Kuran-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabetik sıra ile)

Cevap: Kuran-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabetik sıra ile)

28- Ibrahim, bu sözü, ardindan gelecek olanlara devamli kalacak bir miras olarak birakti ki, onlar dogru yola dönsünler.

29- Dogrusu ben bunlari da babalarini da kendilerine hak olan kitap ve gerçegi açiklayan bir peygamber gelinceye kadar faydalandirip geçindirdim.

30- Kendilerine hak geldigi zaman onlar: "Bu bir büyüdür dogrusu biz onu tanimiyoruz." dediler.

31- Yine Onlar: "Bu Kur'an, su iki sehirden bir büyük adama indirilmeli degil miydi?" dediler.

32- Ey Muhammed! Rabbinin rahmetini onlar mi taksim ediyorlar? Dünya hayatinda onlarin geçimliklerini aralarinda biz taksim ettik. Birbirlerine islerini gördürsünler diye biz onlarin bir kismini digerlerinden derecelerle üstün kildik. Rabbinin rahmeti onlarin biriktirdikleri seylerden daha hayirlidir.

33- Eger insanlar küfre sapan bir ümmet haline gelmeyecek olsalardi, biz O Rahman olan Allah'i inkâr eden kimselerin evlerine gümüsten tavanlar ve üzerine çikacaklari merdivenler yapardik.

34- Onlarin evleri için gümüsten kapilar, üzerine yaslanacaklari koltuklar yapardik.

35- Daha nice altin ziynetler verirdik. Çünkü bunlarin bizce hiçbir kiymeti yoktur. Bütün bunlar dünya hayatinin geçici menfaatinden baska bir sey degildir. Ahiret ise Rabbin katinda takva sahipleri içindir.

36- Her kim Rahman olan Allah'in zikrinden yüz çevirirse biz ona bir seytan musallat ederiz. Artik o seytan onun yakin dostudur.

37- Süphesiz ki bu seytanlar onlari yoldan çikarirlar. Onlar da kendilerinin dogru yolda olduklarini sanirlar.

38- Nihayet kiyamet günü bize gelince, arkadasina: "Keske seninle benim aramda dogu ile bati arasindaki kadar bir uzaklik olsaydi. Sen ne kötü arkadasmissin!" der.

39- Onlara: "Bugün pismanlik duymaniz size hiçbir fayda saglamayacaktir. Çünkü siz zulmettiniz. Simdi de hepiniz azapta ortaksiniz." denir.

40- Ey Muhammed! O halde sagirlara sen mi isittireceksin? Yahut körlere ve apaçik bir sapiklik içinde bulunanlara sen mi dogru yolu göstereceksin?

41- Eger biz seni onlara azap gelmeden önce alip götürsek bile onlardan intikam aliriz.

42- Yahut da onlara vaad ettigimiz azabi sana gösteririz. Çünkü bizim onlara azap etmeye gücümüz yeter.

43- Öyleyse sen, sana vahyedilen Kur'an'a saril. Süphesiz ki sen dogru bir yol üzerindesin.

44- Dogrusu o Kur'an, senin için de, kavmin için de bir ögüttür ve siz ondan sorguya çekileceksiniz.

45- Ey Muhammed! Senden önce gönderdigimiz peygamberlerimize de sor, biz Rahman olan Allah'tan baska kendisine ibadet edilecek ilâhlar yapmis miyiz?

46- Andolsun ki, biz Musa'yi mucizelerimizle Firavun'a ve ileri gelen adamlarina gönderdik. Musa: "Ben gerçekten âlemlerin Rabbi olan Allah'in peygamberiyim." dedi.

47- Musa onlara mucizelerimizi getirince onlar hemen bu mucizelere gülüverdiler.

48- Bizim onlara gösterdigimiz her bir mucize digerinden daha büyüktü. Belki dogru yola dönerler diye biz onlari azapla yakaladik.

49- Onlar azâbi görünce: "Ey sihirbaz! Sende olan ahdi hürmetine bizim için Rabbine dua et. Biz gerçekten dogru yola girecegiz." dediler.

50- Fakat azabi kendilerinden kaldirdigimiz zaman hemen sözlerinden dönüverdiler.

51- Firavun kavmine seslenerek dedi ki: "Ey kavmim! Misir hükümdarligi ve altimdan akip giden su irmaklar benim degil mi? Görmüyor musunuz?

