İ
İslami Yazar
Forum Okuru
Namazları cemaatle kılmak
Vakit namazlarını cemaatle beraber kılmanın lüzum ve ehemmiyetine binaen bu konuyu ele almak istedik.
Namazın dinimizdeki yeri hepimizin malumudur. İmandan sonra dinimizinen büyük rüknü namazdır. Namazın cemaatle Eda edilmesi de ayrıca ehemmiyet arz etmektedir.
Eda; emir ile vacip olanın aynını yerine getirmek diye tarif edilir. İbadetlerin edası; eda-yı kamil ve Eda-yı kasır olmak üzere ikiye ayrılır. Eday-ı Kamil, vacibi, vacip olduğu gibi kuldan yapılması istendiği Vasıf’ta yerine getirmektir. Kasır ise, bu vasıflardan birini veya bir kaçını terk etmek sebebiyle olur.
Namaz İbadeti cemaat ile farz kılınmıştır. Farz kılındığı gibi cemaatle Eda etmek, Edayı kamil iken, namazı tek başına kılmakla borçtan kurtulmakla beraber, Eda edilen namaz, kasır yani noksan sıfatıyla mühürlenmiş olur.
Cemaatle birlikte kılınan namazlara mezheplerin bakışı
Farz namazların cemaatle Eda edilmesi hususunda mezhep imamlarımız farklı görüşler beyan etmişlerdir.
Maliki mezhebinde Cemaatle Namaz
Maliki mezhebine göre bu hususta iki görüş vardır. Birincisi, cemaat bütün namaz kılan kişi ve yere kendisinde mükellef bulunan beldelere nisbetle, Sünnet-i Müekkededir. Bu sünneti bazı kimselerin yerine getirmesi kafidir. Eğer belde halkından hiç kimse namazı cemaatle kılmazsa, sünneti seniyyeye ihanet edilmiş olur. Maliki mezhebindendir diğer görüş ise, cemaatin cenaze namazı gibi farzı kifaye olmasıdır.
Şafii’lerde Cemaatle Namaz!
Şafii uleması da malikiler gibi cemaat hususunda bir çok görüş ortaya koymuşlardır. Bunlardan biri cemaatin farzı kifaye olmasıdır. Ancak Şafii’lere göre meşhur olan görüş, bizim mezhebimizin içtihadı olan , cemaatin sünneti müekkede olmasıdır.
Hanbeli’lerde Cemaatle Namaz
Hanbeli mezhebinin görüşüne bakılacak olunursa, cemaatin lüzumu daha iyi ortaya çıkacaktır. Onlara göre namazın kendisi gibi namazı cemaatle kılmakta farzı ayındır.
Cemaatle namaz kılmanın fıkhi cihetine nazar ettikten sonra, Kur’an-ı Kerim’in 2. Süresi olan bakara suresinin ilk ayetlerine ve namaz hakkında nazil olmuş ayeti celilelerin nazmına dikkat edelim.
‘Onlar ki gaybe iman edip namazı dürüst kılarlar ve kendilerine merzuk kıldığımız şeylerden infak ederler’.
Ayeti celilede bir kelimelik yüsallüne yerine iki kelimelik namazlarını ikame ederler manasına gelen yükîmmüne ssalâte buyurulmuştur. Burada ikamenin manası olan dikmek ve doğrulmak mefhumlarını düşünmek icap eder. Bu bize Namaz dinin direğidir Hadisi şerifini hatırlatır. Bu Hadisi Şerif’te din, yüksek bir binaya teşbih edilmiş ve namaz o binanın direği olarak gösterilmiştir. Ayeti celile de namaz, cemaatle kaldırılabilecek büyük bir direğe benzetilmiş, bu ağır ve mühim mükellefiyetin altından ancak cemaat ile kalkmanın mümkün olabileceğine işaret edilmiştir.
Peygamber efendimiz cemaate devam etmenin lüzumu hakkında şöyle buyurur: Münafıklara en ağır gelen Namaz, yatsı Namazıyla sabah namazıdır. Eğer bu iki namazdaki hayrın ne olduğunu bilselerdi, emekleyerek de olsa, onları kılmaya gelirlerdi. Nefsimi kudret eliyle tutan zata yemin olsun ki, Ezan okutup namaza başlamayı, sonra halkın namazını kıldırması için yerime birini bırakmayı, sonra da beraberlerinde odun desteleri olan bir grup erkekle namaza gelmeyenlere gitmeyi ve evlerini üzerlerine yıkmayı düşündüm.
