Kadınların naif beklentileri ve gerçekler

MEÇHUL

Daimi Üye
Üye
Kadınların naif beklentileri ve gerçekler
Biz kadınların beklentileri bitmez bence:DBir derdimiz biter öbürü başlar,birşey isteriz alınır yada yapılır arakasından birşey daha:DYani ne isteklerimiz ne dertlerimiz nede beklentilerimiz biter:DAcaba erkeklere çokmu yükleniyoruz:DKızlar bana kızmayın ama birazda onların açısından mı baksak ne:piha:
kadinlar-6314.jpg


Kadınların naif beklentileri ve gerçekler:

Geçen sabah kör şafak, bir arkadaşımın telefonuyla yataktan zıpladım. "ne o kızım karga şeyini yemeden beni mi hatırladın?" dememe kalmadı kızcağız başladı ağlayarak anlatmaya. Efendim benim bu arkadaşım 30’lu yaşlarda çok hoş mimar bir hanım. Londra’da yeni aldığı bir projeyle ilgilenmek üzere yola çıkmış. Uçakta koltuğuna oturduğunda gözlerine inanamamış. Çünkü yanında inanılmaz hoş, karizmatik bir adam oturuyormuş. Bizim kızda "Allah Allah böyle şanslar bana pek çatmaz ya hadi hayırlısı" deyip başlamış adamla hasbıhale. 3-4 saat yapılan koyu muhabbetle birlikte birbirlerinin telefon numaraları alınıp verilmiş. Gereken yapılmış anlayacağınız. Derken adam kızı neredeyse her gün aramaya başlamış. Kız adamın zarif konuşmalarından, artık görmeyi unuttuğumuz salon adamı jestlerinden pek etkilenmiş. Kısa bir müddet sonra bizim kız adam tarafından akşam yemeğine davet edilmiş. Müthiş bir gece geçirildikten sonra bizim kız yine gayet zarif bir biçimde evine bırakılmış. Bu görüşmeler 2-3 kere yapıldıktan sonra beklenen gece yaşanmış ve kız ertesi gün büyük bir mutlulukla adamı arayıp "Nasılsın akşam buluşuyor muyuz?" falan demiş. O zarif, nazik salon adamı kızın hiç alışık olmadığı amiyane bir üslupla "ne o kızım bir gece yattık diye kocan mı zannettin ne bu organizasyon merakı’"demez mi?. Kızcağız yaşadığı şokun etkisinden kurtulamayıp sabah sabah beni aradı ve hikayesini anlattı. Ben de "kızım senin İstanbul’daki aşkların sonundan haberin yok galiba pek naif kalmışsın" dedim.


Sürpriz Beraberlikler

"Yahu bu kadar problemle mücadele ederken, geçim derdine düşmüşken; ne alaka ilişkiydi, kıldı tüydü?" diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Ama hiç de öyle değil işte. Çünkü hepimiz değişen, büyüyen, karışan şehirlerimizde ilginç ilişkiler, sürpriz beraberlikler ve beraberinde çıkan sorunlar yaşıyoruz, istesek de istemesek de. Ve bu tüm hayatımızı, hatta iş verimimizi bile fazlasıyla etkiliyor ve herkes değişik çarelere baş vuruyor. Kimi kesimler vücuduna jilet atıp Müslüm abisini dinlerken, kimi kesimler de psikologlarla, Prozac’larla ömür geçiriyor. İşte şimdi bu problemlerden son zamanlarda en çok yaşananlardan birisi de arkadaşımın başına gelen gibi ilişki yaşayamama problemi. Ve bu problemi özellikle kadınlar daha fazla yaşıyor... Adamlar kıtlıklarının o kadar farkındalar ki katiyen ilişki yaşamak, taahütte bulunmak istemiyorlar. Hatta bir kadınla beraber olduktan sonra "Aman abi kadını şimdi ararsan amele sümüğü gibi yapışır sonra da kurtulamam" deyip hemen arazi oluyorlar. Yani anlayacağınız artık kimse unutulmaz ilişkiler yaşamak, romantik vaatlerle ilgilenmek ve birbirinin problemlerini dinlemek istemiyor. Hiç emek verilmeyen ilişkiler de fast food gibi neredeyse ayakta yaşanıp tüketiliyor. Tabii herkes yeni tanışmalardan, toslaşmalardan hemen umutlanıp beklentiye giriyor ama beklentiye girenler de hadleri de jet hızıyla bildiriliyor. Hatta kadınlar bir araya geldiklerinde bunları bolca konuşuyorlar. Çünkü İstanbul’da her kadının aşağı yukarı böyle bir hikayesi var. Tabii kadınlar da bu konuda pürüpak değiller. Neden derseniz biz kadınlar da yıllarca birçok düzgün, sevecen adamı sırf şişman, yeterince güçlü ya da zengin olmadıkları için reddetmişizdir. Eee şeytan azapta gerek o karizmatik, komik seksi erkekler de canımıza okuyorlar tabii şimdi.
 
Geri
Üst