Hz isa dünyaya tekrar gelecekmi?

Uzman SühaN

Administrator
Hz isa dünyaya tekrar gelecekmi?
Hazreti İsa’nın tekrar dünyaya peygamberlik vasfı alınarak geri geleceği ve hz.Mehdi’ye tabi olacağı söyleniyor. Allah(cc.)verdiği vasfı geri alır mı (verilen rütbeyi geri alması gibi)? O kişi bidayette peygamber idi ve öyle doğdu öyle yaşadı.
CEVAP:
Allahu teala İnşirah Suresinde mealen; ” (Ey Rasulüm) Biz senin zikrini yükseltmedik mi?” buyurmuştur. Hak Teala Peygamber (s.a.v.) efendimizin zikrini (şanını) yükseltmek için Hz. İsa’yı (a.s.) tekrar dünyaya gönderecektir. Hazreti İsa (a.s.) dünyaya peygamber olarak gelmeyecektir. Zira onun peygamberlik görevi ahirete çekilmekle sona ermiştir. Ancak, peygamberlik vasfı bakidir. Bir misal ile konuyu izah edecek olursak, dünya hayatında yaşayan bir müfti veya imam emekli olduğunda görevleri biter, ama vasıfları baki kalır.
Hz. İsa’nın hz.Mehdi’ye tabi olması ictihad babından değil, devlet idaresi bakımındandır. Hz.Yusuf’un, kendi zamanındaki firavunun(hükümdar) memuru olması gibi. Hz.İsa’da kendi zamanının hükümdarı olacak olan, hz.Mehdi’ye tabi olacaktır. Not:Eski Mısır’da hükümdarlara “Fir’avn” derlerdi.

SORU: Peygamberimizin son peygamber olduğuna şehadet ediyor inanıyorum, inanıyoruz. O halde hz. Mehdi hangi vasıfla niye gelsin? Din tamamlandı gelen geldi. Uyarıcı olarak peygamberimiz ve Kur’an-ı Kerim geldi ve din tamamlandı. Neden biz müslümanlar Hz. İsa’nın gelmesinde bir beklenti içindeyiz? Zannediyorum ki, bu işte hiristiyanların bir oyunu olduğu hissi var bende. Hz. Peygamberimiz miraçta Hz. İsa’yla görüştüyse ki, görüştü. Demekki vefat etti zannediyorum. Saygılarımla. Yanlış sözümden düşüncelerimden Allah’a (c.c.) sığınıyorum.

0.jpg








CEVAP: Hz.Mehdi’nin gelmesi ile ilgili haberler Tirmizi ve Ebû Davud gibi sahih hadislerde mevcuttur. İbnu Mesut(r.a.)’ın rivayetinde, Peygamber (s.a.v.) Efendimiz buyurdularki:
-“ Dünyanın tek günlük ömrü kalmış olsa bile Allah, o günü uzatıp ehl-i beytimden birini, ki bu zatın ismi benim ismime uyar, babasının ismide babamın ismine uyar. Bu zat, yeryüzü eskiden cevr ve zulüm doluyken, aksine onu adalet ve hakkaniyetle doldurur.”( Kütübü Sitte 14.c 275.shf.) (Ebu davud, mehdi1.4282) (Tirmizi,Fiten 52, 2231,2232)
İslamın nurunun tamamlanması, sadece Kur’ân’ın nüzulünün tamamlanması ile değil, Kur’ân-ı Kerim’in nurunun velilerin kalbinde inkişaf edip, gönüllerde zuhuru ve belli bir sürede olsa Kur’an’ın hükümleriyle, tüm dünyada hükmedilmesi ile tamam bulacaktır ancak. Bu da Hz.İsa (a.s.) gibi bir peygamberin, Muhammed(s.a.v) ümeti olması ile mümkün görülmektedir.

