SabRımın Son BahaRı..

AYTASI

Aktif Üye
Üye
SabRımın Son BahaRı..
SabRımın Son BahaRı..

Duygularımı iz ve odamdaki taburemden iteli çok zaman oldu… boynuma geçirilmiş urgandan yasaklar damlıyor kaygan soğuk betonlara…

Çekip alsan /ölü doğumlar gerçekleşmeyecek belki çekilen bu sancılardan…

Tutuklu kalan binlerce kelime vuracak kendini sahillere ve hiçbir yaşanmışlık bu kadar nedenli olmayacak çığlıklarımda… kendi uygarlığımın çöküşü değil bu sahnede gördüklerim…
İki uygarlığın tarihinde yatan benzer vukuatların sokak tavanına değmesindendir! kitaplara malzeme olması…
saman bir hayatın! kuşe baskılı romanıydı bu yüzümdeki çizgiler!

Dışı içinden fazla albeni taşıdığından kaçırıyorum ipin ucunu…oysa sabun köpüğü hayatlar hep uzak kaldığımdır…şimdi nedendir bu kayganlığım bilinmez….
korkularım kaygılarımla yüzleşme derdinde!

Yarı çıplak kanter içinde uyanılan; kaç gece daha geçer duraklarımdan?
arkaya atılan dünlere daha kaç gün sığar! dolar mı boşluğa onca yaşananlar!
hep nedenli kaçışlar varken; yanıtlar hangi kırılan bardakta güme gider bilinmez...

Firar etmiş yüreğe çarpan kaç araç açıklar bu spazmların nedenini… büyük bir depremin öncüsü müydü bu sarsıntılar… beynimin odalarından nakil edilirken yüreğime! haber verecek zaman da mı yoktu yoksa /telaşın hangi dolu çekmeceden sarkıyordu damarlarıma…
hangi sıcaklığa meydan okuyordu ellerin?
ocağı mı açık unuttun! güneşe mi komşu oldu gözlerin!
yoksa mesul değil misin ağustos sıcağında yangın çığlıklarıma!
gecelerimi besliyordu düşünmek
taze bir sabaha uyanan demli çay oluyordun dudaklarımda

oysa tuğlalar biriktiriyorum geceye /güne kavuşmasın diye
çırılçıplak ayinlerde basılıyor düşlerim
öyle yalın /öyle soğuk bir duruşla kalakalıyor geçmiş / tenimde izlerin!
yokluğun yankılanıyor beynimde; kaçıncı dik duruşum asfaltlanmış yüreğime inat
belki hayata inat; yaşlanmayışı sevmelerin! ! !

Yokluğunun rengi çökmüşken üzerime bir gün batımı /acaba diyorum!
acaba kaç aydınlık kapatır yalnızlığımı?

Arzularımı bileyip en sert yerinden dokunmak istiyorum hayata…öylesine güçlü öylesine ince bir sızıyı ağırlarken damarlarımda ruhuma atılan çizikleri kapatmaya yetmiyor birkaç boya fırçası!

Yine krizleri tutuyor yüreğimin /midemin asitleri tavan yapıyor!
ya açlıktan ya da yokluğuna nöbetçi sevmelerin! …

henüz yüreğim kepenklerini indirmeden sevdaya / dokun titrek mahcup dudaklarıma!
bağırsın eriyen yüreğim avuçlarında

sev beni!

nevalenden dökülsün damla damla ihanet!

ve kimse görmesin / tut ucundan…..hadi kapat perdeyi! ! ! (alinti)
 
Geri
Üst