yine uzuuun bir aradan sonra merhaba
bugün konuşmak istemiyor canım.herkes kendi derdine düşmüş.bu benim için de geçerli.dertsiz tasasız günleri yok insanoğlunun.acaba birşeyleri garantileme ,rayına oturtma derdinden mi sadece kendimizi çok düşünür olduk.ben ticaretten anlamam kardeş,yanımda BCG aşısı yapamayan hemşireyi istemem.ama ticari bir işe adım atıyorsan ve o hemşireye dönüp hallederiz boşver diyorsan eğer susacaksın.çünkü istemediğin şeylerin başına gelmesine sebep olan sensin.
yağmur yağıyor,feci bir rüzgar da var.bazen buranın havasını seviyorum.tam ruhuma uygun seyrediyor.içimde fırtına kopuyor o ayrı.ben de bencilleşmişim.eskiden koşulsuz sevmeyi,değer vermeyi,karşılıksız herşeyi paylaşmasını bilirdim ve severdim.annem aptal derdi bana ama keriz yerine konmanın da bir mutluluğu olurmuş meğersem
dışarda feci bir rüzgar var ve odamdaki balkon kapısı kenarlardan rüzgarın geçişine engel olamadığı için bir ses çıkarıyor ve bu sesten ayrı derin bir uğultu var dışarda.uğultular aslında çıkan kalın polifonik seslerdir değil mi,burdaki uğultu ince bir ses.biraz daha kuvvetli çıkacak olsa birinin çığlık attığını düşünebilrsiniz.sanki bir yerlerde bir eşya bir cisim acı acı çığlık atıyor.belki de benim şuanki hislerim sese dönüşecek olsa o acı çığlığa benzeyecekmiş gibi.
ben bir işe yaramayan beceriksiz,hatta yeri geldiğinde çok süper bir aptal olabiliyorum.bunu yadırgamıyorum.Allah'ım neden böyleyim demiyorum.neden daha iyi olmak için gereken çabayı gösteremiyorum,neden acele ediyorum ve neden daha mantıklı düşünmek için elimden geleni yapmıyorum,neden hiçbir şeyi ciddiye almadan hareket ediyorum ve neden olgun bir insan gibi davranmıyorum,neden dengesizim.bütün bunlarda tek suçlu benim.kabul ediyorum.ama toyum onu da kabul ediyorum.durmayacağım.bazen hayatımızda çoğu şeyi kaybedebileceğimiz hataları yapabileceğimizi kabullenmeliyiz.küllerimizden doğarız yine.basit olan ölümün kendisidir.yoksa yaşarken herşeyden vazgeçmek zordur.sıkıysa da vazgeçeyim.Allah'ım bizleri yolundan ayırma.ben kendimi yeterince tanımıyorum ama bencil,insnaları ezebilen,paraya önem veren,arkadaşlığın gereksiz olduğunu düşünen,kendini bırakmış olduğu halde herşeyin güzel gitmesini isteyen bir insan olmak istemiyorum.elbette ailem çok önemli,ama dostluk da öyle.belki hiç tatmadığım aşk da.ama gerçekten insana özgü ne varsa yine büyük bir gerçeklikle yaşamak istiyorum,yalandan değil.gerçekten sevmek,büyük bir yüreklilikle paylaşmak,derinden hissetmek,derinden akıllı olmak
istiyorum.
hah,o acı inliti kayboldu,şimdi gerçekten uğultu diyebileceğim şey var dışarda.gerçi bu daha mı iyi bilmiyorum.rüzgar çok şiddetlendi.balkonun kapısı kırılacak diye de korkmuyor değilim.arkadaşlar cidden korktum.eğer önümüzdeki 5 gün içinde buraya yazmazsam anlayın ki bina başıma çöktü.yatsam iyi olacak.en azından uyurken korkmam.
ayrıca söylemeden geçemeyeceğim.nil karaibrahimgilin ben ona resmen aşığım ismindeki o çok güzel parçasından da nefret ediyorum.bana hem kötü şeyler hatırlattığından ,hem de kıskanmama sebep olduğundan.