Uzman SühaN
Administrator
Kaşıkçı Elmasının hikayesi nedir?
Topkapı Müzesi’nde sergilenen ve dünyada en çok bilinen 22 elmas arasında yer alan Kaşıkçı Elması hakkında birçok hikaye vardır. Ancak en bilineni, bu elmasın değerinin anlaşılamayarak 3 tahta kaşığa takas edilmesi hikayesidir.
Efsaneye göre, 1699 yılında İstanbul’da Eğrikapı çöplüğünde dolaşan bir kaşıkçı bu elması bulmuştur. Kaşıkçı, bu taşı bir kuyumcuya 10 akçeye (Osmanlı’da kullanılan gümüş para) satar. Kuyumcu taşı arkadaşlarından birine gösterir; kıymetli bir elmas olduğu anlaşılınca sus payı ister. Aralarında kavga çıkar. Mesele kuyumcubaşıya kadar gider.
Kuyumcubaşı kavgacıların eline birer kese akçe vererek taşı alır. Fakat bu sefer de olayı Sadrazam Köprülüzade Fazıl Ahmet Paşa duyar, taşı kendisi için satın almaya hazırlanırken, mesele Padişah IV. Mehmet’e (Avcı Mehmet) gider. Elmas saraya getirtilir ve saray elmastıraşına verilir. Eğrikapı çöplüğünde bulunan taş işlenince ortaya 86 karatlık nadide bir elmas çıkar. Kuyumcubaşıya kapıcıbaşılık rütbesi ve bir kese bahşiş verilir.
Bir başka efsaneye göre ise, 1774 yılında Pigot adında bir Fransız subayı, bu elması Hindistan’ın Madaras Mihracesi’nden satın alıp Fransa’ya götürür. Bir süre sonra tekrar satılığa çıkartılan elması Napolyon’un annesi satın alır. Napolyon sürgüne gönderildiği zaman, oğlunu kurtarabilmek için, annesi elması mecburen satılığa çıkartır.
O sırada, Fransa’da bulunan Tepedelenli Ali Paşa’nın bir adamı, paşa adına 150 bin altın ödeyerek elması satın alır ve paşaya getirir. II. Mahmud zamanında, Tepedelenli Ali Paşa, devlete karşı ayaklandığı gerekçesiyle öldürülür, paşanın varlıklarına el konulur ve tüm mal varlığı Osmanlı Hazinesi’ne gönderilir. Böylece, Napolyon’un annesinden satın alınan “Kaşıkçı Elması” saray hazinesine girmiş olur.
Kaşıkçı Elması 86 karattır. Karat, 0,2 grama (200 mg) eşit olan bir kütle birimidir. Elmas ve diğer değerli taşların kütlelerinin ölçümünde kullanılır. Kaşıkçı Elması’nın çevresi çift sıra 49 tane pırlanta ile bezenmiştir. Pırlantaların, elmasa ışık ve güzellik vermesi için sonradan, II. Mahmut tarafından dizdirildiği düşünülmektedir.
Efsaneye göre, 1699 yılında İstanbul’da Eğrikapı çöplüğünde dolaşan bir kaşıkçı bu elması bulmuştur. Kaşıkçı, bu taşı bir kuyumcuya 10 akçeye (Osmanlı’da kullanılan gümüş para) satar. Kuyumcu taşı arkadaşlarından birine gösterir; kıymetli bir elmas olduğu anlaşılınca sus payı ister. Aralarında kavga çıkar. Mesele kuyumcubaşıya kadar gider.
Kuyumcubaşı kavgacıların eline birer kese akçe vererek taşı alır. Fakat bu sefer de olayı Sadrazam Köprülüzade Fazıl Ahmet Paşa duyar, taşı kendisi için satın almaya hazırlanırken, mesele Padişah IV. Mehmet’e (Avcı Mehmet) gider. Elmas saraya getirtilir ve saray elmastıraşına verilir. Eğrikapı çöplüğünde bulunan taş işlenince ortaya 86 karatlık nadide bir elmas çıkar. Kuyumcubaşıya kapıcıbaşılık rütbesi ve bir kese bahşiş verilir.
Bir başka efsaneye göre ise, 1774 yılında Pigot adında bir Fransız subayı, bu elması Hindistan’ın Madaras Mihracesi’nden satın alıp Fransa’ya götürür. Bir süre sonra tekrar satılığa çıkartılan elması Napolyon’un annesi satın alır. Napolyon sürgüne gönderildiği zaman, oğlunu kurtarabilmek için, annesi elması mecburen satılığa çıkartır.
O sırada, Fransa’da bulunan Tepedelenli Ali Paşa’nın bir adamı, paşa adına 150 bin altın ödeyerek elması satın alır ve paşaya getirir. II. Mahmud zamanında, Tepedelenli Ali Paşa, devlete karşı ayaklandığı gerekçesiyle öldürülür, paşanın varlıklarına el konulur ve tüm mal varlığı Osmanlı Hazinesi’ne gönderilir. Böylece, Napolyon’un annesinden satın alınan “Kaşıkçı Elması” saray hazinesine girmiş olur.
Kaşıkçı Elması 86 karattır. Karat, 0,2 grama (200 mg) eşit olan bir kütle birimidir. Elmas ve diğer değerli taşların kütlelerinin ölçümünde kullanılır. Kaşıkçı Elması’nın çevresi çift sıra 49 tane pırlanta ile bezenmiştir. Pırlantaların, elmasa ışık ve güzellik vermesi için sonradan, II. Mahmut tarafından dizdirildiği düşünülmektedir.
