Tarot açtırmanız için bilmeniz gerekenler**yenilendi

tarot baktırmak istiyorum
Sevgili emingözde, Handanca uzun zamandır sitemizde yok bebeği oldu geldiğinde buradan onunla iletişime geçebilirsin. Fakat şu anda belirttiğimiz üzere burada yok. Uzunca bir zamanda olamayacak diye düşünüyorum. Bilginiz olsun.
 
sevgili handanca kafam çok karışık küçük kızım göz ameliyatı olucak büyük ise üniversiteye başlicak buarada da taşınma işimiz var ama yok gibide yani nebileyim bende sana tarot açtırayım dedim belki bakıverirsin diye umarım herşey yoluna girer sevgiler . şimdiden ağzına yüreğine sağlık canım .
 
Bu aslında biraz uzun bir hikaye belki kısa nasıl okuduğunuzla alakalı bi durum...
Benim hikayem benim hiyakem derken masal anlama niyetim yok peri masallarını hep sevmiş olsamda,( hani yakışıklı şövalyenin genç güzel prensesi kurtardığının anlatıldığı masalları ) hayır bu o tipten bir hikaye değil bu anlatılması da yaşanması da kabul edilmesi de son derece zor bir hikaye...

Bu kısımda sanırım kendimden bahsetmem gerekiyor ya da en azından kimim kim değilim nerde doğdum nerede büyüdüm gibi, neyse uzun lafın kısası bir yaz günü bakırköyde özel bir hastanede bundan çok çok da uzun olmayan bir zamanda mühendis bir babanın sanatçı bir annenin minicik kızları olarak gözlerimi dünyaya açtım. Daha doğrusu merhaba dedim ebeye :) Neyse, benden dört sene sonra gene aynı yerde ve gene aynı anne babadan bir kız çocuğu daha dünyaya geldi, her şey başlarda güzeldi. Her şey son derece iyi babamın işleri son derece iyi annemle mutlular ben ve kardeşim fransız liselerine gidiyoruz. Param, arkadaşlarım huzurum, sağlığım yani bir insanın hayatta isteyebileceği herşeye sahibim.

Kendim hakkında şimdilik bu kadar bilgiyi yeterli görüyorum ileride yer geldikçe ya da soruldukça herşeyi seve seve yazarım. Derken birşeylerin ters gittiğini hissetmeye başladım. Her gün annemle babamın ufak tefek tartışmalarına tanık oluyordum, artık neredeyse tomarla sayılacak kadar da para verilmiyodu bize, sanırım artık babamın şirketinde işler eskisi kadar iyi değildi. Durum gitgide daha kötü bir hal almaya başladı ben özel liseden alınmak zorunda kaldım, ama kardeşim gene devam ettiği fransız lisesine gidiyordu, durumumuz sadece onun okulunda kalmasına izin verecek bir hal almıştı. Ses çıkarmadım zaten durumumdan çok şikayet eden biri değilimdir. Aradan bir sene geçtikten sonra babamın şirketinin iflas etmek zorunda olduğu haberini aldık ve ben içten içe duruma çok üzülüyodum, bu öyle garip bir durum ki birinin zenginliğe alışması saniyesini almazken bir zenginin fakirliğe alışması senelerini alıyodu.

Hemen hemen herşeyi satmaya başladılar, anneme dedemden kalan büyük büyük evleri, arsaları her şey satılıyordu, bu durumdan annem babamı suçlu tutuyodu, ben söylememe gerek yok yıkılmıştım. Anlayacağınız benim yalancı cennetimde işler bozulmuştu.

Derken annem kafasını toplamak için çünkü; oda son derece yıpranmıştı. Beni ve kız kardeşimi yanına alarak izmitteki halamın yanına gitti. Hiç unutmuyorum harika bi yaz günüydü, izmitte her yer yemyeşildi, harika kokan çiçekler vardı. Annem halamla sarıldı, halam bizi öptü kokladı onların durumu iyiydi gerçi hala iyi neyse annem ağlamaya başladı ben sessiz sessiz kenarda oturdum ve sadece dinliyordum. Kendi kendime geçer herhalde diye düşündüğümü hatırlıyorum.

Ve asıl konuya geliyoruz, akşam oldu çoktan akşam yemekleri yenmişti ben o zamanlar ergenliğe yeni girmiştim, kadınlar ne demek istediğimi iyi anlamışlardır öyle bir dönemde bi de bu kadar ciddi sorunlarla başa çıkmak benim için oldukça zordu, herkes içeride çay içiyordu hava kararmıştı. Saatin geç olması gerekiyor çünkü; yazları hafa onda falan kararıyordu neyse ben bahçeye gittim, çiçeklere bakıyordum bahçede olan bitenleri inceliyordum, orada bi tulumba olduğunu fark ettim, tulumbanın yanına gittim, acaba bundan su çıkarabilir miyim diye düşündüm. Biraz zorlansam da hatta baya bi uğraştım, ama su çıktı ayaklarım terliklerim sırılsıklam olmuştu ama su çıkardım hatta içtim tadı biraz acıydı. Tulumbanın başında baya bir oyalandım ayaklarım artık üşümüştü garip bi şekilde bana da üşüme gelmişti, sudan diye düşündüm eve geldim yattım uyudum....

