İ
İslami Yazar
Forum Okuru
İslam da kadının yeri nedir
İnsan olarak halk edilenin dişisi. Erkeğe eş ve dişi'nin erişkin hali.
İslam'da erkek ve kadın bir bütünün iki ayrı parçasıdır. Birisi diğerine göre vazgeçilmeyen hayat yoldaşıdır. İbadet ve muamelat da cinsiyet farklılığından dolayı önemsiz bazı ayrılıklar hariç, dinen görev ve mesuliyetlerde kadınla erkeğin eşitliği esastır. İslam dini tebliğ olunmadan önce ttoplumda hakkı olanı alamayan kadın, İslamiyetin gelmesiyle insanlığa yaraşır hak ve hukuka erişmiştir. Kadının durumundaki bu mühim değişiklik bizzat Kuran-ı Kerimle beraber gelmiş ve Hz. Peygamber bunu tamamlamıştır.
Hz. Peygambere ilk kez inanan, başka bir ifadeyle ilk islamiyeti seçen Hz. Haticedil Kübra (r.a.) dır. İlk Müslüman olan kadınlar Mekke ve Medine'de ağır ve büyük görev ve hizmetleri yüklenmekten sakınmamışlar, askeri olsun siyasi olsun her türlü işte erkeklerin yardımcısı olmuşlar, hemşirelik mesleğini ilk defa oluşturarak, yaralı sahabeleri tedavi etmek, su taşıyıp onlara içirmek, yaralarını sarmak ve hatta yaralanan sahabeleri Medine'ye kadar taşımak gibi ağır fedakarlıklarda bulunmuşlardır. Mücahitlerin yanında durarak onlara destek olup cesaret veren bu hanım sahabelerin kahramanca davranışları hadis mecmualarında kaydedilmiştir.
Kadınlara nasıl davranmak gerekir?
Kadınlara karşı hoş davranmak, tatlı ve yumuşak dille hitap etmek, kabaca ve sert şekilde hareket etmemek Rasülüllahın ahlakındandır. O şöyle buyurmuştur:
Dikkat ediniz ki, sizin hanımlarınız üzerinde, hanımlarınızın da sizler de hak ve hukuları vardır. Kadınların, üzerinizde bulunan hakkı günün şart ve gereksinimine göre onların yiyecek ve giyeceklerini sağlamanızdır
Sizin en hayırlı olanınız hanımlarına karşı en iyi huylu olanınızdır. Ben de kendi aileme en hayırlı olanınızım.
Kadınlarınız hakkında Allah'tan sakınınız. Şüphesiz, onlar sizin yanınızda yardımcı olanlarınızdır. Onları Allah'ın sizlere emaneti olarak aldınız ve cinsiyet organlarınız Allah'ın emriyle ile helal edindiniz
Hz. Peygamber evlenilecek bir kadında aranacak vasıfları şöyle belirtmiştir:
Bir kadına dört özelliğinden dolayı nikâhlanılır; Malı, asaleti, güzelliği ve dindarlığı. Sen dindar olanı tercih et.
Annelerimize karşı davranışlarımız nasıl olmalıdır?
Anne ve babaya itaatkâr olmak, iyilikte bulunmak, onlara şefkatle ve merhametle davranmak, tatlı ve yumuşak olmak gibi konular ayet ve hadislerle emredilmiştir. Kuran şöyle buyurur: Rabbin, yalnız kendisine kulluk etmenizi, ana ve babaya iyilik etmeyi emir buyurmuştur. Eğer onlardan biri veya her ikisi senin yanında ihtiyarlarsa, onlara öf bile deme, onları azarlama, onlara güzel ve tatlı söz söyle. Onlara merhametle tevazu kanatlarını indir. Onlar için,
Rabbim onlar beni küçüklüğümde yetiştirirken nasıl merhametli davrandılarsa, sen de onlara öylece merhamet eyle diye dua et
Hz. Peygamber en çok kime saygı, şefkat ve bağlılık göstermek gerektiğini soran bir sahabiye anneye diye cevap vermiştir. Bu soru üç defa tekrar sorulmuş, üçünde de aynı cevabı vermiş, ondan sonra kime sorusuna ise, babana demişlerdir. Anne müslüman olmasa bile, çocukları üzerindeki saygınlığını korumaktadır.
Buna şu hadiseyi örnek gösterebiliriz. Hz. Ebu Bekir'in kızı Esma'nın, babasından boşanmış ve müşrik olarak kalmış annesi, bir gün kızını görmeye gelmişti. Esma, Hz. Peygamber'e, Müşrik olan annem bana geldi. Onunla görüşeyim mi? dedi. Hz. Peygamber, annenle görüş buyurdu.
Başka bir hadiste;
Cennet annelerin ayakları altındadır buyurulur
Bu duruma göre, İslam'da anneliğin yeri, değeri ve şerefi çok yüksektir. Ebeveyne itaatsizlik şirkten sonra en büyük günah sayılmış, bunun kapsamı sadece Allah'a isyanda kula itaat yoktur prensibi ile sınırlandırılmıştır.