Ehl-i Sünnet alimlerinin Kur’an tefsirlerinde, İsa Peygamberin asılmadığı, çarmıha gerilmediği belirtilmektedir:
” وماقتلوه وماصلبوه ولكن شبّه لهم” Ve mâ katelûhü ve mâ Salebûhü ve lâkin şübbihe lehüm.” mealen: “Onu(İsa’yı) öldürmediler ve asmadılar, fakat onlara öyle göründü.” (En-Nisa /157 )
Ayette İsa’nın öldürülmediği hususu bu kadar açık iken başkaları neyin peşindeler? Hz. İsa’nın vefat edip etmediği hususunu inşaallah yazımızın ileriki paragrafında açıklayacaığız.
Rasulullah mi’racta sadece vefat edenlerle görüşmedi, cennetlerde yaşayan cennet ehli kimselerlede görüştü, Cennetler maddi olarak vardır. Çünkü Cennetler şehadet almindendir. İsa (a.s.) ile görüşmesi O’nun vefat etmiş olduğunu göstermez. Kaldıki O’nun diri olarak göğe kaldırıldığına dair ayet var.. Zira Adem ve Havva’da(a.s.) maddi bedenle cennette bir süre kaldılar.
Mehdi(a.s.) bir rasul veya nebi değildir. Mehdi aleyhisselam, muzaffer bir şekilde, İmam-ı Rabbani hazretleri gibi müceddit olarak gelecektir. Müceddit demek; dine (haşa) yeni şeyler katan anlamında değil, dindenmiş gibi görünen bid’atleri temizleyip, unutulan sünnetleri ihya eden kimseye müceddit denir. Mehdî: Ehl-i Sünnet alimlerince, Kıyametin yaklaştığına işaret olacak büyük alametlerin ilki olarak haber verilmiştir. Bu hususta rivayet edilen hadis-i şerifler mütevatür dercesine ulaşmıştır. Başlangıçta şunu belirtelim ki, tevatür hadisleri inkar eden bir kimse, küfre girer. Sünen-i Ebu Davud ve Tirmizi’nin, İbn-i Mes’ud’dan nakl ettiklerine göre, Rasulullah(s.a.v.) şöyle haber vermiştir. : “Mehdi’nin ismi ismim gibi , babasının ismide babamın ismi gibi olacaktır.“ Bir başka sahih hadis-i şerifte İbni-Münadi’nin Ali(r.a) den naklettiği hadis-i şerifte: “Allah Mehdi olarak Abdullah oğlu Muhammedi getirecektir.” diye haber verilmiştir.
Hz. İsa’nın ve Mehdi’nın geleceğini bir çok ehli sünnet alimleri bildirmişler, kitablarında yer vermişlerdir. Bu büyük alim ve velilerin hıristiyanların oyunlarına gelmesi mümkün olabilir mi? Biz müslümanların dini vecibeleri, Hazreti Mehdi ve Hazreti İsa’nın (a.s.) gelmesi ile ne azalır, ne de çoğalır. Şeytan ve nefisle mücadelemiz her zaman hayatımız boyunca devam edecektir. Mealesef insanlarımızın bir çoğu, dini vecibelerini yerine getirmeyip, bu gibi haberleri dört gözle bekler hale gelmişlerdir. Akıllı müslümanlar dini vecibelerini aksatmamaya çalışan kimselerdir.

SORU:
”Maide Suresi 117. ayet herşeyi açıklıyor bence. “Sen beni vefat ettirince” diyor hz.İsa “onları gözetleyen yanlızca sen oldun” diyor. Bu aslında benim olan bitenden haberim yok demektir. Zaten hz. İsa 2. kez yeryüzüne gelmiş olsaydı “ben bilmiyorum” diyemezdiki. Neden rab edindidiklerini(maide 116 ya cevaben) söylerdi. Mesala (tabi örnek olarak diyorum) benden sonra toplanmışlar ve bu kararı kendi başlarına almışlar(iznik ve kadıköy konsilleri )yani hz. İsa bizim gibi durumu öğrenir ve bilirdi ama ben içlerindeyken böyle bişeyden haberim yoktu diyor adeta”
CEVAP:
Soruda bahsedilen ayetlerin meallerini alt satırlara yazdık:
-”Allah: Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara, “Beni ve anamı, Allah’tan başka iki tanrı bilin” diye sen mi dedin, buyurduğu zaman o, “Hâşâ! Seni tenzih ederim; hakkım olmayan şeyi söylemek bana yakışmaz. Hem ben söyleseydim sen onu şüphesiz bilirdin. Sen benim içimdekini bilirsin, halbuki ben senin zâtında olanı bilmem. Gizlilikleri eksiksiz bilen yalnızca sensin.” (Maide S.116)

