Nerelerde Fıtık görülür?

Uzman SühaN

Administrator
Nerelerde Fıtık görülür?
fıtık nedir,fıtık neden olur,fıtığın belirtileri,fıtığın çeşitleri,fıtığın tedavisi hakkında bilgiler



f.jpg





Dış tabakada (karın duvarı) bir yırtık olması halinde iç balon bu yırtıktan dışarı doğru çıkacaktır. Bu zorlama zamanla deliğin daha fazla büyümesine yol açabilir. Kasık Fıtığı :Karın duvarı fıtık bölgeleri.

Karın duvarının her bölgesinde fıtık görülebilir. Ancak, en sık rastlanan fıtık tipi (tüm fıtıkların % 70-80’i) Kasık Fıtığı (inguinal herni)’dır .Göbek Fıtığı:Göbek fıtığı (umblikal herni) göbek deliğindeki açıklıktan gelişir. Doğuşta ya da sonradan fark edilebilir. Çocuk Fıtığı:Karın duvarı fıtıkları bebek ve çocukta da görülebilmektedir. Bu yaş grubunda en sık kasık fıtığı görülür. Çocukluk çağının diğer fıtık tipi ise Göbek Fıtığı ‘dır.Çocuklarda görülen Fıtık çeşitleri ve Çocuk Fıtığı Boğulmuş fıtık nedir?Karın duvarındaki zayıflıktan dışarı çıkan karın içi organların bu geçiş yerinde sıkışması ve karın içine geri dönmemesi haline “boğulmuş fıtık” denir.

Fıtık ne sıklıkta görülen bir hastalıktır?Ülkemizde, resmi kayıt ve istatistik alanlarında henüz yeterli düzeye ulaşılamadığı için birçok hastalık konusunda olduğu gibi fıtık için de kesin bir sıklık belirtmek mümkün olamamaktadır. Ancak hastanelerimizin genel cerrahi polikliniklerine en çok başvurulan şikayetlerin ve genel cerrahi ameliyathanelerinde en çok yapılan ameliyatların başında Fıtık Ameliyatları geldiğini söyleyebiliriz. Genel Cerrahi ameliyathanelerinde yapılan her 3 ameliyattan 1’i fıtık ameliyatıdır. A.B.D.’de yılda 750.000’den fazla kasık fıtığı (inguinal herni) ameliyatı yapılmaktadır. Yine aynı ülkede toplumun % 2’sinde fıtık olduğu, yani yaklaşık 5 milyon fıtık hastası olduğu bildirilmektedir.

Hangi cinste Fıtık sıktır?Kasık fıtıkları, kadınlarda erkeklerden çok daha seyrektir. Bu oran 1/25 civarında olduğu için kasık fıtığına bir erkek hastalığı demek mümkündür. Buna karşılık femoral fıtık, Göbek fıtığı ve insizyonel herni sıklığı kadınlarda daha fazladır.




FITIK ve FITIK ÇEŞİTLERİ:


Nerelerde Fıtık görülür?Kasık Fıtığı, Göbek Fıtığı, Çocuk Fıtığı,Çocuk Kasık Fıtığı,Çocuk Göbek Fıtığı, Sporcu Fıtığı, Boğulmuş Fıtık


Karın duvarı fıtık bölgeleri:
Karın duvarının her bölgesinde FITIK görülebilir.Ancak, en sık rastlanan fıtık tipi (tüm fıtıkların % 70-80’i) KASIK Fıtığı (inguinal herni)’dır.

Göbek Fıtığı :
Göbek Fıtığı (umblikal herni)göbek deliğindeki açıklıktan gelişir. Doğuşta ya da sonradan fark edilebilir.Küçük bir Göbek Fıtığı çok kısa süren bir Ameliyat ile onarılabilir.Göbeğin yanında (paraumblikal herni) veya karın orta hattında göbek seviyesinden yukarı doğru da fıtıklar görülebilir (Epigastrik herni). Spigel fıtığı (Spigelian herni) ise göbek seviyesinin altında ve karın yan tarafında, karın kaslarının birleşme yerinde görülen, nadir bir fıtık tipidir. Ameliyat sonrası fıtıklar ise (insizyonel herni=postoperatif fıtık) karın ameliyatları % 10-20’sinden sonra gelişen fıtıklardır.

