Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Umursamaz bu bakışların altında ne anlamlar yatıyor bilir misin?
Sessiz isyan edişlerimi duyabiliyor musun oradan?
Sesim yüreği(n)mde yankılanıyor hissedebiliyor musun?
Ya gözlerimden kalbime akan gözyaşları nasıl dağlıyor kavuruyor içimi?
Sonucunun hüsranla biteceği bir sevdanın içinde buldun mu ansızın kendini?
O bir günün hiç gelmeyeceğini bile bile sevdiğinin kollarında uyumayı,onunla baş başa kalmayı hiç hayal ettin mi?
Ya bir sinema salonunda sevdiğinle hemde korku filmini hiç sevmediğin halde sırf sevdiğin için o filme girip izledin mi?
Telefonlarını hiç açmayacağını bile bile bir daha,bir daha ve bir daha aradın mı?
Tam işte sevda zamanı dediğinde ilişkinin son haddesini gördün mü?
Yüreğinin gel-gitlerine,iç çekişlerine aldırmadan sevdiğini,sevildiğini bile bile arkanı dönüp gittin mi ya da gitmek zorunda kaldın mı?
Kelimeler vurgun,kelimeler suskun,kelimeler çaresiz...Dile getirilirken kelimeler bile bir şeyler yazmaya usanıyorlar...Yazacak çok şey varken bile kelimelerle dile getirilemeyecek kadar büyük yıkıntılar...Çıkarırken ağzımdan zorlanıyorum...Anlatmak istiyorum kelimeleri yanlış yazmaktan korkuyorum...Ağzım bir avuç kelime dolu ama yüreğim hala suskun...!
O benim yüreğimdeki yanlış kişiydi bu yüzden yüreğim kabullenemedi onu...İçimden sevgi sözcükleri sarfetmek gelmedi ona karşı...Sevemedim haykırmak istemedim onu sevdiğimi...Sadece kalbimdeki boşluğu bir an için doldurmakmış amacım anladım...Meğer kalbim ne kadar açmış böyle bir aşka ama olmadı olamadı işte...Yasaklandı o yüreğimde...Sustum bir şeyler söylemek istercesine sustum,ağzım bir avuç kelime doluyken sustum...Susmam gerekliymiş anladım ve kelimenin ağırlığı susturdu beni...Düşüncelerim aklım LaL oldu...
Kalbim kapılarını sonuna kadar kilitlemiş açmaya zorladıkça daha da sağlamlaştırıyorum o kilitleri...Hani acıya direndikçe daha da güçlenir ya insan aynen onun gibi...Yüreğim kapılarını açmadı bu sevdaya sanki bir an inandı aralar gibi oldu ama sonra karanlıktan korkup kaçan çocuk gibi geri kabuğuna çekildi...Geçmişte o kadar acıdan sonra kalbim öğrendi acının zorluğunu kolay kolay kendini ele vermiyor...Temkinli yaklaşıyor bu aralar...
Üşüyor yüreğim ayaz düştü
Çırpınıyor bedenim suçumun ağırlığından
Af diliyor gelmiş kapına dilim
Kapıyı aralar mısın girsem içeri sarılsam
sana özlemimi gidersem izin verir misin?
Ey sevgili Ey yar!
Bugün yüreğim yine yangın yeri...
Yine seni düşlüyorum vakit gece yarısına yakın... Açtım teli bir ödemeli attım ama reddettin bir daha denemeye takatim kalmadı... Böyle yaparak ne yapmaya çalışıyorsun ey yar? Biter mi sanıyorsun içimdeki aşk tükenir mi sana duyduğum sevgi?Ben sana karasevdam demişim bir kuruntuya kapılacak kadar basitleştirebilir miyim bu sevdayı! ...
Sen uzaklaştırmaya çalışsan da sevmiyor gibi görünsen de benim içimde senin sevgin yaşadığı sürece senin içinde ben bitemem... Biliyorum sende seviyorsun sende düşlüyorsun her gece ... Çünkü her gece içim cız ediyor birden sen geliyorsun aklıma,beni düşündüğünü düşünerek tatlı uykulara dalıyorum...Gece rüyama gelip her gece söz verdiğin gibi “alnımdan öpüyorsun” hissediyorum... Sen benim ilk aşkım ,zorlu sevdam....
Derler ya “yüreğinin götürdüğü yere git” benimde yüreğim sana geliyor seni istiyor hep. Kalbime söz dinletemiyorum artık ben sevgilim...Dur/durak bilmiyor bu yaralı kalp...Senin boşvermişliklerine vurdumduymazlıklarına rağmen bir türlü durduramıyorum ben onu...Sen durdurabilirsen buyur senin olsun zaten tek sahibi sensin.Sustur yüreğimi ey sevgili vereceğin bir güzel cevapla.Dinsin artık içimdeki bu fırtına...Yüreğimi sana emanet ediyorum ey yar,Hoşça kal!
