Kağıt Kalem ve Silgi...

T

TİTAN

Forum Okuru
Kağıt Kalem ve Silgi...
kağıt kalem silgi ile ilgili kompozisyon öykü öyküler ile ilgili bilgiler burada melekler. Edebiyat dersi sınavında 10 soru sorulurdu melekler :) Ve ilk 7 soru 10 puan son soru 30 puan olurdu ve kompozisyon yazmamız istenirdi. Bir sayfadan az yazmazdım :) Gerçi sonradan sayısala ağırlık verdim ama kitap okuma, okuduğunu anlama ve ifade etme konusunda da kendime haksızlık etmemeliyim :) Bu makalemiz nette gezerken bulduğum bir hikaye ben yazmadım ancak çok hoşuma gitti ve sizlerle paylaşmak istedim. Kağıt kalem ve silgi ile ilgili kompozisyon arayanlar için de biçilmiş kaftan. Buyrun kağıt kalemin hikayesi, silginin hikayesi, neymiş öğrenelim...


silgi-125.jpg



Bir zamanlar kağıt ve kalem adında iki aşık varmış. Bunların askı o kadar büyükmüş ki önlerinde hiçbir engel yokmuş onları durdurabilecek. Kalem kağıd her vuruşunda “Seni Seviyorum” dizeleriyle dolup taşıyormuş kağıt. Mutlulukları uzun ylılar sürmüş. Kalem kağıda ‘Seni çok seviyorum asla bırakmayacağım’ derken, kağıt kaleme ‘Sen benim yaşam kaynağımsın sensiz ben bir hiçim’ diyormuş.

Bir gün kalemin ucu tükenmeye başlamış. Sevgisi giderek azalmış. Kalemin ucu köreldikçe aşk sözcükleri okunmaz hale gelmiş. En sonunda kalemin kağıda aşkı tükenmiş artık yazamaz olmuş. Çareyi kaçmakta bulmuş, yeni aşklar aramaya koyulmuş.

Kağıtsa yapayalnız kalmış, tek yapabildiği kalemin eski yazdıklarına bakarak kendini tüketmek oluyormuş. Baktıkça kendini tüketiyor dertlerine dert ekliyormuş.

Kısa bir zaman sonra, kırık uçlu kalem aşkı kalemtıraşta bulmuş, kalemtıraş kalemin körelen ucunu onarmış ona yeniden can vermişti. Kalem artık ölümsüz olduğunu düşünmekteymiş. Sürekli yeni sapasağlam ve güçlüymüş artık.

Kağıtsa bu üzüntüleri arasında silgi adında biriyle tanışmış. Silgi onun tüm acılarını, kalemin yazdıklarını silip atmış, kağıdın tüm acılarını hafifletmiş. Kağıt silgiye minnettar kalmış ve onlar arasında yeni bir aşk doğmuş. Kağıt silgiyle o kadar mutluymuş ki dertsiz tasasız bir hayatı olduğunu düşünüyormuş.

Günler geçmiş, aylar geçmiş. Ölümsüz olduğunu sürekli güçlü ve yeni olduğunu sanan kalem bir gün tükendiğini bittiğini fark etmiş. Kalemtıraş onun tüm artıklarını bir yana savurmuş.

Kağıtsa yeni doğmuş bir bebek gibi tertemizmiş. Tek bir yazı bile kalmamış üzerinde. Ama ortada bir sorun varmış, kağıt artık yıpranmaya başlamış. Silginin her darbesi ona acı veriyormuş. Her darbede kağıt daha da parçalanmış. Sonunda yırtıkları etrafa saçılmış. Kağıt silgiyi terk etmiş, Kalemse, Kalemtıraşı.

Bir gün rüzgarda savrulan bir kağıt parçası kalemin önüne düşmüş.

Kalem Son gücüyle yırtık kağıt parçasına bir dörtlük yazıp vermiş;

“Bilemezdim ki, senden ayrılmanın ölüm olduğunu

Bilemezdim ki, asıl ölümsüzlüğün senle doğduğunu

Bilemezdim ki, ben tükendikçe aşkımızın büyüdüğünü

Ama biliyorum ki; su an ölüyor olsam da bu satırlarda seninle beraber sonsuza dek yaşayacağım.
 
Geri
Üst