Kullandığımız ama anlamlarını bilmediğimiz sözcükler
Özellikle yabancı dillerin dilimizi ve kültürümüzü yağma ettiği bir ortamda, bu gibi çalışmaların halkbilim alanında araştırma yapacaklara da katkı yapacağına inanmaktayım.
Ağca: Beyaz
Aktaracak: Yufka ekmeği pişirirken sac üzerinde çevirmek için kullanılan ağaçtan sapı olan genellikle yassı demir çubuk
Anadut: Biçilmiş ekin ya da ot demetlerini kağnı ya da traktöre yüklemeye yarayan ikisi altta birbirine paralel yukarı kavisli, birisi onların üstünde üç parmaklı alet
Ardak: İçten çürümüş,çabuk kırılan ağaç
Ateş: Ateş
Ava: Baba
Badal: Merdiven basamağı
Balak: Manda yavrusu
Baldırcan : Patlıcan
Bıçaklık: Mutfakta tabak,tava vb. şeyleri koymak için yapılmış raf
Bıldır: Geçen yıl, önceki yıl
Biçimcik: Ufacık, küçücük
Bizağal: Akşam üstü, akşama doğru anlamında
Burun salık: Hayvan yavrusunun anasından süt emmesini önlemek için burnuna geçirilen başlık
Cemek: Üvendirenin arka kısmına takılan, çift sürerken sabana yapışan toprağı sıyırmak için kullanılan ersin şeklindeki demir parçası
Cerek: Özellikle cevizi ağacın başından düşürmek için kullanılan yaklaşık 4-5 metre uzunluğundaki ince - uzun sopa
Cılga: Patika
Culuk: Hindi
Cücük: Kümes hayvanlarının yavrusu,civciv. Kuş yavrusu
Çağşak: Tarlada taşların bir araya toplanması sonucu oluşan taş yığını
Çalgı: İnce ağaç dallarından yapılan, özellikle evlerin önünü ya da ahırı süpürmek için kullanılan bir çeşit süpürge
Çebiş: Bir yaşını aşmış dişi oğlak
Çedene: Kendir tohumu
Çerez: Leblebi kuruyemiş
Çeten: Kağnılarla saman taşımak amacıyla ağaç dallarıyla örülmüş büyük sepet
Çingi: Kıvılcım
Çimeklik: Eski evlerde odanın bir köşesine banyo yapmak ve bulaşık yıkamak için ayrılmış bölüm
Çimmek: Yıkanmak, banyo yapmak
Çinik: Tahıl ölçümünde kullanılan yaklaşık 16 kg. gelen kilenin yarısı kadar olan tahil ölçü birimi
Çoluş: Ağır yüklenmiş kağnıyı çeken öküz ya da mandalara yardımcı olmak için önlerine koşulan çift (öküz – manda)
Çotak: Genellikle bahçelerde, fasulyenin yukarı doğru sarması için dikilen budaklı değnek
Çoynak: Eli ya da kolu sakat olan
Çörten: Dam üstündeki yağmur suyunu duvardan uzağa akıtmak için kullanılan sağaktan dışarıya doğru uzanan ağaç oluk
Dağarcık: Genellikle kuzu derisinden yapılan torba.(Daha çok çobanların azık taşımaları için kullanılır )
Dirgen: Harmanda sapları yaymaya, dağıtmaya yarayan iki kıvrık paralel parmaklı çatal alet
Duluk: Favori
Dulda: Yağmur ve rüzgarın etkileyemediği kuytu yer
Ebem bulguru: Bulgur kadar küçük dolu
Ecik: Azıcık, biraz
Ekker: Kulaklarının kenarında beyaz bir çizgi olan keçi ya da oğlak
Ellik: Eldiven
El öpen: Kertenkele
Ersin: Ev işlerinde ve inşaatta kullanılan, bir maddeyi kazımaya,yaymaya, hatta kesmeye (hamuru) yarayan genellikle ucundan sapına doğru daralan üçgen şeklindeki metalden yapılmış araç, ıspatula
Ezen tere: Anason
Ferağmek: Yaranın iyi olması
Gağşak: Eskimiş, dağılmaya yüz tutmuş eşya ya da yapı
Galıç: Ekin biçmekte, ya da deste yapmakta kullanılan yarım ay biçiminde yassı, ensiz ve keskin bir bıçakla, buna bağlı saptan oluşan araç. Orak
Gaspaıık: Evi çevreleyen çit ya da bahçeye yapılan iğreti ağaç kapı
Gaşka: Alnında alası olan hayvan