52- Yoksa ben, nerede ise meramini anlatamayan su zavallidan daha hayirli degil miyim?

53- Eger O'nun dedigi dogru ise üzerine altin bilezikler atilmali veya kendisiyle beraber onu tasdik eden melekler gelmeli degil miydi?"

54- Firavun kavmini küçümsedi. Onlar da O'na itaat ettiler. Çünkü onlar fâsik bir kavimdi.

55- Nihayet bizi gazaplandirdiklari zaman onlardan intikam aldik. Hepsini suda bogduk.

56- Onlari sonradan gelecekler için ibret ve örnek kildik.

57- Meryem oglu Isâ bir misal olarak anlatilinca, senin kavmin hemen ondan bir delil bulduklarini sanarak bagrismaya basladilar.

58- Onlar dediler ki: "Bizim ilâhlarimiz mi daha hayirlidir, yoksa Isâ mi?" Bu misâli sirf seninle tartismak için ortaya attilar. Dogrusu onlar çok kavgaci bir topluluktur.

59- Isâ, ancak kendisine nimet verdigimiz ve Israilogullarina örnek kildigimiz bir kuldur.

60- Eger biz dileseydik, sizden yeryüzünde yerinize geçecek melekler yaratirdik.

61- Gerçekten o, (Isâ'nin yere inisi) kiyâmetin yaklastigini gösteren bir bilgidir. Sakin kiyâmet hakkinda süpheye düsmeyip, bana uyun, bu dogru yoldur.

62- Sakin seytan sizi dogru yoldan alikoymasin. Gerçekten o sizin için apaçik bir düsmandir.

63- Isâ mucizelerle indigi zaman dedi ki: "Ben size hikmeti getirdim ve hakkinda ihtilâfa düstügünüz seylerin bir kismini size açiklamak için geldim. O halde Allah'tan korkun, ve bana itaat edin.

64- Gerçekten benim de Rabbim sizin de Rabbiniz Allah'tir. Öyle ise O'na kulluk edin. Bu dogru bir yoldur.

65- Fakat aralarindan çikan gruplar, Isâ hakkinda ihtilâfa düstüler. Aci bir günün azâbindan dolayi vay zulmedenlerin hâline!

66- Onlar kendileri farkina varmadan ansizin kiyâmetin baslarina gelmesini mi bekliyorlar?

67- O gün Allah'tan korkanlar hariç dost olanlar birbirlerine düsmandirlar.

68-69- Allah, takva sahiplerine söyle nida eder: "Ey âyetlerimize imân edip müslüman olan kullarim! Bugün size hiçbir korku yoktur ve siz üzülmeyeceksiniz.

70- Siz ve esleriniz cennete girin. Orada agirlanip sevindirileceksiniz."

71- Onlarin etrafinda yiyecek ve içecekler altin tepsiler ve kadehlerle dolastirilir. Orada canlarin çektigi ve gözlerin hoslandigi hersey vardir. Siz orada ebedi olarak kalacaksiniz.

72- Iste yaptiklariniza karsilik size miras verilen cennet budur.

73- Orada sizin için bol bol meyveler vardir. Onlardan yersiniz.

74- Süphesiz ki suçlular, cehennem azâbinda ebedi olarak kalacaklardir.

75- Onlarin azâbi hafifletilmez ve onlar azab içersinde ümitsizdirler.

76- Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendileri zâlimler oldular.

77- Onlar cehennem bekçisine: "Ey Mâlik! Rabbin artik bizi öldürsün." diye seslenirler. Mâlik de: "Siz böylece kalacaksiniz." der.

78- Andolsun ki biz size hakki getirdik. Fakat sizin çogunuz haktan hoslanmiyorsunuz.

79- Yoksa onlar hakka karsi gelmek için bir is mi kararlastirdilar? Biz de onlari cezalandirmak için kararliyiz.

80- Yoksa onlar bizim sirlarini ve gizli konusmalarini isitmedigimizi mi saniyorlar? Hayir, isitiriz ve yanlarinda bulunan elçi meleklerimiz de her yaptiklarini yaziyorlar.

81- Ey Muhammed! de ki: "Eger Rahman olan Allah'in bir çocugu olsaydi, ona ibâdet edenlerin birincisi ben olurdum."

82- Göklerin ve yerin Rabbi, arsin Rabbi onlarin nitelendirdikleri seyden münezzehtir, yücedir.

