örnek es...

smiley

Daimi Üye
Üye
örnek es...
Dünyaya ve ahirete ilişkin en sahici bilgi kaynağımız olan Efendimiz (SallAllahu Aleyhi Vesellem), örnek bir eş olarak da, ideal eşin nasıl olması gerektiğini tüm dünyaya öğretmiştir.

Her adımı bir nezaket, bir zarafet ve incelik barındıran Peygamberimiz, nasıl iyi bir eş olunabileceğini, huzurlu bir ailenin temelini atmanın toplum için neden önemli olduğunu bizatihi kendi yaşantısıyla göstermiştir.

Müminlerin annesi, Hz. Aişe(ra) validemiz şöyle buyurmuştur: Resulullah, hanımlarıyla baş başa kaldığında insanların en nezaketlisi ve güler yüzlüsüydü

Eve girdiğinizde ev halkına selam verin diyen efendimiz, evine her girişinde selam verirdi. Gece geç saatlerde geldiği takdirde, uyuyanı uyandırmayacak ancak uyanık olanın işitebileceği bir sesle selam vererek içeri girerdi.

Sevgiyle eşinin ellerinden tutanın günahları dökülüyor

Bir hadisi şerifte efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur: Kişi, hanımının yüzüne baktığı vakit, hanım da efendisinin yüzüne bakarsa, Allah da her ikisine rahmet nazarı ile bakar. Erkek, hanımın ellerini avucuna alınca, o da erkeğinin ellerini tutarsa, parmaklarının arasından günahları dökülür.

Efendimiz (sav), eşler arasındaki muhabbetin fiziksel temasla da hissettirilmesini istemekteydi. Çünkü biliyoruz ki, eller ve parmaklar, sevginin aktarılmasında önemli bir rol oynarlar. Netice olarak, diyebiliriz ki, eşlerin, ellerinden tutarak birbirlerine sevgiyle bakmaları bile bir sünnet-i seniyye olarak onlara sevap kazandıran bir davranış hükmüne dönüşür.

Aile fertleriyle birlikte olurdu

Peygamber efendimiz (sav), bütün yoğunluğuna rağmen, eşleriyle geçireceği / geçirmesi gereken vakitleri aksatmaz, gün içerisinde mutlaka aile fertleriyle bulunmaya özen gösterirdi. Aile üyelerinin meşru dinlenme ve eğlenme gibi ihtiyaçlarının karşılanmasında onlara kolaylık gösterirdi. Ramazan bayramındaki merasimlere eşlerini ve kızlarını da götürürdü.

Birçok rivayette geçtiği kadarıyla, özellikle Kurban bayramlarında, kurbanın kesileceği sırada, kız Hz. Fatıma`yı da hazır bulundurmuştur. Yine bir bayram günü münasebetiyle Habeşlilerin mescitte sergiledikleri gösterileri izlemek isteyen Hz. Aişe validemize, bu hususta yardımcı olmuş, onun gösteriyi izlemesine imkân ve izin vermiştir. Yine başka rivayetlerde, zaman zaman Hz. Aişe annemizle koşu müsabakaları ve yarışlar yaptığı bildirilmiştir. Efendimiz, özellikle yaptığı şaka ve esprilerle, eşleri için hayat sevinci ve mutluluk kaynağı olmuştur.

Günümüzde çok yoğun gündemi olan (!) Müslüman eşler, çocuklarına ve eşlerine vakit ayıramamakta, gerekli hassasiyeti gösterememektedirler. Bu konularda Müslüman erkekler, sürekli aile fertlerinden fedakârlık beklemektedirler. Eşine ve çocuklarına vakit ayıramayan büyük dava adamları (!) aslında çok şeylerini kaybetmiştirler. Peygamberlik gibi büyük ve meşakkatli bir görevi ifa eden efendimiz, eşlerine vakit ayırmasıyla olması gerekenin ne olduğunu göstermiştir. Zira Efendimiz (sav) şöyle buyurur: Nefsinizin, ailenizin ve her hak sahibinin, üzerinizde hakkı vardır. O halde her hak sahibine hakkını verin!

`Bu bağlamda diyebiliriz ki, Müslüman erkek, eşine ve çocuklarına has kıldığı zaman dilimleri oluşturmalı, birlikte ibadet, seyahat ve ziyaret ortamlarına sahip olmalıdır. Böylesi zaman dilimlerinin, bir eğitim-öğretim ortamı olması da sağlanabilir. Zira Sevgili Peygamberimiz özel vakit ayırarak eğittiği eşlerinin birer öğretmen haline gelmelerini sağlamıştı. Hz. Aişe`nin ashabın fakihlerinden bir olmasında ve 2210 hadis aktarmasında, onun için ayrılan vakitlerin önemli bir rolü olsa gerektir.`

Ev işlerinde eşlerine yardım ederdi

Bir kavmin efendisi ona hizmet edendir buyuran Efendimiz (sav), âlemlere rahmet olarak gönderildiği gibi, eşleri için de bir rahmet vesilesiydi. Müminlerin annesi, Hz. Aişe validemiz, Efendimizi bizlere anlatırken; Evinde elbisesini diken, ayakkabısını yamayan, keçileri sağan, kendi işlerini kendisi gören bir peygamber olarak tanıtmaktadır.