Selam ve dua ile.
Namazın dinimizdeki yeri hepimizin malumudur. İmandan sonra dinimizinen büyük rüknü namazdır. Namazın cemaatle Eda edilmesi de ayrıca ehemmiyet arz etmektedir.
Eda; emir ile vacip olanın aynını yerine getirmek diye tarif edilir. İbadetlerin edası; eda-yı kamil ve Eda-yı kasır olmak üzere ikiye ayrılır. Eday-ı Kamil, vacibi, vacip olduğu gibi kuldan yapılması istendiği Vasıf’ta yerine getirmektir. Kasır ise, bu vasıflardan birini veya bir kaçını terk etmek sebebiyle olur.
Namaz İbadeti cemaat ile farz kılınmıştır. Farz kılındığı gibi cemaatle Eda etmek, Edayı kamil iken, namazı tek başına kılmakla borçtan kurtulmakla beraber, Eda edilen namaz, kasır yani noksan sıfatıyla mühürlenmiş olur.
Cemaatle birlikte kılınan namazlara mezheplerin bakışı
Farz namazların cemaatle Eda edilmesi hususunda mezhep imamlarımız farklı görüşler beyan etmişlerdir.
Maliki mezhebinde Cemaatle Namaz
Maliki mezhebine göre bu hususta iki görüş vardır. Birincisi, cemaat bütün namaz kılan kişi ve yere kendisinde mükellef bulunan beldelere nisbetle, Sünnet-i Müekkededir. Bu sünneti bazı kimselerin yerine getirmesi kafidir. Eğer belde halkından hiç kimse namazı cemaatle kılmazsa, sünneti seniyyeye ihanet edilmiş olur. Maliki mezhebindendir diğer görüş ise, cemaatin cenaze namazı gibi farzı kifaye olmasıdır.
Şafii’lerde Cemaatle Namaz!
Şafii uleması da malikiler gibi cemaat hususunda bir çok görüş ortaya koymuşlardır. Bunlardan biri cemaatin farzı kifaye olmasıdır. Ancak Şafii’lere göre meşhur olan görüş, bizim mezhebimizin içtihadı olan , cemaatin sünneti müekkede olmasıdır.
Hanbeli’lerde Cemaatle Namaz
Hanbeli mezhebinin görüşüne bakılacak olunursa, cemaatin lüzumu daha iyi ortaya çıkacaktır. Onlara göre namazın kendisi gibi namazı cemaatle kılmakta farzı ayındır.
Cemaatle namaz kılmanın fıkhi cihetine nazar ettikten sonra, Kur’an-ı Kerim’in 2. Süresi olan bakara suresinin ilk ayetlerine ve namaz hakkında nazil olmuş ayeti celilelerin nazmına dikkat edelim.
‘Onlar ki gaybe iman edip namazı dürüst kılarlar ve kendilerine merzuk kıldığımız şeylerden infak ederler’.
Ayeti celilede bir kelimelik yüsallüne yerine iki kelimelik namazlarını ikame ederler manasına gelen yükîmmüne ssalâte buyurulmuştur. Burada ikamenin manası olan dikmek ve doğrulmak mefhumlarını düşünmek icap eder. Bu bize Namaz dinin direğidir Hadisi şerifini hatırlatır. Bu Hadisi Şerif’te din, yüksek bir binaya teşbih edilmiş ve namaz o binanın direği olarak gösterilmiştir. Ayeti celile de namaz, cemaatle kaldırılabilecek büyük bir direğe benzetilmiş, bu ağır ve mühim mükellefiyetin altından ancak cemaat ile kalkmanın mümkün olabileceğine işaret edilmiştir.
Peygamber efendimiz cemaate devam etmenin lüzumu hakkında şöyle buyurur: Münafıklara en ağır gelen Namaz, yatsı Namazıyla sabah namazıdır. Eğer bu iki namazdaki hayrın ne olduğunu bilselerdi, emekleyerek de olsa, onları kılmaya gelirlerdi. Nefsimi kudret eliyle tutan zata yemin olsun ki, Ezan okutup namaza başlamayı, sonra halkın namazını kıldırması için yerime birini bırakmayı, sonra da beraberlerinde odun desteleri olan bir grup erkekle namaza gelmeyenlere gitmeyi ve evlerini üzerlerine yıkmayı düşündüm.
Selam ve dua ile.