Çocuk Fıtığı:
Karın duvarı fıtıkları çocuk ve bebeklerde de görülebilmektedir. Bu yaş grubunda en sık kasık fıtığı görülür. Çocukluk çağının diğer fıtık tipi ise göbek fıtığıdır.

Çocuk Kasık Fıtığı (inguinal herni):Bebek anne karnında gelişirken karın içini döşeyen zardan eldiven parmağı gibi bir çıkıntı kasık kanalından dışarı uzanır. Doğuma kadar kapanması gereken bu çıkıntı, her 50 erkek [250 kız] çocuktan birinde doğumdan sonra açık kalır. Bu açıklıktan aşağı karın içi sıvısının sızması sonucunda da kasık bölgesinde bir şişlik oluşur [hidrosel veya kordon kisti]. Açıklığın karın içi ile ilişkisi geniş ise veya dar olan geçiş zamanla genişlerse barsaklar bu kesenin içine girerek Kasık Fıtığı ‘na yol açarlar. Fıtık, çocuklarda önceleri kasıkta beliren ve kaybolan bir şişlik olarak dikkati çeker. Ağlama, ıkınma ya da öksürük gibi karın içi basıncını arttıran durumlarda şişlik daha belirgin hale gelir.Kasık fıtığı çocuklarda her yaşta görülmekle beraber bebeklik ve erken çocukluk döneminde daha sık rastlanır. Genel oran %2’dir. Erkek çocuklarda kızlara oranla 4-6 kat daha sık görülür. Prematüre ve düşük doğum ağırlığı olan bebeklerde ise bu oran %30’a kadar yükselir.

Kasık fıtığı hastaların %60’ında sağda, %25’inde solda, %15’inde her iki tarafta birlikte görülür.Kasık fıtığı nedeniyle oluşturabilecek sorunlar içinde en önemlisi “boğulma” yani dışarı çıkan organların karın içine geri dönmemesidir. “Boğulmuş fıtık” çocuğun hayatını tehlikeye sokan bir durumdur ve acil müdahale gerektirir. Boğulma riski yaşla paralel olarak azalır. İlk 6 ayda %30’larda olan oran 8 yaş üstünde %1’e kadar iner.Çocuklarda kasık fıtığının nedeni gelişimsel bir artık olduğu için kendiliğinden iyileşme olasılığı yoktur. Kordon kisti veya hidrosel biçimindeki artıklar da kasık fıtığına dönüşür.
Bu tip fıtık hastalıkları nın tümünün tedavisinde ana ilke ilgili artığın çıkarılması ve karın içi ilişkisinin kapatılmasıdır.

Ameliyat en kısa sürede yapılarak, fıtığın boğulması olarak anılan, acil sorunun gelişmemesine çalışılır.Çocuklarda Göbek Fıtığı (Umblikal Herni) : Anne karnındaki cenin göbekten çıkarak, anneye uzanan damarlar ile yaşamını sürdürür. Doğumdan bir süre sonra düşen göbek kordonu içinde yer alan bu damarların geçebilmesi için, karın duvarında bir açıklık vardır. Birçok yeni doğan bebekte bu açıklıktan karın içi organlar dışarı çıkarak, göbekte bir şişlik oluşturur. Bu durum umblikal herni (göbek fıtığı) olarak anılır. Umblikal hernili bebeklerde ilk iki yaş içinde bir tedaviye gerek yoktur. Dışarıdaki şişlik zamanla büyüse bile, fıtık, karın duvarının gelişimi ile kendiliğinden iyileşebilir. Çocuklarda göbek fıtığının %90’ı, 3 yaşa kadar kendiliğinden kapanır. Bu yaşa kadar kapanmayan fıtıkların ameliyat edilmesi gerekir. Sporcu Fıtığı: Sporcu FıtıklarıTüm spor yaralanmalarının % 5’i kasık bölgesinde olur. Sporcu fıtığı ise kompleks bir terim olup, kasık bölgesi ön veya arka duvarında gizli zayıflıklar veya yırtılmalar içeren bir tablodur. “Gizli Fıtık” olarak da adlandırılır. Sporculardaki kasık ağrılarının ayırıcı tanısı da zor olup sıklıkla MR görüntülemesinden yararlanılır.

