Kars ilimize ait gelenekler

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Kars ilimize ait gelenekler
kars ilimiz müjde yastığı örnekleri müjde yastığı karsın gelenekleri kars gelenekleri

Doğum

Yörede çocuk, kısmet-bereket olarak nitelenmektedir. "Kız bereket, oğlan devlet" deyimi yaygındır. Bu anlayış ise çok çocukluğu ve çocuğa ilgiyi artırmaktadır . İlk çocuk erkekse "baca sökme" denen gelenek uygulanır. Komşu çocukları bacaya çıkarak kiremitleri kaldırır yada toprak dökerler. Bu aile reisinin bahşiş vermesine değin sürer.

Aşerme döneminde gebelerin istekleri karşılanmazsa, çocuğun sağlıklı olmayacağına inanılır. Doğumun sancıları başlayınca ebe çağrılır. Doğumu kolaylaştırdığına inanılarak bacadan silah atılır. Doğumdan sonra göbek bağı ninenin ayakkabısı üzerinden kesilir. Bu işte kullanılan çakı yıkamadan kapatılır ve annenin yastığı altına konur. Çocuğun göbeği kuruduktan sonra çakı açılır ve yıkanır. İlk banyo suyuna teni güzel olsun diye yumurta kırılır. Terlemesini önlemek için tuz serpilir. Daha sağlıklı olacağı inancıyla kundağa ısıtılmış hölük (elenmiş toprak) konur. Yaşamının aydınlık olması için gündüz de olsa anasının ve çocuğun baş ucunda lamba yakılır. Bebek lamba ışığında anasının çevresinde üç kez dolandırılır. Bu sırada ebe "sen mi ağır, yük mü ağır ana ?" diye sorar. Anne "ne ben ağır, ne de yük ağır deyince" kundak yanına bırakılır.

Çocuk al yanaklı al dudaklı olsun diye yüzüne ve dudaklarına kanı; kara kaşlı, kara gözlü olsun diye de ceviz kabuğu yakılıp külü kaşının gözünün üzerine sürülür. Al basmasına karşı loğusanın baş ucuna Kur'an asılır. Yalağının çevresine kıldan örme ip gerilir ve yalnız bırakılmaz. Doğumdan hemen sonra da aynı amaçla ilk lokmayı ebe alır, üç kez anaya uzatıp geri çekerek kendisi yer. Kırkı dolmadan loğusa çocuk dışarıya çıkarılmaz. Bezi dışarıya asılmaz, cinleri kaçırmak inancıyla yanlarında sürekli ateş yakılır.

Evlenme

Yörede evlenme gelenekleri pek az değişime uğramıştır. Evlenme çağı kızlarda 15-19 erkeklerde 18-23 yaşlan arasındadır. Çoğunlukla görücü usulüyle evlenilir. Oldukça azalmış olmasına rağmen bazı yörelerde devanı eden başlık parası geleneği, kız kaçırma olaylarını da artırmaktadır. Bu ise yakın zamana değin aileler arası düşmanlıklara yol açmıştır. Kızların söz hakkı yok gibidir. Erkeklerse evlenme istemlerini ev içinde çekingen küskün tavırlarla belirtir. Aracılarla iletirler. Yanıtta aracılara verilir.

Erkeğin istediği kızı ana-baba da uygun görürse, kızın evine elçi gönderilir. Erkeğin herhangi bir isteği olmasa da, eğer oğlan evlenme çağına gelmişse kız boylamaya (beğenmeye) çıkılır. Elçi gönderme, doğrudan kız isleme anlamına geldiğinden, Önce kadınlar gidip kızı görürler. Elçiler, yörenin saygın kişilerinden seçilir. Oğlanın babası ya da yakınları da elçilerle birlikte gider. Bunun için de genellikle Cuma günleri seçilir.

Elçiler arasında en yaşlı kişi sözü açar, isteklerini bildirirler. Kız babası da evlenmeden yanaysa, "Allahın emri varsa men ne diyecem? Bir de gızdan sorak, bahah ne der" diye cevaplar. Karısı aracılığıyla kızın düşüncesini elçilere iletir. Evlenmeden yana değilse "Kocalık kızımız yok. Sizin yitiğiniz bizde değil başka yerde ara yın"gibi yanıtlar verilir.

Kız tarafının olumlu yanıtıyla "şirni (tatlı) yeme günü" kararlaştırılır. Erkek tarafınca getirilen kolonya, şeker, meyve gibi şeyler konuklara sunulur. Bu aynı zamanda "beh günü" (söz kesme) olarak da değerlendirilir. Kız evine söz yüzüğü, kalağı (baş örtüsü) ve çeşitli hediyeler getirilir. Kalağının bir ucuna kararlaştırılan başlığın bir bölümü bağlanmıştır. Kadın ve erkekler ayrı odalarda toplanır. Güveyin yakınlarından biri kıza yüzüğü takar. Kimi zamanda kız, erkeklerin toplandığı odaya getirilerek, yüzük orada takılır.

