Karamanoğulları Devleti

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Karamanoğulları Devleti
250pxanadolubeylikleri1oi4.png

Başkent : Karaman,
Ermenek
Konya
Mut
Resmi dili :Türkçe
Dini :Müslümanlık
Etnik Gruplar :Türkler
Yönetim :Monarşi
Bey :
- 1256? Karaman Bey
- 1483–1487 Turgutoğlu Mahmud
Tarih :
- Kuruluş tarihi:1250
- Yıkılış tarihi :1487

Kuruluşu
Karamanlılar; Anadolu’ya on bin oba (çadır) olarak geldiklerinde başkanları Sadeddin Bey’di. (12:yy. sonları, 13.yy. başları) Yazları Sivas yöresine gelip, kışları da İran taraflarına giderek konar-göçer bir yaşantı sürdürüyorlardı. Sadeddin Bey ölünce, yerine oğlu Nureddin’i bey seçtiler. Nureddin Bey ilk olarak Ermeniler elinde olan Ereğli kalesini aldı. Sonra Selçuklu sultanına asi olan Sivas beyi Hacı Bahadır elinden Si-vas kalesini de aldıktan sonra, bir de bağlılık mektubu yazıp kalenin anahtarını sultana göndererek bağlılığını bildirdi. Bundan çok mem-nun olan sultan; o sıralar Ermenek ve Mut yöresinde yaşayan Türk obalarının kalelerdeki Ermenilerden şikayet etmeleri üzerine Nureddin Bey’e bir mektup yazıp, asker çekip buralara gelmesini, kaleleri Er-meniler’den almasını, alabildiği kaleleri kendisine vereceğini bildirdi. Nureddin Bey,sultanın emrine uyarak askerlerini toplayıp 1227 yılı sonlarında Ermenek yakınında Kamış yaylasına kondu. İlk olarak Er-menek kalesini alıp kışı orada geçiren Nureddin Bey, İlkbahar’da Mut üzerine yürüdü. Kale dışında (şimdi Mut öreni) oturan Mutlularla bir-leşip Kaleyi kuşattılar. Kırk gün kuşatmadan sonra kaledeki Ermenile-rin Kız kalesine kaçmaları ile boşalan kaleye kale dışında oturan Mut-luların yerleşmeleriyle kale artık “Mut Kalesi” adını aldı. Daha sonra Gülnar ve Mara kalelerini de alan Nureddin Bey, aldığı kalelerin anahtarlarını sultana gönderdi. Sultan Alaeddin Keykubat çok memnun oldu, devlet göstergesi olan hil’at, kılıç, tabl ve alem gönderip aldığı kaleleri de Nureddin Beye bağışladı. Böylelikle Karamanoğulları Beyliği’nin temeli atılmış oldu. Nureddin Bey zaptettiği ve sultanın izni ile egemen olduğu bu bölgede asayişi sağladıktan sonra buradaki kuvvetlerin başına oğlu Karaman Bey’i bırakıp kendisi Sivas’ta olan obasının başına döndü. Orada Babai şeyhi Şeyh İlyas adında bir şeyhle tanıştı. Ona mürid ol-du, yedi yıl mağaralarda yaşadı “sofi” oldu. Şeyh İlyas’ın halifesi (ve-kili) olarak buralara tekrar geldi. Kuvvetlerinin başına geçti. 1256 yı-lında Silifke kalesini de aldıktan sonra artık yaşlanıp seferlere çıkma-ya gücü yetmeyince bütün yetkilerini oğlu Karaman Bey’e bırakıp kendisi Mut’un Yalnızcabağ köyü yakınındaki Değirmenlik yaylasına çekilip 1264 yılında ölünceye kadar orada oturdu. Öldükten sonra çok sevdiği bu yerde, Değirmenlik’te bir buruna defnedildi, üzerine bir türbe yaptırıldı. Türbe, çevredeki insanlar tarafından devamlı ziyaret edilmektedir. Türbenin gelir getiren epeyce bir vakfı vardı. Cumhuri-yet dönemine kadar takip edilerek hesaplarının kontrol edildiği arşiv belgelerinde görülebilir. Vakıf arazilerinden bazıları şunlardır:
*Fabaoğlu çiftliği
*Bayram Şah
*Değirmenlik
*Çormlu Yusuf Han
*Değirmenlik’te 9 taşlı değirmen
*Kovan öşrü
*Pabe (buğday) öşrü
*Kömüş alanı denen yerde bir tarla

