Siz hiç bu kadar sevdiniz mi?

kaprisli

Yeni Üye
Üye
Siz hiç bu kadar sevdiniz mi?


Bu Yazıyı Sonuna Kadar Bıkmadan Okuyun Eminimki Ağlıcaksınız AĞlamassanız Bilene Gözleriniz Dolucak Garantisini Veriyorum...


>>> >>BU KADAR SEVEBİLİRMİSİNİZ!!!!
>>>>>
>>>>>>Bir otobüs durağında karşılaşmışlardı ilk kez.... Biri
>>>>>
>>>>>>tıpta okuyordu, öbürü mimarlıkta. O ilk karşılaşmadan
>>>>>
>>>>>>sonra, bir kere, bir kere, bir kere daha
>>>>>
>>>>>>karşılaşabilmek için, hep aynı saatte, aynı duraktan,
>>>>>
>>>>>>aynı otobüse bindiler. Gençtiler, çok genç...
>>>>>
>>>>>>Birbirileriyle konuşacak cesareti bulmaları biraz
>>>>>
>>>>>>zaman aldı ama sonunda başrdılar. İkisi de her sabah
>>>>>
>>>>>>otobüse bindikleri semtte oturmuyorlardı aslında.
>>>>>
>>>>>>Delikanlı arkadaşında kaldığı için o duraktan binmişti
>>>>>
>>>>>>otobüse, kız ise ablasında....
>>>>>
>>>>>>Sırf birbirilerini görebilmek için, her sabah erkenden
>>>>>
>>>>>>evlerinden çıkıp,Sehrin öbür ucundaki o durağa,
>>>>>
>>>>>>onların durağına geldiklerini, gülerek
>>>>>
>>>>>>İtiraf ettiler bir süre sonra...
>>>>>
>>>>>>Okullarını bitirince hemen evlendiler. Mutluydular hem
>>>>>
>>>>>>de çok mutlu... Bazen işsiz, bazen parasız kaldılar
>>>>>
>>>>>>ama öylesine sıkı kenetlenmişti ki yürekleri ve elleri
>>>>>
>>>>>>hiçbir şeyi umursamadılar. Ayın sonunu zoR
>>>>>
>>>>>>getirdikleri günlerde de ünlü bir doktor ve ünlü bir
>>>>>
>>>>>>mimar olduklarında da hep mutluydular. Zaman aşımına
>>>>>
>>>>>>uğrayan, alışkanlıklara yenik düşen,bankahesabında
>>>>>
>>>>>>para kalmadığı için ya da tam tersine o hesabı daha da
>>>>>
>>>>>>kabarık hale getirmek uğuruna bitip-tükeniveren
>>>>>
>>>>>>sevgilerden değildi onlarınki...
>>>>>
>>>>>>Günler günleri, yıllar yılları kovaladıkça sevgileri
>>>>>
>>>>>>de büyüdü, büyüdü... Tek eksikleri çocuklarının
>>>>>
>>>>>>olmamasıydı. Zorlu bir tedavi sürecine rağman çocuk
>>>>>
>>>>>>sahibi olmayınca, "bütün mutlulukların bizim olmasını
>>>>>
>>>>>>beklemek, bencillik olur" diyerek devam ettiler
>>>>>
>>>>>>hayatlarına. Çocuk yerine, sevgilerini büyüttüler...
>>>>>
>>>>>>"Senin için ölürüm" derdi kadın, sımsıkı sarılıp adama
>>>>>
>>>>>>ve adma"Hayır, ben senin için ölürüm" diye yanıt
>>>>>
>>>>>>verirdi hep...
>>>>>
>>>>>>Bazen eve geldiğinde, aynanın üzerinde bir not
>>>>>
>>>>>>görürdü kadın, "Bir tanem,kütüphanenin ikinci rafına
>>>>>
>>>>>>bak...." Kütüphanenin ikinci rafında başka bir not
>>>>>
>>>>>>olurdu, "Mutfaktaki masanın üzerine bak ve seni çok
>>>>>
>>>>>>sevdiğimi sakın unutma" Mutfaktaki masadan, salondaki
>>>>>
>>>>>>dolaba sevgi dolu notları okuya
>>>>>
>>>>>>Okuya koşturan kadın, sonunda kimi zaman bir demet
>>>>>
>>>>>>çiçek, kimi zaman en
>>>>>
>>>>>>Sevdiği çikolatalar, kimi zaman da pahalı armağanlarla
>>>>>
>>>>>>karşılaşırdı...
>>>>>
>>>>>>Aldığı hediyenin ne olduğu önemli değildi
>>>>>
>>>>>>zaten....Hayat ne kadar hızlı akarsa aksın, işleri ne
>>>>>
>>>>>>kadar yoğun olursa olsun hep birbirlerine ayıracak
>>>>>
>>>>>>zaman buluyorlardı bulmasına ama kırklı yaşların
>>>>>
>>>>>>ortalarına geldiklerinde, daha az çalışmaya karar
>>>>>
