Kurandaki Hangi Surelerde Secde Ayetleri Var?

smiley

Daimi Üye
Üye
Kurandaki Hangi Surelerde Secde Ayetleri Var?
Meleklerim bildiginiz gibi hamileyim ve hergün bebegime Kuran dinletiyorum.
Genelde Kehf suresi, Ibrahim Suresi, Yusuf Suresi, Meryem Suresi, Muhammed Suresi, Mülk Suresini dinletiyorum... Bunlarin icinde Secde ayeti varmi bilmiyorum.. Ablam dediki secde ayeti oldugunda secde yapman gerek... Bu ne kadar dogru ve benim dinledigim Surelerin icerisinde varmi? Birde hangi surelerin icinde Secde Ayetleri var bana söyleye bilirmisiniz?
Simdiden yardimlariniz icin Allah razi olsun...
 
SECDE AYETLERİ
Secdeyi Vacib Kılan Ayetler ve Mealleri : Kur'an-ı Kerîm'de on dört yerde secde âyeti bulunmaktadır. Bu süreler ve âyet numaraları aşağıda verilmiştir:
اِنَّ الَّذينَ عِنْدَ رَبِّكَ لَا يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِه وَيُسَبِّحُونَهُ وَلَهُ يَسْجُدُونَ
"Kuşkusuz Rabbin katındakiler O'na kulluk etmekten kibirlenmezler, O'nu tesbih eder ve yalnız O'na secde ederler."
A'raf, 206
وَلِلّهِ يَسْجُدُ مَنْ فِى السَّموَاتِ وَالْاَرْضِ طَوْعًا وَكَرْهًا وَظِلَالُهُمْ بِالْغُدُوِّ وَالْاصَالِ
"Göklerde ve yerde bulunanlar da onların gölgeleri de sabah akşam ister istemez sadece Allah'a secde ederler."
Ra'd, 15
وَلِلّهِ يَسْجُدُ مَا فِى السَّموَاتِ وَمَا فِى الْاَرْضِ مِنْ دَابَّةٍ وَالْمَلئِكَةُ وَهُمْ لَا يَسْتَكْبِرُونَ
"Göklerde bulunanlar, yerdeki canlılar ve bütün melekler, büyüklük taslamadan Allah'a secde ederler."
Nahl, 49
وَيَخِرُّونَ لِلْاَذْقَانِ يَبْكُونَ وَيَزيدُهُمْ خُشُوعًا
"Hem ağlayarak yüzleri üstü secdeye kapanıyorlar, hem de üstü Kur'an'ı işitmek onların kalb yumuşaklığını artırıyor."
İsrâ,109:
اُولئِكَ الَّذينَ اَنْعَمَ اللّهُ عَلَيْهِمْ مِنَ النَّبِيّنَ مِنْ ذُرِّيَّةِ ادَمَ وَمِمَّنْ حَمَلْنَا مَعَ نُوحٍ وَمِنْ ذُرِّيَّةِ اِبْرهيمَ وَاِسْرَائلَ وَمِمَّنْ هَدَيْنَا وَاجْتَبَيْناَ اِذَا تُتْلى عَلَيْهِمْ ايَاتُ الرَّحْمنِ خَرُّوا سُجَّدًا وَبُكِيًّا
"Onlara, çok merhametli olan Allah'ın âyetleri okunduğunda ağlayarak secdeye kapanırlardı."
Meryem,58
اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّهَ يَسْجُدُ لَهُ مَنْ فِى السَّموَاتِ وَمَنْ فِى الْاَرْضِ وَالشَّمْسُ وَالْقَمَرُ وَالنُّجُومُ وَالْجِبَالُ وَالشَّجَرُ وَالدَّوَابُّ وَكَثيرٌ مِنَ النَّاسِ وَكَثيرٌ حَقَّ عَلَيْهِ الْعَذَابُ وَمَنْ يُهِنِ اللّهُ فَمَا لَهُ مِنْ مُكْرِمٍ اِنَّ اللّهَ يَفْعَلُ مَا يَشَاءُ
"Görmez misin ki, göklerde olanlar ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların birçoğu Allah'a secde ediyor"
Hac,18


