Mezhepler nasıl ortaya çıkmıştır

  • Konbuyu başlatan İslami Yazar
  • Başlangıç tarihi
İ

İslami Yazar

Forum Okuru
Mezhepler nasıl ortaya çıkmıştır
Mezheplerin oluşmaya başlayıp ortaya çıkması Peygamberimiz (sav)'in vefat ettikten sonra olmuştur. Çünkü Peygamberimiz (sav) hayatta iken o dönemlerde sahabeler hangi konu olursa olsun karşılaştıkları bir mesele olursa Peygamberimiz (sav)'e geliyor, o konu ile alakalı bilgi soruyorlardı. Peygamberimiz (sav) de sorulan suali bir vahye dayanarak veya kendi bilgisi ile cevap veriyordu. Dolayısıyla Peygamberimizin ömrü hayatında herhangi bir mezhep olması düşünülemezdi.


mezhepler.jpg


Mezhep mefhumu nedir?


Mezhepler Peygamberimiz (sav) vefat ettikten sonra ayeti kerime ve hadisi şeriflerde açıkça izahı yapılmayan meselelerden kesin ve hiç kimsenin itiraz etmeden kabul edebileceği bir hüküm verebilecek bir otoritenin olmamasından dolayı ortaya çıkmıştır. Meydana gelen bu mezhepler genel manada ameliye ve itikadi olmak üzere iki kısım olarak meydana gelmiştir.

Ameli mezhepler nasıl oluşmuştur?


Ameli yönden mezhepler şu şeklide meydana gelmiştir. Peygamberimiz (sav)'in vefat ettikten sonra alemi islam genişlemiş, sahabeler birer birer şehirlere dağılmışlardı. Gittikleri yerlerde bu sahabeler ilk müracaat kaynağı olmuşlardı. İster Müslümanlardan olsun isterse daha Müslüman olmayıp ta İslamiyet hakkında bilgi sahibi olmak isteyen kimseler kendilerine dini hükümleri sormaktaydı. Sahabeler de kendilerine sorulan sorulara cevapları önce kuranı kerimde aradılar. Bulamadıklarını da kendi içtihatları ile cevaplayıp hüküm verdiler.

Bu sahabeler gittikleri yerlerde dini öğretirken diğer yandan da isimlerine tabiin denilen pek çok ilim adamı yetiştirdiler. Onlardan sonra yetiştirdikleri talebeleri tabiin alimleri de bir yandan çıkan meselelere fetva verip müslümanları dinen aydınlatırken bir yandan da ilim adamı yetiştirdiler. Taibiin’in yetiştirdiklerine de Tebe-i Tabiin denildi. Tebe-i Tabiin Alimleri de Tabiin Alimlerini takip edip onların yolunda gittiler.

Gerek sahabe, gerek Tabiin, gerekse Tebe-i Tabiin'in fetvaları arasında farklı hükümler ortaya çıkmıştır. Müslümanlar kendi yaşadıkları muhitin imamının verdiği fetvaları biliyor, onu tercih ediyor ve ona göre amel ediyordu. İşte bu tercih ve taraftarlık zamanla yerini Gidilen, tutulan yol anlamındaki mezheplere terk etti.

İlk başlarda Hanefi, Şafii, Maliki ve Hanbeli mezhepleriyle beraber Servi, Evzai, Teberi, Zahiri isimleriyle anılan birçok hak mezhep daha ortaya çıkmıştı. Ancak bunlardan dördü dışındakiler fazla mensubu bulunmaması gibi çeşitli sebeplerden yok olmuşlardır.

İtikadi mezhepler nasıl oluştu?

İtikadi mezhepler konusuna geldiğimizde bu mezheplerin meydana gelmesinde ki ilk sebep müslümanlar arasındaki fikren ihtilaflardır. Peygamberimiz (sav)'in vefat ettikten sonra onun yerine kimin geçeceği, siyasi yönden onu temsil edecek olan Halifenin seçimi müslümanlar arasında ciddi fikir ihtilafına neden oldu. Daha sonra üçüncü Halife Hz. Osman'ın şehit edilmesi bu fikri ayrılığı daha da artırdı. Müslümanlar arasında Cemel ve Sıffın savaşları patlak verdi. Bu savaşlarda pek çok müslüman öldü.