>>>>>>verdiler. Adam, hastaneden ayrıldı ve muayenehanesinde
>>>>>
>>>>>>hasta kabul etmeye başladı. Kadın da mimarlık bürosunu
>>>>>
>>>>>>kapadı ve sadece özel projelerde görev aldı. Artık
>>>>>
>>>>>>daha fazla beraber olabiliyorlardı. Bir gün sahilde
>>>>>
>>>>>>dolaşırken, harap durumda bir ev gördü kadın, üzerinde
>>>>>
>>>>>>"satılık" levhası asılı olan.
>>>>>
>>>>>>"Ne dersin, bu evi alalım mı?" dedi adama. "Bu
>>>>>
>>>>>>viraneyi yıktırır, harika bir ev yaparız. Projeyi
>>>>>
>>>>>>kafamda çizdim bile. Kocaman terası olan, martıları
>>>>>
>>>>>>kahvaltıya davet edeceğimiz bir deniz evi yapalım
>>>>>
>>>>>>burayı..."
>>>>>
>>>>>>"Sen istersin de ben hiç hayır diyebilirmiyim?\" diye
>>>>>
>>>>>>yanıt verdi adam. "Amerika'daki tıp kongresinden döner
>>>>>
>>>>>>dönmez ararım emlakçıyı... Kaç para olursa olsun
>>>>>
>>>>>>burası bizimdir artık...."
>>>>>
>>>>>>Sadece bir hafta ayrı kalacaklarını bildikleri halde,
>>>>>
>>>>>>ayrılmaları zor oldu adam Amerika'ya giderken. Her
>>>>>
>>>>>>gün, her saat konuştular telefonla. Gözyaşları içinde
>>>>>
>>>>>>kucaklaştılar havaalanında. Fakat birkaç gün
>>>>>
>>>>>>sonra,kocasında bir tuhaflık olduğunu fark etti kadın.
>>>>>
>>>>>>Eskisi kadar mutlu görünmüyor, konuşmaktan
>>>>>
>>>>>>kaçınıyordu. Onu neşelendirmek için, sahildeki
>>>>>
>>>>>>Evi hatırlattı ve çizdiği projeyi verdi kadın ama hiç
>>>>>
>>>>>>beklemediği bir cevap aldı: "Canım, o ev bizim
>>>>>
>>>>>>bütçemizi aşıyor. Sen en iyisi o evi unut...
>>>>>
>>>>>>"Mutsuzluk, mutluluğun tadına alışmış insanlara daha
>>>>>
>>>>>>da acı, daha da çekilmez gelir. Kadın, hiç sevmedi bu
>>>>>
>>>>>>beklenmedik misafiri. Derdini söylemesi için yalvardı
>>>>>
>>>>>>adama, "Senin için ölürüm, biliyorsun, ne olur anlat"
>>>>>
>>>>>>diye dil döktü boş yere... Yıllardır sevdiği adam,
>>>>>
>>>>>>duyarsız ve sevgisiz biriyle yer değiştirmişti sanki.
>>>>>
>>>>>>Ona ulaşmaya çalıştıkça, beton duvarlara çarpıyordu
>>>>>
>>>>>>kadın, her çarpmada daha fazla kanıyordu yüreği...
>>>>>
>>>>>>Bir gün, çocukluğunun, gençliğinin ve bütün hayatının
>>>>>
>>>>>>birlikte geçtiği arkadaşına dert yanarken, "Artık
>>>>>
>>>>>>dayanamıyorum, sana söylemek zorundayım" diye sözünü
>>>>>
>>>>>>kesti arkadaşı. "O, seni aldatıyor. İş yerimin tam
>>>>>
>>>>>>karşısındaki restoranda genç bir kadınla yemek yiyiyor
>>>>>
>>>>>>her öğlen. Sonra sarmaş dolaş biniyorlar arabaya...."
>>>>>
>>>>>>"Sus, sus çabuk, duymak istemiyorum bu yalanları" diye
>>>>>
>>>>>>bağırdı kadın.
>>>>>
>>>>>>Onca yıllık arkadaşını, kendisini kıskanmakla
>>>>>
>>>>>>suçladı....
>>>>>
>>>>>>Ertesi gün, öğle vakti o restoranın hemen karşısında
>>>>>
>>>>>>bir köşeye sindi sessizce ve peri masallarının sadece
>>>>>
>>>>>>masal olduğunu anladı... Kocasının eskiden aynı
>>>>>
>>>>>>hastanede çalıştığı genç çocuk doktorunu tanıdı hemen.
>>>>>
>>>>>>Bazen evlerinde ağırladıkları kadına nasıl sarıldığını
>>>>>
>>>>>>gördü adamın...
>>>>>
>>>>>>Akşam kocası eve gelir gelmez, bazen bağırıp, bazen
>>>>>
>>>>>>ağlayarak, bazen ona sımsıkı sarılıp bazen de
>>>>>
>>>>>>yumruklayarak haykırdı suratına her şeyi. İnkar etmedi
>>>>>