وَاِذَا قيلَ لَهُمُ اسْجُدُوا لِلرَّحْمنِ قَالُوا وَمَا الرَّحْمنُ اَنَسْجُدُ لِمَا تَاْمُرُنَا وَزَادَهُمْ نُفُورًا
"Onlara: Rahmân'a secde edin! denildiği zaman:
"Rahmân da neymiş! Bize emrettiğin şeye secde eder miyiz hiç!" derler ve bu emir onların nefretini arttırır."
Furkân,60
اَلَّا يَسْجُدُوا لِلّهِ الَّذى يُخْرِجُ الْخَبْءَ فِى السَّموَاتِ وَالْاَرْضِ وَيَعْلَمُ مَا تُخْفُونَ وَمَا تُعْلِنُونَ
"(Şeytan böyle yapmış ki) göklerde ve yerde gizleneni açığa çıkaran, gizlediğinizi ve açıkladığınızı bilen Allah'a secde etmesinler."
Neml, 25

اِنَّمَا يُؤْمِنُ بِايَاتِنَا الَّذينَ اِذَا ذُكِّرُوا بِهَا خَرُّوا سُجَّدًا وَسَبَّحُوا بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَهُمْ لَايَسْتَكْبِرُونَ
"Bizim âyetlerimize ancak o kimseler inanırlar ki, bunlarla kendilerine öğüt verildiğinde,
büyüklük taslamadan secdeye kapanırlar ve Rablerini hamd ile tesbih ederler."
Secde,15
قَالَ لَقَدْ ظَلَمَكَ بِسُؤَالِ نَعْجَتِكَ إِلَى نِعَاجِهِ وَإِنَّ كَثِيراً مِّنْ الْخُلَطَاء لَيَبْغِي بَعْضُهُمْ عَلَى بَعْضٍ إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَقَلِيلٌ مَّا هُمْ وَظَنَّ دَاوُودُ أَنَّمَا فَتَنَّاهُ فَاسْتَغْفَرَ رَبَّهُ وَخَرَّ رَاكِعًا وَأَنَابَ

"Davud, kendisini denediğimizi sandı ve Rabbinden mağfiret dileyerek eğilip secdeye kapandı, tevbe edip Allah'a yöneldi."
Sâd, 24
وَمِنْ ايَاتِهِ الَّيْلُ وَالنَّهَارُ وَالشَّمْسُ وَالْقَمَرُ لَاتَسْجُدُوا لِلشَّمْسِ وَلَا لِلْقَمَرِ وَاسْجُدُوا لِلّهِ الَّذى خَلَقَهُنَّ اِنْ كُنْتُمْ اِيَّاهُ تَعْبُدُونَ
"Eğer Allah'a ibadet etmek istiyorsanız, güneşe de aya da secde etmeyin. Onları yaratan Allah'a secde edin!"
Fussilet, 37
فَاسْجُدُوا لِلّهِ وَاعْبُدُوا
"Haydi Allah'a secde edip O'na kulluk edin!"
Necm, 62
وَاِذَا قُرِئَ عَلَيْهِمُ الْقُرْانُ لَايَسْجُدُونَ
"Onlar kendilerine Kur'an okununca secde de etmezler."
İnşikâk, 21
كَلَّا لَاتُطِعْهُ وَاسْجُدْ وَاقْتَرِبْ
"Sakın, sakın! Ona boyun eğme; secde et ve yaklaş."
alak, 19

Yüce Kitabımız Kuran’ı Kerimde 14 Surede Secde ayeti geçer ve biz bu ayetleri duyduğumuzda Tilavet secdesi yaparız. Kulluğun en güzel anından biri olan Secde haliyle Rabbimize yaklaşmak İnsanoğluna verilmiş en güzel hediyedir. Sevenin Sevilene kavuşma anı olan Secde anını bu vesile ile yaşarız. Allah hakkı ile kendisine Secde edenlerden eylesin. Amin.


Kuran’da 14 yerde geçen Secde ayetleri hangi Surelerde isterseniz göz atalım.