Kaygana: Omlet, kaygana
Gazel: Kurumuş ağaç yaprağı
Geç gere: İnşaatlarda malzeme taşımak için kullanılan, dört kollu ve iki kişinin taşıdığı araç, teskere
Gırışmak: Şımarıkça sevinmek
Gırf: Biçilen ekini topladıktan sonra tarlada anızlar arasında kalan başak
Gırnış: Hayvanların kanını emerek yaşayan bir asalak, Kene
Gıynak: Ceviz içinin dilimlerinden her biri
Girellik: Kiler
Gobel : Anasız, babasız kimse, yetim
Godek: 1. Kısa boylu, büyümemiş. 2. Kuyruksuz, kuyruğu kesik ( hayvan )
Godük: Tahil ölçümünde kullanılan yaklaşık 16 kg. gelen kile’nin 1/8’i kadar olan tahıl ölçü birimi
Goğ: 1.Mavi. 2. Olgunlaşmamış meyve ya da sebze
Golbez: Köpek yavrusu
Golük: Eşek
Gön: Deri
Goruk: Olgunlaşmamış, ekşi üzüm
Goynek: Kolsuz erkek fanilesi, atlet
Göresimek: Özlemek
Gubür: Evin süpürülmesi sonucu çıkan, toz, toprak
Gumele: Kulübe
Gumpür: Patates
Gunnamak: Yavrulamak ( At ve eşeğin yavrulaması )
Gurk: Kuluçka
Günülemek: Kıskanmak
Güz: Sonbahar
Haw: Uzun derince sepet
Haklağa: Tahil ölçümünde kullanılan yaklaşık 16 kg gelen ölçü, kile
Hayin: Tembel
Hazna: Eğimli bağların üst kısmına suyun, özellikle de yağmur sularinin toplanması için aqilan geniş qukur.
Hedik: Kaynatılmış buğday, bulgur
Heğri: Bir ünlem sözü. Yapma ya cümlesindeki ya’nin yerine kullanılmakla birlikte daha bir yumuşak, nazik ifade verir.Bir azarlamadan çok, bir rica nezaketindedir
Herk: Sürülen tarlayı bir yıl boyunca boş bırakmak, nadas
Holta: Çoban köpeklerinin boynuna takılan çivili demir, ıltar
Istar: Halı, kilim dokuma tezgahı.
İlistir: Süzgeç
İskembe: Sandelye
Kafa Kağıdı: Nüfus Cüzdanı
Kara harman: Yeşil nohutun dallarıyla birlikte ateşte ütelenmesi
Kelem: Lahana
Kemire: Gübre olarak da kullanılan hayvan pisliği
Kepenek: Kelebek
Kesmik: 1. Savrulma sırasında samana karışmayan ya da hayvanların yediklerinden arta kalan iri saman. 2. Kesilmiş sütün koyu kısmı
Kırmaşmak: Kıpırdamak
Kısmık: Cimri, pinti
Kızartma: Yağda kızartılmış yufka ekmek
Kirik: Kulakları dik olan keçi ya da oğlak
Komeç: Ebegümeci
Komüş: Manda
Kop: Kağnılarda,koşulan hayvanların tam arkasında yer alan yatay kalın tahta. Üzerine açılan deliklere ağaç kazılar sokularak yükün kaymaması sağlanır
Kosnü: Köstebek
Koşam: İki avuç dolusu
Kösüre: Kesici aletleri keskinleştirmek için kullanılan bileği
Kurük: Eşek sıpası
Loğ: Toprak damların yağmurda damlaması için toprağı sıkıştırmak amacıyla kullanılan taş silindir
Manık: Kedi yavrusu
Mayıs: Sığır pisliği ( cıvık )
Menevcer: Kuşkonmaz
Mucur: Tahil ölçümünde kullanılan yaklaşık 16 kg. gelen kile’nin ¼’ü kadar olan tahil ölçü birimi
Mudara: Dokunsan yıkılacak gibi duran, cılız, zayıf
Oğendere: Çifte koşulan öküzleri uyarmak, yürütmek için kullanılan ucu nodullu uzun değnek
Okuyuntu: Düğün çağırısı, davetiye
Omaç: Yufka ekmeğin küçük küçük parçalar haline getirilerek yağda hafifçe kızartılmak suretiyle hazırlanan çoban azığı
Osurtlak: Balon
Öksürük çiğdemi: Kardelen
Öllük: Bebeklerin altını kuru tutması için uygun toprağın elenmesu ule elde edulen ıslandığında çamurlaşmayan toprak
Partal: Yalan, abartılmış söz
Payalanmak: Övünmek,gururlanmak
Pitil: Sacda yapılan bir tür bazlama. ( Yavan- yağlı, ya da içine peynir, çökelek vb. konularak da yapılır.)
