Su Gibi...

destina_

Yeni Üye
Üye
Su Gibi...
Sulu şakalar yapıp,

Sudan sebeplerle ayrılıyoruz…

Sulu yemek seviyor.

Kendimizi suyun akışına bırakıyoruz…

Çok ağlayana “sulu göz”…

Şımarana “sululuk yapma" diyoruz…

Gidenlerin ardından maşrapalarla su döküyor, yaşlı gözlerle kendi kendimize mırıldanıyoruz;

“Su gibi git, su gibi gel.”

Gözyaşlarımızla beraber, içimiz kan ağlayarak toprağa verdiklerimizin mezarını suluyor…

Giderken de ibriği saklasın diye gül ağacına emanet ediyoruz.

Fidan ekiyor, su döküyor, adına can suyu diyoruz…

Velhasıl ölüyü de, diriyi de sulayıp!

Su gibi aziz oluyoruz…

Taşı sıksak suyunu çıkartıyor.

Sinirlenince bir bardak suda fırtına kopartıp!

Çileden çıkınca bir kaşık suda boğmak istiyoruz.

Akraba düğünlerinde kalburla su taşıyor.

Sevdiğimizin eli sıcak sudan, soğuk suya girsin istemiyoruz.

Zamanla beraber, köprülerin altından çok su akıyor...

Eline su dökemediğiz insanları unutup,

Tesadüf karşılaşmalarda vefasızlığımız anlaşılmasın diye!

Havadan, sudan konuşuyoruz.

Saman altından su yürüttüğümüz dönemler de oluyor elbet…

İşimize gelmediğinde mızıklanıyor.

Laf aramızda su koy veriyoruz.

Pişmiş aşa su katanlara kızıyor.

Sudan ucuzsa satın alıyor.

Su içinde ederini belirliyoruz.

Para suyunu çekince üzülüyor.

Suyun başındaki bizsek!

Su akarken testimizi dolduruyoruz…

Aramızdan su sızmayan arkadaşlarımız oluyor…

Beraber yürüdüğümüz yollarda ayaklarımıza kara sular iniyor…

Bazen aç, susuz kalıp.

Bazen de hayatın suyuna banıyoruz…

Kısaca dostlar sulu geldik, susuz gidiyoruz…

_alıntı
 
cok güzel bi yaziydi. Paylasimin icin tskler
 
Geri
Üst