Anadolu Selçuklu Devleti'nin ardından kurulan Karaman merkezli devlet
Karamanoğulları Devleti'nin kurucusu Karamanoğlu Mehmet Bey,yayınladığı ünlü ferman ıyla Türkçeyi Türkiye devleti 'nin resmi dili yaparak bir ilke imza atmıştır. Karamanoğulları Anadoluya ilk göçen Oguz boyları arasındadır. MS 11. yüzyılın ilk yarısında Orta Asya'da Üç Okların baskısından kaçıp Bizansa sığınmışlar ve İç Anadolu'ya yerleşmişlerdir.Geldiklerinde Göktanrı inancına sahip olan bu aşiret zamanla Ortodoks Hıristiyanlık ve Malazgirt Savaşının 1071 ardından Selçuklu Egemenliğiyle kitlesel olarak İslamiyete geçmiştir. Hıristiyan olan azınlık dışındakiler Mehmet II'in Karaman'ı(Larende) fethiyle Batı Trakya ve Makedonya'ya sürülmüş Beyleri ise Osmanlı'da üst düzey yöneticilik yapmışlardır.Hıristiyanlar ise Lozan Antlaşması'nın ardından helen kökenli olmamalarına rağmen nüfüs mübadelesine tabi tutulup Yunanistan'a gönderlimiştir.Günümüzde halen bu aşirete mensup olan Yunan vatandaşlarında Karamanlı soyisimi sikça görülmektedir.

Anadolu Selçuklu Devleti'nin 1308 yılında yıkılmasından sonra Karamanoğulları, Konya ve çevresine tamamen egemen oldular. Selçuklu başkentine sahip oldukları için, bu devletin mirasçısı olduklarını iddia edip, Anadolu'daki siyasi birliği sağlamaya çalıştılar. Bunun için Moğollar la çok uzun süren savaşlar yaptılar. Topraklarını Akdeniz sahillerine kadar genişlettiler. XIV. y.y. 'ın başına gelindiğinde, Karamanoğulları Anadolu'daki en güçlü devlet konumundaydı. Toprakları, Karaman, Konya, Sivas, Kayseri, Niğde, Adana,Ankara,Antakya, Antalya, Silifke, Anamur, Mut, Ermenek, Gülnar. Alanya, Gazipaşa, Isparta ve Beyşehir'i içine alıyordu.Bu tarihte,Osmanlı Devleti henüz kurulmamıştı.. Bu bakımdan son zamanlarda Türkiye tarihi,Selçuklu Hanedanı,Karamanoğulları Hanedanı,Osmanoğulları Hanedanı şeklinde sıralanmaya başlanmıştır.Buna sebeb olarak ta ,Karamanoğulları'nın Selçuklular ' ın devlet teşkilatını devralmış ve bütün kurumlarıyla devamlılığını sağlamış olmaları gösterilmektedir.Bu güçlü konumları yüzünden uzun süre Osmanlı Devleti onlardan uzak durmuş,kendisinde yeterli gücü bulduktan sonra Karamanoğulları devleti'nin varlığına son vermiştir. Bu güçlü hanedan ı, gelecekte devletin güvenliğini tehlikeye düşürmemesi için,Anadolu'nun çeşitli bölgelerine ve yeni feth edilen Balkan topraklarına, özellikle de Tuna kıyısındaki Bulgar ülkesine sürmüştür .Hatta Atatürk'ün dedelerinden Kızıl Ahmet Efendi'nin Karaman'ın Kızıllar (Taşkale) Kasabası'ndan Yunanistan'a göç ettiği belirtilmektedir.

Karaman Bey'in öldürülmesi
1250 li yılların sonunda Selçuklu Devleti çok büyük karışıklıklar içinde idi. Sultan II. Keyhüsrev ölmüş, oğulları II.İzzeddin Keykavus, IV.Rükneddin Kılıçarslan, II.Alaeddin Keykubad birlikte saltanat sürerlerken ağabeyleri, Alaeddin Keykubad’ı lalasına zehirleterek öldürtmüşler, sonra da biri birlerine düşmüşlerdi . O sırada Moğollar da Anadolu’yu istila ile çok yağma ve zulüm etmişler ki halk açlığından muharebede ölenlerin etlerini yemek zorunda kalmışlar .