Pinnik: Küçük tavuk kümesi
Postal: Ayakkabı
Pörnek: Davar sürüsünün her biri
Pürçüklü: Havuç
Sağsak: Saksağan
Sallanguç: Salıncak
Sarıteyin: Sincap
Sehem: Pay, hisse
Seklem: Kıldan dokunmuş çuval
Seten: Kaynatılmış ve kurutulmuş buğday tanelerini, bulgura dönüştürülmek amacıyla, daire şeklindeki bir zemin üzerinde ağır silindir bir taşın döndürülme düzeneği
Sındı: Makas
Sıyırgı: Damlarda kar küremeye,harmanda saman toplamaya yarayan bir tür kürek
Sin: Mezar
Siyeç: Avcıların, avlanmak için çalı çıpıdan yaptıkları siper
Soğukkuyu: Siyah lastik ayakkabı
Soğukluk: Semiz otu
Soku: Bulgur dövmek için kullanilan büyük taş dibek
Sokum: Bir defada ağıza alınabilecek yiyecek, lokma
Somak: Misir koçanı
Soyka: Ölenin ardında bıraktığı giysileri
Sumsak: Yumruk
Suvağacı: Genellikle yay biçiminde kıvrılmış , omuzda su taşımak için kullanılan iki ucuna helke takılabilen ağaçtan yapılmış alet, su ağacı
Sümüklü böcük: Salyangoz
Sündürme: Yağda pişirilmiş çökelek
Şaplak: Şamar, tokat
Şirevet: Üzümleri ezmek için kullanılan kalın ve sağlam tahtadan yapğlmğş dukdörtgen şeklindeki büyük oluk
Şişek: Bir yaşını geçmiş dişi kuzu
Teme: Ahırdaki gübreyi dışarı atmak ve ahırı havalandırmak için kullanılan kapaksız pencere
Tespermek: Kurumaya başlamak
Tiyare: Uçak
Tomsumak: Bir köşeye çekilip oturmak, somurtmak
Toplu: Pencere
Tosbağa: Kaplumbağa
Tuman: Uzun don
Üflük: Islık
Ütme: Olgunlaşmış,ama kurumamış buğday başaklarının ateşte ütelenmesi
Ütüzlenmek: Yavaş hareket etmek, ağırdan almak. Oyalanmak
Verep: Oldukça eğimli iniş
Yaba: Harman savurmakta kullanılan, çatal biçimindeki, ağaçtan tarım aleti. Son zamanlarda metalden de yapılmaya başlandı
Yanaz: Sürüden sık sık ayrılıp, çobanı zor durumda bırakan yaramaz hayvanlar için kullanılan bir sıfat
Yavuz: Even önünden gelene geçene saldıran köpekler için kullanılan bir sıfat
Yellenmek: Birisini sevmek, sevdalanmak
Yiğni: Ağır olmayan, hafif
Yirilmek: Yırtılmak
Yüklük: Odalarda perde ile ayrılmış, yorgan ve döşeklerin üst üste konulduğu yer
Yunaklık: Çamaşır yıkamak ve yıkanmak için köyün ortaklaşa kullandığı bina, çamaşırhane
Zelzele: Deprem
Zerdali: Kayısı
Zerze: Eskiden kapıları kilitlemek için kapıya çakılan ve kapı kasnağında bulunan yuvarlak halkaya geçirilen özel yapılmış demir ya da zincir
Zıbın: Eskiden kadınların giydiği kolsuz giysi
Zırzımık: Dolu ( Gökten yağan yuvarlak buz kütlesi )
Zuval: Kızılcık
Ağca: Beyaz
Aktaracak: Yufka ekmeği pişirirken sac üzerinde çevirmek için kullanılan ağaçtan sapı olan genellikle yassı demir çubuk
Anadut: Biçilmiş ekin ya da ot demetlerini kağnı ya da traktöre yüklemeye yarayan ikisi altta birbirine paralel yukarı kavisli, birisi onların üstünde üç parmaklı alet
Ardak: İçten çürümüş,çabuk kırılan ağaç
Ateş: Ateş
Ava: Baba
Badal: Merdiven basamağı
Balak: Manda yavrusu
Baldırcan : Patlıcan
