sürgüde eğitim
Sürgücünün en büyük sorunlarından birisi de eğitimdir. Bu gün kıt kanaat, türlü zorluklarla yarım yamalak bir eğitim aldığımızı hepimiz biliyor. Eğer şimdi istediğimiz hedeflere gelememişsek eğitim eksikliğimizden kaynaklanıyor. Hadi bizler yarım yamalak da olsa bir şekilde okuduk, ya maddi imkânları olmadığından dolayı okuyamayan ağabeylerimiz, ablalarımız ve kardeşlerimiz? Şu anda onların hangi hayat zorlukları ile boğuştuklarını hepimiz görüyoruz. Sürgücüde bizden 10 yaş küçük olan erkek veya bayan kardeşlerimiz bile fiziksel olarak bizden 15 yaş büyük gösteriyorlar. İşte bunun tek sebebi eğitimsizliktir. Eğitimsizliğin sonucu ise işsizliktir, Fakirlik ve yaşam zorluklarıdır. Madem en büyük sorunumuz eğitim o zaman bir şeyler yapmamız gerekmiyor mu? Her şeyi devletten beklememeliyiz. Eğer yapılmış olan bir şey var ise onlara en iyi şekilde sahip çıkıp, korumalıyız. O nedenle sitemizin ikinci başlığını EĞİTİM yapıp Sürgücüdeki eğitimle ilgili gerekli bilgileri yayınladım. Bu öğretmenlerimize moral öğrencilerimize de çalışmak için cesaret verdi. Bununla kalmadım 2002 yılından bu yana çeşitli zamanlarda İstanbul’daki yayın evlerini dolaşarak veya nazımın geçtiği kişilerden koliler dolusu kitapları temin edip Sürgücü ilköğretim okuluna otobüsle veya bizatihi ben götürerek ulaştırdım. Buradaki Üniversiteli gençlerimiz için ise gene aynı bir şeyler yapmaya çalıştım.
SÜRGÜCÜ LİSESİ
Beldemizde LİSE yapılması için 2003 yılında, İşadamımız Sayın Musa AKAR ile Çankaya daki bürosunda görüştüm. Sayın Musa AKAR isteğimize olumlu baktı. Uygun bir arsa bulunması halinde Lise yapacağının sözünü verdi. 2007 de Lise için de Savur Kaymakamlığı tarafından arsa satın alınınca, Musa AKAR’ın Lise sözünü İlçe Milli Eğitim Şube Müdürüne ilettim. Daha sonra arsa alınıp yapımına başlanan Lise için İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünden aldığım bilgilere göre Protokol hazırlanıp Musa AKAR’A gönderilmiş o da kabul etmemiş. Bu konuyu Musa AKAR’ın (yeğeni) yanında çalışan okul arkadaşım Davut Aranır'asordum. “
Davut ARANIR: Evet protokol gönderdiler. Onlar sadece okul için para verilmesi ve bunun karşılığında okula Musa AKAR ismi vereceklerini söylediler. Ama yapım işini başka mütaahide vermişlerdi. Dayım dedi ki: Ödenek ne olursa olsun az ya da çok her türlü masrafı ben karşılarım. Eğer okul projede 3 kat ise ben 4 kat ve sağlam yapacağım. Ben 30 yıldır Türkiye’de mütaahitlik yaptım en güvenli devlet binalarını ben yapıyorum. Bunun inşaatını ben yapmadıktan sonra ne anlamı var ... dedi ”
Evet görüldüğü gibi bence bu konuda Musa AKAR da kendince haklıdır.
EĞİTİM YARDIMI:
İşte bütün bunları söylememin amacı bizler ne yapabiliriz. Bizler niye bir şey yapmak için çaba sarf etmiyoruz? Yoksa bak işte ben yaptım, ben ettim diye kendimi ön plana çıkarmak mantığı değildir. Buna ihtiyacım da yoktur. Bu nedenle bütün Sürgücülülerden ve İşadamlarımızdan beklediğim Sürgücüye ve Sürgücülülere maddi manevi katkı sağlamaları. Eğer hiç yapacakları bir şey yoksa en azından maddi durumu yetersiz olan Üniversiteli öğrencilerimize Eğitim yardımı yapsınlar. Bütün Üniversiteli ve Lise öğrencilerimizin isimleri sitemizin EĞİTİM bölümünde liste halinde verilmiş. Herkes maddi imkanları ölçüsünde bir ya da birkaç öğrencimize eğitim yardımı yapsın. Gençlerimizi Burs verecek Belediyelerin, Vakıf ve Derneklerin köşesinde niye mağdur edelim. İşin gerçeği bursu veren her kurum bursu öncelikle kendi yakın çevresindekilere veriyorlar. Böyle olunca başvuran gerçek ihtiyaç sahiplerine sıra gelmiyor. Bu konuda babası vefat etmiş ve hiçbir geliri olmayan Sürgücülü bir öğrencimizi örnek verebilirim. 3 yıldır İstanbul’daki bir Mardin Vakfına başvuruyor. İlk 2 yıl daha okullar açılmadan önce başvurduğu halde başvurular bitti denilip, öğrencimizin başvurusunu almıyorlar. Neyse ki gencimiz edindiği tecrübeyle bu yıl da başvuruyor. Ancak başvuruyu alan bayan görevli bursun kesin olarak çıkmayacağını öğrencimize söylüyor. Tabi nedeni şu burs sadece 50 kişiye veriliyormuş. Tabi o da ancak yöneticilerin yakınlarına yeter. İhtiyaç sahiplerine sıra gelirmi?
