İ
İslami Yazar
Forum Okuru
İslam ve Kadın hakları
Şüphesiz geçmişe baktığımız zaman, kadınların tarihin gelip geçişi içerisinde erkeklere nisbeten daha mahrum ve daha mağdur bir görüntü oluşturdukları göze çarpmaktadır. Bugün İslam aleminde ki bazı menfi görünümler, İslam’ın kadına değer vermediği gibi alakasız görüşlerin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır.
Kadınla Erkek arasında islami yönden fark var mıdır?
İslam’da insan olmaları münasebetiyle, erkeklerle kadınlar arasında herhangi bir fark yoktur. Her ikisi de aynı seviyede Yüce Allah’ın emir ve yasaklarının muhatabıdırlar. Erkek olsun kadın olsun, yeryüzünün imarıyla ve orada Allah’a kulluk olmakla mesuldürler. İslam’da insan olmaları ve Allah’a kulluk yönünden kadın ve erkek arasında bir fark olmadığı gibi temel hak ve mesuliyet yönünden de kadının konumu erkekten farklı değildir.
Kadın, yaratılış itibariyle de erkeğe nisbeten ikinci derecede bir değer sahibi değildir. İlkesel açıdan insanların en aziletlisi, takvada yani güzel şeyler yapma ve kötülüklerden kendini sakınma da en üstün olanıdır. Kuran-ı Kerim’de, farklı fizyolojik ve psikolojik yaratılışa sahip olan kadın ve erkekten biri diğerinden daha üstte veya ikisini birbirine müsavi tutulmak yerine, birbirinin tamamlayıcısı olarak görülmüştür.
Ben, ister erkek, ister kadın olsun ki hep birbirinizdensiniz içinizden hiçbir çalışanın çalışmasını zayi etmeyeceğim. Ve O’nun varlığının delillerinden yani kuranda ki ayetlerden biri de kendileriyle kaynaşmanız için size kendi nefislerinizden eşler yaratması ve aranıza sevgi ve merhamet koymasıdır. Şüphesiz bunda, düşünen bir toplum için ibretler vardır.” ayet-i kerimeleri, İslam’a göre kadının bir insan olarak asla ikinci sınıf olmadığını ifade etmektedir.
Kur’an-ı Kerim; Onlar sizin için birer libas, siz de onlara birer elbisesiniz, açıklamasıyla da erkeğin ve kadının insan olmaları hasebiyle birbirlerine muhtaç olmalarına açık bir şekilde işaret çekmektedir.
İslam dininin kadına tanıdığı hakların değer ve önemini daha iyi kavrayabilmek için İslamdan önceki çeşitli toplum ve medeniyetlerde kadının durumu çok iyi değerlendirilmelidir. Kadının insan olup olmadığının, ruhunun bulunup bulunmadığının tartışıldığı, tamamen erkeğe tabi olduğu ve sürekli vesayet altında bulunduğu, hatta mirastan hisse alması bir yana, kendisinin bile miras malı gibi değerlendirildiği bir dönemde, yüce İslam dini; kadının da insan olduğunu beyan etmiş, mirastaki haklarını ortaya koymuş, onu sadece emir alan değil, yerine göre emir veren konumuna yükseltmiş ve kadını olması gereken yere koymuştur.
İslam öncesi ve islam sonrası kadının durumu!
İslam dini kadınların tarihin geçmişi boyunca maruz kaldıkları kötü muameleleri ve kadınların aleyhinde işleyen kanun, örf ve adetleri yok edip ortadan kaldırmıştır. Kadına her türlü hakkını gözeterek vermiştir.
İslamdan önce cahiliye döneminde erkekler koruması altında olan yetim kızlarla mallarına göz dikerek menfaat sağlamak adına evlenirlerdi. Yetim kızlar kimsesiz oldukları için kocaları onlara gerek mehir de gerekse evlenmeden sonra türlü türlü haksızlıklar ve ezalar yaparlardı. Hatta evlendikleri yetim (babasız ) kızların miraslarına sahip olmak için karısının ölmesini isteyen koca hiç bir kimse tarafından yadırganmadığı gibi Bir ceza verecek sistem de bulunmazdı.
Cenabı hak yetimlerin mallarının yenmemesini, iyi muhafaza edilmesini ve yetimler ergenlik çağına geldiklerinde mallarının kendilerine devredilmesini , kimsesiz oldukları için öyle bir hakka aykırılık yapmaktan çekinmelerini, diğer kadınlarla evlenmelerini emretmiş, bu sebeple aynı zamanda yetimlerin de hakkını korumuştur. İslam hukukunun dışında hangi hukukta böyle sistemli ve faydalı esaslar vardır.
