Neden affederiz ?
Biz kadınların en çok yaptığı hatalardan biride affetmek onu bağışlamak ama düşünmedik mi bidaha yaparmı edermi diye düşündüysek bile uzun uzun düşünmedik hep alttan alan affeden bizler olduk onların tekrar yapcağını bile bile....
Hillary Clinton, ABD eski Başkanı kocası Bill Clinton’ın seks maceralarını bütün dünya öğrenince, çıkıp hepsinden haberdar olduğunu söylemek zorunda kalmıştı. Eski Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand’ın, sevgilisi Anne Pingoet’ten bir kızı olmuş, tüm dünya Mitterrand’ın ölümünden sonra karısı Danielle’in tüm bunları uzun süredir zaten bildiğini ve buna gözyumduğunu öğrenmişti. Daha yakınımızda, Türkiye’nin en güzel kadınlarından biri, Hülya Avşar eşi Kaya Çilingiroğlu tarafından aldatıldığı öne sürüldüğünde ‘her erkeğin bunu yapacağını’, evliliğini bitirmeyeceğini açıklamıştı.
Üstelik de her üç örnekte de aldatma olayı reddedilmek yerine kabullenildiği halde, bu erkeklerin hiçbiri toplum önünde değer kaybetmediler, yaptıklarından ötürü ayıplanmadılar. Affeden (yuvayı kurtaran!) kadınlar ise, bu davranışlarıyla büyük takdir toplamış oldular.
Kadın neden affeder?
Bir kadın aldatmayı hakk olarak görmüyorsa, neden katlanır bu duruma? Neden affeder?
İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi Bilimdalı Başkanı Prof. Sedat Özkan, kadının affetmesinin en önemli nedenlerini şöyle sıralıyor:
• ‘Bütün erkekler aynıdır, aldatırlar’ düşüncesi.
• Ekonomik bağımsızlığının olmayışı.
• Çocuklarının geleceklerini düşündüğü için.
• Kadın kocasıyla kendini çok fazla özdeşleştiriyor, ondan bağımsız bir kişiliğe sahip olamayacağını düşünüyor.
• Sosyal satüsünü kaybetmek istemiyor.
• Aile ve çevre baskısı.
• Rezil olmaktan korkuyor.
Kadının tavrı ne olmalı?
Prof. Özkan, kadınların bu kadar şefkatli olmasının, erkeğin aldatmasını teşvik edici olabileceğine de dikkat çekerek, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Erkekler kişilik bozukluklarından ötürü buna yöneliyor ancak Türk kadınlarında da hata var. Baştan yanlış tutum sergilemeleri de erkekleri aldatmaya yönlendiriyor. Türk kadınları aldatıldıkları taktirde ilişkiyi sürdürmeyeceklerini erkeğe yansıtmıyor. Erkek karısını aldattığında ne kadar çok severse sevsin ilişkisini sürdürmeyeceğini bilse, bunu yapamaz.”
Kadınların aldatmayı öğrendikleri anda yanlış bir tutum içine girdiklerini ileri süren Özkan, kadının ilk tepkisini ise şöyle anlatıyor: “Kadınlar hatalarını pek görmez, sadece karşısındakini ya da diğer kadını suçlar. Aslında evliliklerinde yolunda gitmeyen bir şey olabilir ve kendisinin de bunda payı bulunabilir. Kadın ya hırçınlaşır ya da aciz rolü takınır. Bunun yerine, karar vermeli; ya ‘Bitireceğim. Bunu kaldıramam’ ya da ‘İlişkimin devamını istiyorum, hataları düzeltelim’ demeli. Her ikisinde de sakin davranmalı. Konuşarak birlikte çözüm arayışına gitmeli.”
Hillary Clinton, ABD eski Başkanı kocası Bill Clinton’ın seks maceralarını bütün dünya öğrenince, çıkıp hepsinden haberdar olduğunu söylemek zorunda kalmıştı. Eski Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand’ın, sevgilisi Anne Pingoet’ten bir kızı olmuş, tüm dünya Mitterrand’ın ölümünden sonra karısı Danielle’in tüm bunları uzun süredir zaten bildiğini ve buna gözyumduğunu öğrenmişti. Daha yakınımızda, Türkiye’nin en güzel kadınlarından biri, Hülya Avşar eşi Kaya Çilingiroğlu tarafından aldatıldığı öne sürüldüğünde ‘her erkeğin bunu yapacağını’, evliliğini bitirmeyeceğini açıklamıştı.
Üstelik de her üç örnekte de aldatma olayı reddedilmek yerine kabullenildiği halde, bu erkeklerin hiçbiri toplum önünde değer kaybetmediler, yaptıklarından ötürü ayıplanmadılar. Affeden (yuvayı kurtaran!) kadınlar ise, bu davranışlarıyla büyük takdir toplamış oldular.
Kadın neden affeder?
Bir kadın aldatmayı hakk olarak görmüyorsa, neden katlanır bu duruma? Neden affeder?
İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi Bilimdalı Başkanı Prof. Sedat Özkan, kadının affetmesinin en önemli nedenlerini şöyle sıralıyor:
• ‘Bütün erkekler aynıdır, aldatırlar’ düşüncesi.
• Ekonomik bağımsızlığının olmayışı.
• Çocuklarının geleceklerini düşündüğü için.
• Kadın kocasıyla kendini çok fazla özdeşleştiriyor, ondan bağımsız bir kişiliğe sahip olamayacağını düşünüyor.
• Sosyal satüsünü kaybetmek istemiyor.
• Aile ve çevre baskısı.
• Rezil olmaktan korkuyor.
Kadının tavrı ne olmalı?
Prof. Özkan, kadınların bu kadar şefkatli olmasının, erkeğin aldatmasını teşvik edici olabileceğine de dikkat çekerek, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Erkekler kişilik bozukluklarından ötürü buna yöneliyor ancak Türk kadınlarında da hata var. Baştan yanlış tutum sergilemeleri de erkekleri aldatmaya yönlendiriyor. Türk kadınları aldatıldıkları taktirde ilişkiyi sürdürmeyeceklerini erkeğe yansıtmıyor. Erkek karısını aldattığında ne kadar çok severse sevsin ilişkisini sürdürmeyeceğini bilse, bunu yapamaz.”
Kadınların aldatmayı öğrendikleri anda yanlış bir tutum içine girdiklerini ileri süren Özkan, kadının ilk tepkisini ise şöyle anlatıyor: “Kadınlar hatalarını pek görmez, sadece karşısındakini ya da diğer kadını suçlar. Aslında evliliklerinde yolunda gitmeyen bir şey olabilir ve kendisinin de bunda payı bulunabilir. Kadın ya hırçınlaşır ya da aciz rolü takınır. Bunun yerine, karar vermeli; ya ‘Bitireceğim. Bunu kaldıramam’ ya da ‘İlişkimin devamını istiyorum, hataları düzeltelim’ demeli. Her ikisinde de sakin davranmalı. Konuşarak birlikte çözüm arayışına gitmeli.”
