Kars

M

Misafir

Forum Okuru
Kars
KARS
GENEL BİLGİLER

Yüzölçümü: 18.557 km²
Nüfus: 325.016 (2000)
İl Trafik No: 36
Kars Doğu Anadolu da ülkemizin en doğusundaki ve aynı zamanda karasal iklim dolayısıyla da en soğuk illerinden birisidir. Ancak mekanın bu olumsuzluğu ilin sanayii gelişmesinde nispeten olumsuz olmuş olsa da il turizm potansiyeli açısından bölgenin başlıca illerinden birisidir.
İl ülkemizin başlıca kış turizm merkezinden birisidir ve yapılacak yatırımlarla bu alanda daha da gelişebilir. Bunun yanı sıra kültür turizmi açısından da tarihin çok eski devirlerine uzanan antik kalıntıları ve ören yerleri ile önde gelen kültür turizmi açısından da Yontma Taş Çağından itibaren kesintisiz bir yerleşime sahne olan kent önde gelen kültür turizm merkezlerindendir.
Müzeler
Kars Müzesi: Doğu Anadolu’nun en zengin müzelerindendir.
Arkeolojik eserler bölümünde Kars yöresinde bulunmuş seramik ve bronz eserler, yüzük taşları, çeşitli paralar, süslemeli ahşap kapılar, nişler, çanlar; etnografik eserler bölümünde Kars halkının tarih içinde kullandığı eşyalar; bahçede ise çeşitli devirlere ait rölyefler, koç heykelleri, mezar taşları sergilenmektedir.
Tel: (+90-474) 212 38 17
Ziyarete açık saatleri: 08.30-12.30 / 13.30-17.00
Ziyarete açık günler: Pazartesi hariç her gün
Örenyerleri
Ani ( Ocaklı ): Ani Harabeleri Kars’a 48 km uzaklıktadır.Mevcut Ocaklı Köyü yakınında Türkiye-Ermenistan sınırına yakın Arpaçay nehri kenarında konumlanan kentin kuruluşu M.O. 350-300 yıllarına dayanmaktadır. Ani ülkemizi ziyaret eden turistlerin önemli uğrak merkezlerinden birisidir. Ani’de kent surları, Ortaçağ kiliseleri Selçuklu mimari eserleri görülmeye değerdir.
Kaleler, Surlar
Kars Kalesi: Merkez Kale veya İç Kale olarak da anılan Kars Kalesi 10. yüzyılda yapılmıştır. 1386′da Timur tarafından yerle bir edilmiş ve 1579′da yeniden yapılmıştır.
Surlar:
Kuzey surları ilk defa 972′de yapılmıştır. 977-990 yıllarında doğu surları eklenerek, güçlendirilmiştir.
Kuzeyde yer alan üç giriş kapısı görülmeye değerdir.12. yy.da Selçuklular tarafından hastane olarak kullanılan Ejderha Kulesi Anadolu’nun en eski hastanelerindendir.
Saraylar
Selçuk Sarayı:Ani ören yerinin kuzeybatı ucunda yer almakta olup, oldukça görkemlidir. Dış kapısında bulunan zengin mozaik şeklindeki taç kapısı geometrik motiflerle süslenmiştir.
İçte muhtelif odalar, galeri, depolar ile çeşmesiyle büyük bir yapı kompleksi oluşturur.
Beylerbeyi Sarayı:
Kale eteğindeki Saray, 1579′da Lala Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır. İki katlı olan yapı 1828 yılına kadar Kars Hükümet Konağı olarak kullanılmıştır.
Hamamlar
İlbeyoğlu Hamamı: Taşköprü’nün sağ tarafındadır. Bugün Muradiye Hamamı olarak tanınır. Kabartma ve süslemeleri 18. yüzyıl mimari özelliklerini taşır. Halen kullanılmaktadır.
Mazlumağa Hamamı: Taşköprü’nün solunda yer alan bu hamam 1579′da yapılmıştır.
NE YENİR?
Kaşarı ve balının yanı sıra, Kars zengin ve renkli bir mutfağa sahiptir.
Yöreye özgü belli başlı yemekler; umaç helvası, elma dolması, hörre (un) çorbası, evelik adlı bitkiden yapılan evelik aşı, ekmek üzerine kızgın yağ ve yoğurt dökülerek yapılan ekmek aşı, pişi, kuymak, hengel (mantı), yarma buğdaydan yapılan haşıl, bozbaş, kemikli ve parça etten yapılan ve bir çeşit çorba olan piti, sultani üzümle yapılan pilav ve Kars böreğidir.
NE ALINIR?
Doğal boyalı pamuk, kıl, ipek ve yün iplikler kullanılarak yapılan, ilginç yöresel motiflerle bezeli Kars kilim ve halıları çok ünlüdür.
Yöresel gümüş kemerler, başlıklar ve çeşitli gümüş takılar Kars’ın özgün hatıra eşyalarıdır. Kaz tüyünden yapılan kuştüyü yastıkları son derece sağlıklıdır. Ayrıca ünlü Kars kaşar peyniri ve balı çok lezzetlidir.
YAPMADAN DÖNME
Ani, Kars Kalesini görmeden,
Müzeyi gezmeden,
Çıldır Golünde sarıbalık yemeden,
Bal, kaymak kaşar ve gravyer tatmadan,
Kars Kafkas halısı almadan,
Kafkas Halk Oyunları seyretmeden,
Sarıkamış’ta kayak yapmadan…dönmeyin
 