Kadınla Erkek arasında islami yönden fark var mıdır?
İslam’da insan olmaları münasebetiyle, erkeklerle kadınlar arasında herhangi bir fark yoktur. Her ikisi de aynı seviyede Yüce Allah’ın emir ve yasaklarının muhatabıdırlar. Erkek olsun kadın olsun, yeryüzünün imarıyla ve orada Allah’a kulluk olmakla mesuldürler. İslam’da insan olmaları ve Allah’a kulluk yönünden kadın ve erkek arasında bir fark olmadığı gibi temel hak ve mesuliyet yönünden de kadının konumu erkekten farklı değildir.
Kadın, yaratılış itibariyle de erkeğe nisbeten ikinci derecede bir değer sahibi değildir. İlkesel açıdan insanların en aziletlisi, takvada yani güzel şeyler yapma ve kötülüklerden kendini sakınma da en üstün olanıdır. Kuran-ı Kerim’de, farklı fizyolojik ve psikolojik yaratılışa sahip olan kadın ve erkekten biri diğerinden daha üstte veya ikisini birbirine müsavi tutulmak yerine, birbirinin tamamlayıcısı olarak görülmüştür.
Ben, ister erkek, ister kadın olsun ki hep birbirinizdensiniz içinizden hiçbir çalışanın çalışmasını zayi etmeyeceğim. Ve O’nun varlığının delillerinden yani kuranda ki ayetlerden biri de kendileriyle kaynaşmanız için size kendi nefislerinizden eşler yaratması ve aranıza sevgi ve merhamet koymasıdır. Şüphesiz bunda, düşünen bir toplum için ibretler vardır.” ayet-i kerimeleri, İslam’a göre kadının bir insan olarak asla ikinci sınıf olmadığını ifade etmektedir.
Kur’an-ı Kerim; Onlar sizin için birer libas, siz de onlara birer elbisesiniz, açıklamasıyla da erkeğin ve kadının insan olmaları hasebiyle birbirlerine muhtaç olmalarına açık bir şekilde işaret çekmektedir.
İslam dininin kadına tanıdığı hakların değer ve önemini daha iyi kavrayabilmek için İslamdan önceki çeşitli toplum ve medeniyetlerde kadının durumu çok iyi değerlendirilmelidir. Kadının insan olup olmadığının, ruhunun bulunup bulunmadığının tartışıldığı, tamamen erkeğe tabi olduğu ve sürekli vesayet altında bulunduğu, hatta mirastan hisse alması bir yana, kendisinin bile miras malı gibi değerlendirildiği bir dönemde, yüce İslam dini; kadının da insan olduğunu beyan etmiş, mirastaki haklarını ortaya koymuş, onu sadece emir alan değil, yerine göre emir veren konumuna yükseltmiş ve kadını olması gereken yere koymuştur.
İslam öncesi ve islam sonrası kadının durumu!
İslam dini kadınların tarihin geçmişi boyunca maruz kaldıkları kötü muameleleri ve kadınların aleyhinde işleyen kanun, örf ve adetleri yok edip ortadan kaldırmıştır. Kadına her türlü hakkını gözeterek vermiştir.
İslamdan önce cahiliye döneminde erkekler koruması altında olan yetim kızlarla mallarına göz dikerek menfaat sağlamak adına evlenirlerdi. Yetim kızlar kimsesiz oldukları için kocaları onlara gerek mehir de gerekse evlenmeden sonra türlü türlü haksızlıklar ve ezalar yaparlardı. Hatta evlendikleri yetim (babasız ) kızların miraslarına sahip olmak için karısının ölmesini isteyen koca hiç bir kimse tarafından yadırganmadığı gibi Bir ceza verecek sistem de bulunmazdı.
Cenabı hak yetimlerin mallarının yenmemesini, iyi muhafaza edilmesini ve yetimler ergenlik çağına geldiklerinde mallarının kendilerine devredilmesini , kimsesiz oldukları için öyle bir hakka aykırılık yapmaktan çekinmelerini, diğer kadınlarla evlenmelerini emretmiş, bu sebeple aynı zamanda yetimlerin de hakkını korumuştur. İslam hukukunun dışında hangi hukukta böyle sistemli ve faydalı esaslar vardır.