İzmit tatilimiz bitti, eve geldik işler düzeldiğinden değil de bizim alıştığımızdan artık daha bir normale dönmüştü hayat, annemle babamın arası hala bozuktu. Bunu belirtmeden geçemiycem hala bozuk, kendimde bir gariplik hissettim geceleri bazı sesler duyuyordum birinin bana bir erkek sesini özellikle duyuyordum, battaniyeme, yorganıma dokunulduğunu hissediyordum. Korkuyodum ama baş edebiliyordum ve bu durum oldukça nadir oluyordu. Derken yıllar geçti ben üniversite sınavına hazırlanırken buldum kendimi, resim yapmayı bişeyler çizmeyi oldum olası sevmişimdir. Bu yüzden olsa gerek hep güzel sanatlar fakültesinde bi bölüm düşündüm. İç mimarlık ya da resim, tekstil, moda tasarımı bunlardan biri olursa çok sevinirdim. Ben bu arada bu maddi zorluğun bi şekilde üstesinden gelmeye çabalıyordum. Ve sanki bir zamanlar Marc Jacobs giyen kız ben değilmişim, en iyi yerlerde yemek yiyen en pahalı şeyler alan kız değilmişim gibi, kendimi bi kafede kahve yapar bazende bulaşık yıkarken buldum. Bunları sanki çok normalmiş gibi anlatıyorum, bakmayım Allah (c.c) kimsenin başına vermesin ama başka şansım yoktu, yanlış şeyler yapmayı kendime yakıştıramazdım. Bir yandan çalıştım bir yandan da aldığım parayı yetenek sınavlarına girenler bilir, hazırlık atölyelerine veriyordum. İstanbuldaki en iyi güzel sanatlar fakültekerinden birine girdim. Çok ama çok sevindim bu arada hala okuyorum üçüncü sınıftayım.

Bu okulun benim hayatıma kattığı en önemli şey arkadaşım G. ona G demek istiyorum, adının geçmesi onu deli eder biliyorum. :) Okulda merdivenlerde karşılaştık o tasarım okuyo, il anda sevdik birbirimizi ve çok iyi arkadaş olduk. Hatta arakdaştan öte kardeş diyebilirim. İleride kendisi sık sık geçeceği için şimdilik Bay G ye hoşçakal demek istiyorum.

Hazırlanırken güzel sanatlara daha kazanmamışken bu duyduğum sesler, bana dokunmalar daha farklı bir hal almaya başladı, konuşmalar anlamlıydı yani benimle normal şekilde konuşmaya başlamışlardı, Ne kadar korktuğumu bi Allah bir ben bilirim, bu olaylara bir de imajlar eklendi, dönüp duran ışıklar, bunlar her renk olabilen ışık yani sadece beyaz değil ya da sarı turuncu yeşil nasıl anlatılır, çok zor. Çok düşündüm böyle bişey nasıl oldu nasıl olmuş olabilir, benden ne istiyolar hem korkuyo hem anlamlandırmaya çalışıyodum, bu durum normal bi şekilde açıklanamaz, annem beni göz doktoruna götürdü hatta bi keresinde ışıklar görüyorum diye uzun uzun anlattım. Ama bişey olmadığını söyledi doktor. Buradan da bi cevap alamamıştım, peki benden ne istiyolardı onu bilmek çok istedim, derken kızlarla oturmuştuk üniversiye sınavına az bi zaman kala muhabbetler edildi, sohpet şu bu derken, kahve yapıldı, içildi fal kapattı kızlar ee kim kime bakacak dedik, aman sen bana bakarsın ben sana o şuna şeklinde, derken ben çocukluk arkadaşımın, sevgilisinin kardeşine baktım, fincanı elime aldığımda hissettiklerimi anlatmaya sanırım başarılı olamam. Bu aslında o kadar komik bi durum ki, annemin arkadaşları ya da normal insanlar diyelim, annemin arkadaşları da normal bu arada :) neyse normal insanlar, uzun çüzgi görür yol der, ne bileyim kuş görür haber der, at görür kısmet der, peki ben o kızın fincanın da ne gördüm ? Erkek arkadaşını, o an şok oldum ama bunu belli de edemezdim, belki yerimde başka biri olsa farklı davranırdı ?ama; ben olduğu gibi rol yapmayı sevmeyen sakin biriyimdir, dedim ki erkek arkadaşının adı Ferhat mı ? Kızın bakışlarını görmeliydiniz, -eveeet Ferhat, pardon tanıyo musun dedi ? Ben de gülmekle şoka girmek arasında kalsamda ben ikisinide değil şokumsu bir gülümsemeyle hayır , gözüküyo dedim. Kız buna da şaşırdı ama sanırım görenler kendileri olmayınca yani bunu yapan bi bakan olduğunda çok rahat oluyolar, neyse devam et dedi. Ben adını söyledim, nasıl göründüğünü anlattım ama adamı ayan beyan görüyodum, hala aklımdadır, sacları koyu arkaya taranıktı. Ne zamandır çıktıklarını, çocuğun bu kızı, kızın bi akrabasıyla aldattığını söyledim kızın adının üç harfini verdim, kız o an kalktı ve gitti. Herkes ne olduğunu anlamaya çalıştı, kendinizinde orada olduğunu düşünsenize, şaka olsun diye eğlenmek için fal baktırıyorsunuz ve böyle birşey çıkıyo karşınıza. Bana ne olduğunu ne yaptığımı sordu diğer kızlar ben de fal baktığımı söyledim, onlarda bunun normal bişey olmadığını defalarca söylediler ve bana uzaylı gibi bakmalarına da engel olamadım tabii. :) Bu haber hızla yayıldı, kızlar annelerine onlar başkalarına başkaları akrabalarına derken ben inanılmaz fal bakan o kısa boylu kız oldum. İnsanlar kapımıza geliyodu, bir kere selam verdiğim biri ya da bir arkadaşım bir tanıdığını alıp bizim kapımızı çalıyodu, annem sıkılmaya başlamıştı bu işten, Allahtan üniversiteyi kazandım, ve bu olay en azından eve gelmeler bitti.

