Şizofreni

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Şizofreni
Psikoz dediğimiz hastalıklara psikiyatride sık rastlanır. Bunlar genellikle kronik, yani uzun süren hastalıklardır. Bu grup içinde en çok karşılaşılan şizofrenidir. Şizofreni dışında süre olarak şizofreniden kısa süren psikotik hastalıklar yanında kronik olarak seyreden hezeyanlı bozukluk da görülebilen hastalık tablolarıdır.

Şizofreni Nedir?
Genellikle genç yaşlarda başlayan, kişiyi gerçeklerden, dış dünyadan koparıp kendi içe kapanık dünyasında yaşatan, düşünce, idrak, konuşma ve davranış problemleri gösterebilen bir ruh hastalığıdır. Eski dönemlerde kullanılan ?erken bunama? ifadesi artık kullanılmamaktadır. Genellikle 15-40 yaşları arasında ortaya çıkar ve toplumda ortalama yüz kişiden birinde görülür. 40-45 yaşlarından sonra nadiren ortaya çıkar.

Sebebi nedir?
Sebebi kesin olarak bilinmemektedir.
· Kalıtımsal
· Biyokimyasal
· Çevresel faktörlerin rol oynayabildiği söylenebilir.
Şizofreni, kalıtımsal yatkınlık zemininde çevresel faktörlerin etkisiyle ortaya çıkabilen bir hastalıktır. Genetik etki çevresel etkiden ağır basmaktadır. Şizofren birinin çocuğunda şizofreni çıkacağını söylemek doğru değildir. Bir hastanın birinci derece akrabalarında ortalama şizofreni riski %8-10?dur. Ana-babadan biri hasta ise risk %12.5-13.8, ana-babanın ikisinin de hasta olması halinde risk %35-46?dır.

Başlangıcı ve seyri nasıldır?
Şizofreni çok değişik gidiş ve sonlanış özellikleri gösterir. Sinsi ve yavaş şekilde başlayabildiği gibi, ani-birdenbire şeklinde ve her çeşit psikolojik stresle de başlayabilir. Seyri sırasında alevlenmeler gösterebilir. Bu alevlenmeler kendiliğinden veya tedavi ile yatışabilir. Bazı hastalık tabloları ise kronikleşir ve süregen bir seyir izler. Hastalık bazı insanlarda ise iyileşmeler ve tekrarlanmalarla devam edebilir. Kimi hastalarda da az çok, hatta tamamen iyileşme söz konusu olabilir. Hastaneye yatarak tedavi edilmiş hastalar, sürekli ilaç kullanmış olsalar bile, yaklaşık %35-40?ı ilk yıl içinde ikinci bir nöbet gösterebilirler. Nöbet sayısı arttıkça kronikleşme ihtimali artar. Hastalığın gidişi ve sonlanışını önceden kestirmek hemen hemen imkansızdır. Yıllarca ağır şizofrenik durumda olup da normale yakın sosyal ve iş uyumu yapabilecek kadar iyileşenler az değildir. İzleme çalışmaları şizofreniklerin en az %30-40?ının orta ve iyi derecede düzeldiklerini, aile, iş ve sosyal uyum yapabildiklerini göstermektedir.

Belirtileri Nelerdir?
Şizofreni için tipik sayılacak bir belirti yoktur. Hasta görünümü, konuşması, kendini ifade etmesi, düşünce ve davranış problemleri ile kendini belli eder.
· Önemli hasta grubunda belirgin ilgisizlik, donukluk ve vurdumduymazlık söz konusudur.
· Kendilerine bakımları azalır ve tuhaf giysiler içinde görülebilirler.
· Konuşma bazen anlaşılır olabilirken, bazen de dağınık, belirsiz ve tutarsızdır. Gereksiz ayrıntılar, kelime uydurmalar ve ses olarak birbirini çağrıştıran kelimelerle dolu olabilir.
· Darmadağınık, tuhaf, tekrarlayan hareketlerin yapılması ve kendisine veya başkalarına yönelik saldırgan davranışlar şeklinde davranış problemleri yaşanacağı gibi, davranış hiç hareket etmeme, devamlı bir noktaya bakarak hiç konuşmama veya her şeye karşı çıkma şeklinde de ortaya çıkabilir.
· Bazı şizofrenler önemli düşünce bozuklukları yaşarlar. Başkaları tarafında takip edildiklerine, öldürüleceklerine, kendilerine kötülük yapılacağına gerçekten inanabilir, dışarı çıkmaktan korkar ve kendilerini eve kapatabilirler. Çevrede olup biten her şeyi kendileri için yorumlarlar. TV?den, radyodan mesajlar aldıklarına, düşüncelerinin okunduğu, yayınlandığı ve çalındığını iddia edebilirler.
· Şizofrenide çoğu hasta sesler duyabilir. Bunlar genellikle olumsuz sözler, küfürler, komutlar, yaptığı eylemleri tanımlayıcı seslerdir. Hastalar bu seslere cevap vererek karşılarında biri varmış gibi konuşurlar. Zaman zaman da gözlerinin önüne çeşitli görüntüler geldiğini ifade edebilirler.


Seyrini etkileyen faktörler nelerdir?
· Erken başlayan, sinsi ve yavaş ilerleyen, başlaması için bir sebep bulunmayan, ailesinde kalıtımsal yüklülüğü bulunan, hastalık öncesinde içine kapanık olan, bekar olan hastaların seyri genellikle kötüdür.
· Hastalık öncesi kişinin sosyal becerileri gelişmiş durumda ise okul, aile ve mesleksel konularda iyi durumda ise hastalığın gidişi ve sonucu daha iyi olacaktır.
· Toplumda, ailede ve hastanın kendisinde beklentiler düzeyi yüksek olduğu oranda hastalığın seyri kötüleşmektedir.
· Gelişmekte olan ülkelerde şizofreni seyri gelişmiş ülkelere göre daha iyi bulunmuştur.
· Hastaneye yatış sayısının çok ve sürelerinin uzun oluşu durumlarında ve çok eleştirici, hastaya aşırı düşkün ve karışan ailelerde seyir olumsuzdur.
· Hastalık derin uyum bozukluğuna yol açacak niteliktedir. Beklenti seviyesi düşürülmedikçe hasta ve ailesi büyük stres altında kalmaya devam edecektir. Bu da seyri olumsuz etkileyebilmektedir.
· Tedaviye düzenli devam eden, aileleri yakın işbirliği kuran ve sürdüren hastalarda seyir daha iyi görünmektedir.
 
Geri
Üst