83- Simdi sen birak onlari, tehdit edildikleri günlerine kavusuncaya kadar batila dalsinlar oynasinlar.

84- Gökteki ilâh da yerdeki ilâh da O'dur. O hüküm ve hikmet sahibidir herseyi bilir.

85- Göklerin, yerin ve her ikisi arasindakilerin hükümranligi kendisine ait olan Allah'in sani yücedir. Kiyâmet saatinin bilgisi de yalniz onun yanindadir. Siz sadece O'na döndürüleceksiniz.

86- Onlarin Allah'i birakip da tapdiklari putlar sefaat hakkina sahip degillerdir. Ancak bilerek hakka sahitlik edenler sefâat edebilir.

87- Eger sen onlara kendilerini kimin yarattigini sorsan elbette: "Allah" derler. O halde nasil haktan çevriliyorlar?

88- Peygamberin sözü su olmustur: "Ey Rabbim! Bunlar gerçekten imân etmeyen bir kavimdir."

89-Ey Muhammed! Simdilik sen onlara aldirma ve: "Size selâm olsun." de. Onlar yakinda bilecekler!
 
Cevap: Kuran-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabetik sıra ile)

ZUMER


Bismillahirrahmanirrahim

1- Bu kitabin indirilisi, Azîz ve Hakîm olan Allah tarafindandir.

2- Emin ol, biz sana kitabi hakkiyla indirdik. Onun için dini yalniz kendisine halis kilarak Allah'a ibadet ve kulluk et.

3- Iyi bil ki, halis din ancak Allah'indir. O'ndan baska birtakim dostlar tutanlar da söyle demektedirler: "Biz onlara sadece bizi Allah'a daha çok yaklastirsinlar diye ibadet ediyoruz." Süphe yok ki Allah, onlarin aralarinda ihtilaf edip durduklari seyde hükmünü verecektir. Herhalde yalanci ve nankör olan kimseyi Allah dogru yola çikarmaz.

4- Eger Allah bir çocuk edinmek isteseydi, elbette yaratacagindan, dileyecegini seçecekti. Ama o bundan münezzehtir. O, tek ve kahredici olan Allah'tir.

5- O, gökleri ve yeri hak ile yaratti, geceyi gündüzün üstüne sariyor, gündüzü de gecenin üstüne sariyor. Günesi ve ay'i emrine âmade kilmis,

her biri belli bir süreye kadar akip gitmektedir. Iyi bil ki, çok güçlü ve çok bagislayici olan ancak O'dur.

6- O, sizi bir nefisten yaratti. Hem sonra onun esini de ondan var etti. Sizin için yumusak basli hayvanlardan sekiz çift indirdi. Sizi analarinizin karinlarinda üç karanlik içinde yaratilistan yaratilisa yaratip duruyor. Iste Rabbiniz Allah O'dur. Mülk O'nundur, O'ndan baska tanri yoktur. O halde nasil haktan çevrilirsiniz?

7- Eger inkâr ederseniz, süphe yok ki Allah'in size ihtiyaci yoktur. Bununla beraber kullari hesabina küfre razi olmaz. Eger sükrederseniz sizin hesabiniza ona razi olur. Hiçbir günahkar da digerinin günahini çekecek degildir. Sonra dönüsünüz, Rabbinizedir. O vakit, O size bütün yaptiklarinizi haber verecektir. Çünkü O, bütün kalplerin özünü bilir.

8- Insana bir sikinti dokundugu zaman bütün gönlünü vererek Rabbine dua eder. Sonra kendisine tarafindan bir nimet lütfettigi zaman da önceden O'na dua ettigi hali unutur da, yolundan sapitmak için Allah'a ortaklar kosmaya baslar. Ey Muhammed! De ki: "Küfrünle biraz zevk et, çünkü sen, o atesliklerdensin."

9- Yoksa o, gece saatlerinde kalkan, secdeye kapanip, kiyama durarak daima vazifesini yapan, ahireti hesaba katan ve Rabbinin rahmetini uman kimse gibi olur mu? De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" Ancak temiz akil sahibi olanlar anlar.

10- Ey Muhammed! Tarafimdan söyle: "Ey iman eden kullarim! Rabbinizden korkun. Bu dünyada güzellik yapanlara bir güzellik vardir. Allah'in yeryüzü genistir. Ancak sabredenlere mükafatlari hesapsiz ödenecektir."