Cevap: Kars

kars1.jpg

kars3.jpg

kars.jpg

kars01.jpg
 
Cevap: Kars

Fotoğraflarla Kars Katedrali

karscath2.jpg

karscath5.jpg

karscath7.jpg
 
Cevap: Kars

Kars

kars1.jpg


Kars’ı gösteren eski bir gravür
Giriş

Kars şehri, Ani harabelerinin yaklaşık 50 km kuzeybatısındadır. Yerleşim alanı olarak Kars, Ani’den muhtemelen daha eskidir ve Ani’nin aksine, Kars hiç bir zaman terk edilmemiştir. Bu yerleşimin sürekliliği, Kars’ta çok daha az sayıda Ortaçağ Ermeni tarihi yapısının günümüze gelmesinin ancak aynı zamanda çok daha geniş bir dönemden binaların olmasının nedenidir. Gelecekte bu sitenin Kars hakkında daha ayrıntılı bilgiye sahip olması söz konusu olabilir; bunların arasında, Ortaçağ kalesi, 19uncu yüzyıl istihkamı, Rus döneminde yapılmış mahalleler, vs.yi konu alan sayfalar da olabilir.
Kars Tarihi

928 ila 961 yılları arası gibi kısa bir dönem için, Kars, Ermeni Bagratid Krallığı’nın başkenti olmuştur ve bugün Havariler Kilisesi olarak bilinen Katedral’in inşası bu dönemde gerçekleşmiştir. Bagratid başkentinin Ani’ye naklinden kısa bir süre sonra, 963 yılında Kars, Ermenilerce Vannad olarak bilinen bölgenin adı altında bir bağımsız krallığın başkenti olmuştur. Bu krallık, Ani krallığından daha uzun ömürlü olacaktır.Selçukluların Ani’yi ele geçirmesinden sonra, 1064′te, Kars’ın son Ermeni kralı, şehrini Bizans’a teslim etmiştir ve karşılığında Amasya şehriyle kuzey Kilikya’da toprak almıştır. Bizans, Kars’ı savunmakta, Ani’de olduklarından daha başarılı olamamıştır ve şehri 1071′de Türklere kaybetmiştir. Kars’ın Türk nüfusu küçüktür, ama Erzurum emirlerinin desteğiyle şehri 1206′ya kadar, Gürcülerin Türk yöneticilerini çıkarana dek elinde tutabilmiştir. 1236′da Moğollar bölgeyi işgal etmiştir. Başka yerlerde olduğu gibi, Ermeni çoğunlu nüfusa muhtemelen geniş özerklik tanımışlardır: 1284′te, Kars’ı bir Ermeni prensinin yönettiği bilinir.
Moğol İmparatorluğu’nun çöküşünden sonra, 1534′te Osmanlı İmparatorluğu’na dahil edilmesine kadar, Kars, irili ufaklı Türk beyleri tarafından yönetilmiştir. 1579′da Osmanlılar, Acem saldırılarına karşı şehrin ve istihkamının geniş çaplı onarımına başlamıştır. 18inci yüzyılın ortalarından 19uncu yüzyılın başına kadar, İstanbul’un Kars üzerinde hakimiyeti o kadar zayıflamıştır ki, Kars paşaları yarı özerktir.
Rusların 18inci yüzyıldan itibaren Kafkasları zapt etmesi, Müslüman muhacirlerin, özellikle de Çerkezlerin, Kars’a akın etmesine neden olmuştur. Kars, Osmanlı İmparatorluğu’nun doğu sınırını ve Erzurum yolunu koruyan stratejik ve ağır donanımlı bir sınır kasabası halini almıştır. O vakte kadar Ermeni nüfusu artık muhtemelen küçülmüştür ve Ermeni mahallesi eski kalenin batısında, ehir surlarının hemen altında olmalıymış, çünkü bu mahalde iki yıkık Ermeni kilisesi ve eski Ermeni mezarlığı vardır. Ruslar Kars’ı, 1828′de, yedi ay süren meşhur bir kuşatmanın ardından 1855′te ve yine 1877′de ele geçirmiştir. Bu defa şehir, onlarda kalmıştır.
Müslüman halkın önemli bir kısmı, Rus egemenliğinde kalmamayı tercih edip 1877′den sonra şehri terk etmiştir. Ruslar, geri kalan Türk vatandaşlarına pek iyi davranmamıştır; bazı camiler yıkılmış, diğerleri ahır yapılmıştır, her ne kadar genel siyasetleri kasti ihmalkarlık olsa dahi. Halen Kars’ta kalan Müslümanlar, önceden Ermenilerin oturduğu mahallelere taşınmışa benzer. Ermeniler ise zamanla eski şehrin güneyine ızgara (kare) planlı, Avrupai binaların inşa edildiği yeni mahalleye geçmiştir ve eski şehir surlarının neredeyse tamamı yıktırılmıştır. Rus himayesindeki Ermenistan’ın başka bölgelerinden ve Osmanlı İmparatorluğu’nun zulmü ve katlinden kaçan Ermeniler akın etmiştir ve böylece Kars, birden bire zenginleşmiş ve genişlemiştir.
Britanyalı gezgin Lynch, 1894′te Kars’ın nüfusunun 4,000 olduğunu yazmıştır (ve buna büyük garnizonu dahil etmemiştir), dağılım ise şöyledir: 2500 Ermeni, 850 Türk, 300 Rum, ve 250 Rus. 1913′te, kasabanın Ermeni nüfusu 10,200, Türk nüfusu ise 900′dür.
