Kadinlar sevmeyi severler.

semazen

Yeni Üye
Üye
Kadinlar sevmeyi severler.
“3 ev görsem bir şehir sanırım....gene de kadınların erkeklerini sevmesini seviyorum... bir şehrin yanıp, kül olmasına benziyorlar bunu da söylemeli.”

Benzemezler…
Çünkü kadınlar erkeklerin kendilerini sevmezler.
Kadınlar sevmeyi severler.
Hem tutkulu, hem de tutuklu bir haldir. İhtiras geminin yelkenlerini kabartan rüzgardır diye bir benzetme var. Devamı da var.., ara ara gemiyi batırdığı da olur denir.
Paradoks tam da burada işte başlar. Kimilerimiz bir limana varmış, demirlemiş olabilir pek tabii. Zaten limana demir atmak demek yelkenleri de istinga etmek demektir. Rüzgarın esamesi okunmaz.

Amma eğer ki illa açıklarda yolculuk diyorsanız...,
yelkenleri fora etme niyetinde iseniz kaçarı yok rüzgarı kollayacaksınız.
Yine de rüzgarı okumak bir marifettir. Her rüzgar sizin tam da beklediğiniz rüzgar olmayabilir. Tam da yelkeninize göre sanırsınız, esip de geçiverir. Yelkenleri fora ettiğinizle kalırsınız. Tam da yolunuza göre sanırsınız, deli eser bir o yandan bir bu yandan, ay da oyuncak ederse dalgaları gemiyi batırmamak kaptanın maharetine kalır.

Kadınlar sevmeyi severler.
Kimileri ihtirasla, kimileri mahçubiyetle…
Kimileri ekonomik, kimileri ergonomik...
Pek çok kadın için sevmek ‘gözümü açtım onu gördüm’ cümlesinin gölgesindeki kuytuluktur. Bu totalite onlara huzur ve kabulleniş rehaveti verir.
Taa en baştan bilet kesilmiştir, başka gişe de yoktur. Kimbilir belki cennet??? Bir şeyler hazır etmiştir. Pek tabii ilahiyat onları cennete biraz daha yakın kılar.
Ama yine de severler…’gözümü açtım onu gördüm’ ü severler.

Kadınlar sevmeyi severler.
Bile bile üzerine giderler. Rüzgarı dinlerler…Bir sürü esinti arasından ıslıklı bir rüzgar seçerler. Bu rüzgar esmeye görsün.., yelkenler fora, iskele mi sancak mı alabanda? Bilemezler rüzgar bilir…Sonra da ,,,agana borina borinata…

Bazı kadınlar sadece pupa yelken sever...Rüzgarı yarmazlar…Bu yüzden de rüzgarlar da en çok onları severler…

Bu seyrüseferi kimi kadınlar seyir defterine italik yazarlar.
Elleri titrer…Rüzgarın üstüne üstüne gitme hali gemiyi sarsar. İnadına orsa seyrederler. Bu seyre kendi yüreklerini kontra ederler…Bir o yana bir bu yana tromala denerler…
Rüzgara dayanaklılığın merakından mıdır? Yoksa kendi dayanıklılığının merakından mıdır???Bilinmez…Artık ya köre düşerler…Ya da tüm bunlardan sonra pupa yelken seyrederler….
Yine de bu seyrüsefere çıkan kadınlar seyir defterini italik yazarlar….

Kadınlar erkekleri değil…, sevmeyi severler. Bu sevgiye bir vücut ararlar…Kül olan bir şey varsa o da bu vücuttur.
Sevme tutkusu her daim kordur…

Barbara Streisand ( Women in love )
 
Geri
Üst