Sürgücünün en büyük sorunlarından birisi de eğitimdir. Bu gün kıt kanaat, türlü zorluklarla yarım yamalak bir eğitim aldığımızı hepimiz biliyor. Eğer şimdi istediğimiz hedeflere gelememişsek eğitim eksikliğimizden kaynaklanıyor. Hadi bizler yarım yamalak da olsa bir şekilde okuduk, ya maddi imkânları olmadığından dolayı okuyamayan ağabeylerimiz, ablalarımız ve kardeşlerimiz? Şu anda onların hangi hayat zorlukları ile boğuştuklarını hepimiz görüyoruz. Sürgücüde bizden 10 yaş küçük olan erkek veya bayan kardeşlerimiz bile fiziksel olarak bizden 15 yaş büyük gösteriyorlar. İşte bunun tek sebebi eğitimsizliktir. Eğitimsizliğin sonucu ise işsizliktir, Fakirlik ve yaşam zorluklarıdır. Madem en büyük sorunumuz eğitim o zaman bir şeyler yapmamız gerekmiyor mu? Her şeyi devletten beklememeliyiz. Eğer yapılmış olan bir şey var ise onlara en iyi şekilde sahip çıkıp, korumalıyız. O nedenle sitemizin ikinci başlığını EĞİTİM yapıp Sürgücüdeki eğitimle ilgili gerekli bilgileri yayınladım. Bu öğretmenlerimize moral öğrencilerimize de çalışmak için cesaret verdi. Bununla kalmadım 2002 yılından bu yana çeşitli zamanlarda İstanbul’daki yayın evlerini dolaşarak veya nazımın geçtiği kişilerden koliler dolusu kitapları temin edip Sürgücü ilköğretim okuluna otobüsle veya bizatihi ben götürerek ulaştırdım. Buradaki Üniversiteli gençlerimiz için ise gene aynı bir şeyler yapmaya çalıştım.SÜRGÜCÜ LİSESİ
Beldemizde LİSE yapılması için 2003 yılında, İşadamımız Sayın Musa AKAR ile Çankaya daki bürosunda görüştüm. Sayın Musa AKAR isteğimize olumlu baktı. Uygun bir arsa bulunması halinde Lise yapacağının sözünü verdi. 2007 de Lise için de Savur Kaymakamlığı tarafından arsa satın alınınca, Musa AKAR’ın Lise sözünü İlçe Milli Eğitim Şube Müdürüne ilettim. Daha sonra arsa alınıp yapımına başlanan Lise için İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünden aldığım bilgilere göre Protokol hazırlanıp Musa AKAR’A gönderilmiş o da kabul etmemiş. Bu konuyu Musa AKAR’ın (yeğeni) yanında çalışan okul arkadaşım Davut Aranır'asordum. “
Davut ARANIR: Evet protokol gönderdiler. Onlar sadece okul için para verilmesi ve bunun karşılığında okula Musa AKAR ismi vereceklerini söylediler. Ama yapım işini başka mütaahide vermişlerdi. Dayım dedi ki: Ödenek ne olursa olsun az ya da çok her türlü masrafı ben karşılarım. Eğer okul projede 3 kat ise ben 4 kat ve sağlam yapacağım. Ben 30 yıldır Türkiye’de mütaahitlik yaptım en güvenli devlet binalarını ben yapıyorum. Bunun inşaatını ben yapmadıktan sonra ne anlamı var ... dedi ”
Evet görüldüğü gibi bence bu konuda Musa AKAR da kendince haklıdır.
EĞİTİM YARDIMI:
İşte bütün bunları söylememin amacı bizler ne yapabiliriz. Bizler niye bir şey yapmak için çaba sarf etmiyoruz? Yoksa bak işte ben yaptım, ben ettim diye kendimi ön plana çıkarmak mantığı değildir. Buna ihtiyacım da yoktur. Bu nedenle bütün Sürgücülülerden ve İşadamlarımızdan beklediğim Sürgücüye ve Sürgücülülere maddi manevi katkı sağlamaları. Eğer hiç yapacakları bir şey yoksa en azından maddi durumu yetersiz olan Üniversiteli öğrencilerimize Eğitim yardımı yapsınlar. Bütün Üniversiteli ve Lise öğrencilerimizin isimleri sitemizin EĞİTİM bölümünde liste halinde verilmiş. Herkes maddi imkanları ölçüsünde bir ya da birkaç öğrencimize eğitim yardımı yapsın. Gençlerimizi Burs verecek Belediyelerin, Vakıf ve Derneklerin köşesinde niye mağdur edelim. İşin gerçeği bursu veren her kurum bursu öncelikle kendi yakın çevresindekilere veriyorlar. Böyle olunca başvuran gerçek ihtiyaç sahiplerine sıra gelmiyor. Bu konuda babası vefat etmiş ve hiçbir geliri olmayan Sürgücülü bir öğrencimizi örnek verebilirim. 3 yıldır İstanbul’daki bir Mardin Vakfına başvuruyor. İlk 2 yıl daha okullar açılmadan önce başvurduğu halde başvurular bitti denilip, öğrencimizin başvurusunu almıyorlar. Neyse ki gencimiz edindiği tecrübeyle bu yıl da başvuruyor. Ancak başvuruyu alan bayan görevli bursun kesin olarak çıkmayacağını öğrencimize söylüyor. Tabi nedeni şu burs sadece 50 kişiye veriliyormuş. Tabi o da ancak yöneticilerin yakınlarına yeter. İhtiyaç sahiplerine sıra gelirmi?