Sonra "boy görmesi" denen para verilir. Kız da bahşiş alır. Beh nişan niteliğinde olmakla birlikte, ayrıca nişan töreni de düzenlenir. Nişan günü kararlaştırılır.

Kız evinde yapılan nişana her iki tarafın yakınları çağırılır. Kız evine ve geline çeşitli armağanlar alınır. Güvey evi hazırlanacak yemeklerin gereçlerini ve birkaç koyunu kız evine gönderir. Evlenecekler ayrı köylerdeyse, ertesi gün "karşı nişan" an lamına gelen "hon" düzenlenir. Han, güvey evinde yapılır, kız yanı kendilerine armağan getirenlerin her birine mendil, çorap ***ürür. Ayrı bir sinide de kele ya da çörekle birlikte, güvey için giysilik iç çamaşırı, çorap, mendil ve nişan yüzüğü bulunur.

Düğünün iki bayram arasına ya da Muharrem ayına rastlamamasına özen gösterilir. Nişanlılık süresi uzunsa "kız yanı olayı" yapılır. Damat kız tarafınca iyi tanınan bir arkadaşı aracılığıyla, gizlice nişanlısını görmeğe gider. Düğün öncesinde, belli bir günde çeyiz, düzme için iki tarafın önde gelenleri çarşıya iner. Başlıkla birlikle alınacaklar saptanır. Çarşıya inenlere de armağan alınması adettendir. Oğlan evi, kız evinin bütün ihtiyaçlarını evine gönderir. Düğüne her iki taraf kendi konuklarını ayrı ayrı çağırır. Konuklara "allı" denir. İlkin gelin yada güveyin evine alınan konuklara "allı çayı" verilir. Çayda çeyiz görme, kına ve düğün günleri bildirilir. Kimi köylerde "atlı" deyimi yalnız oğlan evinden kız evine giden konuklar için kullanılır. Konuklar köy halkınca paylaşılır. Her evde birkaç atlı misafir edilir.

Kars yöresinde sağdıçlık geleneği yanında birde 'solduç' geleneği vardır. Gelin ve güveyin (damalın) en yakın arkadaşlarından biri sağ öbürü sol koluna girer, düğün süresince yanlarından ayrılmazlar. Düğünden bir gün önce beş dallı ağaç dalları ya da birbirine tutturulmuş çatallardan oluşan "kız şahı" kaldırılır. Kız şahmın çevresi ipe dizilmiş meyvelerle bezenir. Sağdıç evinden kalkan kız şahmın tüm harcama ve sorumluluğu yine ondadır. Meyve kaçırıp sağdıca getirene bahşiş vermek zorunludur. Bunu önlemek için şahın önünde "çubukçu" yürür. Elleri mendille bağlanan güvey, sağdıçla solduçun ortasındadır. Şah gelin evine gelinceye dek yol boyunca "dostun dostluğuna, düşmanın horluğuna, her bir Allah ", bağrışlanyla havaya ateş edilir. Şahın ardından genç kızlar gelirler, sağdıç ve solduç da gelin evine girer.

Gece gelinin evinde kına gecesi düzenlenir. Kına yakılmadan önce gelinin de güveyinde avucuna para konulur. Bu para yoksulluktan uzak kalmak inancıyla yoksul bir çocuk tarafından üç kez sayılarak alınır. Daha sonra odadaki tüm konuklara kına yakılır oyunlar oynanır. Ertesi sabah gelin alma günüdür. Gelin hazırlanırken kapı önünde davul çalınır, oyunlar oynanır. Aşıklar türkü söyleyip, alışma yaparlar. Hu sırada "ağlatma", "ağır ağlatma" ve "yürük hava" çalınır. Öğle saatlerinde gelin ata biner. Bu güvey evine hareket anlamına gelmektedir. Gelin ata binerken Köroğlu, Cezayir, Suvazıopol (Sivastopol) havaları çalınır. Yengelerde gelinin yanındadır. Onlarla birlikte "müjde yastığı"da yola çıkar. Yastığı bundan önce güvey evine ***ürene çeşitli armağanlar verilir. Yol boyunca cirit oynanır.

Akşam ezanından, sonra güvey sağdıcının evinden de "oğlan şahı" kalkar. Bu da güvey evine gelir. Gece koyun kesilir, buna "düş garı" denir. Yemekten sonra konuklar hediye olarak para verirler, bu paralar kız yengesinindir. Konuklar dağılınca sağdıçlar gelin ve güveyi gerdek odasını ***ürür. Şah meyvesinin gerdek öncesinde yenmesi uğur sayılır.
 
Geri
Üst