11- De ki: "Bana, dini sadece kendisine halis kilarak Allah'a ibadet etmem emredildi."

12- "Hem O'nun birligine teslim olan müslümanlarin ilki olmam da bana emredildi."

13- De ki: "Eger Rabbime isyan edersem, büyük bir günün azabindan korkarim."

14- De ki: "Ben dinimi kendisine halis kilarak yalniz Allah'a kulluk ederim."

15- "Siz de O'ndan baska dilediginize kul olun." De ki: "Asil hüsrana düsenler, kiyamet günü kendilerine ve mensuplarina ziyan edenlerdir. Evet, iste asil açik hüsran budur."

16- Onlarin üstlerinde atesten tabakalar, altlarinda yine atesten tabakalar vardir. Iste Allah, kullarini bundan korkutuyor, "Ey kullarim! benden korkun." (diyor).

17- Taguttan, ona kulluk etmekten kaçinip da tam gönülle Allah'a yönelenlere gelince, müjde onlaradir. Haydi müjdele kullarimi.

18- O kullarimi ki, onlar sözü dinlerler, sonra da en güzeline uyarlar. Iste onlar, Allah'in kendilerine hidayet verdigi kimselerdir. Iste temiz akillilar da onlardir.

19- Ya üzerine azab kelimesi hak olmus kimse de mi (böyledir)? Artik o atesteki kimseyi sen mi çikaracaksin?

20- Fakat o Rablerine siginarak korunanlar için altlarindan irmaklar akan, üzerlerinden sehnisinler yapilmis, sehnisinli (balkonlu) köskler vardir. Bu, Allah'in vaadidir. Allah vaadinden caymaz.

21- Allah'in gökten bir su indirip de onu bir yoluyla yeryüzündeki menbalara koydugunu görmedin mi? Sonra onunla türlü renklerde bir ekin çikarir, sonra onun olgunlasip sarardigini görürsün. Sonra da onu bir çöpe çevirir. Elbette bunda temiz akillilar için bir ihtar vardir.

22- Allah, kimin bagrini Islâm'a açmis ise iste o, Rabbinden bir nur üzerinde degil midir? Artik Allah'in zikri hususunda kalpleri katilasmis olanlarin vay haline! Iste bunlar, apaçik bir sapiklik içindedirler.

23- Allah, kelamin en güzelini ikizli, ahenkli bir kitap olarak indirdi.(1)

Ondan Rablerine saygisi olanlarin derileri ürperir. Sonra derileri de, kalpleri de Allah'in zikrine karsi yumusar. Iste bu Allah'in rehberidir. Allah, onunla diledigini dogru yola çikarir. Her kimi de Allah sasirtirsa, artik ona dogru yolu gösterecek yoktur.

24- O halde kiyamet günü zalimlere: "Tadin bakalim kazanip durduklarinizi!" denilirken, o kötü azabdan yüzü ile korunacak kimse ne olur?(1)

25- Onlardan öncekiler de yalanladilar da kendilerine, hatirlarina gelmez yönden azab geliverdi.

26- Allah, onlara dünya hayatinda zilleti tattirdi. Ahiret azabi ise elbette daha büyüktür. Keske bilselerdi!

27- Yemin ederim ki, bu Kur'ân'da insanlar için her türlüsünden temsil getirdik. Gerek ki iyi düsünsünler.

28- Pürüzsüz Arapça bir Kur'ân (indirdik ki, Allah'in azabindan) korunsunlar.

29- Allah, söyle bir misal vermistir: Bir adam ve birtakim ortaklari var, hirçin hirçin çekisip duruyorlar. Bir de yalniz bir kisiye bagli selamet içinde olan bir adam var. Bu ikisinin hali hiç bir olur mu? Hamd Allah'indir, fakat pek çoklari bilmezler.

30- Sen elbette öleceksin, onlar da elbette öleceklerdir.

31- Sonra siz muhakkak kiyamet gününde Rabbinizin huzurunda birbirinizden davaci olacaksiniz.

32- Allah'a karsi yalan söyleyen ve dogru kendisine geldigi zaman onu yalan sayandan daha zalim (daha haksiz) kim olabilir? Kâfirlerin yeri cehennemde degil midir?

33- Dogruyu getiren ve onu tasdik edene gelince, iste onlar kötülükten korunan müttakilerdir.