Bıçaklık: Mutfakta tabak,tava vb. şeyleri koymak için yapılmış raf
Bıldır: Geçen yıl, önceki yıl
Biçimcik: Ufacık, küçücük
Bizağal: Akşam üstü, akşama doğru anlamında
Burun salık: Hayvan yavrusunun anasından süt emmesini önlemek için burnuna geçirilen başlık
Cemek: Üvendirenin arka kısmına takılan, çift sürerken sabana yapışan toprağı sıyırmak için kullanılan ersin şeklindeki demir parçası
Cerek: Özellikle cevizi ağacın başından düşürmek için kullanılan yaklaşık 4-5 metre uzunluğundaki ince - uzun sopa
Cılga: Patika
Culuk: Hindi
Cücük: Kümes hayvanlarının yavrusu,civciv. Kuş yavrusu
Çağşak: Tarlada taşların bir araya toplanması sonucu oluşan taş yığını
Çalgı: İnce ağaç dallarından yapılan, özellikle evlerin önünü ya da ahırı süpürmek için kullanılan bir çeşit süpürge
Çebiş: Bir yaşını aşmış dişi oğlak
Çedene: Kendir tohumu
Çerez: Leblebi kuruyemiş
Çeten: Kağnılarla saman taşımak amacıyla ağaç dallarıyla örülmüş büyük sepet
Çingi: Kıvılcım
Çimeklik: Eski evlerde odanın bir köşesine banyo yapmak ve bulaşık yıkamak için ayrılmış bölüm
Çimmek: Yıkanmak, banyo yapmak
Çinik: Tahıl ölçümünde kullanılan yaklaşık 16 kg. gelen kilenin yarısı kadar olan tahil ölçü birimi
Çoluş: Ağır yüklenmiş kağnıyı çeken öküz ya da mandalara yardımcı olmak için önlerine koşulan çift (öküz – manda)
Çotak: Genellikle bahçelerde, fasulyenin yukarı doğru sarması için dikilen budaklı değnek
Çoynak: Eli ya da kolu sakat olan
Çörten: Dam üstündeki yağmur suyunu duvardan uzağa akıtmak için kullanılan sağaktan dışarıya doğru uzanan ağaç oluk
Dağarcık: Genellikle kuzu derisinden yapılan torba.(Daha çok çobanların azık taşımaları için kullanılır )
Dirgen: Harmanda sapları yaymaya, dağıtmaya yarayan iki kıvrık paralel parmaklı çatal alet
Duluk: Favori
Dulda: Yağmur ve rüzgarın etkileyemediği kuytu yer
Ebem bulguru: Bulgur kadar küçük dolu
Ecik: Azıcık, biraz
Ekker: Kulaklarının kenarında beyaz bir çizgi olan keçi ya da oğlak
Ellik: Eldiven
El öpen: Kertenkele
Ersin: Ev işlerinde ve inşaatta kullanılan, bir maddeyi kazımaya,yaymaya, hatta kesmeye (hamuru) yarayan genellikle ucundan sapına doğru daralan üçgen şeklindeki metalden yapılmış araç, ıspatula
Ezen tere: Anason
Ferağmek: Yaranın iyi olması
Gağşak: Eskimiş, dağılmaya yüz tutmuş eşya ya da yapı
Galıç: Ekin biçmekte, ya da deste yapmakta kullanılan yarım ay biçiminde yassı, ensiz ve keskin bir bıçakla, buna bağlı saptan oluşan araç. Orak
Gaspaıık: Evi çevreleyen çit ya da bahçeye yapılan iğreti ağaç kapı
Gaşka: Alnında alası olan hayvan
Kaygana: Omlet, kaygana
Gazel: Kurumuş ağaç yaprağı
Geç gere: İnşaatlarda malzeme taşımak için kullanılan, dört kollu ve iki kişinin taşıdığı araç, teskere
Gırışmak: Şımarıkça sevinmek
Gırf: Biçilen ekini topladıktan sonra tarlada anızlar arasında kalan başak
Gırnış: Hayvanların kanını emerek yaşayan bir asalak, Kene
Gıynak: Ceviz içinin dilimlerinden her biri
