Içimizin Karanlık Odaları

Angel_tears

Yeni Üye
Üye
Içimizin Karanlık Odaları
kopyasblur8nt9.jpg


Kimse girmesin oralara…
Kapıları büyük ağır ve kilitli olsun…
Kimse görmesin o zavallı;korku ve endişe yüklü,büyümemiş,erken yaşlanmış yüzümüzü…
Eskimiş ,sararmış,solmuş,üzeri eski çarşaflarla örtülmüş utançları…
Hataları,yalanları,pişmanlıkları,zamansızlıkları,z aafları..
Ortalama olma,ortalama yaşama,uzlaşma kaygılarımızı…
Yok saydıklarımızı,görmezden geldiklerimizi,es geçtiklerimizi…
Kimse!Kimse görmesin bütün bunları.
Anlatılamayan,anlatılamayacak olan,suskunlukla boyanmış bütün anıları…
Bir gün gelip ansızın açılıveren,o kimsenin onaramayacağı derin yaraları…
Bir kederi…
Hiç kimsenin orada olduğunu,orada öylece kalakaldığını hiçbir zaman anlayamayacağı…
Bir kalbin,açıklanması güç,çözümü imkansız tek başınalığını…
Bir durum ki,su vermeyi unutmuş birileri…
Bir hal ki,istasyonun birinde hep “gelecek” treni bekleme sessizliği…
Kimse görmesin içimizdeki o karanlık odaları…Yok saysınlar o içimizdeki çaresiz gölgeyi…Kapıları kilitli kalsın hep….
Kapıları büyük olsun hep…
Zamanın durduğu, hatırlamanın koca bir çığı yerinden kopardığı…
Bütün bir ömrün en zavallı “toplamı”…
Karanlık odaların dört duvarına hapsedilmiş bir “unutkanlık”….
Uykuların arasında ,bir şarkının ortasında,aynada,yağmurlu bir öğle sonrasında…”ordayım ben,bıraktığın yerde,o karanlıkta”diye fısıldayan…Ah,kimse bilmesin o odalara bıraktıklarımızı…
Yüzleşmektir aslında en zoru,birinin o odanın açmasından sonrası…
Ne çokmuş meğer bir ömrün saklanan kısmı…Eğer herkesin varsa bir karanlık odası,o odanın aşkına bir dakikalık saygı duruşuna susmalı…Susmalı….
Bir başka karanlık odaya karşı….

 
Geri
Üst