34- Onlara, Rablerinin yaninda ne dilerlerse vardir. Iste bu, iyilik yapanlarin mükafatidir.

35- Çünkü Allah, onlarin önceden yaptiklari amelin en kötüsünü bile keffaretle örtüp, islemekte bulunduklari güzel amellerin en güzeline göre mükafatlarini kendilerine verecektir.

36- Allah, kuluna kâfi degil midir? Durmuslar da seni O'ndan baskalariyla korkutuyorlar. Her kimi ki Allah sasirtirsa, artik ona hidayet edecek yoktur.

37- Her kime de Allah hidayet verirse artik onu da sasirtacak yoktur. Allah aziz (çok güçlü) ve intikam sahibi degil midir?

38- Andolsun ki onlara: "O gökleri ve yeri kim yaratti?" diye soracak olsan: "Elbette Allah!" diyeceklerdir. O halde gördünüz ya Allah'tan baska çagirdiklarinizi! Eger Allah bana bir zarar vermek isterse, onlar O'nun zararini giderebilirler mi? Yahut bana bir rahmet dilerse, onlar O'nun rahmetini tutabilirler mi? De ki: "Allah, bana yeter." Tevekkül edenler, hep O'na dayanirlar.

39- De ki: "Ey kavmim! Haliniz üzere çalisin. Ben de kendi halime göre çalisiyorum. Artik ileride bileceksiniz."

40- "Kendisini rezil edecek azabin kime gelecegini ve sürekli bir azabin kimin üzerine konacagini."

41- Biz bu kitabi sana, insanlar için hak ile indirdik. O halde kim dogru yola gelirse kendi lehinedir. Kim de saparsa, sirf kendi aleyhine olarak sapar. Sen onlarin üzerine vekil degilsin.

42- Allah, o canlari öldükleri zaman, ölmeyenleri de uyuduklarinda alir. Sonra haklarinda ölüm hükmü verdiklerini alikor, digerlerini de takdir edilmis bir süreye kadar saliverir. Süphesiz ki bunda düsünecek bir kavim için nice ibretler vardir.

43- Yoksa Allah'tan baska sefaatçiler mi edindiler? De ki: "Onlar hiçbir seye güç yetiremezler ve akil erdiremezlerse de mi (böyle yapacaksiniz)?"

44- De ki: "Bütün sefaat Allah'indir. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra hep döndürülüp O'na götürüleceksiniz."

45- Böyle iken, Allah bir olarak anildigi zaman ahirete inanmayanlarin yürekleri burkulur da, O'ndan baskalari anildigi zaman derhal yüzleri güler.

46- De ki: "Ey gökleri ve yeri yaratan, görüleni ve görülmeyeni bilen Allah'im! Kullarin arasinda, o ihtilaf edip durduklari seyler hakkinda sen hüküm vereceksin."

47- Eger bütün yeryüzündekiler ve bir o kadari da beraber o zulmedenlerin olsaydi, kiyamet günü azabin kötülügünden kurtulmak için onu mutlaka feda ederlerdi. Ancak ne var ki, hiç hesaba katmadiklari seyler, Allah tarafindan karsilarina çikarilir.

48- Öyle ki, yaptiklari amellerin kötülükleri karsilarina çikmis ve alay edip durduklari seyler, kendilerini sarmistir.

49- Fakat insana bir sikinti dokunuverince bize yalvarir, sonra kendisine tarafimizdan bir nimet bahsettigimiz zaman da: "O bana bir bilgi üzerine verildi." der. Belki bu bir imtihandir, fakat pek çoklari bilmezler.

50- Onu, bunlardan öncekiler de söyledi. Fakat o kazandiklari, kendilerini kurtarmadi.

51- Neticede kazandiklarinin kötülükleri, baslarina geçti. Sunlardan o zulmedenlerin de kazandiklari kötülükleri baslarina geçecektir. Onlar da bunu atlatacak degillerdir.

52- Hâlâ bilmediler mi ki; Allah, rizki diledigine açar ve kisar. Süphesiz ki bunda iman edecek bir kavim için nice ibretler vardir.

53- De ki: "Ey haddi asarak nefislerine karsi israf etmis olan kullarim! Allah'in rahmetinden ümid kesmeyin. Çünkü Allah, bütün günahlari bagislar. Süphesiz ki O, çok bagislayicidir, çok merhamet edicidir."

