Tevbe Kapısı Açılmışken

M

Misafir

Forum Okuru
Tevbe Kapısı Açılmışken
tevbe kapısı kapanmadan uyanın
Üç aylarında hululi ile açılan tevbe kapılarından istifade etmeli ve bu mübarek ayların feyzinden yararlanmalıyız. Rahmeti geniş ve sınırsız olan Rabbimizden, yaptığımız hatalardan dolayı özür ve af dileme fırsatını değerlendirmeliyiz. İnsanoğlu herşeyden önce dünya'ya;"Niçin gldiğini, nereden geldiğini ve nereye gideceğini" bilmelidir. Hâris İbn. Süveyd anlatıyor: "Abdullah İbn. Mes'ud (R.A) bize iki hadis rivayet ediyor. Bunlardan biri Hz. Peygamber (S.A.V)'dan, diğeri ise, kendisinden. Dedi ki: "Mü'min günahını şöyle görür: "O, sanki üzerine her an düşme tehlikesi olan bir dağın dibinde oturmaktadır. Dağ düşer mi diye korkar durur. Fâcir ise, günahı burnunun üzerinden geçen bir sinek gibi görür" İbn. Mes'ud bunu söyledikten sonra eliyle, Şöyle diyerek, burnundan sinek kovalar gibi yapmıştır.
Sonra dedi ki: "Ben Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın şöyle söylediğini duydum: "Allah, mü'min kulunun tevbesinden, tıpkı şu kimse gibi sevinir: "Bir adam hiç bitki bulunmayan, ıssız, tehlikeli bir çölde, beraberinde yiyeceğini ve içeceğini üzerine yüklemiş olduğu bineği ile birlikte seyahat etmektedir. Bir ara (yorgunluktan) başını yere koyup uyur. Uyandığı zaman görür ki, hayvanı başını alıp gitmiştir. Her tarafta arar ve fakat bulamaz. Sonunda aç, susuz, yorgun ve bitap düşüp: "Hayvanımın kaybolduğu yere dönüp orada ölünceye kadar uyuyayım" der. Gelip ölüm uykusuna yatmak üzere kolunun üzerine başını koyup uzanır. Derken bir ara uyanır. Bir de ne görsün! Başı ucunda hayvanı durmaktadır, üzerinde de yiyecek ve içecekleri. İşte Allah'ın, mü'min kulunun tevbesinden duyduğu sevinç, kaybolan bineğine azığıyla birlikte kavuşan bu adamın sevincinden fazladır. "
Müslim'in bir rivayetinde şu ziyâde var: "(Sonra adam sevincinin şiddetinden şaşırarak şöyle dedi: "Ey Allah'ım, sen benim kulumsun, ben de senin Rabbinim."(Buharî).
----
Zirrü'bnü Hubeyş anlatıyor: "Saffân İbn. Assâl el-Murâdî (R.A) bize, Resülullah (S.A.V)'ın şöyle söylediğ'ini rivayet etti:
"Mağrib cihetinde bir kapı vardır. Bu kapının genişliği -veya bunun genişliği binekli bir kimsenin yürüyüşüyle- kırk veya yetmiş senedir. Allah o kapıyı arz ve semaları yarattığı gün yarattı. İşte bu kapı, güneş batıdan doğuncaya kadar tevbe için açıktır. "(Tirmizî).
Ebü Hüreyre (R.A) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim güneş batıdan doğmazdan evvel tevbe ederse Allah tevbesini kabul eder."(Müslim).
İbn. Ömer (R.A) anlatıyor: "Resûlullah (S.A.V) buyurdular ki: "Son nefesini vermedikçe Allah, kulun tevbesini kabul eder.
(Tirmizî).
Ebü Musa (R.A) anlatıyor: Hz. Peygamber (S.A.V) buyurdular ki: "Aziz ve Celil olan Allah, gündüz günah işleyenlerin tevbesini kabul etmek için geceleyin elini açar.
Gece günah işleyenlerin tevbesini kabul etmek için de gündüz elini açar, bu hal, güneş batıdan doğuncaya kadar devam edecektir. Burada "el", Allah'ın ihsan ve fazlından kinayedir.(Müslim).
Hz.Enes (R.A) anlatıyor: Resûlullah (S.A.V) buyurdular ki: "İnsanoğlunun herbiri hatakârdır. Ancak hatakârların en hayırlısı tevbekâr olanlarıdır."
(Tirmizî).
Evet, önümüzde bu kadar müsamaha ve açık kabül kapıları varken, Yaradanımızın bu af ve mafiretinden niçin yararlanmayalım.Bütün canlılar fanidir. Bütün canlılar, şüphesiz ki, ölümü tadacaktır. Öyleyse o, acı gün gelip çatmadan affolunma'nın feyzine ulaşalım.
Haram yediysek, helallık dileyerek, Kalp kırdıysak, gönül alarak, haram yediysek tevbe ederek, Rabbimizin rızasına kavuşmayı amaç edinmeliyiz. Acabaa... dememeliyiz. Ümidimizi kesmeden, günahlarımız ne olursa olsun Rabbimizin O geniş rahmet deryasından hazzımızı almalıyız.
Üç ayların feyzi ve rahmeti ümmeti Muhammedin üzerine olsun.

İhsan Muslu
 
Geri
Üst