Rüya Gibi Bir Aşk!

FiRaRi_MeLeK

Daimi Üye
Üye
Rüya Gibi Bir Aşk!
Her şey benim cesaretimle başladı. Seni gördüğüm o ilk anda, gelip yanına konuşmasaydım, dostlar arasında anlatılıp unutulacak bir anı olarak kalacaktın.


Soğuk bir kış günüydü. Rüzgarla birlikte bastıran yağmurdan kaçıp, bir kafeye sığındım. Camın kenarında boş bir masa buldum. Kahve sipariş ettim. Çantamdan kitabımı çıkarıp, okumaya başladım. Arada bir başımı çevirip, yoldan geçen arabaların farlarına bakarak, yağmurun hızını ölçüyordum. Kapı açılıyor, birileri geliyor, sanki beklediğim varmış gibi, her girene bakıyordum.

Sonra kapı açıldı, iki arkadaşınla beraber içeri girdin. Ülkenin en sevilen aktörlerinden birisiydin. Bütün gözler sana çevrildi. Neredeyse herkes seni severdi. Seni görenlerin yüzünde, istem dışı bir gülümseme oluşurdu. Ünlü gördüğünde rahatsız edecek kadar gözlerini dikip bakanlardan değildim ama sen başkaydın benim için, özeldin.

Kalbim çarpmaya başladı. Ellerimin titremesini saklamak için, fincanı masaya bıraktım. Bir an göz göze geldik, donup kaldım. Sen her zamanki asaletinle, hafifçe tebessüm ettin ve dönüp dostlarınla sohbet etmeye devam ettin. Hala sana bakıyordum.

Ayağa kalktım, yürümeye başladım. Sana gelen yol, sanki kilometreler sürüyordu. Ne söyleyeceğimi bilemeden, şuursuzca yürüyordum. Gelip masanızın yanında durdum. Gözlerimi bir saniye kırpmadan, bakıyordum. Dönüp gülümsedin yine. Ağzımdan çıkan sözlerin kontrolü artık elimde değildi. Şimdi düşününce, bir daha asla yapamazmışım gibi geliyor. O anda, sanki beni başka birisi seslendiriyormuş gibi hissediyordum.

“ Merhaba! Siz şimdi benim, imzalı resim isteyeceğimi düşünüyor olabilirsiniz ama ben sizden çok daha değerli bir şey istiyorum. Diyorum ki, sizi sevsem ben, hem de çok sevsem. Bazen ben gelip omzunuza koysam başımı, güvendiğim bir dağa yaslanır gibi; bazen de siz başınızı saklasanız göğsüme, bir annenin koynuna saklanır gibi, olmaz mı? Akşamları yorgun geldiğinizde, kahvenizi pişirsem ellerimle, güzel bir filmi birlikte izlesek, hikayeler anlatsanız bana, okuduğumuz bir kitabı tartışsak ve geceleri yatakta boşluğu sarmasa ellerimiz olmaz mı? Çok sevsem sizi, belki siz de beni ve bitse gözlerinizdeki şu yalnızlık bakışı, olmaz mı?”

Sonra nasıl gelişti olaylar, nasıl televizyon seyreder olduk akşamları el ele, hatırlayamıyorum. Artık yalnızlıkla sarılmış uykulara dalmıyoruz, sevdaya tutunduk, yaşam üstümüze hangi ağırlığıyla gelse, üstesinden geliyoruz. Artık çok mutluyuz. Ancak hep aklıma takılmıştır, o gün bir cesaret, gelip yanına konuşmasaydım, şimdi burada olur muyduk? Daha önemlisi, orada bana konuşmayı yaptıran güç neydi? Asla yapamayacağım bir şeyi yaptıran, beni yanına sürükleyen ve ağzımdan o cümleleri çıkartan, nasıl bir sihirdi? Sanırım kaderin önüne geçilmiyor. Aşk melekleri sizin için mucizeler gerçekleştiriyor…
 
Geri
Üst