Kronik Yorgunluk Sendromu Nedir Nedenleri ve Tedavi Yolları Hakkında Bilgiler

T

TİTAN

Forum Okuru
Kronik Yorgunluk Sendromu Nedir Nedenleri ve Tedavi Yolları Hakkında Bilgiler
kronik yorgunluk sendromu

kronik yorgunluk nasıl geçer




Sebepsiz olarak çektiğiniz ağrılar, halsizlik, sabahları zor uyanma gibi belirtiler kronik yorgunluk sendromu belirtileri olabilir melekler. Uzmanların yağptığı açıklamalara göre gündelik hayatta ettiğimiz pek çok şikayetler kronik yorgunluk belirtisi olabilir. Bu yazımzıda kronik yorgunluk nasıl geçer, nelere dikkat etmek gerekir anlatmaya çalışacağız sizlere...



kronik_yorgunluk-87.jpg





Devamlı bir koşturmaca içinde olduğumuz günümüz dünyasında kronik yorgunluk, hızlı yaşamın bir neticesi olarak sağlığımız için gizli bir tehdit oluşturuyor. Tıp dilinde Asteni olarak adlandırılan kronik yorgunluk, araştırmacılara göre, fiziksel yorgunluktan daha farklı oluyor. Normal yorgunluk, dinlenmekle geçtiği halde kronik yorgunluğun geçmesi için sadece dinlenmek yeterli olmuyor.


Üşengeçlik, isteksizlik ve belirgin bir motivasyon eksikliği yaratan kronik yorgunluğun başlıca belirtileri arasında, sabahları zor uyanma, yeterli uyku uyuyamamışlık hissi, işe kendini verememe, motivasyon eksikliği, konsantrasyon güçlüğü ve erken yorulmak ilk sıralarda yer alıyor. Burada enerji metobolizmasının tam görev yapamamasına bağlı olarak gelişen genel bitkinlik ve güçsüzlük dışında kas ağrıları da bu tabloya eşlik edebiliyor.

Ayrıca iş performansını ve günlük hayatı olumsuz etkileyen bu hastalık insanda sosyal aktivite ve cinsel açıdan da isteksizliğe yol açıyor.

Problem vücudun enerji üretiminde

İnsan vücudunun yaşam fonksiyonlarını sürdürmesi ve günlük işlerini yapabilmesi için enerji üretmesi gerekiyor. Unlu ve nişastalı besinler gibi karbonhidrat grubunda yer alan gıdalar ise organizmanın birincil enerji kaynağını oluşturuyor.

Araştırmalar, kronik yorgunluğun, vücutta enerji üreten mekanizmaların tam olarak çalışmamasından kaynaklandığını gösteriyor. Yeterli enerjinin üretilmediği durumlarda ise diğer metobolik yollar çalışmaya başlıyor ve vücudumuzun temel yapı taşlarını oluşturan proteinlerin yıkımına bağlı enerji metobolizması devreye girerek enerji üretimine katkı sağlıyor. Ancak bu yol normal enerji sağlama yolu olmadığından enerji üretilirken ara aşamalarda amonyak türevi zararlı maddelerin ortaya çıkması ve vücutta birikmesi yorgunluk oluşmasına ve kas ağrılarına neden oluyor.


Mevsim geçişlerine dikkat!

Kronik yorgunluk mevsim geçişlerinde daha sık görülmekle birlikte, aşırı efor gerektiren işlerde çalışanlar, yoğun egzersiz programı olan sporcular, öğrenciler, beyin gücünü uzun süre kullanmak zorunda olan kişiler ve yaşlılar mevsimlerden bağımsız olarak daha çok risk altında bulunuyor. Ameliyat, kronik hastalığı olanlar, grip ve tonsilit gibi akut enfeksiyon geçirmekte olan kişilerde ve iyileşme dönemlerinde özellikle daha çok görülüyor.

Tedavisi nasıl oluyor?

Kronik yorgunluk tedavisinde, doğru tedavi edici ilaçların seçilmesi durumunda kişi eski yüksek enerji günlerine ve aktif yaşamına kavuşabiliyor. Kronik yorgunluğu geçirmek üzere vitaminlere yönelmek fayda getirebiliyor. Uzmanlar hastalığın tedavisinde vitaminlerin yeri olmadığını düşündüğü için pek önermiyor çünkü bu hastalıkta metabolik süreçler, iyileştirilmediği sürece güçsüzlük ve kas ağrısı ortadan kalkmıyor. Tedavisi için, bozulmuş olan enerji metabolizmasını düzenlemek ve tekrar gerekli miktarda enerji üretimini sağlamak amacıyla geliştirilmiş sitrülin malat içeren, efervesan olduğu için kullanımı da çok kolay olan preparatlar günümüzde, uzmanlar tarafından öneriliyor. Dünya Anti–Doping Ajansı (WADA) tarafından onaylı bu preparatların ayrıca kilo yapmaması ve uyku düzenini bozmaması da kullanıcıya önemli bir avantaj sağlıyor.

Kronik yorgunluk şikâyetleri olanlar ne yapmalı?

Bu tür kişilerin yorgunluk, kas ağrısı ve isteksizlik tablosunun altında ne olduğunu bilmesi oldukçaönem taşıyor. Eksikliğini duyduğu enerji ihtiyacınıkarşılamak için içeriği tam bilinmeyen gıda katkı ürünlerinden ve kimyasal maddelerden kesinlikle uzak durmak gerekiyor. Araştırmalar, bozulmuş olan enerji metabolizmasını düzenlemek ve tekrar gerekli miktarda ATP üretimini sağlamak amacıyla geliştirilmiş farmakolojik ürünlerin en doğrutercih olduğunu gösteriyor.
 
Geri
Üst