Resim ve Ressamlarla Sürrealizm
Sanat Akımları : Sürrealizm
1914-18 savaşı ertesinde, bu felaketi yüceltenlerin propagandalarına bir takım genç insanlar karşı çıktılar. Avrupa'nın kültür alanındaki canlı ve devingen taşıyıcıları da onlardı. En iyilerin savaşta öldüğü korkusuna kapılmış olan milliyetçiler ise, kültürel duyarlılık yönünden körelmişlerdi. Savaş öncesinde, buluşlar ve yenilikler bakımından verimli bir dönem yaşanmıştı. Resim alanında Fovizm, Kübizm gibi yeni akımlar doğmuş, Kandinsky' nin soyutlamaları, merkezi Münih'te olan ' Blaue Reiter Hareketi' ve Art Nouveau' nun Jugenstil dönüşmesiyle beliren pırıltılar, Ekspresyonizm' in yayılmasına yol açmıştı.
Savaş ertesinde, özellikle Dada hareketini geliştiği görülür. Marcel Duchamp' ın 1914'lerden beri ileri sürdüğü sanata-karşı görüşler, 1916 yılında Tristan Tzara ve Zürih'teki Cabaret Voltaire' in önderliği altında belli bir düzene sokuldu. Dadaistlerin boy hedefi, doğal olarak sanat ve özellikle akademik sanattı. Fakat bununla kalmıyor, hem siyasal ortama hem de geleneksel görüş ve davranışlara karşı cehpe alıyordu.
Sanata karşı kesin bir tavır belirleyen bu heyecan dalgası kısa bir süre durulduktan sonra bir anlamda Sürrealizmle birlikte, sanatsal etkinliklerin yenilenme kapsamı içinde, bu yenilenmenin şaşmaz niteliği olarak ortaya çıktı. Schwitters’in sesli şiirleri, bir fütürist olan Marinetti’nin ‘özgür sözcükleri’ yine bir fütürist olan Russolo’nun gürültü resitalleri, Marcel Duchamp’ın ‘hazır-yapıtları’, Picabia’nın yazılarla birleştirilmiş çizimleri, Ernst’in kolajları, gene Picabia’nın mürekkep lekeleri, Schwitters’in hurda montajları, Duchamp’ın bıyık takılmış Mona Lisa’sının yanı sıra en akla hayale gelmeyen nesnelerden yararlanmak ve uygulamada, sonucu rastlantıya bırakmakta yenilik arama peşindekileri işler arasında sayılabilirdi. Sürrealizstlerin kullandığı teknikler ve yaratıcı yaklaşımlardan çoğunun Dada akımı çerçevesinde icat edilmiş olduğu anlaşılabilir.
1914-18 savaşı ertesinde, bu felaketi yüceltenlerin propagandalarına bir takım genç insanlar karşı çıktılar. Avrupa'nın kültür alanındaki canlı ve devingen taşıyıcıları da onlardı. En iyilerin savaşta öldüğü korkusuna kapılmış olan milliyetçiler ise, kültürel duyarlılık yönünden körelmişlerdi. Savaş öncesinde, buluşlar ve yenilikler bakımından verimli bir dönem yaşanmıştı. Resim alanında Fovizm, Kübizm gibi yeni akımlar doğmuş, Kandinsky' nin soyutlamaları, merkezi Münih'te olan ' Blaue Reiter Hareketi' ve Art Nouveau' nun Jugenstil dönüşmesiyle beliren pırıltılar, Ekspresyonizm' in yayılmasına yol açmıştı.
Savaş ertesinde, özellikle Dada hareketini geliştiği görülür. Marcel Duchamp' ın 1914'lerden beri ileri sürdüğü sanata-karşı görüşler, 1916 yılında Tristan Tzara ve Zürih'teki Cabaret Voltaire' in önderliği altında belli bir düzene sokuldu. Dadaistlerin boy hedefi, doğal olarak sanat ve özellikle akademik sanattı. Fakat bununla kalmıyor, hem siyasal ortama hem de geleneksel görüş ve davranışlara karşı cehpe alıyordu.
Sanata karşı kesin bir tavır belirleyen bu heyecan dalgası kısa bir süre durulduktan sonra bir anlamda Sürrealizmle birlikte, sanatsal etkinliklerin yenilenme kapsamı içinde, bu yenilenmenin şaşmaz niteliği olarak ortaya çıktı. Schwitters’in sesli şiirleri, bir fütürist olan Marinetti’nin ‘özgür sözcükleri’ yine bir fütürist olan Russolo’nun gürültü resitalleri, Marcel Duchamp’ın ‘hazır-yapıtları’, Picabia’nın yazılarla birleştirilmiş çizimleri, Ernst’in kolajları, gene Picabia’nın mürekkep lekeleri, Schwitters’in hurda montajları, Duchamp’ın bıyık takılmış Mona Lisa’sının yanı sıra en akla hayale gelmeyen nesnelerden yararlanmak ve uygulamada, sonucu rastlantıya bırakmakta yenilik arama peşindekileri işler arasında sayılabilirdi. Sürrealizstlerin kullandığı teknikler ve yaratıcı yaklaşımlardan çoğunun Dada akımı çerçevesinde icat edilmiş olduğu anlaşılabilir.