19uncu yüzyılın sonuna doğru Kars ovası, Rusya’nın kendi bünyesinde hoş görülmeyen birçok tarikata, başta Protestan Hıristiyanlara ev sahipliği yapmıştır. Molokanlar olarak bilinen bir grubun mensuplarının varlıklarını halen Kars ve civarında sürdürdüğü farz olunur. Kimi Alman ve Estonyalı göçmenlerin torunları halen Kars bölgesinde yaşar, ve artık hiç biri kalmamış Rumlar da yaşarmış. Rusların Ermeni olmayanların Kars’a yerleşmelerine izin verme politikası, Ermeni nüfusunun artması ve zenginliğini kısıtlamak içindir. Lynch, Erivan civarında tarım yapılmayan toprakların çoğunun, bunları Ermenilere satmak veya kiralamak değil de Ruslara saklamak isteyen Rus yönetiminin elinde olduğunu iletir.
Kars’ı geri almak, Osmanlı için Birinci Dünya Savaşı’nın ilk aylarının kilit askeri hedefidir, ancak hücum eden ordusu, Sarıkamış Muharebesinde ağır yenilgiye uğramıştır. Bu yenilgi, gerçekte Kars’ı boşaltmaya hazırlanan Ruslardan çok, kış ve plansızlık yüzünden olmuştur.
Daha birçok muharebeden sonra, Rus kuvvetleri, Erzincan kadar batıya ilerlemeyi başarmıştır, ancak Rus ordusunun 1917 Devrimi’nden sonra geri çekilmesi, seyrek Ermeni birliklerini Osmanlı ordusunun kaçınılmaz karşı hücumuyla yüz yüze bırakmıştır. 1918′e doğru Osmanlı ordusu, yeni kurulmuş Ermenistan Cumhuriyeti’ni kasıp kavurur, 1918′in Nisan ayında Kars’ı ele geçirir ve Hazar Denizi kıyılarında Bakü’ye ulaşır.
Diğer cephelerdeki yenilgiler, Osmanlı İmparatorluğu’nun teslim olmasına ve savaş-öncesi sınırlarına geri çekilmesine neden olmuştur. 1920′de bu defa Milliyetçiler saldırmıştır ve Kars (Ekim 1920′de) ve Alexandropol Türklerin eline geçmiştir. Saldırı, General Kazım Karabekir tarafından düzenlenmiştir. Kars tren istasyonunun dışında da Atatürk’ün değil, Kazım Karabekir’in heykelinin durması anlamlıdır.
Kasım 1920′de Bolşevikler, Ermenistan Cumhuriyeti’nin kalan kısmını topraklarına ekler. Ermenistan’ın artık Sovyet “koruması” altında olmasıyla Türk hükûmeti, ilerlemesini durdurur, hatta ve hatta, Alexandropol de dahil olmak üzere, ele geçirdiği bazı toprakları terk eder. Bolşevikler, Türkiye Cumhuriyeti ile iyi ilişkide bulunmak istemektedir ve 1921′de, Kars, Sarıkamış, Iğdır, Kağızman, Ardahan, Artvin ve Oltu’yu Türkiye’ye devreden Kars Antlaşması imzalanır. Antlaşmanın imzalandığı tren vagonu, halen Kars Müzesi’ndedir.
1920′de, ehrin Ermeni nüfusunun çoğu, yaklaşan Türk ordusunun korkusundan kaçmıştır. Geriye kalanlardan ise yüzlercesi tutuklanmış ve ardından ya idam edilmiş ya da Erzurum’a yol çalışmalarına esir işçi olarak gönderilmiştir. Halen hür olan Ermenilerin kalmak için bir nedenleri yoktur. Şehrin zaptından sonra Kars’ta hapsedilen Oliver Baldwin, şunları yazmıştır:
[FONT=verdana, arial, helvetica, sans serif]“Eğer bir Türk, herhangi bir Ermeni kadını arzuluyorsa, yapması gereken tek şey, kocasını ihbar etmektir. Eğer kocası tutuklanmakta direnirse, derhal vurulur, ve bahane her zamankinin aynısıdır: ‘Ermenilerin 1915′te Erzurum’u ele geçirdiğinde, bu adam benim emmi oğlunu öldürmüştür.’ Gariban, ölü olduğu için 1915′te Amerika’da olduğunu ispatlayamazdı; böylece katil, serbest bırakılır ve suçu haklı intikam olarak işlenir.
Yüzüğünü vermek istemeyen bir Ermeni öldürülmüştü, ve aynı bahane kullanılmış, aynı sonuç meydana gelmişti.
Bu olaylar, benim Kars’ta bulunduğum zaman, günlük yaşamın bir parçasıydı, ama hepsi, Ermenistan’da Ermeni bırakmama ve bu bölgenin Türkiye’ye ait olmasını haklı çıkarma politikasının bir parçasıdır”.
[/FONT]
Kars Antlaşması, geriye kalan Ermenilerin sürülmesini sağlamıştır. Reitlinger adında bir gezgin, 1931′de Kars’ı ziyaret eder ve şehrin çoğunu terk edilmiş ve harap görür, sivil nüfusu ise sadece birkaç yüzdür. 1960′ların sonlarına doğru nüfus 25,000′e yükselmiştir. Bugün resmi sayıma göre, aynı adı taşıyan ilinin başkenti Kars’ın nüfusu 78,000′dir.
 
