Tarihte İlk İnsan Hakları Mahkemesi Ne Zaman Açıldı Biliyor musunuz ?

T

TİTAN

Forum Okuru
Tarihte İlk İnsan Hakları Mahkemesi Ne Zaman Açıldı Biliyor musunuz ?
ilk insan hakları mahkemesi ne zaman kuruldu nerede kuruldu insan hakları ile ilgili bilgiler burada melekler. Bildiğiniz gibi ülkelerinde görülen davalarında haksızlığı uğrayanlar hemen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuruyorlar melekler. Haksızlığa uğradıklarını düşünenlerin, haklarını arama konusunda gidebildikleri son nokta burası. Adalet o kadar hassas ve önemli bir konu ki. Ve mahkemelerde görevli hakimlerin savcıların omuzlarında ki yük öyle ağır öyle ağır ki. Doğrusu onların yerinde olmak istemezdim. Tarih adaletiyle , insan hakları konusunda ki hassasiyetiyle nam salmış muhteşem insanlarla dolu. Bunların en başında da Hz.Ömer gelir. Peki hiç düşündünüz mü , tarihte ilk insan hakları mahkemesi ne zaman kuruldu ? Hemen makalemize geçelim :)


insan_haklari-3c6.jpg



Hicretin 17. senesinde Halife Hazreti Ömer, ziyaretçi çokluğundan dolayı Resulüllah’ın mescidini genişletmek istemişti. Bunun için Türbe-i Saadet’in etrafındaki arsaları istimlak edip mescide katması gerekiyordu.
Çevredeki arsa ve ev sahiplerine tekliflerde bulundu:
– Evinizi, arsanızı Resulullah’ın mescidini genişletmek için satın almak istiyorum. Kimse malına değerinden aşağısını vereceğimi sanmasın. Herkes kıymetini söylesin, gönlünden geçirdiği fiyatı bildirsin. Resulullah’ın mescidine zorla alınmış arsa ilave etmeyi düşünmüyorum.
Herkes arsa ve evinin değerini söyler, binalar, arsalar satın alınır, Resulullah’ın mescidi genişletilmeye müsait duruma gelir. Ancak bir pürüz var. Onu da halletmek gerekiyor.

Mescid-i Nebevi, Medine, S. Arabistan
– Nedir o pürüz?
Hazreti Abbas. Abbas, arsasını satmak istemiyor. Mescide de olsa vermeyi düşünmüyor.
Halife bizzat meşgul olur, tekliflerini tekrar eder:
– Ya Abbas, arsanın değerinden aşağısını vermeyi düşünmüyoruz. Resulullah’ın mescidine böyle zorla alınmış bir arsa ilave etmeyi de uygun bulmuyoruz. Şayet verilen fiyat az geliyorsa emsallerinden de fazla fiyat vereyim, arsanı ver de bu iş bitsin. Mescid-i Nebi ziyaretçileri içine alacak genişliğe ulaşmış olsun, ihtiyacı karşılayacak hale gelsin.
Hayret! Abbas’tan beklenmeyen tavır:
– Hayır, mülk benimse fazla fiyat verseniz de satmak istemiyorum. Zorla alacaksanız o başka!
İçinden çıkılmaz bir durum söz konusu olunca Halife olayı mahkemeye intikal ettirir. Hakim meşhuk hukukçu Übeyd bin Kab.
Taraflar huzurdalar. Devletin iddiası:
– Biz yönetim olarak Abbas’a değerinden fazla fiyat verdik, artık diretmemeli, arsasını vermeli ki, Resulullah’ın mescidi ihtiyacı karşılayacak şekilde genişleme imkanı bulsun.
Abbas’ın cevabı:
– Arsa benimse, mülküme ben sahipsem, değerinden fazla da verseler vermek istemiyorum. Ne para zoruyla, ne de mescide ilave etmek iddiasıyla mülkümü elimden kimse alamaz.
Mahkemenin kararı:
– İslam hukukunun gereği kimse başkasının mülküne ve arazisini isterse para zoruyla olsun, alamaz. Mescid için de olsa mal sahibini zorlayamaz. Abbas’ın mülkü Abbas’ta kalacak, hükümet istimlak için zorlamayacaktır.
Mahkemenin tartışma götürmez bu kararı kesinleştikten sonra taraflar kalkıp gitmek üzere kapıya yönelmişken bir ses işitilir. Bu ses Abbas’tan başkasının sesi değildir.
Bakın ne diyor Abbas:
– Ya Übey, mahkeme bitmiş, karar kesinleşmiştir değil mi?
– Evet mahkeme bitmiş, karar kesinleşmiştir. Kimse senin arsanı fazla fiyat vererek de olsa zorla alamaz.
– Öyle ise der, şimdi beni dinleyin. Mahkemenize açıkça ifade ediyorum. Arsamı şu andan itibaren Resulullah’ın mescidine ilhak edilmek üzere hibe ediyorum. Hem de tek kuruş almadan, hiçbir maddi menfaat beklemeden. Hepiniz şahit olun, parayla alınamayan arsam, hiçbir karşılık verilmeden Resulullah’ın mescidine hibe edilmiştir ve mülk bu andan itibaren halifenin tasarrufuna girmiştir.
Übeyd bin Kab’ın sorusu:
– Ey Abbas, neden böyle bir tutumu tercih ettin? Önce aşırı fiyatla da olsa vermedin, şimdi ise parasız hibe ediyorsun?
Abbas’ın kitaplık çapta cevabı tek cümleden ibaret:
– İslam’ın insan haklarına gösterdiği saygıyı dünyaya duyurmak için!…
 
Geri
Üst