Derken, okula gidip geliyorum, G ile arkadaşız ona hiç bahsetmedim, bu durumumdan belki yanlış anlar yanlış düşünür diye söylemedim ama geceler kabusa dönmeye başlamıştı, bi gece battaniyeme dokuldu ve benimle konuştu o harika erkek sesi, bende bildiğim duaları okumaya başladım, ve o ses bana ne dedi biliyo musunuz ? korkup da gidicem mi sanıyosun...

Okula geldim ama yüzümden düşen bin parça kime anlatsan olmaz derslere yoğunlaşmaya çalışıyorum ama nerdeee, G ne bu halin neyin var dedi, Allah herkese G gibi arkadaş dost nasip etsin. G modayı deli gibi bilir bütün makyaj malzemelerinin parfümlerin en iyisini bilir, inanılmaz bakımlı ve tanıyabileceğiniz en zeki en iyi kalpli insanlardan biridir, bu arada erkek. Daha fazla açıklamayım elbet bi gün okur bunları :) Bende ona anlattım, başta anladı çünkğ hemen hemen her konu hakkında az çok bilgisi olan biridir. Tamam dedi bana bak, tamam dedim baştan istemedim ama tamam dedim neye bakıyosun kahveye mi dedi, bende fark etmez dedim su da olur, koştu ve kantinden bi bardak su aldı geldi. boş bir sınıfa girdik, ne için bakacaz dedim, sen bak işte ama biri var dedi hoşlanıyorum onun için bak bakalım dedi, ama eminim bu kadarını o da beklemiyodu, adını söyledim en yakın arkadaşının adını söyledim, şu an deniz kenarında havlularla kurulanıyolar ara sor dedim. Evlenecek hatta düğünleri deniz kenarında bi yerde olacak dedim. Çocugun annesini tarif ettim, uzun uzun baktım, çünkü Gnin fikri benim için çok önemliydi. Derken bitti. Bana sen ne yaptın kız dedi. Bende fal baktım dedim :) O da bana saçmalama bu falsa milletin baktıkları ne dedi. Beni yorduğunu yıprattığını da biliyordu bu durumun, bana yardım etmek için her yolu denedi, psikiyatriye gittik, doktora herşeyi anlattım, doktor bana acıyan gözlerle baktı öyle şey olur mu dedi, yeşil reçeteli haplar yazdı. Bu kez de yürüyen duvar gibiydim, ayrıca seslere engel olmamıştı. G bu yaramadı sen hocalıksın dedi, Sakarya da bana hoca buldu sanki o hoca biraz işe yaradı ama gene tam anlamıyla gitmemişlerdi.

Ünümde gitgide artıyordu, fal öyle bişey ki ya da benim yaptığım herneyse G ye göre ben fal bakmıyorum bakım yapıyorum bu arada, bu öyle bişey ki insanlar hiç tanımadığı hayatta hiç görmediği birinden annesinin adını ya da sevgilisinin adını, ya da çocuklarını işlerini duyunca inanılmaz etkileniyor. Bende elimden geldiği kadar insanlara bakmaya yardım etmeye çalışıyorum....
 
Geri
Üst