Küçük kardeşleri Alaeddin’in ölümünden sonra bile iki kardeş bir türlü anlaşamıyorlar zaman zaman muharebelere varan kavgalar ediyorlardı. Sonunda Karaman Bey’in desteği ile Rükneddin yenildi, Burdur kalesine hapsedildi. Moğol beyi Baycu Noyan Erzurum’dan başlayarak bütün şehir ve kasabaları yağma ve talan ederek Aksaray’a kadar gelmişti. Sultan İzzeddin’den hoşnut olmayan, Rükneddin tarafını tutan devlet adamları gizlice Bayçu Noyan’dan yardım istediler. Sultan İzzeddin Moğol istilasını önlemek için Karaman Bey ve diğer aşiret beyleri ile anlaşıp Aksaray’da bulunan Moğollar üzerine yürüdü. İki ordu Sultan hanı civarında karşılaştılar. Çok çetin ve kanlı bir muharebeden sonra Sultan İzzeddin’in yakınlarının ihaneti sonucu İzzeddin ve taraftarları yenildiler. Sultan İzzeddin kaçıp İstanbul’da dayısına sığındı . Burdur kalesinde hapis olan Rükneddin Kılıçarslan kurtarılıp Selçuklu tahtına oturtuldu. Karaman bey gelip bağlılığını bildirdi ise de sultan pek hoş karşılamadı. Gene de Mut, Silifke ve Ermenek’in idaresini verdi. Karaman Bey Larende’yi de istedi ama; “İki pare makbul şehrim var anın da birini sana mı vereyim” diyerek vermedi. Sonra da Karaman Beyi’n hasımlarından olan Hacıbeyler’e verince Karaman Bey fırsat kollayıp uygun bir zamanda bir baskınla Larende kalesini aldı. Hacıbeyler’i tutup öldürdü. Larende’nin idaresini zorla eline aldı . Roma-Bizans döneminden beri “Larende” olarak anılan şehrin adını da değiştirerek kendi adını verdi. O günden bu güne “Karaman” adı söylenir oldu.

Sultan Rükneddin kendisine muhalif uç beylerini birer birer ortadan kaldırıyordu.İzzeddin tarafını tutmasından ve Larende’yi zorla almasından dolayı Karaman Bey’e de düşmanlık besliyor, onu ortadan kaldırmak için hazırlık yaptığı sırada Antalya’da bulunan kâfirler Beyşehir’e kadar yağma ve talan etmişler, oralar halkından acı şikâyetler gelmişti. Sultan, hangisinin üzerine gitmesi gerektiği hakkında düşünürken vezirleri, Antalya üzerine Karaman beyi göndermesini önerdiler. Düşmanı düşmana kırdırmak en doğru yoldu . Sultan Rükneddin Kılıçarslan bu öneriye uyarak Karaman Bey’e bir elçi gönderip Antalya tarafındaki düşman zulmüne son vermesini buyurdu. Karaman Bey , “Başım, gözüm üstüne” deyip Mut’a geldi. Askerlerini toplayıp Gülnar, Anamur, Manavgat yolu ile Gölhisar önüne kondu. Ordugâhını kurup istirahat ederken, Gölhisar’ın hain bir komutanı vardı, gelip Karaman Bey’le buluştu. Karaman Bey kâfirlerin yerini sordu, komutan; “Kâfirler şimdi falan yerde safadadırlar” dedi. Karaman Bey hemen baskın yapmak için harekete geçti ise de hain komutan kâfirlere baskın olacağı haberini ilettiğinden baskın başarısız oldu. İki asker on bir gün cenk ettiler. Askerler orada cenk ederlerken Karaman komutanlarından Kosun bey gidip Antalya kalesini zaptetti. Kalenin düştüğünü duyan kâfir askerleri Kızkalesi’ne kaçtılar. Karaman Bey kalenin anahtarını Konya’ya sultana gönderdi. Kendisi tekrar Gölhisar’a gelip İstirahata başladı. Kalenin hain komutanı, Karaman Bey’in yalnız olduğu bir zamanda içeceğine zehir koyup verdi. Zehir derhal etkisini gösterdi. Karaman Bey durumu anlayıp; “Hey lâin kıydın bana” diyerek hançerini çekip komutanı oracıkta öldürdü. Kendisi de öldü. Karaman Bey’in naşını tabuta koyup Ermenek civarında Balkusan (Balasagun) köyünde defneylediler .1263 Halen Karaman beyin türbesi oradadır.

