Kanda iltihap neden olur?

THESECRET

"Adalet olunca yiğitliğe lüzum kalmaz"
Kanda iltihap neden olur?
kanda iltihap,kanda enfeksiyon,kanda iltihap niye olur,kanda enfeksiyon nedenleri,kandaki iltihap oranı nasıl düşer,kanda iltihap tedavisi

unnamed (4).jpg


İltihap, enfeksiyon yüzünden meydana gelebilir ancak kendisi bir enfeksiyon değildir. Enfeksiyon bakteri, virüs ya da mantarlar nedeniyle oluşurken, iltihaplanma vücudun bu enfeksiyona cevabıdır. Vücuda zararı dokunacak herhangi bir şey meydana geldiğinde, zararı dokunan etkenleri ve hasarlı hücreleri ortadan kaldırmak için vücut, iltihaplanma ile biyolojik bir tepki verir. Kanda iltihap oranının yüksek olması ise vücutta bir sorun olduğuna ve bağışıklık sisteminin harekete geçtiğine işarettir.
Kandaki iltihap oranı CRP testi ile ölçülür. CRP ‘C-reaktif protein’ adlı, vücudun kendini savunması için karaciğer tarafından üretilen bir proteindir. CRP seviyesi yüksek çıktığında, kanda iltihap oranı yüksek demektir. Bu sorunun çözülebilmesi için ilk önce iltihabın nereden kaynaklandığının bulunması gerekir. CRP testi bu bilgiyi sağlayamayacağından başka testler ve kapsamlı bir doktor muayenesi gerekir.
Kanda İltihabın Başlıca Nedenleri
Enfeksiyon
Vücudumuzda enfeksiyon olması demek, başka bir organizmanın vücudumuzdan beslendiği ve burada çoğaldığı anlamına gelir. Enfeksiyonun söz konusu olması için organizmanın kişiye zarar vermesi gerekir. Örneğin bağırsakta da çoğalan bakteriler vardır ama bunlar yararlı bakteriler olduğu için bu bir enfeksiyon değildir. Parazitler, mantarlar, bakteriler ya da virüsler enfeksiyona yol açabilir.
Hepimiz pek çok farklı türde enfeksiyonla karşı karşıya kalabiliriz. Kulak, göz, sinüs, diş eti ya da solunum yolları enfeksiyonları gibi örneklere çoğumuz aşinayız. Bu enfeksiyonlardan bazılarıyla vücut hızlı bir şekilde savaşır ancak bazı enfeksiyonlar uzun dönemli yani kronik enfeksiyonlardır. Çoğu enfeksiyonda iltihaplanma meydana gelir. Bu durum, vücudun enfeksiyonla savaşmasından kaynaklanır.
İltihabi Bağırsak Hastalığı
İltihabi bağırsak hastalığı bağırsak yolunda kronik iltihaplanmaya yol açar. Hastalık bağırsaklar dışında diğer organları da etkileyebilir. Ülseratif kolit ve Chron hastalığı, en yaygın iki iltihabi bağırsak hastalıklarıdır. Bu hastalığın tam olarak neden kaynaklandığı henüz bilinmemektedir ancak genetik ve çevresel faktörlerin ya da bağışıklık sisteminin hatalı tepkilerinin bu hastalıkların ortaya çıkmasında rolü olduğu düşünülür.
Lupus
Lupus hastalığı otoimmün hastalıklardandır ve cildi, eklemleri, böbrekleri, beyni ve diğer organları etkileyebilir. Bu hastalıkta vücudun bağışıklık sistemi olmaması gereken bir şekilde, sağlıklı dokulara saldırır ve bu da kronik iltihaplanmaya yol açar. Lupus her yaşta ortaya çıkabilir ancak daha çok kadınlarda görülür. Vücudun hangi bölümünün etkilendiğine bağlı olarak farklı belirtileri olabilir. Yaygın semptomları arasında derin nefes alındığında göğüs ağrısı, halsizlik, nedensiz ateş, saç dökülmesi, ağız yaraları ve güneş ışığına hassasiyet sayılabilir. Lupusun bilinen bir tedavisi yoktur ancak belirtileri ortadan kaldırmak için ilaç tedavisi uygulanır.