Birçok kimsenin yapmaktan kaçındığı veya kendisi için uygun görmediği bu davranışları yaparken O, çağlar ötesinden bize bir mesaj vermektedir aslında. Müslüman erkek, eşinin ev işlerini kolaylaştıracak bir takım teknolojik cihazları almak için harcayacağı paranın bir sadaka hükmünde olduğunu bilmelidir. Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur: Kişinin Allah yolunda harcadığı paraların en hayırlısı, ailesi için harcadıklarıdır.

Unutmamak gerekir ki, Efendimiz (sav), bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuştur: Sizin en hayırlınız eşine hayırlı davrananınızdır

Efendimiz'in evlilikleri

Peygamber efendimiz (sav), ilk evliliğini mübarek eşi, Hz. Hatice ile yapmıştı. Ve bu evlilik münasebetiyle 25 yıl süren bir zaman zarfında mutlu bir evlilik hayatı olmuştu. Hz. Hatice validemiz vefat edene kadar bir başkasıyla evlenmemişti. Hatice annemizin vefatından sonra bir süre yalnız yaşamış ve sonra yine dul bir hanım olan Hz. Sevde validemizle ikinci evliliğini yapmıştı.

Daha sonraki tarihlerde ise, her biri ayrı bir hikmet ve özel sebep gereği yaptığı evlilikleriyle Efendimiz, eşleri vasıtasıyla mümin kadınlara dinlerini anlatma imkanı bulmuştur.

Ben onun sevgisiyle rızıklandırıldım

Hz. Peygamber (sav), ilk eşi Hz. Hatice validemizi vefatından sonra da sık sık hatırlamış ve hayırla yâd etmiştir. Hatta Hz. Hatice validemizin hatırasına gösterdiği derin saygı, Hz. Aişe validemizin dikkatini çekmişti. Hz. Aişe, bir gün Efendimize bunun sebebini sormuştu.

Efendimiz: Allah bana ondan daha hayırlısını vermemiştir. Çünkü insanlar benim peygamberliğimi inkâr ederken, o bana inandı. Herkes beni yalanlarken o beni tasdik etti. Çevremdekiler benden mallarını esirgerken, o benim için bütün malını feda etti. Ayrıca o, çocuklarımın da annesiydi... Doğrusu ben onun sevgisiyle rızıklandırıldım! buyurmuştu.

Tarihin en aziz vefa örneği

İslam ordusu büyük bir ihtişamla Mekke`ye girmiş ve şanlı komutanı Efendimiz (sav) da hüzünlü bir şekilde terk ettiği yurduna, muzaffer bir komutan olarak geri dönmüştü. Mekke`nin yöneticileri, İslam ordusunun azameti karşısında savaşmaya bile cesaret edemeden şehri teslim etmişti.

Aynı günün akşamında, karanlık çökmeye başladığında, peygamberimize nerede gecelemek istediği sorulmuştu. Efendimiz de Hacun bölgesinde kendisine bir çadır kurulmasını istemişti. Hacun bölgesinde çadırının kurulmasını istediği yer, Cennetü`l Mualla`yı karşıdan gören bir yerdi. Efendimiz`in çadırının kurulmasını istediği yer; Hz. Hatice`nin kabrinin tam karşısındaki alandı. Muzaffer bir ordu komutanı olarak, Mekke`nin istediği en güzel evinde kalabilecekken, Hz. Hatice`nin kabrinin karşısında çadır kurdurması, Efendimiz'in yıllar önce kaybettiği eşine duyduğu derin aşkın bir yansımasıydı.

Efendimizden eşlere davranış tavsiyeleri

Hakîm İbn Mu`âviye babasından naklediyor: Ey Allahın Resulü! Dedim, bizden her biri üzerinde, zevcesinin hakkı nedir?` Şöyle buyurdu: Kendin yiyince ona da yedirmen, giydiğin zaman ona da giydirmen, yüzüne vurmaman, takbih etmemen, evin içi hariç onu terk etmemen. [Ebû Dâvud]

Kadınlara ancak kerim olanlar ikram ederler (değerli olanlar değer verirler); onlara kötülük edenler ise leîm (kötü) kişilerdir. [İbn Mâce]

Sizin hayırlınız, kadınlarına hayırlı olan (iyi davranan)dır. [Müslim]

... Erkek, ailede yöneticidir ve yönetiminden sorumludur. Kadın da kocasının evinde yöneticidir ve elinin altındakilerden sorumludur. [Buhârî, Müslim]

`Mümin, Allah korkusundan ve O`na itaatten sonra, iyi bir kadından yararlandığı kadar hiçbir şeyden yararlanmamıştır. Çünkü ona emretse sözünü dinler, yüzüne baksa kendisini sevindirir, üzerine yemin etse, yeminini doğru çıkarır, başka tarafa gitse, kendisinin bulunmadığı sırada namusunu ve malını korur.` [İbn Mâce]

`Kadın, beş vakit namazını kılar, bir aylık orucunu tutar, namusunu korur ve kocasına itaat ederse ona: Hangi kapıdan dilersen oradan cennete gir denilir.` [Ahmed b. Hanbel]
 
Geri
Üst