Şair “Mecnunsan sus” diyor bende susuyorum ve zamanın bize getireceklerini bekliyorum sessizce...
Herkes gördü bu aşkın umutsuz olduğunu,sonu olmadığını bir ben göremedim.Konduramadım umutsuzluğu aşkımızın üstüne.Belki bir gün çıkar gelirsin diye çok bekledim hala da bekliyorum umutsuzca...Oysa sen sevda yollarının hepsini kapatmıştın gururdan yapılmış tel örgülerinle...Seni ne kadar büyük bir aşkla sevdiğimi fark edemedin göremedin içimde yanan sevda ateşini...Sen sana gelen tüm yolları kapadın,sen beni sensizliğe ittin,ben yine sessiz kaldım ve bekledim.Bir gün hani bir gün gelirsin diye bekledim..Ama dedim ya sen gururunu siper etmiştin sevdamızın önüne...Gözün ondan başkasını görmüyordu ki...
Ve sonunda işte bugün gururun aşkımıza galip geldi... Gururun bitirdi bu sevda yeminini...Gururun aldı bizi bizden...Artık sana gururunla mutluluklar dilerim...Seni sadece sevmiş olan gurursuz aşkın... 18 Mayıs 2009/saat:23.00
Mayıs ayının son günleri hala yağmurlar yağıyor buralarda...
İşte bak gök gürlüyor havayı kara bulutlar sardı.Yağmur tüm ihtişamıyla kapladı her yeri ,yağıyor da yağıyor...Kulağımda “Leman Sam –Rüzgar” şarkısı karşımda yağmur yağıyor...Terasın küçük penceresinden yağmuru seyrediyorum karşımda da okul çocukları coşku içersinde bağırıyorlar.Yağmur ne onlara ne de bana etki ediyor.Onlar oynadıkları maçı kazanmanın sevinci içerisindeler ben ise yağmuru seyretmenin hevesi içindeyim...İşte işte burnuma geliyor o muhteşem koku...Mis gibi toprak kokusu,ıslak çimenlerin kokusu...İçimi kaplıyor bu şahane koku rahatlıyorum...Biraz soğuk ,rüzgar var ürperiyorum ama izin veriyorum içime girmesine...Her şeyi bıraktım sadece yağmurun ninnisini dinliyorum.Beni uzaklara çok uzaklara götürüyor...
Birden kendimi yağmurun tam ortasında buluyorum.Sahra gibi kurak gönlüme sicim sicim yağıyor yağmur...İçimde çağlayan olup bütün karamsarlıklarımı alıp götürüyor işte...Onun hiç durulmaya niyeti yok benimde ondan kurtulmaya niyetim yok.Nasıl çölde kalan insan bir damla suya hasretse bende sana hasretim yağmurum...Bir yudum su gibi özlüyorum seni...Sen vefasız değilsin zamanı geldiğinde yağmasını,bütün kırgınlıkları alıp götürmesini biliyorsun.Ve yağmur içimi ter’ü taze bırakıp usul usul uzaklaşıyor..Hoşça kal Ey Yağmur yine gel özletme kendini...Bizler sana her zaman muhtacız...Tıpkı senin ve bizim Rabbimize muhtaç olduğumuz gibi...
Gözlerine baktıkça baharı hatırladığım sevdiğim, ne çok sevdim ne de çok özledim seni bir bilsen... Bilsen sahi döner miydin geri? Affeder miydin yaptığım hataları, örter miydin kalın bir yorgan gibi suçlarımı... ?
Bir bakışına bir gülüşüne hayran bıraktın beni... Giderken öylece bakakaldım gözlerine... Son bakıştı belki son dalıştı yüreğine dokunan... Bittik, yittik biz dediğinde o gün evet o gün son bakışımdı sana ve yosun yeşili o gözlerine...
Hani söz vermiştik bir gün buluşacaktık, dolaşacaktık,birbirimizin gözlerinde kaybolacaktık...Nerde ne zaman gelecek o günler? Ben özlemle bekliyorum o gelemeyen günleri... Sen benim baharım, yüreğime düşen ilk yağmur damlam ve son olacak hazanımsın...! Seni yitirmek annesini kaybetmiş çocuk gibi masum ve elinden bir şey gelmeyen...Benimde elimden bir şey gelmiyor inan çok çırpındım , yalvardım ama nafile be yeşil gözlüm kendim ettim kendim buldum...
Artık sana ulaşmak bana hayal... Kara sevdam oldun sen benim... Hiç kavuşulamayacak kadar uzak ertesi gün kavuşacakmış gibi yakınsın...
Kara sevda olsan da ben umutluyum sana evet sadece senin için umut var bende ...Diğer umutlarımı balona astım, uçurdum gökyüzüne...
İsyanlı Sükut...
essiz İsyanlarımın Yankıları...(Kendime aittir tümü)