-” Mâ kultü lehüm illâ mâ emertenî bihî enı’büdüllâhe rabbî ve rabbeküm ve küntü aleyhim şehîden mâ dümtü fîhim fe lemmâ teveffeytenî künte enter rakîybe aleyhim ve ente alâ külli şey’in şehîd” (Maide-117)
Meali: “ Sen bana ne emrettinse, ben ancak onlara onu söyledim; hep Rabbim ve Rabbiniz Allah’a kulluk ediniz.” dedim ve içlerinde bulunduğum sürece üzerlerinde şahittim. Vakta ki beni içlerinden aldın, üzerlerinde gözcü ancak Sen kaldın ve zaten Sen her şeye şahitsin.” (Maide S. 117.)
Ehl-i sünnet alimleri(bak Tibyan Tefsiri) bu ayeti kerimedeki; “fe lemmâ teveffenî” kelimesini”beni içlerinden aldığında” olarak tefsir etmektedirler. Doğrusuda budur. Zira, burada bazılarının yanldığı birinci nokta şudur:
Ayette geçen “fe lemmâ teveffeytenî”deki “teveffâ” fiili arapçada, vefâ(sözünde durdu) fiilinin mazi, mezid kalıbından türetilmiştir ki, arabçada bu fiilin anlamı; “sözünde durmak“ anlamındadır. Arabçada ölmek ifadesi eksriyetle”mâte”, öldürmek ise”kâtele” ile karşılanır. Tevveffâ’yı vefat olarak yanlış tefsir edenlerin yanlışı ise, günümüz türkçesinde ölmek anlamında kullanılan “vefat ” kelimesi ile karıştırmış olmalarından ileri gelmektedir. Bu ayetin doğru tercümesi yukarıda olduğu gibidir.
Burada, Rabbül-alemîn’in sözünü yerine getirmesi ilgili ayet, Nisa Suresi 159. ayetidir. Ayetin meali;
-” Doğrusu Allah İsa’yı kendine doğru yükseltti.”ayetidir.
Allah Azze ve Celle Nisa Suresi 159′da ki ayette, İsa aleyhisselamı katına yükseltme sözünü yerine getirdiğini İsa aleyhisselamın dilinden Kur’an’ın lafzı ile ifade ediyor.
SORU:
“ Hz.İsa “onları gözetleyen yanlızca sen oldun” diyor. Bu aslında benim olan bitenden haberim yok demektir. Zaten hz. İsa 2. kez yeryüzüne gelmiş olsaydı “ben bilmiyorum” diyemezdiki.”
CEVAP:
Allah Azze ve Cellenin; “Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara, “Beni ve anamı, Allah’tan başka iki tanrı bilin” diye sen mi dedin?” sorusuna Hz. İsa’nın 2. kez dünyaya gelmesinden sonraki durumu değil, göğe ilk kez kaldırılıpta dünyaya 2. kez gelmesinden önceki durumu muhataptır. İsa ‘nın olup bitenlerden haberinin olmaması ise, 2. gelişinden sonra değil, göğe ilk kez kaldırılışından sonradır. İşte Kur’an’da geçen ilgili ayet bunu haber vermektedir. Ayrıca Kur’an, İsa’nın 2.kez gelmesinde ehl-i kitabın müslüman olacağını haber vermektedir.
“ Ehli kitabtan hiç kimse yokturki, O’nun(İsa’nın) ölümünden önce iman etmesinler(müslüman olmasınlar).” Nisa-159
Bu ayete göre nasara ve yahudiler tamamen müslüman olacaklardır. Bu ayeti kerime İsa aleyhisselamın ölmediğini en bariz bir ifade ile belirtmektedir. Zira ehli kitab henüz islama iman etmiş değillerdir. Halbuki bu ayette İsa’nın ölümünden önce ehl-i kitabın tamamının iman edip müslüman olacakları belirtilmektedir.
Bu mevzuda saplantılı ve münkir olanların yanlış inanmalarına sebep olarak; Buhari ve Müslim gibi en sahih hadis kitablarında bulunan sahih hadis-i şerifleri görmemezlikten gelmeleri veya inkar etmeleridir. Bugün hadisleri inkar edenler, hiç şüphesiz ki ileride ayetleride inkar etmekten çekinmeyeceklerdir. Böylece İslam düşmanları istedikleri noktaya gelmiş olacaklardır. Kaleyi dıştan fethedemeyenler onu içten daha kolay bir şekilde elde etmenin yolunu bulmuş olacaklardır.
Âl-i Imran suresi 55. ayette mealen:
-” O vakit Allah beyan etti, Ey İsa emin ol ben seni eceline yetireceğim ve seni bana kaldıracağım ve seni o inkar edenlerden temizleyeceğim ve sana tabi olanları o inkarcılardan, kıyamet gününe kadar üstün tutacağım; sonrada hep dönüşünüz banadır. İhtilaf edip durduğunuz şeyler hakkında o vakit aranızda hükmü Ben vereceğim.”
Nisa suresi 157 ve 158. 159. ayetlerinde mealen:
-” Ve biz Meryem oğlu isa’yı öldürdük demeleri sebebi ile. Halbuki onlar ne öldürdüler, ne de astılar (ne de çarmıha gerdiler). Fakat kendilerine bir benzetme yapıldı ve onda ihtilaf edenler bundan dolayı şüphe içindedirler; ona dair bir bilgileri dahi yoktur, ancak zan ardından giderler. Halbuki O’nu gerçekten öldürmediler.”
-” Doğrusu Allah İsa’yı kendine doğru yükseltti. Allah aziz ve Hakîmdir.”
-” Ehli kitabtan hiç kimse yokturki, (İsa’nın) ölümünden önce iman etmesinler(müslüman olmasınlar).”