Karaman Bey’in ölüm haberini alan Sultan, Askerlerini alıp Larende’ye geldi. Karaman Bey’in hükmü altında olan yerlerin idaresini Hutenoğlu İbrahim namında birisine verdi. On bin de asker verip Karaman beyin oğullarını bulup öldürmesini söyledi. Hutenoğlu; “Emir sultanımın”deyip Ermenek’e oradan Mut’a geldi. Karaman beyin çocuklarını yakalamak için fırsat gözetmeye başladı.

I. Mehmet’in beyliği alması
Karaman Bey’in çocukları Mehmet ve Mahmut beyleri Aydın, Hamit, Turgut ve Kaya beyler sultanın şerrinden korumak için alıp Bulgar dağına götürmüşlerdi. Ailesi de iki küçük oğlu Kasım ve Halil beylerle Birgün yaylağında kalmışlardı. Mehmet ve Mahmut beyler Bulgar dağında boy beylerinden ilim ve silâhşörlük tahsil ettiler. Mehmet bey on sekiz yaşına gelmişti. Birgün yaylasında olan anasını ziyaret etmek istedi. Kırk arkadaşı ile yaylağa indiler. Yaylağı göz altında tutan Hutenoğlu, anaları ile hasret gidermeye çalışan gençleri derhal yakalayıp hapsetti . (Bazı kaynaklara göre üç ay, bazı kaynaklara göre üç yıl) hapiste kalan şehzadeler, Sultan Rükneddin Kılıçarslan’ın Aksaray’da zehirlenerek öldürülmesi üzerine serbest bırakıldılar .

Hapisten çıkan Mehmet Bey, Hutenoğlu’dan beyliği almak için fırsat gözetmeye başladı. O sırada Mut’ta Karaman Bey’in yakınlarından birisinin düğünü olacaktı. O zamanlar düşman korkusundan bir köyden bir köye devlet desteği olmadan gelin götürmenin imkânı yoktu. Onun için düğün sahibi, Hutenoğlu’dan bu desteği istedi. Hutenoğlu da o zamanların devlet gücü göstergesi olan tabl ve alem (davul ve bayrak) verdi. Düğün sahibi hem Hutenoğlu İbrahim’i hem de Mehmet Bey’i düğüne davet etti. Aradığı fırsatı bulan Mehmet Bey derhal taraftarları ile birleşip Mut’taki Hutenoğlu yanlılarından pek çoğunu öldürerek tabl ve aleme el koyup beyliğini ilan etti. Bunu duyan Bulgar yaylalarındaki Türk oba beyleri gelip Mehmet Bey’in beyliğini tanıdılar. O zaman Ermenek’te bulunan Hutenoğlu olayı duyunca askerlerini alıp Mut’a geldi. Yapılan çarpışmada Hutenoğlu yenildi. Kaçmak istedi ise de bütün yolları ve geçitleri tutan Mehmet Bey, kaçmasına fırsat vermeyince Hutenoğlu gelip Mehmet Bey’den özür diledi. Bütün silah ve hazineyi teslim edip affedildi .

Mehmet Bey'in savaşta ölmesi
4 Temmuz 1243 te Anadolu Selçukluları ile Anadolu’ya sarkan Moğollar arasında yapılan Kösedağ savaşında Selçukluların perişan olarak kaçmaları sonucu Anadolu’da çok büyük kıyım, yıkım ve talanlar yapan Moğollar’a başından beri karşı olan Karamanlılar her fırsatta Moğollar’a karşı harekete geçmekten çekinmiyorlardı.