Kuran-ı Kerimde secde ayeti bulunan sureler ve ayet numaraları:


1. Arâf Sûresi: 206. âyet


2. Rad Sûresi: 15. âyet


3. Nahl Sûresi: 50- âyet


4. İsrâ Sûresi: 107. âyet


5. Meryem Sûresi: 58. âyet


6. Hac Sûresi: 18. âyet


7. Furkan Sûresi: 60. âyet


8. Neml Sûresi: 25. âyet


9. Secde Sûresi: 15. âyet


10. Sâd Sûresi: 24. âyet


11. Fussilet Sûresi: 37. âyet


12. Necm Sûresi: 62. Âyet


13. İnşikak Sûresi: 21. âyet


14. Alak Sûresi: 19. Âyet


Resulullah (s.a.v) buyuruyor: Ademoğlu secde âyeti okur ve secde ederse şeytan ağlayarak ayrılır ve: “Yazık bana, insanoğlu secdeyle emredildi ve secde etti, mukabilinde ona cennet var. Ben de secdeyle emrolundum ama ben itiraz ettim, benim için de ateş var der.


Tilavet Secdesi Nasıl Yapılır ?
Başta tilavet secdesi yapacak kişinin abdestli, üstünün başının temiz ve avret yerlerininde örtülü olması şarttır.


Tilavet secdesi yapmak niyetiyle abdestli olarak kıbleye dönülür ve eller kaldırılmaksızın “Allahüekber” diyerek secdeye varılır.


ç kere “Sübhâne rabbiyel-alâ” denildikten sonra yine “Allahüekber” diyerek kalkılır.
Secdeden kalktıktan sonra “Ğufrâneke Rabbenâ ve İleykel masîr” denir






SORU : Tilavet secdesi nedir, ne zaman ve nasıl yapılır?


CEVAP


Kolay anlaşılması için maddeler halinde bildirelim:
1- Tilavet, Kur’an okumak demektir. Secde âyeti okununca yapılan secdeye tilavet secdesi denir.


2- Namaz kılması farz olan bir kimse, Kur’an-ı kerimde bulunan 14 yerdeki, secde âyetinden birini okusa veya işitse, manasını anlamasa da, bir secde yapması vaciptir.


3- Tilavet secdesi yapmak için, niyet edilir. Niyet şarttır. Niyetsiz sahih olmaz. Abdestli olarak, kıbleye karşı ayakta durup, ellerini kulaklara kaldırmadan, Allahü ekber der ve secdeye gider. Secdede üç defa Sübhâne rabbiyel-a’lâ der. Sonra, Allahü ekber der ve ayağa kalkar. Böylece secde-i tilavet tamam olur.


4- Secde âyetini işiten cünüp veya abdestsiz kimse, temizlendikten sonra tilavet secdesi yapar. Fakat hayzlıya ve nifaslıya [lohusaya] temizlendikten sonra da tilavet secdesi gerekmez.


5- Bir oturumda, bir secde âyetini birkaç defa okuyan veya işiten, hepsi için bir secde eder.


6- Bir oturumda ne kadar secde âyeti okunmuşsa, o kadar tilavet secdesi gerekir. Mesela üç secde âyeti okunursa, üç secde gerekir.


7- Namaz kılarken, dışardan birinin okuduğu secde âyetini işiten, namazdan sonra tilavet secdesi yapar.


8- Namazda okuyunca, hemen ayrıca rüku veya bir secde yapıp ayağa kalkar. Okumasına devam eder. Secde âyetini okuduktan iki üç âyet sonra namazın rükuuna eğilirse ve tilavet secdesine niyet ederse, namazın rüku veya secdeleri, tilavet secdesi yerine geçer.


9- Secde-i tilavetin kazası, acele değildir. Gecikirse günah olmaz. Fakat sebepsiz, zaruretsiz tehir etmek tenzihen mekruhtur.


10- Secde âyetini mubah vakitte okuyup, namaz kılmak mekruh olan üç vakitte tilavet secdesi yapmak caiz değildir. Secde âyeti mekruh vakitte okunursa, bu vakitte secde etmek caiz diyen âlimler olduğu gibi mekruh diyen âlimler de vardır. Mekruh olmayan vakte tehir edilirse bütün âlimlere uyulmuş olur. (Hindiyye)


11- Kur’an-ı kerim okunan yerde bulunduğu halde, işitmeyen kimse, secde etmez.


12- Secde âyetini yazan ve heceleyen, secde yapmaz.


13- Birkaç kişiden her biri, secde âyetinden birer kelime okusalar, bunu işitenlere tilavet secdesi yapmak gerekmez. Çünkü, secde âyetini bir kişi okuyunca, bunu işitenlerin secde yapması vacip olur.
Çeşitli kimselerin okudukları kelimeler toplanarak, bir kişi bütün âyeti okumuş gibi yapılamaz. Çünkü, Kur’an-ı kerim okumak için, kimse başkası yerine vekil yapılamaz. (Dürr-ül-muhtar)


14- Secde âyetinin tercümesini okuyan veya işiten, bunun secde âyeti olduğunu anlarsa, secde yapar.