İstirahat ve fizik tedavi bazı olgularda yararlı olmakla birlikte sıklıkla cerrahi tedaviye gerek duyulur.Profesyonel sporcularda görülen ve ilaç veya fizik tedaviye cevap vermeyen kronik kasık ağrısı olgularının %30’unda, ameliyat sırasında kasık arka duvarında zayıflık şeklinde fıtık saptandığını ve onarım sonrasında bu bireylerin aktif spor yaşamlarına dönebildiklerini bildiren yayınlar mevcuttur. Bu olgularda tipik kasık fıtıkları gibi dışarıdan görülen bir şişlik olmamakla birlikte ameliyatta kasık duvarında zayıflık görülmektedir.

Fıtık Tedavisi ve Fıtık Ameliyatı yöntemleri:

Fıtık Tedavisi:Mevcut bilimsel verilere göre tüm karın duvarı fıtıkları tedavisi ’nde cerrahi yöntemler-Ameliyat-kullanılmaktadır. Karın duvarındaki Fıtık ilaçla ya da başka bir yöntemle tedavi olmamaktadır.
Fıtık Ameliyatları:Ameliyat Yöntemleri:
Dikiş onarımları:Bu tür eski yöntemlerde bireyin kendi dokuları dikişle birbirine yaklaştırılır ve bu sırada ameliyat bölgesinde ciddi bir gerilim oluşur. Bu gerilim, ameliyat sonrası erken dönemde şiddetli ağrıya ve rahatsızlık hissine, normal aktiviteye ve işe geç dönülmesine, uzun vadede ise hastalığın tekrarlamasına neden olur. Hatta bazı ameliyatlarda, hasta daha ameliyat masasındayken, anesteziden uyandırılması sırasında, öksürme veya öğürme ile bu dikişlerin yırtılması gibi tecrübeler de nadir değildir.

Lichtenstein onarımı:Yama kullanılarak yapılan bu modern teknikte dokularda gerilim oluşmaz. Bireyin kendi dokusu dikişle yaklaştırılmadan kendi rahatlığına bırakılır. İyileşmeyi, bölgeye yerleştirilen ileri teknoloji ürünü yama sağlar. Ameliyatta yapılan cerrahi travma azdır. Geniş doku ayrılmalarına ve dikilmelerine gerek yoktur.


Laparoskopik teknik:Laparoskopik fıtık onarımı da yama ile yapılan bir Fıtık ameliyatı türüdü. Bu nedenle, temelde Lichtenstein onarımına benzer. Ancak bu onarım lokal anestezi ile yapılamaz. Hasta mutlaka genel anestezi almak zorundadır. Daha pahalı bir yöntem olup çok daha fazla deneyim ister. Bugün iki teknik arasında nüks açısından fark olmamakla birlikte, laparoskopik onarımda hematoma (ameliyat bölgesinde kan toplanması), seroma (ameliyat bölgesinde serum tolanması) gibi komplikasyonların oranı genelde daha yüksek olabilir. Ayrıca, daha derinde ve seçilen alt tekniğe göre karın içinden çalışıldığı için ameliyatın daha hassas, daha hayati anatomik yapıların etrafında yapılması zorunludur Batıda binlerce laparoskopik fıtık onarımı yapılan merkezlerde ameliyatın sonuçları gerçekten çok iyidir.