Kösedağ muharebesinden sonra iyice zayıflayan Anadolu Selçuklu Devleti Moğollar’ın güdümüne girmişti. Onlara vergi ödüyorlar, her istediklerini yapıyorlardı.
Selçuklu vezirlerinden olan Hatıroğlu Şerefeddin devletin bu zaafiyetini kabul edemiyordu. Şam hükümdarı Meliküzzahir Baybars’tan yardım isteyerek Moğollar’a karşı isyan etti. Mehmet Bey’de Şerefeddin’i destekliyordu. Hatıroğlu isyanının bastırılmasından sonra bile Mehmet Bey eylemine devam etti. Selçuklular’a vermekte olduğu vergiyi kesti. Yönetiminde olan Mut, Ermenek, Gülnar, Silifke ve Anamur gibi yerlerdeki Moğollar’ı tamamen imha etti. Bunun üzerine Moğol ve Selçuklu ordularından oluşan bir kuvveti Hutenoğlu Bedreddin İbrahim komutasında Mehmet beyin üzerine gönderdiler.Göksu geçidinde yapılan çarpışmada Hutenoğlu’nun yenilmesi üzerine bu defa Selçuklu sahiller emiri (deniz kuvvetleri komutanı) Hoca Yunus’u gönderdiler. Mehmet bey onu da yenince iyice kuvvetlenmiş oldu .

Memlûklu sultanı Baybars bir Anadolu seferine çıkarak Kayseri’ye kadar geldi Nisan 1277 . Baybars’ın Kayseri’ye geldiğini duyan Mehmet Bey, II. İzzeddin Keykavus’un oğlu (Cimri) Gıyaseddin Siyavuş ile birlikte Konya’ya geldi. Mayıs 1277de Konya’yı alıp Siyavuş’u sultan ilan ederek adına para bastırdı ve 14 Mayıs 1277 günü ünlü fermanını yayınladı: “Bu günden sonra divanda, dergâhta, bargâhta, mecliste ve meydanda Türkçe’den başka dil kullanılmayacaktır”.

Konya’nın işgali üzerine Selçuklu ve Moğol orduları Konya üzerine yürüyünce Mehmet Bey Mut’a çekildi. Kardeşi Mahmut Bey’i yardımcı kuvvet getirmesi için Sıvas’a gönderdi. Mehmet Bey’i takip eden Selçuklu, Moğol, Kırım birleşik orduları Mut yakınında Deveci semtindeki Kızıl dağ eteklerine kondular. Mehmet bey yardım için gönderdiği kardeşi Mahmut Bey’i beklemeden savaşı kabul etti. Çok cesurane ve kanlı bir muharebe veren Mehmet Bey şehit oldu. Başı kesilip Konya’ya gönderildi . İbni bibi’ye göre, yaralı olarak kaçan Mehmet bey Mut’un karşısındaki Kurbağa kalesinde yakalanarak şehit edilmiştir .

Burada bir gözlemden bahsetmekte yarar var; Muharebenin geçtiği sahanın bitişiğinde “Ak dağ” dediğimiz tepenin Deveci’ye bakan yamacında rast gele gömüldüğü anlaşılan çok sayıda insan iskeleti gözlenmektedir. O iskeletlerin büyük bir muharebe kalıntısı olduğundan şüphe edilemez. Binlerce şehide, binlerce mezar kazılıp defnedilmesi imkânı yoktur.

Mutlular, Mehmet Bey’in şehit edilmesinden sonra Kale kapılarını kapatıp savunmaya başlamışlardı. Kırım Han’ı Hasan Giray da kaleyi kuşatmıştı. O günlerde Sıvas’tan yardımcı kuvvetlerle Mut yaylalarına gelen Mahmut Bey, Türkmen askerlerini de alıp vakit geçirmeden bütün yolları ve geçitleri bağlayıp Deveci’de bulunan düşman ordugâhına saldırdı. Hasan Giray kaçmak istedi ise de yedi bin askeriyle birlikte esir oldu.(1277)

Mut'un Devlet merkezi olması
Şemseddin Bey Karaman beyliğini sürdürürken kardeşi (hain) Karaman tarafından zehirlenerek öldürüldükten sonra devlet ileri gelenleri toplanıp Burhaneddin Musa beyi Devletin başına getirdiler.(1352)

Burhaneddin Musa çok dürüst, akıllı,bilgili, dini ilimlere olduğu kadar müspet bilime de değer veren bir adamdı. Devlet başkanı olduktan sonra sultan Şemseddin’in katillerini affedip memuriyetlerinde bırakmıştı. Kardeşinin oğlu Seyfeddin Süleyman Bey’e Karaman şehrinin valiliğini, Hain Karaman’ı da yardımcılığına verip kendisi Mut’a yerleşmesiyle Mut devlet merkezi oldu. Mut’ta bir medrese ile bir muallim hane yaptırarak bunların hizmet vermesi için masraflarını karşılayacak akarlar vakfetmiştir .

