Iyimserlik zamanidir

CaRiZmA

Vip Melek
Üye
Iyimserlik zamanidir
Demirel dün dündür bugün bugün derken her gün yeni bir başlangıç demek istemişti


Yarından sonra yeni bir yıla "merhaba" diyeceğiz. 2007 de eski yıllar çöplüğündeki yerini alacak.

Ben, yeni bir yıla girmeyi, yeni umutları, coşkuları, başarıları, keyifleri, arkadaşları, dostları, farklı, güzel, iyi ve hoş duyguları yeniden kucaklamanın iyi bir fırsatı gibi düşünürüm. Bunu böyle düşünmemin nedeni 10 yıl önce, bir sabah kahvaltısında 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’den öğrendiklerim. Çoğu kişi bilmez ama Süleyman Demirel yalnızca mükemmel bir devlet adamı, etkin bir siyasetçi, müşfik bir aile reisi, vefalı bir dost değil aynı zamanda bulunmaz bir "hayat öğretmeni"dir.

Konu nerden açılmıştı hatırlayamıyorum, 1970’li yıllarda kullandığı bir cümlenin ne kadar yanlış yorumlandığından, eksik anlaşıldığından yakınmıştı. Süleyman Bey’in o ünlü cümlesini hatırlayacaksınız: "Dün dündür, bugün bugündür." Süleyman Bey’e göre bazı kişiler bu cümlenin anlamını ya anlamamış ya da anlamak istememişti. Demirel için bu cümle "her gün yeni bir başlangıç" anlamına geliyordu.

HER SABAHA OLUMLU BAŞLAYIN

Süleyman Bey’in az bilinen ama en önemli özelliklerinden biri bu cümlede gizli. O, her güne, her sabaha olumlu başlar. Onun için her gün gerçekten yeni bir başlangıçtır. Eğer yağmurlu bir günse toprağın suya doyacağını, karlı bir sabah ise barajların daha çok dolacağını, güneşli bir havaysa çiçeklerin, kuşların bayram yapacağını düşünüp sevinir.

Neredeyse 15 yıl pazar günü hariç her sabah onunla kahvaltı yapma şansı yakaladım. Her sabaha (olan biten o kadar önemli soruna rağmen) nasıl keyifli bir mutlulukla başlamaya çalıştığını görerek hem şaşırdım, hem ders aldım. Bu hayatın sunduğu güzelliklerden daha çok istifade etmek, daha çok sabaha "Yaşasın hayat!" diyerek başlamak istiyorsanız Süleyman Bey’in ve daha pek çok bilge yaşlının bu yaklaşımından istifade edebilirsiniz. Buna özellikle bugünlerde daha çok ihtiyacımız var.

BİLİMSEL VERİLERDEMİREL’İ DESTEKLİYOR

Hepimizin başına kötü bir şeyler gelebiliyor. Zaman oluyor işler, servetler, sevgililer, zaman oluyor eş, baba veya anneler kaybediliyor. Bütün mesele olup bitenleri biraz uysallık ve bilgece bir boyun eğiş içinde kabullenebilmekte, "dünün dünde kaldığını, bugünün ve özellikle yarının bizimle olduğunu" unutmamakta.

Birkaç yıl önce ABD’de, Mayo Clinic’te yapılan bir çalışma, iyimserlik açısından yüksek puan alanların önümüzdeki 30 yılı sağlıklı geçirme olasılığının kötümserlerden yüzde 50 daha fazla olduğunu gösterdi. İyimser kişiler daha az sağlık problemiyle karşılaşıyor. Bedensel, ruhsal sorunları daha kolay atlatıyor. Örneğin, bir "ağrı" sorununu daha kolay savuşturabiliyor. Uzmanların tamamı iyimser kişilerin daha mutlu, huzurlu ve enerjik olduğu görüşünde. Bu kişiler işte, sosyal çevrede ve aile ilişkilerinde de daha başarılı oluyor, çevrelerinde sevgi, saygı, ilgi uyandırıyor. Kısacası sevilen, aranan kişiler olarak biliniyorlar.

İYİMSERLİK MERKEZİBEYNİN ÖN KISMINDA!

Olumlu düşünmenin, mutluluğu ve huzuru yakalamada geçmişe değil ileriye bakmanın, dünü dünde bırakmanın yani hiç korkmadan "dün dündür, bugün bugündür" diye yaklaşmanın mutluluk ve huzuru yakalamada önemini gösteren bir veri de Dr. Richard Davidson ve Wisconsin Üniversitesi’ndeki arkadaşlarından geldi. Bu uzmanlar, beynin ön kısmında bulunan ve iyimserliği, mutluluğu, huzuru, kısacası olumlu duyguları kontrol eden bir noktanın varlığına işaret ediyor. Araştırmacılar en güçlü olumlu duygulardan olan "annenin yeni doğan bebeğine karşı hissettiği duyguları" inceledi. Bu incelemede fonksiyonel MRİ tekniğiyle beyni taradılar. Annelerin birçok bebek resmi arasında kendi bebeklerinin resmine bakarken beynin ön tarafındaki aktivitelerin önemli ölçüde arttığını saptandı. Aynı aktivite tanımadığı bebeklerin resmine bakan annelerde ortaya çıkmıyordu!

Öyle görünüyor ki beynimizde bizi olumlu, iyimser, keyifli, neşeli, mutlu olmaya yönelten bir merkez var. Ve bu merkez beynin ön kısmında. İleriye, geleceğe bakan bölümünde yerleşmiş! Biz ileriye baktıkça, geçmişe değil geleceğe odaklandıkça bu merkezin daha çok mutluluk üreteceğine ve mutluluk katsayımızın yükseleceğinden hiç kuşkunuz olmasın. Maçı kaybeden futbolcuların soyunma odasına dönerken kullandıkları bir cümleyi hiç unutmam: "Önümüzdeki maçlara bakacağız." Böyle bir yaklaşımın önümüzdeki maçları kazanma şansını artıracağından hiç kuşkunuz olmasın.

hurriyet
 
Geri
Üst