Ancak yine de yakın zamanda A.B.D. yapılan ve Amerikan Cerrahlar Koleji’nin 2005 yılı sonbahar toplantısında sunulan, yaklaşık 2000 hastayı kapsayan çok merkezli bir çalışma Fıtık Ameliyatı yöntemlerinden Lichtenstein tekniğinin laparoskopik yönteme üstünlüğünü ortaya koymuştur:
Fıtık Ameliyatı ve Anestezi:Fıtık ameliyatı için uygulanan anestezi tipleri nelerdir?Çocuk fıtığı hariç, kasık fıtığı ve göbek fıtıkları ‘nın bir bölümü hastanın uyutulmasına gerek kalmadan lokal anestezi (sadece ameliyat bölgesinin uyuşturulması) ile ameliyat edilebilir. Bazı ileri olgularda ise genel anestezi gerekebilir. Bir diğer seçenek, regional (spinal) anestezidir. Bu teknikte, hasta uyanıktır ve belinden verilen anestezik maddenin etkisiyle ağrı duymaz. Ancak bu anestezi şeklinden sonra belli bir süre yatarak istirahat etmek gerekir. Zira hastanın bacak kasları da etkilendiği için yürümesi bir süreliğine mümkün olamamaktadır.İnsizyonel hernilerde tercih edilen anestezi, genel anestezidir. Bununla birlikte, küçük insizyonel hernilerde lokal anestezi ile ameliyatı gerçekleştirebilmek mümkündür.

Lokal anestezinin üstünlüğü nedir?Lokal anestezi, genel anestezi açısından risk grubunda olan, yani kalp veya akciğer sistemi gibi hayati mekanizmalarla ilgili yandaş hastalıkları olan bireyler için çok uygun bir seçenektir. Bununla birlikte, gereksiz genel anestezi riskini ekarte etmesi nedeniyle, uzman merkezlerde olguların % 95’inde tercih edilir. Kulaklıktan tercih ettiği müziği dinleyerek Fıtık ameliyatı olan hasta, ameliyattan sonra da uzun süre ağrı hissetmez ve ameliyat masasından yürüyerek kalktıktan sonra koltukta oturarak dinlenebilir. Fıtık Ameliyatı sonrasında kısa süre sonra da evine dönebilir.Lokal anestezinin önemli bir üstünlüğü, bölgeden ağrı duyusunu taşıyan sinirlerin Fıtık ameliyatı öncesinde anestezik madde ile bloke edilmiş olması nedeniyle ameliyattan sonra ağrı seviyesinin çok düşük olmasıdır. Zira cerrahi girişimlerden sonraki ağrı, dokuların kesilmesi ve ayrılması sırasında ortaya çıkan aracı maddelerin sinir uçlarını etkileyerek ağrı döngüsünü başlatmalarıdır. Lokal anestezi ile daha ameliyat başlamadan sinirlerin bloke edilmesi, ağrıya yol açan bu aracı maddelerin etkisini en az indirir. Lokal anestezinin bir başka üstünlüğü ise, Fıtık ameliyatı sırasında fıtığın durumunun en doğru şekilde değerlendirilmesine olanak sağlamasıdır. Zira hasta ağrı hissetmemekte ancak uyanık durumdadır.

Fıtığın yeri, büyüklüğü ve yandaş fıtıklar hastanın öksürtülmesi suretiyle karın içi basıncının yükseltilmesi ile kesin olarak değerlendirilebilir. Bu nedenle, lokal anestezi ile yapılan fıtık onarımlarında gözden kaçmış fıtık riski çok daha düşük olabilir. Lokal anestezi ile yapılan Fıtık ameliyatı süresince hastanın kalp ve oksijenlenme durumu monitörle izlenir. Damardan yapılan sakinleştirici (sedatif) ilaçlar da hastanın ameliyat süresince sakin kalmasını sağlar.