>>>>>>adam. Zamanla duyguların değişebildiği, insanların
>>>>>
>>>>>>orta yaşa geldiklerinde farklılık aradığı gibi bir
>>>>>
>>>>>>şeyler geveledi ağzında ve bavulunu alıp gitti evden.
>>>>>
>>>>>>Kapıdan çıkarken, "son bir kez kucaklamak isterim
>>>>>
>>>>>>seni" diyecek oldu ama kadın, "defol" dedi nefretle...
>>>>>
>>>>>>İlk celsede boşandılar... Modern bir aşk hikayesinin
>>>>>
>>>>>>böyle son bulmasına kimse inanamadı. Arkadaşlarının
>>>>>
>>>>>>desteğiyle ayakta kalmaya çalıştı kadın. Adamın,
>>>>>
>>>>>>sevgilisiyle birlikte Amerika'ya yerleştiğini öğrendi.
>>>>>
>>>>>>Bazen yalnız kaldığında, onu hala sevdiğini
>>>>>
>>>>>>hissedince, ağlama nöbetleri geçiriyor, aşkın yerini,
>>>>>
>>>>>>en az onun kadar yoğun bir duygu olan nefretin alması
>>>>>
>>>>>>için dua ediyordu.
>>>>>
>>>>>>Aradan bir yıl geçti... Her şeyin ilacı olduğu
>>>>>
>>>>>>söylenen zaman bile,kadının
>>>>>
>>>>>>derdine çare olamamıştı. Bir sabah, ısrarla çalan
>>>>>
>>>>>>zilin sesiyle uyandı. Kapıyı açtığında, karşısında o
>>>>>
>>>>>>kadını gördü. "Sen, buraya ne yüzle geliyorsun" diye
>>>>>
>>>>>>bağırmak istedi ama sesi çıkmadı. "Lütfen, içeri
>>>>>
>>>>>>girmeme izin ver, mutlaka konuşmamız gerekiyor." dedi
>>>>>
>>>>>>genç kadın. Kanepeye ilişti ve zor duyulan bir sesle
>>>>>
>>>>>>konuşmaya başladı:
>>>>>
>>>>>>"Hiçbir şey göründüğü gibi değil aslında. Çok üzgünüm
>>>>>
>>>>>>ama o bir saat önce öldü. Geçen yıl Amerika'daki
>>>>>
>>>>>>kongre sırasında öğrendi hastalığını ve yaklaşık bir
>>>>>
>>>>>>senelik ömrü kaldığını.Buna dayanamayacağını, hep
>>>>>
>>>>>>söylediğin gibi onunla birlikte ölmek isteyeceğini
>>>>>
>>>>>>biliyordu. Seni kendinden uzaklaştırmak için, benden
>>>>>
>>>>>>sevgilisi rolünü oynamamı istedi. Ailesine de haber
>>>>>
>>>>>>vermedi. Birlikte Amerika'ya yerleştiğimiz yalanını
>>>>>
>>>>>>yaydı. Oysa ilk karşılaştığınız otobüs durağının
>>>>>
>>>>>>karşısında bir ev tutmuştu. Tedavi görüyor ve
>>>>>
>>>>>>kurtulacağına inanıyordu ama olmadı. Gece fenalaşmış,
>>>>>
>>>>>>bakıcısı beni aradı, son anda yetiştim.
>>>>>
>>>>>>Sana bu kutuyu vermemi istedi..." Gözlerinden akan
>>>>>
>>>>>>yaşları durduramayacağını biliyordu kadın. Hemen
>>>>>
>>>>>>oracıkta ölmek istiyordu.
>>>>>
>>>>>>Eline tutuşturulan kutuyu açmayı neden sonra akıl
>>>>>
>>>>>>edebildi. İtinayla katlanmış bir sürü kağıt duruyordu
>>>>>
>>>>>>kutuda. İlk kağıtta, "Lütfen bütün notları sırayla oku
>>>>>
>>>>>>bir tanem"diyordu...
>>>>>
>>>>>>Sırayla okudu; "Seni çok sevdim", "Seni sevmekten hiç
>>>>>
>>>>>>vazgeçmedim",
>>>>>
>>>>>>"Senin için ölürüm derdin hep, doğru söylediğini
>>>>>
>>>>>>bilirdim." "Fakat benim için ölmeni istemedim" "Şimdi
>>>>>
>>>>>>bana söz vermeni istiyorum." "Benim için
>>>>>
>>>>>>yaşayacaksın, anlaştık mı?" son kağıdı eline alırken,
>>>>>
>>>>>>kutuda bir anahtar olduğunu gördü kadın... Ve son
>>>>>
>>>>>>kağıtta şunlar yazılıydı:
>>>>>
>>>>>>"Sahildeki evimizi senin çizdiğin projeye göre
>>>>>
>>>>>>yaptırdım. Kocaman terasta martılarla kahvaltı
>>>>>
>>>>>>ederken, ben hep seni izliyor olacağım...."




itiraf edeyim benim gözlerim doldu:D:D





alıntı
 
Geri
Üst