54- Onun için ümidi kesmeyin de basiniza azab gelmeden önce tevbe ile Rabbinize yönelin ve O'na teslim olun. Sonra kurtulamazsiniz.

55- Haberiniz olmayarak ansizin basiniza azab gelmeden önce (halis müslüman olun da) Rabbinizden size indirilenin en güzelini takib ve tatbik edin.

56- (O günden sakinin ki günahkar) nefis söyle diyecektir: "Allah'in

yaninda yaptigim kusurlardan dolayi yazik bana! Dogrusu ben alay edenlerdendim."

57- Yahut söyle diyecektir: "Allah bana dogru yolu gösterseydi, her halde ben müttakilerden olurdum."

58- Veya azabi gördügü zaman söyle diyecektir: "Bana bir geri dönüs olsaydi da ben de o iyilik yapanlardan olsaydim."

59- (Ona): "Hayir sana âyetlerim geldi de onlara yalan dedin, kibirlenmek istedin ve kâfirlerden oldun." (denir.)

60- Hem o kiyamet günü görürsün ki, Allah'a karsi yalan söyleyenlerin yüzleri kararmistir. Kibirlenenlerin yeri cehennem degil mi?

61- Kötülükten sakinan müttakileri ise Allah basarilarindan dolayi kurtulusa çikarir. Onlara fenalik dokunmaz ve onlar üzülecek de degillerdir.

62- Allah, her seyin yaraticisidir. Her sey üzerine vekil de O'dur.

63- Bütün göklerin ve yerin kilitleri O'nundur. Allah'in âyetlerini inkâr edenlere gelince, iste onlar, kendilerine yazik edenlerdir.

64- De ki: "Ey cahiller! Simdi bana o Allah'tan baskasina mi kulluk etmemi emrediyorsunuz?"

65- Andolsun ki, sana da, senden öncekilere de su vahyedildi: "Yemin ederim ki, eger sirk kosarsan bütün çalismalarin bosa gider ve mutlaka kendine yazik edenlerden olursun."

66- Hayir, onun için yalniz Allah'a kulluk et ve sükredenlerden ol.

67- Allah'i hakkiyla takdir edemediler. Halbuki bütün yer kiyamet günü O'nun avucundadir. Gökler de kudretiyle dürülmüstür. O, onlarin ortak kostuklarindan münezzeh ve çok yüksektir.

68- Ve sûra üflenmistir. Göklerde kim var, yerde kim varsa çarpilip yikilmistir. Ancak Allah'in diledigi müstesna. Sonra ona bir daha üflenmistir. Bu defa da hep onlar kalkmislar bakiyorlardir.

69- Yer, Rabbinin nuru ile parlamistir. Kitap konmus, peygamberler ve sahitler getirilmis ve aralarinda hak ile hüküm verilmektedir. Hem onlara hiç haksizlik yapilmaz.

70- Herkese ne amel yaptiysa karsiligi tam olarak ödenmistir. O (Allah), onlarin yaptiklarini en iyi sekilde bilmektedir.

71- Inkâr edenler bölük bölük cehenneme sevkedilmektedir. Nihayet oraya vardiklarinda kapilari açilir ve bekçileri onlara: "Içinizden size Rabbinizin âyetlerini okuyan, bu gününüzle karsilasacaginiza dair sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?" derler. Onlar da: "Evet geldi" derler. Fakat kâfirler üzerine azab kelimesi hak oldu.

72- (Onlara): "Ebedî olarak içinde kalmak üzere girin cehennemin kapilarindan" denir. Bak, büyüklük taslayanlarin yeri ne kötüdür!

73- Rablerinden korkanlar da bölük bölük cennete sevk edilmektedir. Nihayet oraya vardiklari zaman kapilari açilir ve bekçileri onlara: "Selâm sizlere, ne hossunuz! Ebedî olarak içinde kalmak üzere haydi girin oraya!" derler.

74- Onlar da: "Hamdolsun o Allah'a ki, bize vaadini dogru çikardi ve bizi cennet arzina varis kildi. Cennette istedigimiz yerde oturuyoruz" derler. Bak ne güzeldir mükafati o iyi amel isleyenlerin!

75-Meleklerin de arsin etrafini kusatarak, Rablerine hamd ile tesbih ettiklerini görürsün. Artik halk arasinda hak ile hüküm icra edilip "âlemlerin Rabbi Allah'a hamdolsun" denilmektedir.
 
Geri
Üst