Buhari ve Müslim’deki bir hadis-i Şerifi naklediyorum:
“Nefsim yed’i kudret elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, Meryem oğlu İsa’nın hakem ve adalet sahibi olarak inmesi yaklaşmıştır. O, haçı kıracak, domuzu katledecektir.” (Hadis-i Buhari)
Hz. İsa’nın çarmıha gerilmediği ve vefat etmediği Kur’an-ı Kerim’in nisa suresi 158 ve 159. ayetleri ile sabittir. Bu hususta ihtilaf halinde olan bazı sapık fırkalar ehli sünnetin ve konumuzun dışındadır.. Allahu Teala bir kulunu beden olarakta ahiret aleminde yaşatmaktan aciz değidir tıpkı Adem ve Havva’yı cennette yaratıp belli bir süreye kadar orada yaşattığı gibi.
“Ve huve alâ kulli şey’in Kadîr.”

SORU: Sayın Hocam, zaman zaman bazı kimseler peygamberlik iddia ederler. Kur’an’da Peygamber Efendimizin son peygamber olduğunu yazan ayeti açıklar mısınız?
CEVAP: Allahu Teala kutsal kitabı Kur’an’da, Muhammed aleyhisselamın son peygamber olduğunu ve Ondan başka peygamber gelmeyeceğini şu âyetiyle açıkça bildiriyor:
– “Muhammed, sizin adamlarınızdan hiçbirinin babası değildir. Fakat Allah’ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur.” (Ahzab: 40.)

Yüce Allah’ımız Islâmiyetin son din olduğunu da şu âyetinde haber veriyor:
– “… Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı beğendim.”
(Maide: 3.)



Allahu Teala (c.c) Peygamber (s.a.v) Efendimizi bütün insanlıga peygamber gönderdigini şu ayetlerinde belirtiyor:
– “De ki: Ey insanlar, ben sizin hepinize gönderilen, göklerin ve yerin sahibi Allah’ın elçisiyim.” (A’ raf:158.)
– “Biz seni ancak bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.” (Sebe: 28.)
 
Geri
Üst