Cevap: Kars

Sarıkamışta Kayak Keyfi Kayak Turizmi


Kış sporları ve kış turizmi bakımından Türkiye’nin birinci derecede öncelikli beş merkezinden biri olan Kars-Sarıkamış Kayak Merkezi çevresi ünlü sarıçam ormanları ile kaplı, 2200-2900 metre yükseklik gösteren bir plato üzerinde yer almaktadır. Sarıkamış Kayak Merkezi, Kars’a 54 km, Erzurum’a 153 km uzaklıkta olup, Kars havaalanına 40 dakikalık mesafededir.
Nazım imar planları, Turizm Bakanlığı’nca hazırlanan Sarıkamış Kayak Merkezi toplam olarak “15.000/kayakçı/gün” potansiyel kullanım kapasitesi sunmaktadır. İlçe merkezinin güneydoğusunda Cıbıltepe (2200-2634 m), batısında Süphan Dağı (2200-2900 m), doğusunda ise Ağbaba (2200-2810 m) kayak alanları yer almaktadır.
Bu üç yer arasında “birinci gelişme bölgesi” olarak saptanan, öncü ve örnek yatırımlara açılmış olan Cıbıltepe Kayak Merkezi, yaklaşık “5.000/kayakcı/gün” büyüklüğünde bir kapasite sunmaktadır.
Cıbıltepe kayak alanında 2 adet telesiyej tesisi (birincisi 1437 m, ikincisi 1807 m uzunlukta ) hizmete açılmıştır. 1998 yılı itibariyle toplam 250 yatak kapasiteli 3 tesisin bulunduğu Sarıkamış Kayak Merkezi’nde inşaatına başlanan 3 otelin bitirilmesi durumunda bu sayıya 974 yatak daha ilave edilecek ve yatak kapasitesi 1.224 olacaktır.
Normal kış koşullarında yılda ortalama olarak 4 ay, 8 ile 100 cm kalınlığında karla kaplı olan Sarıkamış’ta, en uygun kayak mevsimi 10 Aralık-10 Nisan tarihleridir. Sarıkamış çevresi özellikle ‘Alp ve Kuzey Disiplini’ kayak uygulamaları ile ‘kayak safari’ ve ‘kızaklı geziler’ için çok uygun ortam sunmakta, snowboard sporu ise kısmen yapılabilmektedir. Sarıkamış Kayak Merkezi Slalom, Büyük Slalom ve Süper-C kayak türlerini yapmaya elverişlidir
 
Geri
Üst