Hain Karaman hainliğinden vaz geçmemiş, devlet başkanının Mut’ta bulunmasından, devletin Silifke ve Kıbrıs Ermenileri ile devamlı mücadelesinden, Karaman valisi Seyfeddin Süleyman Bey’in saflığından yararlanarak yandaşları ile (Kasım, Sadeddin, Şeyh Yunus, Hacıbeyler oğlu Halil ve Taceddin beyler) bir olup gizlice silah, cephane ve hazine toplamağa başladılar. Ermenek’i silah deposu haline gertirdiler.

Pek yakında büyük bir isyana hazırlandıklarının haber alan Burhaneddin Musa Bey, İhtiyar olduğundan ve mücadeleci bir yaratılışta da olmadığından, o sırada Konya’da tahsilde bulunan Alaeddin Ali Bey’e mektup yazıp acele Mut’a getirtti, durumu anlattı, Karaman valisi Seyfeddin Süleyman Bey’i getirmesini söyledi. Alaeddin Ali Bey acele ve gizlice Karaman’a gidip kardeşini Mut’a getirdi. Burhaneddin Musa Bey, vezirlerden, alimlerden komutanlardan oluşan büyük bir divan kurdu. Divanda devlet başkanlığına Seyfeddin Süleyman’ı, baş komutanlığa da Alaeddin Ali Bey’i getirdiler . Seyfeddin Süleyman Bey’in devlet başkanı olduğunu duyan hain Karaman, Karaman’da kendi beyliğini ilân edip yandaşlarını yüksek makamlara atadı. Bunu duyan Alaeddin Ali Bey ilk olarak o zaman Karaman Bey’in kontrolunda olan Ermenek üzerine yürüdü, kaleyi aldı, kalede bulunan Karaman Bey’in silah cephane ve hazinesini Mut’a getirdi.

O sene kış mevsimini Mut’ta geçiren Alaeddin Ali Bey, 1357 baharında asker çekip Karaman üzerine yürüdü. Alaeddin Ali Bey’in gelmekte olduğu haberini alan Karaman Bey de askerlerini alıp karşı çıktı. Toros dağlarının o semtteki zirvesinde bulunan Hocantı yaylasında karşılaştılar. (Hocantı yaylası, Sartavıl geçidinin doğu tarafında 5-6 km. genişliğinde bir düzlük, yaylak) İki gün devam eden çok çetin bir muharebe sonunda Karaman ve yandaşları esir oldu, askerleri dağıldı. Mut’ta bulunan Seyfeddin Süleyman Bey Karaman’a gelip oradaki sarayda tahtına oturdu. Devlet merkezi tekrar Karaman oldu .

Sultan Seyfeddin Süleyman Bey, esir olan isyancıları hep affedip eski görevlerine tekrar atamıştı. Ayni isyancılar birkaç yıl sonra bir suikast düzenleyip Seyfeddin Süleyman Bey’i öldürmüşlerdir.(1361)

İçel adının verilişi
Karaman hükümdarı II. İbrahim Bey ölümünden evvel büyük oğlu İshak Bey’i veliaht yapmış Silifke valisi tayin etmişti. İbrahim Bey’in 1456 da Konya’da ölümü üzerine diğer oğlu Pir Ahmet Bey ağabeyi İshak Bey’in hükümranlığını tanımayıp Konya’da kendi beyliğini ilan etti. Böylelikle Karaman toprakları Toroslar hudut olmak üzere ikiye ayrıldı. Karaman- Konya taraflarına “OVA İL” deniz tarafına da “İÇ İL” dendi . Ova il adının hiç kullanılmamasına karşın, İç il adı “İÇEL” olarak günümüze kadar gelmiştir.
 
Geri
Üst