimse andı denir ve dostsa ansın, düşmansa çatlasın diye söylenir.
Hapse giren, ölen birinin yüzüğünü takarsa çabuk çıkar denir.
Hastalar kursun dökülür.
İki bayram arası düğün yapılmaz.
ikindiden sonra el isi yapılmaz.
ikindiden sonra bebek çamaşırı güneşe asılmaz.
insan üzerinde giysi söküğü dikilmez.
ikindiden sonra hiçbir yere kül atılmaz.
insanin önünden kara kedi geçmesi uğursuzluk sayılır.
ikindiden sonra örümcek alınmaz.
işi yarıda bırakanın ölümü zor olur denir.
iki bebek kırkı çıkmadan ayni odada bulundurulmaz. bulundurulursa birinin büyüyeceğine diğerinin kısa boylu kalacağına inanılır, buna kırk basar denir.
iki bayram arası nikâh kıyılmaz.
iğde dalı, leylek boku ve mavi boncuk bir araya bağlanır, koltuk altına konursa nazar değmez denir.
iki gelin ayni eve alınmaz.
ise giden erkeğin önünden geçilmez.
iki kadının arasından geçen erkek karısına söz geçiremez.
Mesleğinde yükselmesi için kiremitliğe atmak gerekirmiş.

Yolculuğa çıkan kişinin önüne ilk çıkan kişi uğurlu ya da uğursuzluk getirirmiş.
Yeni gelinin kucağına erkek bebek verilir.
Yeni doğan bebeğin eline iyi huylu olsun ve iyi okusun diye kalem tutturulur.
Yüzüğün sol ele takılması iyi sayılmaz.
Yeni evlenen erkeğin düğününden sonra eve ilk girişinde bardak kırması uğurlu sayılır.
Yeni doğan bebek cuma günü yıkanmaz.
Yeni doğan bebeğin ağzına üflenirse o bebeğin cana yakın olacağına inanılır.
Yemekte bardaktan su dökülürse eve misafir gelir.
Yalan yere yemin edenin başında yemin tutmasın diye ekmek çevrilip köpeğe atılır.
Yemin eden kişi, yemin ederken sağ ayağını kaldırırsa yemini kabul olmaz.
Yaranın üzerinde ekmek çevrilir, sabah ezanından önce mezarlığa gidip atılır, arkasına bakmadan eve dönülürse yara geçermiş.
Yatakta yayılıp yatanın rızkı bol, büzülüp yatanın az olurmuş.
Yaranın üzerinde ekmek ya da seker çevrilir, sabah ezanından önce bir köpeğe atılırsa yara geçer.
 
Geri
Üst