FITIK MERKEZİ ve Sadece Fıtık Ameliyatı:Fıtık Merkezi ‘nde sadece fıtık ameliyatı yapılır.Fıtık onarımı elbette her genel cerrah tarafından yapılan bir ameliyattır. Ancak, bugün dünyada cerrahinin geldiği nokta ve cerrahi bilim ve sanatının geleceği, belli alanlarda uzmanlaşmaktır (spesiyalizasyon). Bir cerrahın başarısı, o ameliyatı ne sıklıkta ve ne modernlikte yaptığı gerçeği ile doğru orantılıdır. Avrupa, Amerika ve diğer kıtalarda çok sayıda fıtık spesifik fıtık merkezi olup, bunların sonuçları genele göre daha iyidir. Dahası, cerrahi ekibin ötesinde diğer tüm personelin de sadece bir konuda emek sarf etmesi, merkeze ilk adımınızı attığınız andan tedaviniz bitip gidene kadar ki tüm sürecin çok daha sorunsuz seyretmesi için bir güvencedir.Aslında fıtık onarımı, cerrahi uzmanlık eğitimi (ihtisas) sırasında bir asistanın yapacağı ilk ameliyatlardan biridir. Bu nedenle, diğer ameliyatlara göre daha basit olduğu şeklinde genel bir kanı vardır. Gerçekten de, fıtık hayati olmayan ve ameliyat sonrası dönemi rahat geçen bir hastalıktır. Ancak yine de, özellikle kasık fıtığı bölgesi, anatomisi cerrahlar tarafından uzun sürede öğrenilebilen bir bölge olup, ideal cerrahi onarım için tıpkı büyük ameliyatlarda olduğu gibi ciddi bir birikime ihtiyaç vardır.

Genel hastanelerde, Fıtık Ameliyatları ’nın çoğunlukla ameliyat listelerinin son sıralarına konan, sıklıkla, büyük ameliyatların uzaması sonucunda da planlanan günde yapılamayan operasyonlardır. Bu durumda, hasta, insan doğası gereği, bir yandan kendinden önce ameliyata alınan hastalar kadar büyük bir hastalığı olmadığına şükreder; ancak öte yandan yine insan doğası gereği, kendisinin de kliniğin öncelikli hastası olmasını arzulayabilir. Dahası, ameliyat gününün gecikmesi, hastayı aynı ameliyat heyecanını birden fazla kez yaşamak zorunda bırakmasının ötesinde bir başka önemli soruna da yol açabilir:
Hastane enfeksiyonu…Normalde fıtık onarımı, “temiz” gruba giren bir ameliyat olup enfeksiyon oranları düşüktür (% 1-2, maximum: %5). Ancak genel ameliyathanelerde, sadece temiz veya temiz-bulaşlı vakaları takiben değil, diğer bulaşlı ve hatta barsak delinmesi, karın absesi gibi kirli ameliyatlardan sonra ameliyathaneye kabul edilirler (Son yazılı bilgi ve belgelere göre, bu tip ameliyatların enfeksiyon oranı %25’in üzerine çıkabilmektedir. İngiltere’de yayımlanan çok yeni bir araştırma makalesinde de, antibiyotik korumasının da fıtık ameliyatı sonrasındaki enfeksiyon oranını düşürmede yeterince etkili olamadığı bildirilmiştir). Bu durumda, ameliyatlar arasında yapılan temizliğin kalitesine de bağlı olarak, fıtık ameliyatı yarasında enfeksiyon gelişmesi daha çok beklenir hale gelir. Hastane enfeksiyonunda en önemli faktörlerden biri ise hastanın hastanede kalış süresidir. Hasta ameliyat öncesi ve sonrası dönemde klinikte ne kadar uzun süre yatarsa enfeksiyon oranı o denli artış gösterir.

Bugün yama ile yapılan fıtık ameliyatlarından sonra hastalığın tekrarlama şansı çok düşmüştür. Nükse neden olan en önemli etken ise “yara enfeksiyonu” olarak kalmıştır. Yama konan ameliyatlardan sonra enfeksiyon riski normale göre biraz daha artmıştır. Bu nedenle asepsi ve antisepsi önemlidir. Fıtık Merkezleri ‘nde sadece “temiz” sınıfa giren fıtık ameliyatları yapıldığı için sterilite konusunda ideal koşulların sağlanması çok daha kolaydır.
 
Geri
Üst