|| Sevgi Kırıntıları ||

Angel_tears

Yeni Üye
Üye
|| Sevgi Kırıntıları ||
Son zamanlarda nereye gitseniz, kimin gözlerinin içine baksanız derin bir mutsuzluk ya da bıkkınlık ifadesi göreceksiniz. Mutsuz olmak için o kadar çok sebep var ki, mutluluk dünyayı terk etmiş, bambaşka bir gezegene göç etmiş zannedersiniz. Deprem korkusu, ekonomik kriz, işsizlik, savaşlar, terör eylemleri ve daha birçok sebep yüzünden yaşamaktan bıkan, yaşamayı sevmeyen bir toplum haline geldik. Hiç kimseyi, hiçbir şeyi, hatta kendimizi bile sevmiyoruz artık, çünkü sevmeyi bilmiyoruz.


Sevgi emek isteyen, çaba isteyen bir duygudur. Oysa biz kendi sorunlarımıza o kadar gömülmüşüz ki öfke, nefret, kızgınlık gibi kolayca ifade edebildiğimiz duygular varken, çaba isteyen bir duygudan devamlı kaçıyoruz.


Bizler sevmeyi, sevsek de ifade etmeyi bilmiyoruz, buna rağmen sevgisizlikten, sevilmemekten şikayet etmeye devam ediyoruz. Ama bilmediğimiz bir duyguyu nasıl bulabilir, nasıl başkalarından bekleyebiliriz ki?


Elbette ki sevgi karşılık bulduğu zaman büyür, çoğalır. Ama karşılık alamasak bile, bize verdiği mutluluk, dudaklarımıza getirdiği tebessüm yetmez mi? Hem sevginin tek bir çeşidi yoktur. Sadece karşılık alabileceğimiz sevgiler aramak büyük bir hata olur. İnsan bir çiçeği, bir hayvanı, hatta cansız bir varlığı da sevebilir.


Örneğin size uğur getirdiğine inandığınız bir kolyeyi, üzerinde oturup kitap okuduğunuz eski bir koltuğu veya çocukluğunuzdan kalan ama artık bir kolu kopmuş oyuncak bebeğinizi de sevebilirsiniz. Tabi ki bu sevginin en kolay çeşididir çünkü karşınızdakinin sevgisini kazanmak için çaba sarf etmeniz gerekmez, nasılsa karşınızdaki canlı değildir ve duyguları yoktur. Ama bu bile bir başlangıçtır.


İnsan ilişkilerinde ise sevginize karşılık bulabilmenizin ilk koşulu, önce sevginizi ifade etmeyi bilmek ve bunu başarabilmektir. Gerisi kendiliğinden gelecektir. Eğer seviyorsanız ve karşılığında seviliyorsanız, mutlu olmak için başka hiçbir şeye ihtiyaç duymamalısınız.


Biraz daha mutlu bir insan olmak istiyorsanız, sevmek için geç kalmış sayılmazsınız. İşe en kolayından başlayın. Baharda açan çiçekleri görmek için etrafınıza bakmanız yeterli. Daha sonra çok az bir çaba sarf edeceğiniz adım atın. Mesela pencerenizin önündeki serçeye biraz ekmek verebilirsiniz. Sonra bir gün bir bakmışsınız ki deniz kenarına gidip martıları besliyorsunuz ya da sadece sizin olacak bir evcil hayvan almışsınız. İçinizdeki sevgi yavaş yavaş büyüyüp taşar hale geldiğinde, komşularınıza veya her gün ekmek aldığınız bakkala karşı daha sevecen olabilir, en azından her sabah hatırlarını sorabilirsiniz. Bu halkalar birleştikçe içinizdeki sevgi kırıntıları çoğalacak; çok daha fazla sevecek, sevilecek, çok daha mutlu bir insan olacaksınız.


Yeter ki sevmeyi ve sevginizi paylaşmayı bilin.
smile.gif
 
Geri
Üst