Girellik: Kiler
Gobel : Anasız, babasız kimse, yetim
Godek: 1. Kısa boylu, büyümemiş. 2. Kuyruksuz, kuyruğu kesik ( hayvan )
Godük: Tahil ölçümünde kullanılan yaklaşık 16 kg. gelen kile’nin 1/8’i kadar olan tahıl ölçü birimi
Goğ: 1.Mavi. 2. Olgunlaşmamış meyve ya da sebze
Golbez: Köpek yavrusu
Golük: Eşek
Gön: Deri
Goruk: Olgunlaşmamış, ekşi üzüm
Goynek: Kolsuz erkek fanilesi, atlet
Göresimek: Özlemek
Gubür: Evin süpürülmesi sonucu çıkan, toz, toprak
Gumele: Kulübe
Gumpür: Patates
Gunnamak: Yavrulamak ( At ve eşeğin yavrulaması )
Gurk: Kuluçka
Günülemek: Kıskanmak
Güz: Sonbahar
Haw: Uzun derince sepet
Haklağa: Tahil ölçümünde kullanılan yaklaşık 16 kg gelen ölçü, kile
Hayin: Tembel
Hazna: Eğimli bağların üst kısmına suyun, özellikle de yağmur sularinin toplanması için aqilan geniş qukur.
Hedik: Kaynatılmış buğday, bulgur
Heğri: Bir ünlem sözü. Yapma ya cümlesindeki ya’nin yerine kullanılmakla birlikte daha bir yumuşak, nazik ifade verir.Bir azarlamadan çok, bir rica nezaketindedir
Herk: Sürülen tarlayı bir yıl boyunca boş bırakmak, nadas
Holta: Çoban köpeklerinin boynuna takılan çivili demir, ıltar
Istar: Halı, kilim dokuma tezgahı.
İlistir: Süzgeç
İskembe: Sandelye
Kafa Kağıdı: Nüfus Cüzdanı
Kara harman: Yeşil nohutun dallarıyla birlikte ateşte ütelenmesi
Kelem: Lahana
Kemire: Gübre olarak da kullanılan hayvan pisliği
Kepenek: Kelebek
Kesmik: 1. Savrulma sırasında samana karışmayan ya da hayvanların yediklerinden arta kalan iri saman. 2. Kesilmiş sütün koyu kısmı
Kırmaşmak: Kıpırdamak
Kısmık: Cimri, pinti
Kızartma: Yağda kızartılmış yufka ekmek
Kirik: Kulakları dik olan keçi ya da oğlak
Komeç: Ebegümeci
Komüş: Manda
Kop: Kağnılarda,koşulan hayvanların tam arkasında yer alan yatay kalın tahta. Üzerine açılan deliklere ağaç kazılar sokularak yükün kaymaması sağlanır
Kosnü: Köstebek
Koşam: İki avuç dolusu
Kösüre: Kesici aletleri keskinleştirmek için kullanılan bileği
Kurük: Eşek sıpası
Loğ: Toprak damların yağmurda damlaması için toprağı sıkıştırmak amacıyla kullanılan taş silindir
Manık: Kedi yavrusu
Mayıs: Sığır pisliği ( cıvık )
Menevcer: Kuşkonmaz
Mucur: Tahil ölçümünde kullanılan yaklaşık 16 kg. gelen kile’nin ¼’ü kadar olan tahil ölçü birimi
Mudara: Dokunsan yıkılacak gibi duran, cılız, zayıf
Oğendere: Çifte koşulan öküzleri uyarmak, yürütmek için kullanılan ucu nodullu uzun değnek
Okuyuntu: Düğün çağırısı, davetiye
Omaç: Yufka ekmeğin küçük küçük parçalar haline getirilerek yağda hafifçe kızartılmak suretiyle hazırlanan çoban azığı
Osurtlak: Balon
Öksürük çiğdemi: Kardelen
Öllük: Bebeklerin altını kuru tutması için uygun toprağın elenmesu ule elde edulen ıslandığında çamurlaşmayan toprak
Partal: Yalan, abartılmış söz
Payalanmak: Övünmek,gururlanmak
Pitil: Sacda yapılan bir tür bazlama. ( Yavan- yağlı, ya da içine peynir, çökelek vb. konularak da yapılır.)
