Kariyer sahibi kadınlar ve yalnızlıkları

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Kariyer sahibi kadınlar ve yalnızlıkları
kariyer sahibi kadınlar kariyersahibi
Çevreme baktığımda bir dolu yalnız kadın görüyorum. Hepsi akıllı, iş güç sahibi, ne istediğini bilen kadınlar, ama buna rağmen ne yazık ki mutsuzlar. Aradıklarını bulamamanın hayal kırıklığını yaşıyorlar.

Kim bu kadınlar? Bu kadınlar şehirde yaşar ve eğitimlidirler. Çoğunlukla ailelerinden uzakta eğitim görmüş olduklarından ayaklarının üzerinde durmasını bilirler. Ekonomik özgürlüklerini sağlayan işleri vardır ve işte asıl bu nokta sorunun baş kaynağıdır. Kendi ayakları üzerinde durabildiklerinden güçlüdürler. Bu güç de başlarına fena halde iş açmıştır, çünkü yüzyıllardır devam edip giden bir dengenin bozulmasına neden olmuştur.

Yüzyıllardan beri dünyada kadın ve erkek ilişkisinde değişmez bir düzen vardı. Bu düzende kadına da erkeğe de düşen roller belliydi. Kadın iç işlerinden, erkek de dış işlerinden sorumluydu. Herkes bu rolleri uyguladığı sürece hiçbir sorun çıkmıyordu ve ilişkiler iyi kötü beklenen çizgide yaşanıyordu. 20. yüzyılla birlikte yüzyılların değişmeyen dengeleri allak bullak oldu. Dünyada sanayi devrimi ile başlayan bu değişim rüzgarları, 20. yüzyılın sonuna doğru bize de ulaştı.

Annelerimiz döneminde çalışan kadınlara hoş bakılmadığını, evlenmek isteyen erkeklerin -ve annelerinin- çalışmayan, evinde oturup maharetlerini geliştiren kızları tercih ettiğini çok defa duymuşuzdur. Günümüzde hayat şartlarının zorlaşması, tek maaşla geçimin pek mümkün olmaması gibi nedenlerden dolayı kadınların çalışmalarına yeşil ışık yakılmış durumda. Artık özellikle işi olan genç kızlar ideal eş/gelin adayı olarak görülüyorlar. (Hatta bilirsiniz tercihen de “öğretmen” olmaları istenir Öğretmen olup da evlenememek diye bir şey söz konusu mu çok merak ediyorum )

Her ne kadar çalışan kadını destekler görünsek de aslında toplum olarak kadının rolünün değişmesinden yana değiliz. Yani hem çalışsın ama çok hırslanıp yükselmesin, hem de eski rolünde devam etsin istiyoruz. Para kazansın ama bağımsız olmasın, hayatın içinde yer alsın ama çok da sosyal olmasın gibi bir dolu şartımız var

Halbuki başkalarına bağımlı olmadan yaşamasını öğrenen kadın farklı beklentiler içinde. Kaderine razı olan kadın yerine sevgi, saygı, değer ve emek dolu bir ilişki bekleyen kadın var artık karşımızda. Kadının beklentilerindeki bu değişim, rollerin yeniden biçimlenmesini arzulamasına neden oldu. Ama bu hala geleneksel rollerde ısrarcı olan erkek ile arasında ciddi bir düşünce farklılığı oluşturdu. Bu yüzden rollerin sorgulanması ilişkilerde de sorunlar yaşanmasına neden oluyor. Kadın, “İkimiz de çalışıyoruz, o halde bana evde yardım etmemen için hiçbir sebep yok” diye bir taleple erkeğin karşısına çıkabiliyor. Erkek için bu kabul edilemez görünse de kadın bunu doğal hak olarak görebiliyor.

Kabul edelim erkekler, “kadın işini” yapmayı erkekliğe sürülen bir leke olarak algılıyor. Tabii böyle düşününce bir ayak diremedir gidiyor Sonunda ya kadın pes ediyor ya da daha kötüsü öyle bir cıngar çıkıyor ki sonunu Allah hayır eylesin. Bu aşağılanma duygusunun altında yatanın annelerin oğullarını yetiştirirken ev işini (yemek, bulaşık, ütü, çamaşır vs.) sadece kadına ait bir sorumluluk olarak şartlandırmasının etkisinin büyük olduğunu düşünüyorum. Halbuki bu gibi işlerin “insan” olmanın gereği olduğu ve kılıbıklık, eziklik gibi aşağılayıcı ithamlara maruz bırakılmaması gerektiği bilincine sahip olmamız gerekiyor. Annelerin gelecek kuşakları etkileyebilme gücünün öneminin altını bir kez daha çizmekte fayda var. Anneler size çok iş düşüyor!!!!

Dönelim bizim yalnız ve mutsuz kadınımıza. Erkekten her alanda eşit şartlar talep eden bu güçlü kadın, böylece “zorlu kadın” imajına da bürünmüş oldu.

Kabul edelim kendi zekası ile boy ölçüşecek, akıllı ve işinde başarılı, hele bir de kendisinden daha fazla para kazanan bir kadınla beraber olmak cesaret işidir. Ancak kendisine çok güvenen bir erkek böyle bir kadını yanında görme isteği ve cesaretini gösterebilir. Çoğunlukta erkekler kendilerinden bir adım geride olan, rahatlıkla kontrol edebilecekleri kadınların yanında daha rahat olduklarını hissederler. Aslında bu his doğaldır, kadın da erkeğin kendisinden bir adım önde olmasından hoşlanır.

Bu yüzden bu kadar başarılı, akıllı bir kadın çoğu erkek için ürkütücüdür. Erkek için böyle bir kadınla beraber olmak, eziklik, başarısızlık gibi olumsuz duyguları hissetme riskini göze almaktır. Sürekli kendini ispatlama çabası da bir süre sonra ilişkiyi yorar. Bu kadınlara uzaktan hayranlıkla bakmakla yetinilmesinin altında yatan gerçek sebeb de aslında budur! Maalesef bu güzel, alımlı, akıllı ve hayranlık uyandıran kadınların tek sorunu "fazla iyi" olmaları!!!

Sağlıklı düşünen, paylaşan, kadın ve erkek rollerini üstlenmekten gocunmayan, sevgi dolu nesiller yetiştirmek elimizde. Kalıplara, rollere sıkışıp kalmamış güzel ilişkiler yaşamanız dileği ile...
 
Geri
Üst