Halifeliğin kimde olacağı, sıffın ve cemel savaşlarında ölen ve öldürülenlerin durumu, gibi sebepler ve bunların dışında sayabileceğimiz pekçok sebep sonraki yıllarda itikadi alanda birçok mezhebin meydana gelmesine neden oldu. Mezhepsel çatışmalar sonucunda on binlerce müslüman öldürüldü.

Daha sonraki zamanlarda ise Babilik, Bahailik, Kadıyanilik gibi Allah ve Peygamber adına yalan konular uyduran mezhepler ortaya çıktı. Bu mezheplerin kurucuları kendilerini Peygamber ilan ettirler. Haşa Allah(cc)'in kendilerine Hülul ettiği hezeyanında bulundular. Babiler ve Bahailer Kur'an'ın ve Peygamberimiz (sav)'in devrinin tamamlandığını iddia ettiler. Herşeyi mübah gören ve islamiyeti yıkmaya yönelik görüşleriyle bir çok safi zihni idlal ettiler.
 
Kuranıkerim ile peygamber efendimizin hadisi şerifleri varken neden içtihada ihtiyaç duyuldu?


Cenabı Allah: büyüklük ve cemalini göstermek ve dünyayı imar etmek için insanı halife olarak yarattı. Hilafet görevini gereği gibi yapabilmesi için, onun arzu ve istekleri ile başbaşa bırakmadı. İnanç ibadet alışveriş ve hayatın her dalında fert ve toplumun menfaatine yönelik olarak hükmünü beyan edip, indirdiği sahife ve kitaplarıyla yolunu aydınlattı. En son olarakta En mükemmel ve kıyamete kadar hüküm sürecek kuranı Kerim'i insanlığa ithaf etti. Ancak dünya hadiseleri sonsuz olmakla beraber kuranı Kerim'in kelimeleri mahduttur. her hadisenin hükmünü açıkça beyan etmez. Bunun için ortaya çıkan bir Hadise'nin hükmünü anlamak için önce Kuranı Kerim'e, sonra peygamber efendimizin hadisine başvurulur. Bunlardan birisin de kesin olarak hükmü beyan edilmiş ise mesele tamamdır. Hiçbir kanaat yürütülmez.

Hadisenin hükmü kuran ve sünnet de açıkça belirtilmemişse, içtihada gidilir. Yani kuran ve sünnetin ışığı altında hükmünü ortaya çıkarmak için cehd ve gayret gösterilir. İçtihat yüce dinimizin en büyük meziyetlerinden biridir. İçtihat sebebiyle hayat sahnesinde ortaya çıkan bütün hadiselerin hükmü beyan edilebilir. Dinimizin, her asrın bütün ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir kabiliyete sahip olmasının sebeplerinden biri de budur.
 
Hocam mezheplerle ilgili farklı görüşler mevcut bazı konularda . Şartlara yönelik olarak bazen diğer mezhebe tabii olabilirmiyiz ?
 
Merhaba. bazı şartların oluşumuna binaen başka bir mezhebi taklite cevaz vardır. ancak kendi tabi olduğu mezhebdeki hükümleri iyi araştırıp bilmesi ve önce ona göre amel etmesi gerekir. Kendi mezhebindeki mesele çözüm yolu değilse o zaman diğer mezhebi taklit ederek meseleyi çözüme kavuşturur. burada dikkat edilmesi gereken husus her zorlandığı veya hoşuna gitmeyen meselede diğer mezhebe kaçıp kurtulmak caiz değildir. evvela kendi mezhebini bütün yönleriyle bilmek ve içinde çıkamadığı durumlarda diğer mezhebi taklit etmek. Yoksa diğer yönlü taklit edil kaçış olur ki buda insanı günaha götürür. Mesela Şafi mezhebinde helal denilen bi mesele Hanefide Haram olabiliyor. Deniz mahsüllerini yemek gibi. Burada nasıl olsa şafide caizdir deyip Bütün deniz mahsüllerini yerse Hanefiiden olan bir kişi haram işlemiş olur. Bu zaruret hallerinde hanefiye göre caiz olur.
 
Bende bu konuyu çok merak ediyordum.Melis arkadaşımız benden önce davranmış.Çok faydalı ve önemli bilgiler hocam Allah razı olsun paylaşım için.
 
Geri
Üst