15- Yaptığını anlayacak yaşta olan çocuğun okuması ile, işitenlerin secde etmesi gerekir. Daha küçük yaşta ise gerekmez.


16- Ara sıra deliren, deli iken secde âyetini okursa, secde gerekmez. Akıllı iken okursa gerekir.


17- Dağdan, çölden ve bir yerden aksedip, yansıyıp geri gelen sedayı işiten ve papağandan veya başka kuştan işiten secde etmez. İnsan sesi olması gerekir. (Dürr-ül-münteka)


18- Radyodan işitilen ses, hafızın sesine benzeyen, cansız alet sesidir. Bunun için, fonografta [gramofonda, teypte, radyoda. tv'de ve benzeri vasıtalarda] okunan secde âyeti işiten, tilavet secdesi yapmaz. (Mezahib-i erbea)


Elmalılı Hamdi Yazır, Arâf suresinin 204. âyetinin tefsirinde diyor ki:
Kıraet, bir ihtiyari iştir ki, akıllı ve konuşan bir insanın ağzından çıkanı anlamaya ve anlatmaya yönelik bir maksat taşıyan sesli olarak okumak demektir. Akıllı olmayandan ve cansız varlıklardan çıkan seslere kıraet denilemeyeceği gibi, aks-i sadâdan, sesin yankılanmasından meydana gelen şeye de kıraet denilemez. Bunun içindir ki, fakihler bir kıraetin yankılanmasından hasıl olan yankıya kıraet ve tilavet hükmü terettüp etmeyeceğini ve mesela tilavet secdesi lazım gelmeyeceğini beyan etmişlerdir. Bir kitabı sessiz olarak okumaya kıraet denilemeyeceği gibi, çalan veya çınlayan, yankı yapan bir sesi dinlemek de kıraet değildir, bir çınlamayı dinlemektir. Kur’an okuyanın sesini aksettiren gramofondan [teypten] veya radyodan gelen sese de kıraet denilemez. Bunun gibi sesler bir kıraet değil, bir kıraetin yankısı ve yansımasıdır, bunlara dinleme ve susma emrinin hükmü terettüp etmez. (s.2361)


19- Kâfirin okuduğunu işiten müslümanların secde etmesi vacip olur.


20- İmam-ı Nesefi, Kâfi kitabında buyuruyor ki:
Sıkıntıdan kurtulmak için, Allahü teâlâya kalbinden yalvararak, 14 secde âyetini [ezberden, ayakta] okuyup, her birinden sonra, hemen secde edeni, Allahü teâlâ, o dert ve beladan korur. (Dürr-ül-muhtar, Nur-ül-izah)


Son secdeden kalkınca, ayakta ellerini uzatıp, kendinin ve bütün müslümanların dünya ve dinlerine gelen beladan, sıkıntıdan kurtulmaları, korunmaları için dua etmelidir.


21- Namaz kılması mekruh olan üç vakitte secde-i tilavet yapmak caiz değildir. Namaz kılması tahrimen mekruh olan vakitler üçtür. Bu üç vakitte başlanan farzlar sahih olmaz. Nafileler sahih olursa da, tahrimen mekruh olur. Bu nafileleri bozmalı, başka zamanlarda kaza etmelidir! Bu üç vakit; güneş doğarken, batarken ve zevalde olduğu vakittir. Burada güneşin doğması, işrak vaktine kadar olan zamandır. Zeval vakti ise öğleye 20 dakika kaladır. Güneşin batması da, bakacak kadar sararmaya başladığı vakitten batıncaya kadar olan zaman demektir. Bu zaman 40 dakika kadardır. Güneş batarken, yalnız o günün ikindinin farzı kılınır. Fakat, ikindiyi bu vakte kadar geciktirmek tahrimen mekruhtur. Secde âyeti bu üç mekruh vakitte okunursa, tilavet secdesini bu vakitlerde yapmak, bir kavle göre caiz ise de, mekruh olmayan vakte tehir etmek evlâdır. (Dürer, Tahtavi)
 
Geri
Üst