Şiddetin Eğitim Amaçlı Kullanılması

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Şiddetin Eğitim Amaçlı Kullanılması
Bebeklik, çocukluk gençlik çağında belirli davranışları önlemek için anne - babanın, çevre ve toplumun korkutma, yıldırma gibi şiddet kapsayan davranışları eğitim amacıyla kullanması, zamanla şartlı davranışların genelleşmesine yol açar. Ebeveynin, gencin giyeceğine, yiyeceğine, eve geliş gidiş saatine karışması; kendi isteklerini yaptırmak için korku, yıldırma, şiddet içeren yöntemler kullanması, gençte kırgınlık ve öfke meydana getirir. Bu kırgınlık ve öfkeye bağlı davranışlar, her türlü karşı çıkma ve karışma durumunda ortaya çıkarsa, şartlanmanın genelleşmesinden söz edilebilir.

Saldırganlık ve şiddet içeren uyaranların sürmesi, bunlara karşı ortaya çıkan kırgınlık ve öfke, saldırgan davranışlar ve şiddet eylemleri gibi şartlı davranışların sönmesine; bir süre sonra kendiliğinden ya da aynı uyaranla geri gelmesine yol açar. Olur olmaz sebeple kızıp öfkelenen, bağırıp çağıran, vurup kıran insanlar, içinde bulundukları toplumsal ortamda başkalarıyla ilişkilerinde saldırganlık ve şiddet içeren davranışları sürdürürler. Bunlara karşı ortaya çıkan kırgınlık ve öfke, saldırgan davranışlar ve şiddet eylemleri gibi şartlı davranışların pekişmesine, arada sönse bile, bir süre sonra kendiliğinden ortaya çıkmasına sebep olurlar.

Ödül ve ceza yoluyla öğrenme, çocuğun ve gencin eğitiminde, bir davranışın kazanılması ve pekişmesinde önemli rol oynar. İnsanın çağına, yaşına, konumuna, durumuna, rolüne, yerine göre ödül ve cezanın niteliği değişir. Gençlerle ergenlik, çocukluk dönemlerinde ortaya çıkan acımasız, katı, keskin, kırıcı, sert, ters davranışların; kabadayılık taslayan, vuran kıran şiddet eylemlerinin erkeklik vasfı olarak hoşgörüyle karşılanması, kabul edilmesi, aileden, çevreden, toplumdan anlayış ve destek görmesi olumlu pekiştirici rolü oynar.

Deneme yanılma yoluyla öğrenmede, öğrenme sürecinde kazanılan davranış kalıpları mekanik olarak kullanılarak, karşılaşılan engellerin aşılması, sorunların çözülmesi denenir. Denemeler başarılı olursa kullanılan davranış kalıpları benimsenir. Denemeler başarısız kalırsa yeni davranış kalıpları araştırılır. Engel aşmada, sorun çözmede saldırgan davranışları, şiddet eylemlerini deneyen insanlar, gruplar ve toplumlar bunların etkili ve geçerli olduğunu gördükçe her fırsatta tekrarlayıp günlük hayatın ayrılmaz bölümü durumuna getirirler. Maç sırasında yenik takımın yandaşları bağırıp çağırarak; hakeme ya da karşı takıma sövüp sayarak; sahaya para, şişe, sopa, taş atarak; korkutarak, yıldırarak hakemin kararlarını etkileyip, takımlarının galibiyetini sağlayabilirlerse, ya da maç tekrarlanırsa ödüllendirilmiş olurlar. Saldırganlık ve şiddet öğeleri içeren davranışları pekiştirip bütün maçlarda, hatta başka durumlarda kullanmayı alışkanlık durumuna getirirler.

Örnek alarak öğrenme, başkalarının eylemlerini gözleyerek, kazanılan davranış kalıplarından oluşan öğrenme biçimidir. Bu tip öğrenmeye ?gözleyerek öğrenme?, ?taklit ederek öğrenme?, ?toplumsal öğrenme? adları da verilir. İnsanlar, her çağda ve yaşta toplumsal öğrenmeyle değişik ve yeni davranış kalıpları kazanırlar. Özellikle çocukların ve gençlerin davranışları, tutumları, eylemleri; örnek alarak ya da toplumsal öğrenme sonucu oluşur. Teorik olarak çocuk ve genç kişiliğini, anneden, babadan, yakın ve uzak çevreden, toplumdan gelen örneklerle kazanır, geliştirir. Bu örneklerin saldırgan davranışlar ve şiddet eylemleri içermesi, benzer davranış kalıplarını kullanan kuşakların yetişmesine yol açar.

Saldırgan davranışları ve şiddet eylemlerini içeren örneklerin, ekonomik ve kültür düzeyi düşük olan toplum kesimlerinde bulunan erkekler arasında daha çok bulunduğu gözlenmiştir. Bu düzeyler yükseldikçe, bu örneklerin azaldığı, ancak insanlar arası iletişim bozan mimik, hareket, söz gibi saldırgan davranışların arttığı görülmüştür.

Saldırgan davranışlara ve şiddet eylemlerine ilişkin örnekler çoğaldıkça, bunların etkinliği görüldükçe, bireylerin bunları benimsemesi, toplumsal boyutlara ulaşması, genelleşmesi, yayılması artar. Toplum, saldırgan davranışlar ve şiddet eylemleriyle ilişki kuran, bunların yolunu, yöntemini meydana getiren, eğitimini, öğrenimini veren bir okul durumuna gelir.
Kişiliğin değişme, gelişme ve olgunlaşma sürecinde onu oluşturan katmanlarda yer alan olumsuz etkenler kişilik bozukluğuna yol açar. Kişilik bozukluğu gösteren insanlar, ruhsal hayatlarındaki çatışma sebebiyle insanlarla, içinde bulundukları aile çevre, toplum ve kültürle sağlıklı ilişki kuramazlar. Toplumun davranış kalıplarına, davranış örneklerine uyum sağlayamazlar. İçgüdülerden, dürtülerden kaynaklanan davranışları bastıramazlar, denetleyemezler. Bu sebeple gerekli gereksiz, yerli yersiz kızıp öfkelenirler. Doğaya, insanlara, nesnelere yönelik saldırılar yapar, şiddet eylemlerinde bulunurlar.
 
Geri
Üst