Romatoid Artrit
Romatoid artrit henüz tam olarak neden kaynaklandığı bilinmeyen, kas-iskelet sistemi hastalıklarından biridir. Nedeni anlaşılamayan bir şekilde, bizi hastalıklardan korumaya programlanmış olan bağışıklık sistemi, romatoid artritte vücudun kendi dokularına ve özellikle eklemlere karşı saldırıya geçer. Bu saldırının sonucu olarak eklemlerde, iltihaplanmaya ve ağrıya neden olan bir sıvı birikir. Bu hastalığın ortaya çıkmasında, genetik ve çevresel faktörlerin rolü olduğu düşünülür. Hastalık genel olarak 30 ila 60 yaşları arasında görülür.
Zatürre
Zatürre enfeksiyona bağlı olarak akciğerde iltihaplanmanın görüldüğü bir solunum hastalığıdır. Bakteri, virüs ve mantarlar zatürreye neden olabilir. Yetişkinlerde zatürreye en çok bakteriler yol açar ve bu bakterilerden en yaygın olanı pnömokok adlı bakteridir. Öksürük, ateş, halsizlik, baş ağrısı, terleme benzeri belirtileri vardır.
Romatizmal Ateş
Kalp romatizması da denilen ve iltihabi bir hastalık olan romatizmal ateş daha çok çocuklarda görülür. Bu hastalığa A grubu streptokok bakterisinden kaynaklanan boğaz enfeksiyonu yol açar. Enfeksiyon düzgün şekilde tedavi edilmezse romatizmal ateş ortaya çıkabilir ve kalp kapakçıklarında hasara neden olur. Diz, bilek, omuz gibi eklemlerde ağrı, şişlik ve kızarık belirtileri arasındadır. Romatizmal ateşi teşhis edildikten sonra antibiyotik tedavisi uygulanır.
Tüberküloz
Verem olarak da adlandırılan tüberküloza, tüberküloz bakterisi neden olur. Akciğerleri etkileyen ancak buradan diğer organlara da yayılabilecek, bulaşıcı bir enfeksiyondur. Aktif tüberküloz hastalarının öksürmesi veya hapşırması aracılığıyla havaya karışan mikropların solunmasıyla bu hastalığa yakalanılabilir. Ancak tüberküloz mikrobuna maruz kalan herkes hemen bu hastalığa yakalanır denilemez. Ne kadar mikrop alındığı veya kişinin bağışıklık sisteminin ne kadar güçlü olduğu gibi faktörler hastalığa yakalanma riski üzerinde etkilidir.
Bağ Doku Hastalıkları
Bağ doku hastalıklarında, organları ve vücudun çeşitli bölümlerini destekleyen, protein bakımından zengin dokular etkilenir. Yağ, kemik ve kıkırdak dokuları bağ doku örnekleridir. Bu hastalıklarda eklemler, kaslar ve cildin yanı sıra gözler, kalp, ciğerler, böbrekler, mide-bağırsak sistemi ve kan damarları da etkilenebilir. 200’den fazla bağ doku ile ilgili rahatsızlık sayılabilir. Bu rahatsızlıkların nedenleri ve belirtileri de hastalığın türüne göre değişiklik gösterir.
Kalp Krizi Riski
Yakın zamanda yapılan çalışmalar CRP testi ile bir kişinin kalp krizi riskinin ne oranda olduğunun anlaşılabileceği yönünde çeşitli görüşler ortaya atılmıştır. Bu kan testi ‘yüksek duyarlı CRP testi’ (hs-CRP) olarak adlandırılır ve normal CRP testinden farklıdır.
Kandaki iltihap oranının yüksekliğinin, ileriki dönemlerde kan damarları duvarında bir sorun anlamına gelebileceği öne sürülmektedir. Şu an için alınan sonuçlar umut vericidir ve pek çok kalp doktoru hastalarından bu kan testini istemektedir. Öte yandan henüz, hs-CRP testi ile kalp krizi riskini ölçme üzerine yapılan tartışmalar ve olumlu-olumsuz görüşlerin paylaşımları, kesin bir sonuca varmış değildir.
 
Geri
Üst