Selam ve dua ile
İslam'da erkek ve kadın bir bütünün iki ayrı parçasıdır. Birisi diğerine göre vazgeçilmeyen hayat yoldaşıdır. İbadet ve muamelat da cinsiyet farklılığından dolayı önemsiz bazı ayrılıklar hariç, dinen görev ve mesuliyetlerde kadınla erkeğin eşitliği esastır. İslam dini tebliğ olunmadan önce ttoplumda hakkı olanı alamayan kadın, İslamiyetin gelmesiyle insanlığa yaraşır hak ve hukuka erişmiştir. Kadının durumundaki bu mühim değişiklik bizzat Kuran-ı Kerimle beraber gelmiş ve Hz. Peygamber bunu tamamlamıştır.
Hz. Peygambere ilk kez inanan, başka bir ifadeyle ilk islamiyeti seçen Hz. Haticedil Kübra (r.a.) dır. İlk Müslüman olan kadınlar Mekke ve Medine'de ağır ve büyük görev ve hizmetleri yüklenmekten sakınmamışlar, askeri olsun siyasi olsun her türlü işte erkeklerin yardımcısı olmuşlar, hemşirelik mesleğini ilk defa oluşturarak, yaralı sahabeleri tedavi etmek, su taşıyıp onlara içirmek, yaralarını sarmak ve hatta yaralanan sahabeleri Medine'ye kadar taşımak gibi ağır fedakarlıklarda bulunmuşlardır. Mücahitlerin yanında durarak onlara destek olup cesaret veren bu hanım sahabelerin kahramanca davranışları hadis mecmualarında kaydedilmiştir.
Kadınlara nasıl davranmak gerekir?
Kadınlara karşı hoş davranmak, tatlı ve yumuşak dille hitap etmek, kabaca ve sert şekilde hareket etmemek Rasülüllahın ahlakındandır. O şöyle buyurmuştur:
Dikkat ediniz ki, sizin hanımlarınız üzerinde, hanımlarınızın da sizler de hak ve hukuları vardır. Kadınların, üzerinizde bulunan hakkı günün şart ve gereksinimine göre onların yiyecek ve giyeceklerini sağlamanızdır
Sizin en hayırlı olanınız hanımlarına karşı en iyi huylu olanınızdır. Ben de kendi aileme en hayırlı olanınızım.
Kadınlarınız hakkında Allah'tan sakınınız. Şüphesiz, onlar sizin yanınızda yardımcı olanlarınızdır. Onları Allah'ın sizlere emaneti olarak aldınız ve cinsiyet organlarınız Allah'ın emriyle ile helal edindiniz
Hz. Peygamber evlenilecek bir kadında aranacak vasıfları şöyle belirtmiştir:
Bir kadına dört özelliğinden dolayı nikâhlanılır; Malı, asaleti, güzelliği ve dindarlığı. Sen dindar olanı tercih et.
Annelerimize karşı davranışlarımız nasıl olmalıdır?
Anne ve babaya itaatkâr olmak, iyilikte bulunmak, onlara şefkatle ve merhametle davranmak, tatlı ve yumuşak olmak gibi konular ayet ve hadislerle emredilmiştir. Kuran şöyle buyurur: Rabbin, yalnız kendisine kulluk etmenizi, ana ve babaya iyilik etmeyi emir buyurmuştur. Eğer onlardan biri veya her ikisi senin yanında ihtiyarlarsa, onlara öf bile deme, onları azarlama, onlara güzel ve tatlı söz söyle. Onlara merhametle tevazu kanatlarını indir. Onlar için,
Rabbim onlar beni küçüklüğümde yetiştirirken nasıl merhametli davrandılarsa, sen de onlara öylece merhamet eyle diye dua et
Hz. Peygamber en çok kime saygı, şefkat ve bağlılık göstermek gerektiğini soran bir sahabiye anneye diye cevap vermiştir. Bu soru üç defa tekrar sorulmuş, üçünde de aynı cevabı vermiş, ondan sonra kime sorusuna ise, babana demişlerdir. Anne müslüman olmasa bile, çocukları üzerindeki saygınlığını korumaktadır.
Buna şu hadiseyi örnek gösterebiliriz. Hz. Ebu Bekir'in kızı Esma'nın, babasından boşanmış ve müşrik olarak kalmış annesi, bir gün kızını görmeye gelmişti. Esma, Hz. Peygamber'e, Müşrik olan annem bana geldi. Onunla görüşeyim mi? dedi. Hz. Peygamber, annenle görüş buyurdu.
Başka bir hadiste;
Cennet annelerin ayakları altındadır buyurulur
Bu duruma göre, İslam'da anneliğin yeri, değeri ve şerefi çok yüksektir. Ebeveyne itaatsizlik şirkten sonra en büyük günah sayılmış, bunun kapsamı sadece Allah'a isyanda kula itaat yoktur prensibi ile sınırlandırılmıştır.
Selam ve dua ile