Pinnik: Küçük tavuk kümesi
Postal: Ayakkabı
Pörnek: Davar sürüsünün her biri
Pürçüklü: Havuç
Sağsak: Saksağan
Sallanguç: Salıncak
Sarıteyin: Sincap
Sehem: Pay, hisse
Seklem: Kıldan dokunmuş çuval
Seten: Kaynatılmış ve kurutulmuş buğday tanelerini, bulgura dönüştürülmek amacıyla, daire şeklindeki bir zemin üzerinde ağır silindir bir taşın döndürülme düzeneği
Sındı: Makas
Sıyırgı: Damlarda kar küremeye,harmanda saman toplamaya yarayan bir tür kürek
Sin: Mezar
Siyeç: Avcıların, avlanmak için çalı çıpıdan yaptıkları siper
Soğukkuyu: Siyah lastik ayakkabı
Soğukluk: Semiz otu
Soku: Bulgur dövmek için kullanilan büyük taş dibek
Sokum: Bir defada ağıza alınabilecek yiyecek, lokma
Somak: Misir koçanı
Soyka: Ölenin ardında bıraktığı giysileri
Sumsak: Yumruk
Suvağacı: Genellikle yay biçiminde kıvrılmış , omuzda su taşımak için kullanılan iki ucuna helke takılabilen ağaçtan yapılmış alet, su ağacı
Sümüklü böcük: Salyangoz
Sündürme: Yağda pişirilmiş çökelek
Şaplak: Şamar, tokat
Şirevet: Üzümleri ezmek için kullanılan kalın ve sağlam tahtadan yapğlmğş dukdörtgen şeklindeki büyük oluk
Şişek: Bir yaşını geçmiş dişi kuzu
Teme: Ahırdaki gübreyi dışarı atmak ve ahırı havalandırmak için kullanılan kapaksız pencere
Tespermek: Kurumaya başlamak
Tiyare: Uçak
Tomsumak: Bir köşeye çekilip oturmak, somurtmak
Toplu: Pencere
Tosbağa: Kaplumbağa
Tuman: Uzun don
Üflük: Islık
Ütme: Olgunlaşmış,ama kurumamış buğday başaklarının ateşte ütelenmesi
Ütüzlenmek: Yavaş hareket etmek, ağırdan almak. Oyalanmak
Verep: Oldukça eğimli iniş
Yaba: Harman savurmakta kullanılan, çatal biçimindeki, ağaçtan tarım aleti. Son zamanlarda metalden de yapılmaya başlandı
Yanaz: Sürüden sık sık ayrılıp, çobanı zor durumda bırakan yaramaz hayvanlar için kullanılan bir sıfat
Yavuz: Even önünden gelene geçene saldıran köpekler için kullanılan bir sıfat
Yellenmek: Birisini sevmek, sevdalanmak
Yiğni: Ağır olmayan, hafif
Yirilmek: Yırtılmak
Yüklük: Odalarda perde ile ayrılmış, yorgan ve döşeklerin üst üste konulduğu yer
Yunaklık: Çamaşır yıkamak ve yıkanmak için köyün ortaklaşa kullandığı bina, çamaşırhane
Zelzele: Deprem
Zerdali: Kayısı
Zerze: Eskiden kapıları kilitlemek için kapıya çakılan ve kapı kasnağında bulunan yuvarlak halkaya geçirilen özel yapılmış demir ya da zincir
Zıbın: Eskiden kadınların giydiği kolsuz giysi
Zırzımık: Dolu ( Gökten yağan yuvarlak buz kütlesi )
Zuval: Kızılcık